SÛSÎ

(السوسي)

Ebû Şuayb Sâlih b. Ziyâd b. Abdillâh es-Sûsî (ö. 261/874)

Kırâat-i seb‘a imamlarından Ebû Amr b. Alâ’nın iki râvisinden biri.

170’li (786) yıllarda muhtemelen, bugünkü İran’ın Ahvaz şehrine bağlı bir belde olan Sûs’ta doğdu ve buraya nisbetle Sûsî diye meşhur oldu. Ayrıca Rüstübî ve Rakkī nisbeleriyle de zikredilmiştir. Rakka şeyhi olarak tanınması ve önde gelen talebelerinin Rakkī nisbesiyle anılması dikkate alındığında hayatının önemli bir bölümünü Fırat kenarındaki bu şehirde geçirdiğini söylemek mümkündür. Ancak kendisinin ve talebelerinin nisbet edildiği Rakka’nın İbnü’l-Esîr’in harap olduğunu zikrettiği Rakka olması da mümkündür. Meşhur yedi kıraat imamından Ebû Amr b. Alâ’nın önde gelen talebesi Yahyâ b. Mübârek el-Yezîdî’den Kur’an dersleri aldı ve Ebû Amr b. Alâ’nın kıraati konusunda uzmanlaştı. Kûfe’de Abdullah b. Nümeyr, Esbât b. Muhammed ve Mekke’de Süfyân b. Uyeyne gibi âlimlerden hadis dinledi. Ahmed b. Hanbel’den bazı fıkhî görüş ve fetvalar nakletti (İbn Ebû Ya‘lâ, I, 176-177). Kendisinden de her biri Rakkalı olan Ebû İmrân Mûsâ b. Cerîr, Ebü’l-Hasan Ali b. Hüseyin, Ebû Osman en-Nahvî ve Ebü’l-Hâris Muhammed b. Ahmed Kur’an dersleri aldı. İbn Ebû Âsım, Ebû Arûbe el-Harrânî ve Ebû Ali Muhammed b. Saîd hadis rivayet etti. Ebû Hâtim er-Râzî de Rakka’ya ikinci gidişinde Sûsî’den bazı rivayetler yazdı, Kütüb-i Sitte müelliflerinden Nesâî bazı kıraat vecihleri rivayet etti. Nesâî’nin Sûsî’den hadis rivayet ettiği de ileri sürülmüş, ancak bunun doğru olmadığı belirtilmiştir. Sûsî, Muharrem 261’de (Ekim 874) Rakka’da vefat etti. Onun ölümünden sonra Rakka’da kıraat ilmi konusunda riyaset görevi önde gelen talebesi Ebû İmrân Mûsâ b. Cerîr er-Rakkī’ye intikal etti.

Sûsî gerek kıraat alanında gerekse hadis rivayetinde güvenilir kabul edilmiş, İbn Hibbân onun biyografisine eŝ-Ŝiķāt’ında yer vermiştir. Ebû Hâtim er-Râzî kendisini sadûk olarak nitelerken Nesâî onun için sika terimini kullanmıştır. İbnü’l-Cezerî ise Sûsî’yi herhalde daha çok kıraat ilmindeki yeri açısından değerlendirmiş, hakkında zâbit, muharrir (araştırmacı) ve sika terimlerine yer vermiştir. İbnü’l-Cezerî ayrıca onun Yahyâ b. Mübârek el-Yezîdî’nin en önde gelen talebesi olduğuna işaret ederken bu durumun Ebû Amr b. Alâ kıraatinin doğru tesbiti açısından önemli olduğuna dikkat çekmek istemiştir. Nitekim İbn Mücâhid, Kitâbü’s-SebǾa’sında Ebû Amr b. Alâ’nın kıraatini tesbit ederken Sûsî’nin adının yer aldığı bir isnad zincirine de itibar etmiş, daha sonra kıraat imamlarının râvilerini iki ile sınırlayarak yazılan kırâat-i seb‘a ve aşere kaynaklarında -kıraat ilmini bizzat Ebû Amr’dan almamış olmasına rağmen- ortaklaşa olarak onun adı ve rivayeti tercih edilmiştir. Bu seçim yapılırken hiç şüphesiz zabt ve araştırma yönünün üstünlüğü ve bu kıraat konusundaki uzmanlığı dikkate alınmıştır. Ebû Amr ed-Dânî, Risâle fî ķırâǿati Ebî ŞuǾayb Śâliĥ es-Sûsî adıyla bir eser kaleme almıştır (Mescid-i Aksâ Ktp., nr. 30/66/3, vr. 47a-54b).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Mücâhid, Kitâbü’s-SebǾa (nşr. Şevkī Dayf), Kahire 1972, s. 100; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, IV, 404; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, VIII, 319; İbn Ebû Ya‘lâ, Ŧabaķātü’l-Ĥanâbile, I, 176-177; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), III, 335; İbnü’l-Esîr, el-Lübâb, II, 34; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XII, 380-381; a.mlf., MaǾrifetü’l-ķurrâǿ (Altıkulaç), I, 390-391; İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-Nihâye, I, 332-333; II, 317; el-Fihrisü’ş-şâmil: ǾUlûmü’l-Ķurǿân, maħŧûŧâtü’l-ķırâǿât (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1987, I, 77.

Tayyar Altıkulaç