TUVEYS

(طويس)

Ebû Abdilmün‘im Tuveys Îsâ b. Abdillâh el-Medenî (ö. 92/711)

Medineli ünlü mûsikişinas.

13 Rebîülevvel 11 (8 Haziran 632) tarihinde Medine’de doğdu. “Tuveys” (tavusçuk) ismi kendisine kadınsı davranışlarından dolayı ve aşağılayıcı anlamda verilmiş olmalıdır. Muhtemelen renkli elbiseler giymesi, saçlarını tarayıp boyaması yüzünden tüyleri renkli tavus kuşuna benzetilmiştir. Ebû Abdilmün‘im künyesi daha sonra Ebû Abdünnaîm şeklinde değiştirilmiştir. Milliyeti hakkında kesin bilgi yoktur. Benî Mahzûm’un âzatlı kölesi olarak Hz. Osman’ın annesi Ervâ bint Küreyz’in hizmetinde bulundu. Sağ gözü şaşı olan ve uzağı göremeyen Tuveys’in halk arasında lânetli ve uğursuz olduğuna inanılırdı; bu sebeple “Tuveys’ten daha uğursuz” ifadesi darbımesel haline gelmiştir. Tuveys kendisinin bildirdiğine göre Hz. Peygamber’in vefat ettiği gün doğmuş, Hz. Ebû Bekir’in vefat ettiği gün sütten kesilmiş, Hz. Ömer’in vefat ettiği gün sünnet olmuş, Hz. Osman’ın şehid edildiği gün evlenmiş, Hz. Ali’nin şehid edildiği gün bir oğlu dünyaya gelmiştir. Kaynaklarda nüktedan, tatlı dilli ve zarif bir sanatkâr diye anılan Tuveys kadınsı davranışlar sergileyen bir kişiydi (muhannes). Bilhassa dört halife döneminde ortaya çıkan ve “muhannesûn” denilen bu kişiler renkli elbiseler giyer, ellerine kına yakar, saçlarını boyarlardı. Tuveys bu grubun önde gelenlerindendi. Bu sebeple “Tuveys’ten daha kadınsı” şeklinde bir darbımesel yerleşmiştir. Tuveys, Muâviye b. Ebû Süfyân’ın halifeliği döneminde Hicaz Valisi Mervân b. Hakem tarafından öldürülme korkusuyla diğer muhannesler gibi şehirden kaçtı ve Medine’nin kuzeyinde Şam yolu üzerinde Süveydâ’ya yerleşti; hayatının sonuna kadar burada yaşadı ve burada öldü.

Tuveys mûsikişinas olarak Hz. Osman’ın hilâfeti devrinde şöhrete ulaşmış, o dönemde Medine’ye “el-gınâü’l-mutkan” (el-gınâü’r-rakīk) adı verilen bir mûsiki formu gelmişti. Bu formun özelliği îkāın (ritim, usul) melodiye uygulanmasıdır. Medine’de bu formdaki eserleri ilk terennüm eden kişinin Tuveys olduğu söylenir. Abdullah b. Zübeyr devrinde yıkılan Kâbe’yi onarmak için gelen Rum ve İranlı esirlerden şarkılar ve melodiler öğrenen Tuveys bu melodilere Arapça güfteler uyarlayarak Arapça şarkı okuma geleneğini başlatmıştır. Ayrıca hezec usulünde en başarılı sanatkâr diye bilinir. Kaynaklarda hezecde Tuveys’in, sakīlde İbn Muhriz’in, remelde İbn Süreyc’in üstünde sanatkârın bulunmadığı kaydedilir. Tuveys’in çok güzel bir sesi vardı ve ilk defa Hz. Ali döneminde şarkı okumaya başlamıştı. Şarkılarını kare biçiminde bir def eşliğinde okur, başka enstrüman kullanmazdı. Sesinin güzelliğiyle övünen mugannî İbn Süreyc’in Tuveys’i dinledikten sonra bu iddiasından vazgeçtiği nakledilir. Sanatını özel toplantılarda icra eden Tuveys bilhassa Medine’nin soyluları ve ileri gelenleri tarafından himaye görmüştür. Tuveys aynı zamanda Medine’yi çok iyi bilen, Medineli ailelerin soy ve nesepleri konusunda uzman bir kişiydi. Ebân b. Osman b. Affân Medine’ye vali tayin edildiğinde onu karşılayan kişiler arasında Tuveys de vardı. Tuveys valiyi görünce onu selâmlamış ve kendisini gördüğünde şarkılar söyleyeceğine dair Allah’a söz verdiğini ifade edip elindeki defiyle şarkılar söylemeye başlamış, bundan hoşlanan Ebân, Tuveys’e kendisine kâfir olduğuna dair iddiaların ulaştığını bildirince Tuveys şahadet getirip beş vakit namaz kıldığını, oruç tuttuğunu ve hac görevini yerine getirdiğini ifade etmiş, ayrıca daha önce babaannesine hizmet ettiğini belirtmiş, bunun üzerine Ebân onu emin bir yere göndererek hayatını kurtarmıştır.

