ZEVÂİD

(الزوائد)

Bazı hadis kitaplarında yer aldığı halde muteber hadis kaynaklarında bulunmayan rivayetleri bir araya getiren eserlerin ortak adı.

Sözlükte “fazlalık, ziyade, ilâve” anlamlarındaki zâidenin çoğulu olan zevâid kelimesi, hadis ilminde bir veya birkaç hadis kitabının Kütüb-i Sitte gibi temel kaynaklardan fazla veya farklı olarak ihtiva ettiği hadisleri konularına göre bir araya getiren eserleri ifade eder. Zevâid kitapları hadislerin ayrı ayrı eserlerde tekrarlanmasını önlemek amacıyla hazırlanmıştır. Müsned veya mu‘cem hadisleri senedleriyle beraber içine alan bir kitap Śaĥîĥayn yahut Kütüb-i Sitte gibi muteber hadis kitaplarıyla karşılaştırılır ve onlardan fazla olarak ihtiva ettiği hadisler tesbit edilir. Böylece herhangi bir konuda hadis arayan bir kişi onlarca esere başvurmak yerine önce Kütüb-i Sitte’ye, daha sonra zevâidlere bakmak suretiyle aradığı hadislere rahatça ulaşabilir. Zevâid kitapları câmi‘ türüne uygun biçimde konularına göre tasnif edilmiş, bu eserlerdeki hadislerin başlıkları ile Śaĥîĥayn veya Kütüb-i Sitte gibi hadis kaynaklarının konu başlıkları arasında paralellik kurulmuş ve zevâidi çıkarılan eserlerin hadislerine daha kolay ulaşılması sağlanmıştır. Zevâid müellifleri, çalışmalarına esas kabul ettikleri eserlerdeki rivayetleri hiçbir ayırıma tâbi tutmadan değerlendirdikleri için bu eserlerin içerdiği mevkuf, maktû‘, zayıf ve hatta mevzû rivayetleri de aynen eserlerine almışlardır. Zira onların amacı hadislerin sahihlerini zayıflarından ayırmak değil sadece esas alınan kitaplardan fazla olarak bulunan hadisleri belirlemektir. Bu âlimler ayrıca eserlerinde zikrettikleri hadislerin sıhhat durumu ve râvileri hakkında bilgi verdiklerinden okuyucuları bu konuda da uyarmış olurlar. Zevâidi çıkarılan kitaplarda muteber hadis kaynaklarında yer almayan birçok hadis mevcut olup bu eserlerde ilim adamlarının dikkatinden kaçan önemli bilgiler görülür. Söz konusu kitapların bazılarından faydalanma zorluğu ve bir kısmının zayıf hadis ihtiva etmesi âlimlerin bu hadisleri dikkatli bir şekilde değerlendirmesine vesile teşkil etmiş, dolayısıyla bu olumsuzlukları ortadan kaldıran zevâidlere ilgi duyulmuştur. Zevâid türünde eser veren müelliflerin ilkinin Moğultay b. Kılıç (ö. 762/1361) olduğu kabul edilmekte, ancak Zevâǿidü İbn Ĥibbân Ǿale’ś-Śaĥîĥayn adlı eserinin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. Daha sonra İbnü’l-Mülakkın, Kütüb-i Sitte’yi şerhederken bu eserlerde mevcut aynı hadisleri tekrar tekrar şerhetmemek için altı kitabın birbirine olan zevâidini çıkarmıştır. Çoğu zamanımıza kadar gelmeyen bu zevâidler şunlardır: Şerĥu zevâǿidi Müslim Ǿale’l-Buħârî, Şerĥu zevâǿidi Ebî Dâvûd Ǿale’ś-Śaĥîĥayn, Şerĥu zevâǿidi’t-Tirmiźî Ǿale’ŝ-ŝelâŝe, Şerĥu zevâǿidi’n-Nesâǿî Ǿale’l-erbaǾa, Şerĥu zevâǿidi İbn Mâce Ǿale’l-Kütübi’l-ħamse. Mâ temessü ileyhi’l-ĥâce Ǿalâ Süneni İbn Mâce adıyla da anılan sonuncu eserin bir nüshası Edirne Selimiye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (nr. 487).

