VEKΑ

(وكيع)

Ebû Bekir Muhammed b. Halef b. Hayyân Vekî‘ ed-Dabbî (ö. 306/918)

Aħbârü’l-ķudât adlı eseriyle tanınan tarihçi, âlim ve kadı.

Doğum tarihi bilinmemekle beraber 253-254 (867-868) yıllarında Bağdat’ta hadis tahsil ettiğini belirtmesinden hareketle (Aħbârü’l-ķuđât, III, 197-198) 240 (854) yılından önce Bağdat’ta doğduğu tahmin edilebilir. Babasından ve Zübeyr b. Bekkâr, Ebû Huzâfe es-Sehmî, Ebû İshak el-Harbî, Hâris b. Ebû Üsâme et-Temîmî, Ebû İshak İbrâhim b. İshak ez-Zührî el-Kûfî, Muhammed b. Velîd el-Bişrî, Hasan b. Arafe, Hasan b. Muhammed ez-Za‘ferânî, Muhammed b. Abdurrahman es-Sayrafî


gibi pek çok hadisçi ve tarihçiden rivayette bulundu. Kendisinden Ebû Ali İbnü’s-Savvâf, Ebû Tâlib Muhammed b. Ahmed b. İshak b. Bühlûl, İbnü’l-Ciâbî, Ali b. Muhammed b. Lü’lü’, Mûsâ b. Ca‘fer b. Arafe es-Simsâr, Ebû Ca‘fer İbnü’l-Müteyyem gibi kişiler hadis rivayet etti. Kıraat alanında Muhammed b. Yahyâ el-Kisâî’den tahsil gördü, kendisinden de Ebû Tâhir Abdülvâhid b. Ömer el-Bağdâdî el-Mukrî kıraat öğrendi. Bağdat’ın çeşitli bölgelerinde vakıf idareciliği, kâtiplik ve nâiblik görevleri yaptı. Ardından Ahvaz’a kadı tayin edildi. Daha önce Ahvaz kadılığı iki kadı arasında paylaştırılmışken bu defa birleştirilerek tamamı onun yetkisine verildi. Siyasî istikrarsızlığın hüküm sürdüğü bir dönemde yaşayan Vekî‘, 296’da (908) Abbâsî Halifesi Muktedir-Billâh’ı hal‘ edip İbnü’l-Mu‘tezz’e biat edenler arasında yer aldı; ertesi gün Muktedir-Billâh’ın kontrolü yeniden ele geçirmesi üzerine muhalifler yakalanmakla birlikte Vekî‘ bu sırada vezirliğe getirilen İbnü’l-Furât sayesinde idamdan kurtuldu. Bağdat’ın doğu yakasında Derbüümmihakîm denilen mahallede oturdu ve 24 Rebîülevvel 306 (4 Eylül 918) tarihinde vefat etti. Kur’an ilimleri, hadis, fıkıh, nahiv, tarih ve coğrafya gibi alanlarda yetişmiş bir âlim olan Vekî‘, İbnü’n-Nedîm’in de belirttiği üzere edebiyatın bütün alanlarında uzman çok yönlü bir âlimdir (el-Fihrist, s. 127). Hadisçilerin rivayette gevşek davrandığını söyledikleri Vekî‘ hakkında çekimser kalmasına rağmen Zehebî onun sadûk bir râvi olduğunu belirtmiş, İbn Hacer el-Askalânî de Dârekutnî ve Hatîb el-Bağdâdî’nin kendisi hakkındaki övücü sözlerini kaydederek Zehebî’ye destek vermiş, Cezerî de onu sika ve büyük bir âlim diye nitelemiştir. Kitâbü’l-Münśıf adlı eserin müellifi şair ve şiir eleştirmeni Ebû Muhammed İbn Vekî‘ et-Tinnîsî, Vekî‘in oğlunun torunudur.

