TÛS

(طوس)

İran’da tarihî bir şehir.

Kuruluşu Büyük İskender dönemine kadar uzanır; Yunanca’da Susia olarak bilinir. Tûs’un kuruluşunun Pîşdâdîler hânedanından Cemşîd’e dayandırılması (Müstevfî, s. 183) şehrin Sâsânîler’den önce varlığını ortaya koymaktadır. Bugün şehrin harabeleri Horasan eyaletinde Meşhed’in yaklaşık 25 km. kuzeybatısında yer almaktadır. İbn Hurdâzbih, Tûs’u Nîşâbur-Serahs yolu üzerinde gösterir. Ya‘kūbî, Tûs şehrinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun İranlı olduğunu söyler. İstahrî şehrin Nîşâbur’un kuzeydoğusunda bulunduğunu ve Tûs, Râdkân, Tâberân, Bezdgûr, Nûkān kasabalarından meydana geldiğini belirtir. İbn Havkal de aynı bilgileri tekrarlar. Ĥudûdü’l-Ǿâlem’de Tûs’un dağlar arasında bir şehir olduğu ve dağlarında fîrûze, bakır, rastık taşı gibi madenlerin bulunduğu


kaydedilir. VII. (XIII.) yüzyıl müellifi Yâkūt el-Hamevî, Tûs’un Nîşâbur’a 10 fersah (yaklaşık 60 km.) mesafede yer aldığını, Tâberân, Nûkān adlı iki kasaba ve 1000’den fazla köyünün olduğunu yazar. Zekeriyyâ el-Kazvînî, Tûs şehrini Tâberân ve Nûkān adlı iki mahalleden ibaret gösterir. Tûs’a Câm yoluyla ulaşan İbn Battûta’ya göre şehir Horasan’ın en büyük yerleşim yerlerinden biriydi. Hâfız-ı Ebrû da Tûs’tan mâmur bir şehir diye söz eder.

Tûs merzübânının Kûfe ve Basra valilerine bir mektup göndererek Horasan’ın yönetiminin kendisine verilmesi şartıyla şehri müslümanlara bırakacağını bildirmesi üzerine Tûs, Hz. Osman’ın Basra valisi Abdullah b. Âmir tarafından fethedildi (29/650). Tûs merzübânı, Abdullah’a 600.000 dirhem vergi ödemeyi kabul ederek onunla bir antlaşma imzaladı. Şehir bundan sonraki tarihlerde bölgede meydana gelen birçok savaş ve ayaklanmadan etkilendi. Tûs Kalesi, Emevîler’den Abdülmelik b. Mervân zamanında Benî Temîmli bir grup tarafından işgal edildi. 188 (804) yılında Nesâ’da ayaklanan Ebü’l-Hasîb Vüheyb b. Abdullah kısa sürede Tûs’u ve bölgenin diğer şehirlerini kontrol altına aldı. 193’te (809) yine bir isyanı bastırmak üzere yola çıkan Abbâsî Halifesi Hârûnürreşîd, Tûs’un Senâbâz köyünde vefat edip oraya defnedildi. 203 (818) yılında Şiî imamlarından Ali er-Rızâ, Tûs’un Nûkān kasabasında vefat etti. Sâmânîler döneminde devletin eski emîrlerinden olan Ahmed b. Abdullah-ı Hucistânî, Nîşâbur’da ayaklanıp Tûs’u tahrip etti. 336’da (947) bölgenin valisi Ebû Mansûr Muhammed b. Abdürrezzâk isyan çıkardı; ancak kendisine karşı gönderilen kuvvetlerin ulaşmasından önce Tûs’u terkedip daha sonra özür dileyerek geri döndü ve Tûs’ta büyük bir cami yaptırdı. IV. (X.) yüzyılda Horasan’ın birçok şehri gibi Tûs şehri de dokuma ve ipek sanayiinde meşhurdu (DİA, XVIII, 237). İbnü’l-Esîr, Gazneli Sultan Mahmud’un gördüğü bir rüya üzerine babası Sebük Tegin’in Tûs’ta tahrip ettirdiği türbeyi onardığını ve Tûs halkının Şiî hacıları rahatsız etmelerini önlediğini kaydeder. Ardından Tûs bölgede Nîşâbur’a yapılan bütün askerî seferlerin sonuçlarından etkilendi. Gazneliler ve Selçuklular zamanında birçok savaş ve ayaklanma esnasında halk ve şehir büyük zarar gördü. Bunların en büyüğü 425 (1034) yılında Kirman emîrinin Tûs halkından 20.000’e yakın kişiyi katlettirmesidir. 465’te (1072) Selçuklu Sultanı Melikşah, Nizâmülmülk’e aralarında doğum yeri olan Tûs’un da bulunduğu bazı yerleri iktâ etti (Özaydın, s. 143). Nizâmülmülk Tûs’ta bir cami yaptırdı. 510 yılı Muharrem’inin 10. günü (25 Mayıs 1116) Tûs’ta Sünnî ve Şiî âlimleri arasında cereyan eden tartışmalar şehirde büyük karışıklığa yol açtı. Rebîülâhir 617 (Haziran 1220) tarihinde Cengiz Han’ın kumandanlarından Cebe ve Sebütey, Hârizmşah Muhammed b. Tekiş’in arkasından Nîşâbur’a geldi. Bazı merkezler Moğol hâkimiyetine boyun eğdiyse de Tûs ve Tâberân halkı Moğollar’a karşı direndi. Bunun üzerine harekete geçen Sebütey şehir ve çevresinde büyük bir katliam yaptırdı. Bu arada Cengiz Han’ın en küçük oğlu Tuluy Han ordusunun öncü kuvvetleri Horasan’a girdi ve Tûs’un son istihkâmlarını işgal etti. Nûkān şiddetle karşı koyduysa da 28 Rebîülâhir 617 (2 Temmuz 1220) tarihinde ele geçirildi. 618 (1221) yılı ilkbaharında Tuluy Han, Merv’den hareket edip Tûs’un bütün köylerini ele geçirdi ve halkını öldürdü.