Heysemî’nin Zevâidleri. Nûreddin el-Heysemî (ö. 807/1405) zevâid türünün en meşhur simasıdır. Heysemî’nin ilk zevâid çalışması, Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde bulunduğu halde Kütüb-i Sitte’de yer almayan hadisleri tesbit ettiği Ġāyetü’l-maķśad fî zevâǿidi’l-Müsned’dir (nşr. Hallâf Mahmûd Abdüssemî‘, I-IV, Beyrut 1421/2001). Daha sonra hazırladığı zevâidler şunlardır: Bezzâr’ın el-Baĥrü’z-zaħħâr adlı müsnedinin Kütüb-i Sitte’den farklı olan hadislerini derlediği Keşfü’l-estâr Ǿan zevâǿidi’l-Bezzâr (nşr. Habîburrahman el-A‘zamî, I-IV, Beyrut 1399-1405); Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî'nin el-Müsned’i üzerine yazdığı el-Maķśadü’l-Ǿâlî (aǾlâ) fî zevâǿidi Müsnedi Ebî YaǾlâ el-Mevśılî (nşr. Nâyif b. Hâşim ed-Daîs [sadece I. cilt], Cidde 1402/1982; nşr. Seyyid Kisrevî Hasan, I-IV, Beyrut 1413/1993); Hâris b. Ebû Üsâme’nin günümüze ulaştığı bilinmeyen el-Müsned’inin Kütüb-i Sitte’ye zevâidi olan Buġyetü’l-bâĥiŝ Ǿan zevâǿidi Müsnedi’l-Ĥâriŝ (nşr. Hüseyin Ahmed Sâlih el-Bâkerî, I-II, Medine 1413/1992). Buġyetü’l-bâĥiŝ ayrıca Hâris b. Ebû Üsâme’ye ait el-Müsned’in bir bölümünün günümüze ulaşmasını sağladığı için önemlidir. Heysemî, Taberânî’nin üç mu‘ceminden el-MuǾcemü’l-evsaŧ ile el-MuǾcemu’ś-śaġīr’inde yer aldığı halde Kütüb-i Sitte’de bulunmayan hadisleri MecmaǾu’l-baĥreyn fî zevâǿidi’l-muǾcemeyn adlı eserinde toplamıştır (nşr. Abdülkuddûs b. Muhammed Nezîr, I-VIII, Riyad 1413/1992). Yaygın biçimde kullanılan hadis kitaplarındaki birçok nâdir rivayeti ihtiva eden eser zevâid kitapları içinde ayrı bir öneme sahiptir. Heysemî’nin Taberânî’nin el-MuǾcemü’l-kebîr’i üzerine de el-Bedrü’l-münîr fî zevâǿidi’l-MuǾcemi’l-kebîr’i hazırladığı kaynaklarda zikredilmektedir. Ancak Heysemî’nin bu konuda en önde gelen eseri


MecmaǾu’z-zevâǿid ve menbeǾu’l-fevâǿid’dir. Kendisinin hazırladığı beş zevâid kitabını bir araya getirdiği bu eserinde Heysemî rivayetlerin senedlerini zikretmemiş, onun yerine esere alınan hadislerin kaynaklarını ve sıhhat durumlarını belirtmiştir. İlk defa Delhi’de taşbaskı halinde yayımlanan eser (1308/1891) Hüsâmeddin el-Kudsî tarafından neşredilmiş (I-X, Kahire 1352-1353; I-X, Beyrut 1967, 1982, 1986), Abdullah Muhammed Dervîş’in tahkikiyle Buġyetü’r-râǿid fî taĥķīķi MecmaǾi’z-zevâǿid adıyla da yayımlanmıştır (I-X, Beyrut 1414/1994). Heysemî’nin bir diğer zevâidi, İbn Hibbân el-Büstî’nin Kitâbü’t-Teķāsîm ve’l-envâǾ adlı eserinin Śaĥîĥayn’da bulunmayan hadislerini tesbit ettiği Mevâridü’ž-žamǿân ilâ zevâǿidi İbn Ĥibbân’dır (nşr. Muhammed Abdürrezzâk Hamza, Beyrut, ts. [Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye]; nşr. Hüseyin Selîm Esed ed-Dârânî-Abduh Ali Kûşek, I-VIII, Dımaşk 1411-1412/1990-1992). Heysemî ayrıca Zevâǿidü İbn Mâce Ǿale’l-Kütübi’l-ħamse’yi hazırlamıştır (Âsafiye Ktp., nr. 632/1, Hadis, nr. 410).