Nüveyrî, Tuveys’in şiir konusunda da kabiliyetli olduğunu nakletmektedir. Tuveys, Evs ve Hazrec kabilelerinin İslâm’dan önceki tarihlerini, aralarında yıllarca süren savaşlar yüzünden husumetlerini çok iyi bilirdi. Bir defasında bu savaşlarla ilgili şiirler okumaya başlayınca Evsli ve Hazrecli müslümanlar birbirine girmiş ve kavga güçlükle önlenebilmişti. Bu olaydan sonra Tuveys’ten bu konuda şiir okumaması istenmiştir. Tuveys’in mûsikideki öğrencileri Nevmetü’d-Duhâ, Delâl, Fend, Şüreyh


ve İbn Süreyc’dir. Ebü’l-Ferec el-İsfahânî Kitâbü’l-Eġānî’sinde İshak el-Mevsılî’nin Kitâbü Aħbâri Ŧuveys adıyla bir eser kaleme aldığını nakletmişse de bu eser günümüze ulaşmamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Câhiz, Kitâbü’l-Ĥayevân (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn), Kahire 1966, IV, 58; İbn Kuteybe, Te’vîlü muhtelifi’l-hadîs: Hadis Müdafası (trc. M. Hayri Kırbaşoğlu), İstanbul 1989, s. 442-443; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), V, 172-232; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, Kahire 1963, IV, 219-222; Ebû Hilâl el-Askerî, el-Evâǿil, Beyrut 1407/1987, s. 268-270; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, IV, 246-249; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, IV, 364; Safedî, el-Vâfî (nşr. Ahmed el-Arnaût-Türkî Mustafa), Beyrut 1420/2000, XVI, 288; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-nihâye (nşr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Cîze 1418/1998, XII, 438; H. G. Farmer, Târîħu’l-mûsîķa’l-ǾArabiyye (trc. Hüseyin Nassâr), Kahire 1956, s. 65, 67-68; a.mlf.-[E. Neubauer], “Ŧuways”, EI² (İng.), X, 759; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), V, 105; J. Rouanet, el-Mûsîķa’l-ǾArabiyye (trc. İskender Şelfûn), Kahire, ts., s. 58-59; E. K. Rowson, “The Effeminates of Medina”, JAOS, CXI (1991), s. 671-693; Mustafa Kılıç, “İslâm Kültür Tarihinde Mûsikî: Başlangıçtan Emevîlerin Sonuna Kadar”, AÜİFD, XXXI (1989), s. 426-427; Şahâde Ali en-Nâtûr, “İslâm’a Göre Ses ve Mûsiki Sanatı” (trc. Ruhi Kalender-Adem Akın), a.e., XXXIII (1992), s. 187-201; L. İ. Klimoviç, “Kur’an’ın Mahlûk Olmadığı Dogması” (trc. M. Kemal Atik), Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 2, Kahramanmaraş 2003, s. 161-171; Selâhaddin Polat, “Ebân b. Osman b. Affân”, DİA, X, 66; İrfan Aycan, “Mervân I”, a.e., XXIX, 225-227; Münâ el-Hasan, “Ŧuveys”, el-MevsûǾatü’l-ǾArabiyye, Dımaşk 2005, XII, 662-663; M. Hişâm en-Na‘sân, “Ŧuveys”, Mv.AU, XIX, 292-296.

Ahmet Hakkı Turabi