YAZICI SÂLİH

(ö. 811/1409’dan sonra)

Yazıcızâde kardeşlerin babası, Şemsiyye adlı eseriyle tanınan âlim ve şair.

XIV. yüzyılın ikinci yarısı ile XV. yüzyıl başlarında yaşadı. Asıl adıyla ilgili farklı görüşler vardır. M. Fuad Köprülü, N. Sami Banarlı, V. Mahir Kocatürk, şairin Şemsiyye’sinde geçen “Sâhibü’t-te’lîf Yazıcı Salhadîn” (Kütahya Vahîd Paşa İl Halk Ktp., nr. 520, vr. 15b) ibaresinden hareketle adının Selâhaddin olduğunu belirtir. Âmil Çelebioğlu ise onun, “Yoksa nice söyleye değme hakîm/Haddi nedir Sâlih’in dünyâda kim” beytine dayanarak (Süleymaniye Ktp., Pertevniyal Vâlide Sultan, nr. 766, vr. 12a) aslı “Sâlihü’d-dîn” olan terkibin vezin zarureti dolayısıyla “Salhadîn” şeklinde kaydedildiğini ve adının Sâlih olması gerektiğini söyler. Esasen oğlu Mehmed’in, eserlerinde künyesini Muhammed b. Sâlih b. Süleyman şeklinde göstermesi de Çelebioğlu’nun görüşünü destekler. Bu künyeden ve Tuhfetü’l-mücâhidîn’deki Sâlih b. Süleyman kaydından (Nuruosmaniye Ktp., nr. 2293, s. 497) babasının gerçek adının da Evliya Çelebi’nin kaydettiği üzere Şücâeddin değil Süleyman olduğu öğrenilmektedir.


Yazıcı Sâlih’in Şemsiyye’sini Ankara’da yaşayan Devlet Han ailesinden İskender b. Hacı Paşa’ya ithaf etmesi, onun Ankara’da doğduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Künhü’l-ahbâr’da da, “Mevlidleri Ankara yahut vilâyet-i Rûm’un kasabâtından olmak ihtimaldir” denmektedir. Yazıcı Sâlih’in oğulları Mehmed ile Ahmed Bîcan, II. Murad devri mutasavvıflarından ve âlimlerindendir. Hammer, Gibb ve Babinger, Yazıcı Sâlih’in hâmisinin Şemsiyye’de adı geçen II. Bayezid’in çağdaşı Aydınlı Hacı Paşa olduğunu söyler. Halbuki Yazıcı Sâlih, Fâtih Sultan Mehmed’in veziri olan Mahmud Paşa’nın oğlu Ali Bey’e intisap ettiğini ve ondan lutuf ve ihsan gördüğünü kaydeder. Yazıcı Sâlih, babasının yaptırdığı külliyeyi idare etmek için Malkara’ya yerleşen Ali Bey ile birlikte oraya gitmiş ve onun ölümüne kadar kendisine hizmet etmiş, ardından Gelibolu’ya yerleşerek burada vefat etmiştir. Âmil Çelebioğlu’na göre (İİFD, sy. 1 [1976], s. 178-179) yeri tam tesbit edilemeyen kabri, Gelibolu’daki Yazıcızâde Mezarlığı’nın kapalı bölümünde oğullarının mezarlarına yakın bir yerdedir. Yazıcı Sâlih’in belli seviyede bilgi ve birikim gerektiren kâtiplik mesleğinden olması, bu sebeple “yazıcı” lakabını alması, Farsça ve Arapça’dan Türkçe’ye tercümeler yapabilecek ölçüde bu dilleri bilmesi onun iyi bir eğitim aldığını göstermektedir. Gelibolulu Âlî Efendi Künhü’l-ahbâr’da onun ilm-i nücûmda “yed-i tûlâ” sahibi olduğunu kaydeder.