Bûsîrî’nin Zevâidleri. Heysemî’nin talebesi olan Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî’nin (ö. 840/1436) ilk zevâidi, Beyhakī’nin es-Sünenü’l-kübrâ’sının Kütüb-i Sitte’ye ziyadelerini ihtiva eden Fevâǿidü(Cevâhirü)’l-münteķī li-zevâǿidi’l-Beyhaķī olup eserin üç ciltlik müellif nüshasının son iki cildi Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Hadis, nr. 357), I. cildinin ilk bölümleri de (dîbâce) Gotha Kütüphanesi’nde (Pertsch, II, 122; Brockelmann, GAL, I, 363) kayıtlıdır. Muhammed b. Mahmûd el-Cezâirî, eserin elde bulunan II ve III. ciltlerini el-Muķteŧaf min Fevâǿidi’l-münteķī li-zevâǿidi’l-Beyhaķī adıyla ihtisar etmiştir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 20334b). Bûsîrî’nin en önemli zevâidi İtĥâfü’l-ħıyere (İtĥâfü’s-sâdeti’l-mehere) bi-zevâǿidi’l-mesânîdi’l-Ǿaşere’sidir. Eserde Ebû Dâvûd et-Tayâlisî, Müsedded b. Müserhed, Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî, İbn Ebû Ömer, İshak b. Râhûye, Ahmed b. Menî`‘, Ebû Bekir İbn Ebû Şeybe, Abd b. Humeyd, Hâris b. Ebû Üsâme ve Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’nin müsnedlerinde olup Kütüb-i Sitte’de bulunmayan hadisler bir araya getirilmiştir (nşr. Ebû Abdurrahmân Âdil b. Sa’d-Ebû İshak es-Seyyid b. Mahmûd, I-XI, Riyad 1419/1998). Bûsîrî daha sonra hadislerin senedlerini zikretmeden eserini ihtisar etmiştir (nşr. Seyyid Kisrevî Hasan, I-XI, Beyrut 1417/1996). Miśbâĥu’z-zücâce fî zevâǿidi İbn Mâce adlı eserinde ise Sünenü İbn Mâce’nin Kütüb-i Ħamse’de bulunmayan hadislerini tesbit etmiş ve eser birçok defa yayımlanmıştır (nşr. Muhammed Müntekā el-Kişnâvî, Beyrut 1403/1983; nşr. Muhammed Muhtâr Hüseyin, Beyrut 1414/1983; nşr. Mûsâ Muhammed Ali-İzzet Ali Atıyye, Kahire 1983-1985; nşr. Kemal Yûsuf el-Hût, Beyrut 1406/1986). Zevâǿidü İbn Mâce Ǿale’l-Kütübi’l-ħamse adıyla da anılan bu eseri bazı araştırmacılar Bûsîrî’nin Miśbâĥu’z-zücâce’den ayrı bir çalışması olarak kabul etmiş (Keşfü’ž-žunûn, II, 956, 1004; Brockelmann, GAL Suppl., II, 72), bu eseri Heysemî’ye nisbet edenler de olmuştur (Brockelmann, GAL, I, 363; Suppl., II, 82; Sezgin, I, 148). Bûsîrî, Münzirî’nin et-Terġīb ve’t-terhîb adlı eserinin daha önce hazırladığı zevâidlerde ve Şehredâr ed-Deylemî’ye ait Müsnedü’l-Firdevs’te bulunmayan hadislerini Tuĥfetü’l-ĥabîb li’l-ĥabîb bi’z-zevâǿidi fi’t-Terġīb ve’t-terhîb’inde bir araya getirmiş, kendisinin ölümü üzerine müsvedde halindeki bu eserini oğlu Muhammed temize çekmiştir. Kitabın yazma nüshası Petrograd Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Brockelmann, GAL Suppl., II, 72). Tuĥfetü’l-ĥabîb bir nevi zevâidlerin zevâidi kabul edilmiş, bu arada Kütüb-i Sitte’nin kıstas kitap alınmaması da eserin dikkat çekici yönü olmuştur.

