TATYOS EFENDİ

(1858-1913)

Türk mûsikisi bestekârı, kanun ve keman icracısı.

İstanbul Ortaköy’de doğdu. Adı Tateos Ekserciyan’dır (Enkserciyan). Kemânî Tatyos olarak tanınır. Ortaköy Ermeni Kilisesi mugannîlerinden Manuk Ağa’nın (Manokyan Ekserciyan) oğludur. Ortaköy’de Ermeni ilkokulunu bitirdikten sonra bir süre çilingir ve savatçı çırağı olarak çalıştı. Ancak mûsikiye olan merakı onu bu alana yöneltti ve dayısı Movses Papazyan’dan kanun dersleri almaya başladı. Usul ve Hamparsum notası öğrendi. Özel mûsiki toplantılarına kanunuyla amatörce katıldı. Bu dönemde Lavtacı Civan (Zivanis) ve Hânende Asdik Ağa’dan (Asadur Hamamcıyan) faydalandı. 1882’den itibaren piyasada çalışan saz topluluklarının fasıllarına kanunuyla iştirak etti. Divanyolu’nda Raufpaşazâde Said Bey Gazinosu’nda Kemençeci Vasil’in (Vasilaki) fasıl takımında yer aldı. Ardından Kemânî Âmâ Sebûh’tan keman meşketti. Parmaklarının keman çalmaya pek elverişli olmamasına rağmen büyük bir gayretle çalıştı ve bu sazda üne kavuştu. Çıktığı ilk mûsiki sahnesinin devrin önde gelen eğlence merkezlerinden Galata’daki Pirinççi Gazinosu olduğu söylenir. Bu fasıllardaki arkadaşları arasında Hânende Karakaş, Tanbûrî Ovakim, Kanûnî Şemsi, Ûdî Âfet (Hapet Mısırlıyan) en meşhurlarıdır. Ûdî Âfet, Tatyos Efendi ile 1888’de Pirinççi Gazinosu’nda çalıştıklarını bildirir. Tatyos Efendi’nin kemânî unvanı ile şöhret bulması bu tarihten sonradır. Onun fasıl yöneticiliğindeki ünü, kendi ifadesiyle Şehzadebaşı Direklerarası’nda Alyanak Mehmed Efendi’nin kıraathanesinde başladı. Bu fasıllar yine Şehzadebaşı’nda Kâzım’ın kıraathanesiyle (Fevziye Kıraathanesi) Divanyolu’nda Ârif’in kıraathanesinde devam etti. Tatyos Efendi ayrıca Boğaziçi’nde düzenlenen mehtap gezilerinde Kemânî Aleksan Ağa, Kanûnî Şemsi, Tanbûrî Cemil Bey, Lavtacı Andon, Ûdî Basri Bey ve Kemençeci Vasilaki ile birlikte kemanıyla katıldı. Yakalandığı karaciğer hastalığından kurtulamayan Tatyos Efendi 16 Mart 1913’te öldü ve Kadıköy Uzunçayır’daki Ermeni Mezarlığı’nda defnedildi.

Tatyos Efendi fasıl idareciliği, bestekârlığı ve keman icrasıyla dönemin sanatkârları arasında şöhret bulmuştur. Genç yaşta başladığı bestekârlıkta büyük başarı