Eserleri. 1. Aħbârü’l-ķuđât. Hicrî III. yüzyılın sonuna kadar muhtelif bölgelerde görev yapmış kadıların biyografisini içeren eser İslâm muhakeme hukukunun ilk üç yüzyıllık gelişimi, yürürlük ve uygulama yönüyle İslâm hukuku ve adlî teşkilât konularında önemli bilgiler içermesi, kadılara dair günümüze ulaştığı bilinen en eski kaynak olması bakımından ayrı bir değere sahiptir. Eser kadıların görev yaptıkları şehirlere göre bölümlere ayrılmış ve kadılar, Hz. Peygamber döneminden başlayarak müellifin yaşadığı zamana kadar kronolojik sırayla tanıtılmıştır. Müellifin Haremeyn, Irak, Suriye ve Mısır’daki önemli yerlerde görev yapan kadılar yanında Medâin, Horasan, Merv, Filistin, İfrîkıye, Harran, Musul, Endülüs gibi merkezlerde bu görevi yerine getirenlerden sınırlı sayıda şahsiyetin kimliğine ve hayat hikâyesine ulaşabildiği görülmektedir. Eserde Mâverâünnehir ve İran ile Horasan’ın büyük bölümü, Mısır dışında Kuzey Afrika, Yemen ve Körfez bölgelerinde kadılık yapanlara yer verilmemesinden müellifin Abbâsî Devleti’nin doğrudan hâkimiyet alanına giren bölgelerin kadılarını ele aldığı, özerklik ya da tam bağımsızlık kazanmış bölgelerin kadılarını ise kitabına almadığı anlaşılmaktadır. Bunun sebebi siyasî olabileceği gibi malzeme eksikliğinden de kaynaklanabilir. Nitekim İyâs b. Muâviye, Kādî Şüreyh (II, 189-389), Abdullah b. Şübrüme (III, 36-129), Ubeydullah b. Hasan el-Anberî (II, 88-123), Şerîk b. Abdullah en-Nehaî (III, 149-175) gibi kadıların ictihad ve kararlarına diğerlerine nisbetle geniş yer ayrılmış, bazı yerlerde ise kadıların sadece isimleri belirtilmekle yetinilmiştir. Vekî‘ kadıların göreve geliş tarihini esas alarak eserini yazmakla birlikte Mekke kadıları bölümünde olduğu gibi tarihlere ulaşamadığı durumlarda elde edebildiği dağınık bilgileri bir arada zikretmiştir. Birden çok bölgede kadılık yapanlar ilk bölgedeki görev yerlerine göre kaydedilmiş, daha sonraki bölgelerde ise buraya atıf yapılmıştır. Eserde kadılarla idareciler arasındaki yazışmalarla ilgili bazı belgeler de vardır (meselâ bk. I, 70-77, 130, 142, 283-286; II, 91, 93, 97-107, 383-385; III, 287). İbn Sa‘d’ın eŧ-Ŧabaķātü’l-kübrâ ve İbnü’l-Kelbî’nin Kitâbü Müzeyne adlı eserleri gibi kaynaklara da başvuran Vekî‘ hadislerin tamamını, tarihî rivayetlerin ise çoğunu senedleriyle birlikte yazmış, zaman zaman hadisleri tenkide tâbi tutup aralarında tercihte bulunmuştur (I, 8, 10, 13, 48-49, 95; III, 38, 197-198). Dört cüz olarak kaleme alınan eser Abdülazîz Mustafa el-Merâgī’nin tahkikiyle ve indeksler eklenmek suretiyle üç cilt halinde neşredilmiş (Kahire 1366-1369), daha sonra Beyrut ve Riyad’da ofset baskıları yapılmıştır. Kitabın yayımında esas alınan nüsha Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Turhan Vâlide Sultan, nr. 223). Kimliği meçhul bir kişi tarafından daha sonraki bir dönemde esere eklendiği anlaşılan kadılar listesi de bu yazmada yer almaktadır (III, 322-326). Bazı kaynaklarda eserin Ġurerü’l-aħbâr fî aħbâri’l-ķuđât ve târîħihim ve aĥkâmihim adıyla zikredilmesi (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 25; Masud, s. 118), muhtemelen Vekî‘in bu eseriyle el-Ġurer mine’l-aħbâr’ının