İbn Hacer el-Askalânî’nin Zevâidleri. Heysemî’nin bir diğer talebesi olan İbn Hacer’in en önemli zevâidi el-Meŧâlibü’l-Ǿâliye bi-zevâǿidi’l-mesânîdi’ŝ-ŝemâniye’dir (nşr. Habîburrahman el-A‘zamî, I-IV, Küveyt 1973; nşr. Saîd b. Nâsır eş-Şesrî, I-XXXVII, Riyad 1419-1420/1998-2000). Eserde Ebû Dâvûd et-Tayâlisî, Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî, Müsedded b. Müserhed, Ebû Bekir İbn Ebû Şeybe, İshak b. Râhûye, İbn Ebû Ömer, Ahmed b. Menî‘, Abd b. Humeyd, Hâris b. Ebû Üsâme ve Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’nin müsnedlerinin Kütüb-i Sitte’den ve Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inden fazla olan hadisleri tesbit edilmiştir. Zevâidi çıkarılan bu eserlerin Bûsîrî’nin İtĥâfü’l-ħıyere’sinde temel alınan müsnedlerle aynı olması dikkat çekmektedir. İki eser arasındaki en önemli fark, İbn Hacer’in kıstas kitap olarak Kütüb-i Sitte’ye ilâveten Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’ini de ele almasıdır. İbn Hacer, Muħtaśaru zevâǿidi Müsnedi’l-Bezzâr Ǿale’l-Kütübi’s-Sitte ve Müsnedi Aĥmed adlı çalışmasında (nşr. Sabrî b. Abdülhâliķ Ebû Zer, I-II, Beyrut 1992) hocası Nûreddin el-Heysemî’nin Keşfü’l-estâr Ǿan zevâǿidi’l-Bezzâr adlı zevâidini ele alıp eserin Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’iyle ortak olan hadislerini belirlemiş ve Keşfü’l-estâr’a paralel şekilde kitab ve bab başlıkları altında sıralamıştır. İbn Hacer’in zevâidlerinin en önemli yanı, daha önce Heysemî ve Bûsîrî’nin zevâidlerini hazırladığı müsnedlerin Kütüb-i Sitte yanında Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inin de yeniden zevâidinin çıkarılmış olmasıdır. Çünkü, İbn Hacer Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’ini diğer müsnedlerden daha üstün kabul etmektedir.

Bunların dışında Süyûtî’nin kaleme aldığı, Beyhakī’nin ŞuǾabü’l-îmân adlı eserinin Kütüb-i Sitte’ye zevâidiyle Hakîm et-Tirmizî’nin Nevâdirü’l-uśûl’ünün Kütüb-i Sitte’den farklı hadislerini belirlemeyi amaçlayan Zevâǿidü Nevâdiri’l-uśûl li’l-Ĥakîm et-Tirmiźî adlı eserlerinin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. VIII. (XIV.) yüzyılın ortalarında başlayıp IX. (XV.) yüzyılın sonlarında Süyûtî (ö. 911/1505) ile nihayete eren zevâid çalışmaları zamanımızda yeniden canlanmıştır. Çağdaş araştırmacıların kaleme aldığı bazı zevâidler şunlardır: Seyfürrahman Mustafa’nın Zevâǿidü’d-Dârimî Ǿale’l-Kütübi’s-Sitte mine’l-eĥâdîŝi’l-merfûǾa’sı (Ümmülkurâ Üniversitesi, Mekke 1397/1977). Muhammed Abdüsselâm Allûş, Teşnîfü’l-âźân bi-simâǾi’z-zâǿidi Ǿale’s-sitteti Ǿinde İbn Ĥibbân’ında (I-II, Beyrut 1416/1996) İbn Hibbân’ın el-Müsnedü’ś-Śaĥîĥ’inin zevâidini çıkarmış, daha önce aynı eserin zevâidlerini çıkaran Moğultay b. Kılıç ile Heysemî’nin aksine kıstas kitap olarak Śaĥîĥayn’ın yerine Kütüb-i Sitte’yi almış, eserini de Kütüb-i Sitte’nin tasnifine göre değil el-Müsnedü’ś-Śaĥîĥ’in İbn Balabân tertibine uygun şekilde düzenlemiştir. Yine Allûş, Zevâǿidü’l-eczâǿi’l-menŝûre Ǿale’l-Kütübi’s-sitteti’l-meşhûre adlı eserinde her biri değişik müelliflere ait on üç hadis cüzünün Kütüb-i Sitte’ye zevâidini belirlemeyi hedeflemiştir. Bu cüzler Muhammed b. Âsım es-Sekafî el-İsfahânî’nin el-Cüzǿü’l-Ǿâli’l-meşhûr, Ahmed b. Muhammed el-Bertî’nin Cüzǿü Müsnedi ǾAbdirraĥmân b. ǾAvf, Ebû Ca‘fer İbn Ebû Şeybe’nin el-ǾArş ve mâ ruviye fîh, İbn Ebû Dâvûd es-Sicistânî’nin el-BaǾŝ, İbnü’s-Sünnî’nin el-ĶanâǾa, Ebü’ş-Şeyh’in el-Fevâǿid, Temmâm er-Râzî’nin el-Fevâǿid, Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin Kitâbü’l-ErbaǾîn Ǿalâ meźhebi’l-müteĥaķķıķīn mine’ś-Śûfiyye, Beyhakī’nin el-ErbaǾûne’ś-śuġrâ, İbnü’l-Bennâ el-Bağdâdî’nin Fażlü’t-tehlîl ve ŝevâbühü’l-cezîl, İbnü’l-Mufaddal’ın Kitâbü’l-ErbaǾîn fî fażli’d-duǾâǿ ve’d-dâǾîn, Ebü’l-Ferec Afîfüddin Muhammed b. Abdurrahman el-Mukrî’nin Kitâbü’l-ErbaǾîn fi’l-cihâd ve’l-mücâhidîn ve Zeynüddin el-Irâkī’nin