göstermiş, bestelediği şarkı ve saz eserleri fasıl mûsikisinin en rağbet edilen eserleri içinde yer almıştır. Birçok şarkısının güftesi kendisine ait olan Tatyos Efendi’nin, bestekârlığının sâzendeliğinden üstün olduğu kabul edilir. Şarkılarındaki üslûp ve özellikle ara nağmeleri çok başarılıdır. İyi bir nota bilgisine sahip olmasına rağmen bestelerinin büyük kısmı tesbit edilemediğinden unutulmuştur. Yılmaz Öztuna onun beste, peşrev, saz semâisi ve şarkılardan meydana gelen yetmiş üç eserinin listesini vermiş (BTMA, II, 382-383), Nazar Özsahakyan ise biri taksim elli dokuz eserinin notasını neşretmiştir (Türk Sanat Müziğinde, s. 1013-1053). Bunlar arasında rast, kürdili-hicazkâr, sûzinak ve karcığar peşrev ve saz semâileriyle hüseynî saz semâisi saz mûsikisinin şaheserlerinden sayılır. “Bir gönlüme bir hâl-i perîşânıma baktım” mısraıyla başlayan rast, “Bu akşam gün batarken gel” ve, “Gamzedeyim devâ bulmam” mısralarıyla başlayan uşşak, “Mâni oluyor hâlimi takrîre hicâbım” ve, “Çektim elimi gayri bu dünyâ hevesinden” mısralarıyla başlayan hüseynî, “Affetme sakın hançer-i müjgânını nâgâh” mısraıyla başlayan sûzinak şarkıları çok sevilen eserlerinden bazılarıdır. Ahmed Râsim, “Kesik Kerem Nazîresi” adıyla da anılan “Gamzedeyim devâ bulmam” mısraıyla başlayan şarkısını “hâlinin sâfiyâne tasviri” diye nitelemiştir. Bazı şiirlerini de bestelediği Ahmed Râsim, Kemençeci Vasilaki ve Şevki Bey, Tatyos Efendi’nin en yakın arkadaşlarındandır. Ahmed Râsim bestelediği şarkıları önce Tatyos Efendi’ye meşkeder ve eserlerini ondan dinlemekten çok hoşlanırdı. Besteleri için Kemençeci Vasilaki’nin, “O yapsın ben çalayım” dediği söylenir. Genellikle ağır sesleri icra etmeyi seven, oyun havası ve köçekçe gibi eserleri çalmaktan pek hoşlanmayan, kalender ve rindmeşrep bir kişiliğe sahip olan Tatyos Efendi pek çok talebe yetiştirmiştir. Bunlar arasında Arşak Çömlekçiyan, Münir Mazhar Kamsoy, Nasibin Mehmet (Yürü), Mustafa Sunar ve Abdülkadir Töre en önemlileridir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ahmed Râsim, Cidd ü Mîzâh, İstanbul 1336, s. 51-56; Lemi Atlı, Hâtıralarım (Canlı Tarihler içinde, nşr. Türkiye Yayınevi), İstanbul 1947, s. 110, 118-119; Vecdi Seyhun, Santûrî Edhem Bey, İstanbul 1948, s. 13; İbnülemin, Hoş Sadâ, s. 280-282; Mustafa Rona, 20. Yüzyıl Türk Mûsikisi, İstanbul 1970, s. 53-58; İsmail Baha Sürelsan, Ahmet Rasim ve Mûsikî, Ankara 1977, s. 9-12; Sermet Muhtar Alus, İstanbul Yazıları (nşr. Erol Şadi Erdinç - Faruk Ilıkan), İstanbul 1994, s. 195-196; Özalp, Türk Mûsikîsi Tarihi, I, 224, 228; II, 384-386; Nazar Özsahakyan, Türk Sanat Müziğinde Ermeni Besteciler, İstanbul 2007, s. 54-55, 89-90, 1013-1053, 1130-1131; “Müteveffâ Kemânî Tatyos Efendi”, Şehbâl, sy. 74, İstanbul 1329, s. 35; Ruşen Ferit Kam, “İncesaz Takımları”, Radyo, I/12, Ankara 1942, s. 16, 24; Avni Önsan, “Ebedileşen Dehalarımız, Tatyos Efendi”, TMD, sy. 39 (1951), s. 14, 33; “Ekserciyan (Tatyos)”, İst.A, IX, 4987-4989; Öztuna, BTMA, II, 382-383; Mehmet Güntekin, “Tatyos Efendi”, DBİst.A, VII, 225.

Nuri Özcan