TÂLİKÎZÂDE MEHMED SUBHİ

(ö. 1014/1606 [?])

Dîvân-ı Hümâyun kâtibi ve şehnâmeci.

Aydın’da dünyaya geldi. 1540’larda doğduğu tahmin edilmektedir. 1390’lardan itibaren Osmanlı ilmiye sınıfında önemli kişilerle temsil edilen Fenârî ailesine mensuptur. Lakabından hareketle babasının ta‘likte icâzet sahibi bir hattat olduğu söylenebilir. Mart 1562’de Manisa sancak beyliği görevine gönderilen Şehzade Murad’ın hizmetine girdi. On iki yıl bu görevde kaldıktan sonra 1574’te III. Murad’ın tahta çıkması üzerine İstanbul’a gitti. Dîvân-ı Hümâyun’da kâtiplik görevine tayin edildi ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Bunun yanı sıra bazı eyaletlerin tahrir kâtipliği, 991’de (1583) Revan seferinde Serdar Ferhad Paşa’nın ve 983 (1585) İran seferinde Özdemiroğlu Osman Paşa’nın sefer kâtipliği görevlerinde bulundu. Bu sırada Tebriz fetihnâmesini kaleme aldı.

Tebriz seferinden döndükten sonra divan kâtipliğine devam ederken Türkçe hümâyunnâme tarzında bir eser yazmak isteyince vekāyi‘nüvis sıfatıyla görevlendirildi. Bu göreve getiriliş tarihinin Ağustos 1591’den önce olduğu bilinmektedir (Afyoncu, XXI [2001], s. 286). 8 Zilkade 999’da (28 Ağustos 1591) Türkçe mensur şehnâme yazmak için şehnâmeci tayin edildi. Sadrazam Sinan Paşa’nın maiyetinde Eylül 1594’te Yanıkkale’nin fethiyle sonuçlanacak sefere katıldı ve sefer vekāyiini kaleme aldı. Mensur olan bu esere Ocak 1595’te vefat eden III. Murad ile halefi III. Mehmed hakkında manzum uzun bir bölüm ekledi. Seferden dönmesinin ardından Farsça şehnâme yazmak üzere görevlendirilen Lokman b. Hüseyin’in azledilmesiyle 15 Muharrem 1004’te (20 Eylül 1595) dergâh-ı âlî müteferrikalığı tevcihiyle beraber tek şehnâmeci olarak kaldı. III. Mehmed’in yanında Ekim 1596’da Eğri Kalesi’nin fethiyle neticelenen sefere katıldı. Bu sefere dair kaleme aldığı şehnâmeyi 1598’de sultana takdim etti. 1597’de Reîsülküttâb Yahyâ tarafından hazırlanan kırk kişilik kıdemli kâtipler listesinde Tâlikîzâde yedinci sırada yer almaktadır (BA, KK, nr. 7530, vr. 5a-b). Cemâziyelâhir 1010’da (Aralık 1601) şehnâmecilikten azledilip yerine Hasan Hükmî Efendi getirilmişse de daha sonra herhangi bir göreve tayin edilip edilmediği bilinmemektedir. Tâlikîzâde’nin ölüm tarihi belli olmayıp bazı kaynaklarda zikredilen 1008 (1599-1600) ve 1013 (1604-1605) yılları doğru görünmemektedir. Vefatı üzerine tasarrufundaki Kırklı Dîvân-ı Hümâyun gediği 1014 yılı Zilkadesi sonlarında (29 Mart - 8 Nisan 1606) Fî Mustafa’ya verildiğine göre (Emecen, sy. 35 [1994], s. 139) Tâlikîzâde’nin ölümü bu tarihte veya bundan önceki bir tarihte olmalıdır (Afyoncu, XXI [2002], s. 290). Şiirlerinde “Subhî” mahlasını kullanmıştır.

Eserleri. 1. Gürcistan Seferi. Ferhad Paşa’nın 1584 Tomanis seferini ele alan eser (TSMK, Revan Köşkü, nr. 1300) yanlışlıkla Revâniyye şeklinde de bilinir. 2. Tebrîziyye. 1585’te Özdemiroğlu Osman Paşa’nın Tebriz’i fethini anlatır (TSMK, Revan Köşkü, nr. 1299). 3. Şehnâme-i Hümâyun. Koca Sinan Paşa’nın 1593-1594’teki Yanıkkale seferine dair olan eser (TİEM, nr. 1963), Christine Woodhead tarafından doktora tezi olarak hazırlanmıştır (bk. bibl.). 4. Eğri Fethi Târihi (Fetihnâme-i Eğri, Şehnâme-i Sultan Mehmed). 1598’de tamamlanmış olup III. Mehmed’in Eğri’nin fethi ve 1596 Haçova zaferini ihtiva eder (TSMK, Hazine, nr. 1609). Vahit Çabuk eser üzerine Tâlîkîzâde Mehmed Subhî Efendi’nin Eğri Seferi Şehnâmesi adıyla bir doktora çalışması yapmıştır (1986, İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü). Tâlikîzâde’nin 1574’te III. Murad’a cülûsü münasebetiyle yazdığı Firâsetnâme ile (Paris Bibliothèque Nationale, Suppl., nr. 1055) 1592-1593’te kaleme aldığı, Osmanlı hânedanının yirmi belirgin özelliğinin anlatıldığı Şemâilnâme-i Âl-i Osmân (TSMK, III. Ahmed, nr. 3592) adlı iki eseri daha vardır. Onun eserleri Osmanlı inşâ sanatına uygun biçimde yazılmış, Eğri Fethi Târihi’nde ise sade bir Türkçe tercih edilmiştir. Bu eserlerden Tebrîziyye dışındakiler minyatürlerle süslüdür.

BİBLİYOGRAFYA:

Ta‘liķīzāde’s Şehnāme-i Hümāyūn: A History of the Ottoman Campaign into Hungary 1593-94 (ed. C. Woodhead), Berlin 1983; Levend, Gazavatnâmeler, s. 90-91, 95-98; I. Stchoukine, La peinture turque d’après les manuscrits illustrés, Ier partie: De Sulaymān Ier à ǾOŝmān II (1520-1622), Paris 1966, s. 90-91, 94, 97, 135; Vahid Çabuk, “Denizli’li Tâlîkî-zade Mehmed Subhi Efendi”, Türk Kültür Tarihinde Denizli Sempozyumu: Bildiriler, Denizli 1989, s. 118-123; Necib Âsım, “Osmanlı Tarihnüvisleri ve Müverrihleri”, TOEM, II/7 (1911), s. 422-424; Zeren Tanındı, “Nakkaş Hasan Paşa”, Sanat, sy. 6, Ankara 1977, s. 114-125; C. Woodhead, “From Scribe to Litterateur: The Career of a Sixteenth-century


Ottoman Katib”, BSMES, IX/1 (1982), s. 55-74; a.mlf., “An Experiment in Official Historiography: The Post of Şehnameci in the Ottoman Empire, c. 1555-1605”, WZKM, sy. 75 (1983), s. 157-187; Feridun Emecen, “Ali’nin ‘Ayn’ı: XVII. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Bürokrasisinde Kâtib Rumuzları”, TD, sy. 35 (1994), s. 139, 140, 142; Erhan Afyoncu, “Tâlikîzâde Mehmed Subhî’nin Hayatı Hakkında Notlar”, Osm.Ar., XXI (2001), s. 285-306; P. Fodor, “TaǾlīķī-zāde”, EI² (İng.), X, 165-166.

Chrıstıne Woodhead