Kitâbü’l-ErbaǾîn el-Ǿuşâriyye adlı cüzleridir. Eserde Kütüb-i Sitte’den farklı 1169 hadis tesbit edilmiştir (Beyrut 1416/1995). Haldûn Muhammed Selîm el-Ahdeb’in Zevâǿidü Târîħi Baġdâd Ǿale’l-Kütübi’s-sitte adlı çalışması Hatîb el-Bağdâdî’nin tarihi üzerinedir (I-X, Dımaşk 1417/1996). Sâlih Ahmed eş-Şâmî, Zevâǿidü’s-sünen Ǿale’ś-Śaĥîĥayn’ında Sünen-i ErbaǾa ile Sünenü’d-Dârimî’nin Śaĥîĥayn’dan farklı olan hadislerini çıkarmıştır (I-VII, Dımaşk 1418/1998). Seyyid Kisrevî Hasan’ın İsǾâdü’r-râǿî bi-efrâdi ve zevâǿidi’n-Nesâǿî Ǿale’l-Kütübi’l-ħamse adlı eserinde Sünenü’n-Nesâǿî’nin Kütüb-i Sitte’deki diğer beş kitaptan farklı hadisleri bir araya getirilmiştir. Kisrevî bu çalışmasında, hangi tabakaya ait olursa olsun gerek sened gerekse metin bakımından Nesâî’nin Sünen’i dışındaki diğer beş eserde benzeri bulunmayan hadislere (teferrüd) dikkat çektiği için eserin ismine “bi-efrâdi” ibaresini ilâve etmiş ve eserini Nesâî’nin bab başlıklarına paralel şekilde sıralamıştır (I-II, Beyrut 1419/1998). Seyyid Kisrevî Hasan, ayrıca İncâzü’l-vuǾûd bi-zevâǿidi Ebî Dâvûd Ǿale’l-Kütübi’l-ħamse adlı bir eser kaleme almıştır (I-II, Beyrut 1419/1999). Mahmûd Nassâr, et-Taśrîĥ bi-zevâǿidi’l-CâmiǾi’ś-śaĥîĥ’inde Tirmizî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’inde bulunup Kütüb-i Sitte’nin diğer beş kitabında yer almayan 1280 hadisi belirlemiş, bunları Tirmizî’nin bab başlıklarına göre sıralamış, her hadisin başka kaynaklardaki mütâbi‘ ve şâhidlerini de kaydetmiş, sıhhatleriyle ilgili bilgi vermiştir (I-II, Beyrut 1421/2000). Yûsuf Muhammed Sıddîk, İmam Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye Üniversitesi Usûlüddîn Fakültesi’nde doktora tezi olarak hazırladığı (1401/1981) Zevâǿidü Muśannefi ǾAbdirrezzâķ Ǿale’l-Kütübi’s-sitte adlı çalışmasında Abdürrezzâk es-San‘ânî’ye ait zevâidi tesbit etmiştir.

