ZAHÎRÜDDÎN-i NÎSÂBÛRÎ

(ظهير الدين نيسابورى)

(ö. 582/1186 [?])

Selcûķnâme adlı eseriyle tanınan Selçuklu devri tarihçisi.

Aslen Nîşâburlu bir aileye mensuptur. Selçuklu devri tarihçisi ve Râĥatü’ś-śudûr müellifi Muhammed b. Ali er-Râvendî’nin akrabası olup VI. (XII.) yüzyılın başlarında doğduğu ve Irak Selçuklu Devleti coğrafyasında yaşadığı anlaşılmaktadır. Irak Selçuklu Sultanı Mes‘ûd b. Muhammed Tapar (1134-1152) ve Arslanşah b. Tuğrul’un (1161-1177) hocası olmuştur (Râvendî, s. 64-65; a.e. [Ateş], I, 64).

Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî’nin bilinen tek eseri Selcûķnâme, son Irak Selçuklu Sultanı II. Tuğrul adına muhtemelen 1177-1186 yılları arasında kaleme alınmıştır (Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, s. 3; Daniel, s. 150). Selçuklular’ın tarih sahnesine çıkışından II. Tuğrul’un hükümdarlığının başlarına kadar cereyan eden olayları içerir ve II. Tuğrul’un sultanlığının hemen başlarında âniden sona erer. Müellif eserini, Büyük Selçuklu ve Irak Selçuklu devletleri sultanlarının hükümdarlık dönemlerine göre on dört fasıl halinde düzenlemiştir. Bu fasıllarda her bir sultanın fizikî ve ahlâkî özellikleriyle devrinde meydana gelen siyasî hadiselere yer verilmiş, ayrıca sultanların doğum ve ölüm tarihleri, tevkī‘leriyle vezir ve hâciblerinin isim listesi her faslın sonuna kaydedilmiştir. Müellif olayların ayrıntılarını aktarmaya çalışmış, sosyal ve kültürel hayatla idarî teşkilât hakkında ise daha az bilgi vermiştir. Sade bir üslûpla kaleme alınan eserde yer yer kısa şiirler mevcuttur. Zahîrüddîn eserinde gördüğü veya başkalarından duyduğu hadiselere yer vermiş, bunun yanında günümüze ulaşmayan bazı kaynaklardan da faydalanmıştır, ancak Ebû Tâhir-i Hâtûnî’nin Şikârnâme adlı eseri dışında herhangi bir kaynağın adını zikretmemiştir (Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, s. 30). Muhammed b. Hüseyin el-Beyhakī’nin Târîħ-i Beyhaķī’siyle Ebû Tâhir-i Hâtûnî’nin Târîħ-i Âl-i Selcûķ ve Enûşirvân b. Hâlid’in Fütûru zamâni’ś-śudûr ve śudûru zamâni’l-fütûr adlı günümüze kadar gelmeyen eserleri de onun kaynakları arasında yer alır. Müellif zaman zaman resmî belgeleri de kullanmıştır (a.g.e., s. 68). Selcûķnâme daha sonra yazılan Selçuklu tarihlerine kaynak teşkil etmiştir. Muhammed b. Ali er-Râvendî, Râĥatü’ś-śudûr ve âyetü’s-sürûr adlı eserinin girişinde Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî’nin adını zikrederek onun eserinden faydalandığını kaydeder (s. 64-65; a.e. [Ateş], I, 64). Esasen Râĥatü’ś-śudûr’da pek çok yer Selcûķnâme ile örtüşmektedir. Yine İlhanlılar devrinde Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî ile Abdullah b. Ali el-Kâşânî, Timurlular zamanında Hâfız-ı Ebrû umumi tarihlerinin Selçuklular kısmında Selcûķnâme’yi aynen eserlerine aktarmışlar (Reşîdüddin Fazlullah, s. 20), Hamdullah el-Müstevfî, Şebânkâreî, Mîrhând ve Hândmîr gibi tarihçiler ise eseri dolaylı biçimde Râĥatü’ś-śudûr üzerinden kullanmışlardır. Ebû Hâmid Muhammed b. İbrâhim, Selcûķnâme’ye II. Tuğrul’un öldürülmesine (590/1194) kadar gelen kısa bir zeyil yazmıştır. Bu zeylin metni, eserlerinde Selcûķnâme’yi kopyalama yoluna giden Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Abdullah el-Kâşânî ve Hâfız-ı Ebrû gibi müelliflerin eserleriyle günümüze ulaşmıştır. Uzun süre kayıp sanılan ve bilinen tek nüshası Londra’da Royal Asiatic Society Kütüphanesi’nde (Persian, nr. 22B) bulunan eseri A. H. Morton yayımlamıştır (Chippenham 2004). Morton ayrıca, Mirza İsmâil Han Afşâr tarafından Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî’nin Selcûķnâme’si diye neşredilen eserin (Tahran 1332 hş./1954) gerçekte Abdullah el-Kâşânî’nin Zübdetü’t-tevârîħ’inin Selçuklular kısmı olduğunu ortaya koymuştur (Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, neşredenin girişi, s. 23-31). Affân Selçûk, Naķd ü Berresî-yi MenâbîǾ-i Târîħ-i Selçûķıyân-i ǾArabî vü Fârsî adıyla bir doktora tezi hazırlamış (1349 hş./1970), Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesi (Kütüphane nr. 955/052, N632S, P.D.), ayrıca eser hakkında iki makale yayımlamıştır (“Some Notes on the Early Historiography of the Saljuqid Period in Iran”, Iqbal Review, XII/3, Karachi 1971, s. 91-99; “Saljūqid Period and the Persian Historiography”, IC, LI/3 [1977], s. 171-185).