Eserleri. Bazı kaynaklarda Yazıcı Sâlih’e es-SebǾu’l-meŝânî, SebǾa-i Seyyâre, Tâbir-nâme ve ilm-i tıbba dair bazı risâleler nisbet edilse de (Evliya Çelebi, V, 166) bunların hiçbiri günümüze ulaşmamıştır. Şaire atfedilen Melhame gibi bazı eserler ise Şemsiyye’nin bir parçası olup müstakil değildir (Yazıcı Salih ve Şemsiyyesi, s. 14-15). Yazıcı Sâlih’in Şemsiyye adlı eseri Anadolu’da astroloji üzerine kaleme alındığı bilinen ilk Türkçe mesnevidir. Eserin başında 811 (1408-1409) yılında yazılarak İskender b. Hacı Paşa’ya sunulduğu kaydedilmektedir. “Fâilâtün fâilâtün fâilün” kalıbıyla yazılan mesnevi, didaktik amaçla ve sade bir dille kaleme alınmış, Anadolu Türkçesi’nin ilk dönemine ait önemli bir eserdir. 3900-4700 arasında beyit ihtiva eden mesnevi üç bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölüm tevhid, na‘t, mi‘râciyye ve sebeb-i te’lîften oluşur. İkinci bölüm eserin asıl kısmı olup her biri bir aya tekabül eden on iki babdan meydana gelir. Her babda çeşitli konulara dair yirmi beş fasıl bulunmaktadır. Bablarda o ayda ve günlerde meydana gelebilecek olaylar halk inanışlarından ve eskilere ait tecrübelerden faydalanılarak önceden haber verilir. Eserin son bölümünde ayın üç özelliğiyle ilgili (yirmi sekiz menzil) bilgiler yer almaktadır. Bu bölüm, şairin oğlu Ahmed Bîcan tarafından genişletilerek Bostânü’l-hakāyık adıyla nesre çevrilmiştir (EI2 Suppl. [İng.], s. 834). Yazıcı Sâlih eserin mukaddimesinde hangi kitaplardan yararlandığını belirtmektedir. Bu durum, eserin tercüme mi yoksa telif mi olduğu hususunda bazı tartışmalara yol açmışsa da konuyu çeşitli yönlerden ele alan Âmil Çelebioğlu eseri telif olarak nitelemiştir. Mesnevinin Avrupa ve Türkiye kütüphanelerinde yazma nüshaları bulunmaktadır (Flügel, II, 491-493; Rieu, s. 199-200; Süleymaniye Ktp., Pertevniyal Vâlide Sultan, nr. 766; Nuruosmaniye Ktp., nr. 2802/1, 2809, 2810; İÜ Ktp., TY, nr. 607, 944; TSMK, Mehmed Reşad, nr. 776). Şemsiyye üzerine lisans tezlerinden başka Atilla Batur ve Sibel Sevinç yüksek lisans, Mehmet Terzi doktora tezi hazırlamıştır (bk. bibl.).

BİBLİYOGRAFYA:

Yazıcı Salih (Selahaddin): Kitabu’ş-Şemsiyye (Melhame-i Şemsiyye, Dil Özellikleri-Metin-Söz Dizini) (haz. Mehmet Terzi, doktora tezi, 1994), İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Yazıcı Salih ve Şemsiyyesi (haz. Atilla Batur, yüksek lisans tezi, 1996), EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 14-15; Yazıcı Salih’in Melhamesi (Kitabü’ş-Şemsiyye) (haz. Sibel Sevinç, yüksek lisans tezi, 1999), Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Âlî Mustafa Efendi, Künhü’l-ahbâr, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr., 4465, vr. 75b; Hacı Ali Âlî, Tuhfetü’l-mücâhidîn, Nuruosmaniye Ktp., nr. 2293, s. 497; Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Dağlı), V, 166; Flügel, Handschriften, II, 491-493; Rieu, Catalogue, s. 199-200; Gibb, HOP, I, 388-391; Osmanlı Müellifleri, III, 308-309; Âmil Çelebioğlu, “Yazıcı Sâlih ve Şemsiyyesi”, İİFD, sy. 1 (1976), s. 171-218; a.mlf. - Kemal Eraslan, “Yazıcıoğlu”, İA, XIII, 363-365; Harun Tolasa, “15. yy. Türk Edebiyatı Anadolu Sahası Mesnevileri”, TDEAD, sy. 1 (1982), s. 1-13; Hatice Aynur, “Yazidji, Śāliĥ b. Süleymān”, EI² Suppl. (İng.), s. 834-835.

Atilla Batur