tek eser zannedilmiş olmasından kaynaklanmıştır. İbnü’n-Nedîm’in Aħbârü’l-ķuđât ve târîħihim ve aĥkâmihim ve Kitâbü’l-Ġurer (mine’l-aħbâr) adlarıyla iki eser zikretmesi, İbn Hacer el-Askalânî’nin el-İśâbe fî temyîzi’ś-śaĥâbe (I, 225; III, 553), Fetĥu’l-bârî (IX, 171; XIII, 49) ve Lisânü’l-Mîzân (I, 426) gibi eserlerinde, Süyûtî’nin el-CâmiǾu’ś-śaġīr’inde (I, 45; III, 382) Vekî‘in el-Ġurer mine’l-aħbâr’ından nakledilen hadislerin Aħbârü’l-ķuđât’ta bulunmaması bu ikisinin aynı eser olmadığını göstermektedir (ayrıca bk. AHBÂRÜ’l-KUDÂT). 2. Kitâbü ǾAdedi âyi’l-Ķurǿân ve’l-iħtilâf fîhi. Kendisinden Kur’an âyetlerinin sayısı hakkında bir eser yazması istenen Ebû Bekir İbn Mücâhid’in Vekî‘in bu konudaki eserinin yeterli olduğunu söylemesi (Hatîb, V, 236) günümüze ulaşmayan bu esere ilim çevrelerinde verilen değeri göstermektedir. 3. Kitâbü’ŧ-Ŧarîķ (en-Nevâĥî). Şehirlerin tarihi ve ulaşım yollarından bahseden tamamlanmamış bir eserdir. Sezgin, Hatîb el-Bağdâdî’nin Târîħu Baġdâd’ında Vekî‘den yapılan iktibasların (I, 70-125) muhtemelen bu esere ait olduğunu belirtmektedir (GAS, XV/2, s. 361). 4. Kitâbü’ş-Şerîf. İbn Kuteybe’nin el-MaǾârif’i türünde bir eser olup öğrencisi Mes‘ûdî bunu Mürûcü’ź-źeheb’in kaynakları arasında saymaktadır. Vekî‘in kaynaklarda ayrıca Nevâdirü’l-aħbâr (İbn Hacer, el-İśâbe, V, 704; Sezgin, el-Ġurer mine’l-aħbâr’la aynı eser olarak kaydedilmiştir; bk. GAS, I, 376), el-EnvâǾ, el-Müsâfir, el-Mekâyîl ve’l-mevâzîn, et-Taśarruf (eś-Śarf) ve’n-naķd ve’s-sikke, el-Baĥŝ, er-Remy ve’n-nidâl adlı kitapları zikredilmektedir. Hatîb el-Bağdâdî biyografisinde şiir de yazmış olan Vekî‘e ait iki beyit nakletmektedir. Vekî‘in bilgi birikimi, aynı zamanda Ebü’l-Ferec el-İsfahânî’nin Kitâbü’l-Eġānî’sinde olduğu gibi öğrencilerinin eserlerinde kendisinden duydukları pek çok rivayete yer vermeleri suretiyle de günümüze intikal etmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Vekî‘, Aħbârü’l-ķuđât, I, 8, 10, 13, 48-49, 70-77, 95, 130, 142, 261, 283-286, 312-374; II, 88-123, 189-389; III, 36-129, 149-175, 197-198, 287, 322-326; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 127; Hatîb, Târîħu Baġdâd, I, 7, 15, 72, 81, 83, 85-89; V, 236-237; VI, 25, 30; VIII, 330; XI, 64-65; Muhammed b. Abdülmelik el-Hemedânî, Tekmiletü Târîħi’ŧ-Ŧaberî (Taberî, Târîħ [Ebü’l-Fazl], XI içinde), s. 193; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), IV, 11; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam (Atâ), XIII, 186-187; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VIII, 17, 115; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 104, 107; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIV, 237; İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-Nihâye, II, 137; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, 426; V, 156-157; a.mlf., el-İśâbe, I, 225; III, 553; V, 704; a.mlf., Fetĥu’l-bârî (Hatîb), IX, 171; XIII, 49; Süyûtî, el-CâmiǾu’ś-śaġīr (Münâvî, Feyżü’l-ķadîr içinde), I, 45; III, 382; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 25; Sezgin, GAS, I, 376; VII, 351; XV/2, s. 360-361; Muhammed b. Sâmil es-Sülemî, Menhecü kitâbeti’t-târîħi’l-İslâmî, Riyad 1406/1986, s. 379-383; M. Khalid Masud, “A Study of Wakī‘s (d. 306/917) Akhbār al-Quđāt”, The Law Applied: Contextualizing the Islamic Shari‘a: A Volume in Honor of Frank E. Vogel (ed. P. Bearman v.dğr.), London 2008, s. 116-127; A. K. Reinhart, “WakīǾ”, EI² (İng.), XI, 101.

Şükrü Özen