BİBLİYOGRAFYA:

Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, Selcûķnâme (nşr. Mirza İsmâil Han Afşâr), Tahran 1332 hş./1954, tür.yer.; a.e. (nşr. A. H. Morton), Chippenham 2004, tür.yer.; Râvendî, Râĥatü’ś-śudûr, s. 64-65, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. XXVI; a.e. (Ateş), I, 64, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. XX, XXIII; Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, CâmiǾu’t-tevârîħ (nşr. Ahmed Ateş), Ankara 1960, II/5, s. 20; a.e.: The History of the Seljuq Turks from the Jāmi‘ al-Tawārīkh: An Ilkhanid Adaption of the Saljūqnāma of Zahīr al-Dīn Nīshāpūrī


(trc. K. A. Luther, ed. C. E. Bosworth), London 2001, s. 1-27, ayrıca bk. editörün girişi, s. VIII-X; K. A. Luther, “The Saljūqnāmah and the Jāmi‘ al-Tawārīkh”, MecmûǾa-i Ħiŧâbehâ-yi Taĥķīķī der-Bâre-i Reşîdüddîn Fażlullāh-ı Hemedânî (nşr. Seyyid Hüseyin Nasr v.dğr.), Tahran 1350 hş./1971, s. 26-35; J. S. Meisami, Persian Historiography to the End of the Twelfth Century, Edinburgh 1999, s. 229-233, 255-256; Elton L. Daniel, “The Rise and Development of Persian Historiography”, A History of Persian Literature X: Persian Historiography (ed. Ehsan Yarshater-Charles Melville), London-New York 2012, s. 101-154; Cl. Cahen, “Selçuklu Devri Tarih Yazıcılığı” (trc. Nejat Kaymaz), TAD, VII/12-13 (1969), s. 193-221; Mirza İsmâil Han Afşâr, “Selçûķnâme-yi Zahîrî-yi Nîşâbûrî ve Râĥatü’ś-śudûr-i Râvendî”, Mecelle-yi Mihr, II/1 (1313-14 hş./1934-35), s. 25-30; II/2 (1313-14 hş./1934-35), s. 157-161; II/3 (1313-14 hş./1934-35), s. 241-245.

Osman Gazi Özgüdenli