Adında zevâid kelimesi geçtiği halde zevâid kitaplarıyla bir ilgisi bulunmayan eserler de vardır. Heysemî’ye nisbet edilen Zevâǿidü’l-Ĥilye li-Ebî NuǾaym ve Zevâǿidü Fevâǿidi Temmâm adlı eserler aslında birer tertip çalışması olmakla birlikte bazıları tarafından zevâid eseri zannedilmiştir. Zevâǿidü Süneni’d-Dâreķuŧnî adıyla İbn Kutluboğa’ya izâfe edilen eser, Sünenü’d-Dâreķuŧnî’nin Kütüb-i Sitte’de bulunmayan rivayetlerini değil, bu kitaplarda yer almayan râvileri belirlemeyi amaçlayan bir ricâl çalışmasıdır. Aynı şekilde Abdullah b. Ahmed b. Hanbel’in babasının el-Müsned’ine ziyâdeleri de bazı kişiler tarafından zevâid şeklinde değerlendirilmiş ve bu eser Zevâǿidü ǾAbdillâh b. Aĥmed fi’l-Müsned adıyla yayımlanmıştır (Beyrut 1410/1990). Abdullah b. Ahmed bu çalışmasında babasına nisbetle daha âlî bir senedle ulaştığı değişik tarikleri kitaba almıştır. Zevâid literatürüyle ilgili tanıtım çalışmaları da vardır. Haldûn Muhammed Selîm el-Ahdeb’in Ǿİlmü zevâǿidi’l-ĥadîŝ’i (Dımaşk 1413/1992), Muhammed Abdüsselâm Allûş’un zevâid kitaplarını ve müelliflerini Ahdeb’in eserindekinden daha geniş biçimde tanıttığı Ǿİlmü zevâǿidi’l-ĥadîŝ’i (Beyrut 1415/1995) ve Abdullah Karahan’ın Hadis Edebiyatında Zevâid Kitapları (İstanbul 2005) adlı çalışması bunlar arasında sayılabilir.

BİBLİYOGRAFYA:

Cevherî, eś-Śıĥâĥ (nşr. Ahmed Abdülgafûr Attâr), Beyrut 1404/1984, II, 481-482; Heysemî, Keşfü’l-estâr, Beyrut 1399/1979, I, 5; Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî, Miśbâĥu’z-zücâce (nşr. Mûsâ Muhammed Ali-İzzet Ali Atıyye), Kahire 1983-85, I, 42, 137; III, 118; İbn Hacer, İnbâǿü’l-ġumr, V, 257; VIII, 432; a.mlf., ed-Dürerü’l-kâmine, IV, 354; a.mlf., Muħtaśaru Zevâǿidi Müsnedi’l-Bezzâr Ǿale’l-Kütübi’s-sitte ve Müsnedi Aĥmed (nşr. Sabrî b. Abdülhâliķ Ebû Zer), Beyrut 1412/1992, I, 59; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 25; Necmeddin İbn Fehd, MuǾcemü’ş-şüyûħ (nşr. Muhammed ez-Zâhî), Riyad 1402/1982, s. 56; Sehâvî, eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, I, 250-252; V, 201; VI, 102; Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân (nşr. Philip K. Hitti), New York 1927 → Beyrut, ts. (el-Mektebetü’l-ilmiyye), s. 47-48; a.mlf., Źeylü Ŧabaķāti’l-ĥuffâž (Źeylü Teźkireti’l-ĥuffâž li’ź-Źehebî içinde, nşr. M. Zâhid Kevserî), Dımaşk 1347, s. 373; Keşfü’ž-žunûn, II, 956, 957, 1004, 1682, 1714, 1979; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VII, 70; IX, 340-341, 398; Pertsch, Gotha, II, 122; Serkîs, MuǾcem, II, 1903; Brockelmann, GAL, I, 363, 445; Suppl., I, 270, 618-619; II, 72, 75, 82; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 124-125; Kettânî, er-Risâletü’l-müsteŧrafe, s. 19, 170-172; Sezgin, GAS, I, 148, 171, 190, 196; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 334-335; II, 972, 1016-1017; Fuâd Seyyid, Fihristü’l-maħŧûŧât, Kahire 1382/1962, II, 197; Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, Bağdad 1978, I, 424; Necm Abdurrahman Halef, eś-ŚınâǾatü’l-ĥadîŝiyye fi’s-Süneni’l-kübrâ li’l-İmâm el-Beyhaķī, Mansûre 1412/1992, s. 117-118; M. Yaşar Kandemir, “Bezzâr”, DİA, VI, 113.

Abdullah Karahan