Timur, Serbedârîler’den Emîr Hâce Ali’yi Tûs’a vali tayin etti. Bir süre sonra Timur’un adını hutbeden çıkaran Hâce Ali’nin bağımsız davranmaya başlaması Timur’u harekete geçirdi. Hâce Ali kaçtıysa da yakalanıp öldürüldü (788/1386). 791 Recebinde (Temmuz 1389) şehir tamamen yıkılıp yağmalandı, 10.000’e yakın kişi öldürüldü, Tûs’tan hiçbir iz kalmadı. Bu olayın ardından Tûs bir daha eski durumuna gelemedi. Şâhruh 1405’te tahta çıkınca şehri yeniden kurmak üzere Emîr Seyyid Hoca’yı Tûs’a gönderdiyse de halk İmam Ali er-Rızâ türbesinin bulunduğu Nûkān’a yerleştiğinden kimse Tûs’a rağbet etmedi. Türbenin çevresinde kurulan Meşhed şehri zamanla bir köy haline gelen Tûs’un yerini aldı. Ortaçağ’da Tûsî nisbesiyle anılan simalar arasında Şâhnâme müellifi Firdevsî, Ebû Ca‘fer et-Tûsî, Esedî-i Tûsî, Nizâmülmülk, Gazzâlî, Şerefeddin et-Tûsî, Nasîrüddîn-i Tûsî ve Alâeddin et-Tûsî sayılabilir.

BİBLİYOGRAFYA:

Belâzürî, Fütûh (Fayda), s. 480, 587, 588, 603, 604; İbnü’l-Fakīh, Muħtaśaru Kitâbi’l-Büldân (ed. M. J. de Goeje), Leiden 1967, s. 320, 321; Ya‘kūbî, Kitâbü’l-Büldân (Âyetî), s. 53-54; İstahrî, Mesâlik (de Goeje), s. 257; Makdisî, Aĥsenü’t-teķāsîm, s. 331; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), IV, 80-82; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, IV, 55-57; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, bk. İndeks; Zekeriyyâ b. Muhammed el-Kazvînî, Âŝârü’l-bilâd, Beyrut, ts. (Dâru Sâdır), s. 275; Müstevfî, Nüzhetü’l-ķulûb (Siyâkī), s. 183, 185, 186; M. Hasan Han, MaŧlaǾu’ş-şems, Tahran 1363 hş., II, 184-219; G. le Strange, The Lands of the Eastern Caliphate, London 1966, s. 388-391; Ebü’l-Kāsım Tâhirî, Coġrâfyâ-yi Târîħî-yi Ħorâsân ez Nažar-i Cihângerdân, Tahran 1348 hş., s. 43-49; M. Takī Han Hakîm, Genc-i Dâniş (nşr. M. Ali Savtî-Cemşîd-i Kiyânfer), Tahran 1366 hş., s. 640-651; İsmail Aka, Mirza Şahruh ve Zamanı (1405-1447), Ankara 1994, bk. İndeks; Abdülkerim Özaydın, Sultan Berkyaruk Devri Selçuklu Tarihi (485-498/1092-1104), İstanbul 2001, s. 143; V. Minorsky, “Tūs”, EI² (İng.), X, 740-745; Osman Çetin, “Horasan”, DİA, XVIII, 237.

Rıza Kurtuluş