SÜRELSAN, İsmail Baha

(1912-1998)

Türk mûsikisi bestekârı ve araştırmacısı.

19 Kasım 1912’de Bursa’nın Alipaşa mahallesinde doğdu. Babası, Bursa Askerî Rüşdiye ve İdâdîsi’yle Fransız ve Amerikan kolejlerinde edebiyat, kitâbet ve hat


hocalığı yapan Yozgatlı Ahmed Bahâeddin Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. Işıklar Askerî Lisesi’ni 1931’de bitirdikten sonra Ankara Ziraat Fakültesi’nden mezun oldu (1935). 6 Eylül 1935’te Nazilli Pamuk Üretme Çiftliği’nde asistan olarak başladığı memuriyeti Ankara (1936), Bursa (1937-1938), Eskişehir (1938-1939) ve Konya’da (1939-1940) tohum ıslah istasyonlarında devam etti. 1942-1944 yıllarında Bornova’da şeflik ve müdürlük görevlerinde bulundu. 1944-1945’te Malatya ziraat müdürü oldu. Aynı yıl Türkiye Ziraî Donatım Kurumu personel müdürlüğüne ve ardından Ziraat Vekâleti Zat İşleri müdür muavinliğine tayin edildi. 1948’deki bakanlık müfettişliği görevini bir yıl sonra ikinci defa Ziraî Donatım Kurumu personel müdürlüğü takip etti. Aynı kuruluşta müşavir (1955) ve başmüşavir (1962) olarak çalıştıktan sonra 5 Haziran 1972’de emekli oldu.

1960’ta çalıştığı kurum tarafından incelemelerde bulunmak üzere Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’ya gönderilen Sürelsan, 1968-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde dinî Türk mûsikisi öğretim görevliliği yaptı. 1961’de girdiği Ankara Radyosu’nda (1964’ten sonra Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu) çeşitli görevlerde bulundu. Haziran 1973’te Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Türk sanat müziği uzmanı ve Repertuvar Kurulu başkanlığına, 1975’te Ruşen Ferit Kam’dan boşalan Ankara Radyosu klasik koro şefliğine getirildi. Aynı kurumda Türk mûsikisi tarihi ve form bilgisi dersleri okuttu. Temmuz 1975’te Kültür Bakanlığı Türk Mûsikisi Komisyonu üyeliğine seçilişinin ardından 1977’de sağlık sebepleriyle Antalya’ya yerleşti ve Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Antalya Bölge Müdürlüğü’ne bağlı sözleşmeli uzman sıfatıyla çalıştı. Aynı zamanda Akdeniz Üniversitesi Türk Sanat Müziği Korosu şefliği görevini de yürüttü. 1991’de devlet sanatçılığı unvanının verilmesinin yanı sıra Türkiye Yazarlar Birliği’nce yılın kültür adamı seçildi. Aynı yıl Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından adına kurulan konservatuvardaki koro şefliği ve mûsiki hocalığı görevini ölümüne kadar sürdürdü. 12 Nisan 1998’de Antalya’da vefat eden Sürelsan’ın cenazesi iki gün sonra Kalekapısı Camii’nden kaldırılarak Yeni Mezarlığa defnedildi.

İsmail Baha Sürelsan bestekârlığı, hocalığı ve özellikle araştırmacılığıyla dönemin mûsikişinasları arasında önemli bir yere sahiptir. Evlerinde çeşitli sazların icra edildiği bir ortamda yetişmiştir. Bağlama ve kanunla başladığı ilk mûsiki çalışmalarını tamburla devam ettirdikten sonra 1927’de Kanûnî Sâim Bey’den kanun dersleri almaya başlamıştır. Çocukluğunda Bursa’da çeşitli mûsiki meclislerinde bulunmuş ve tekkeler kapatılıncaya kadar (1925) mukabele günlerinde Bursa Mevlevîhânesi’ne devam etmiştir. Notayı lisedeki mûsiki hocası Mustafa Rahmi Bey’den (Otman) öğrenen Sürelsan 1945’li yıllardan itibaren Ankara Türk mûsikisi çevrelerinde tanınmıştır. Ankara’daki evinde düzenlediği cumartesi toplantıları mûsiki, edebiyat ve sanat etrafında akademik düzeyde uzun yıllar devam etmiş ve pek çok sanatçının yetişmesinde mektep vazifesi görmüştür. İlk defa 27 Mart 1938 tarihinde Bursa’da verdiği Türk mûsikisi konulu açıklamalı ve uygulamalı konferansları daha sonra Ankara’da sürdürmüş ve bunları hayatı boyunca devam ettirmiştir. 1961’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde başladığı Türk mûsikisi konferanslarını Sosyal Bilimler Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi, Kız Teknik Öğretmen Okulu, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, Millî Kütüphane gibi kurumlarda sürdürmüştür. Bu çalışmalarına önce Ankara’da, daha sonra Antalya Radyosu’nda hazırladığı açıklamalı koro programları da ilâve edilebilir. Bu konferanslarda aynı zamanda iyi bir klasik koro yöneticisi olarak tanınmıştır.

Sürelsan, Türk mûsikisi üzerine yaptığı yayınlarda araştırmacı kimliğini de ortaya koymuştur. Bu konudaki makaleleri Ata Yolu (Antakya), Yeni Meram ile (Konya) Âhenk, Medeniyet, Karar, Son Dakika (Ankara) ve Dünya (İstanbul) gazetelerinde; Mızrap, Musiki, Musiki ve Nota, Türk ve Batı Mûsikisi, Türk Edebiyatı (İstanbul) ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi, Bayrak, Hisar, Millî Kültür, Töre (Ankara) dergilerinde yayımlanmıştır. Ahmed Râsim ve Mûsiki adlı eserinin yanı sıra (Ankara 1977) Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde okuttuğu ders notları Dini Türk Musikisine Giriş adıyla yayımlanmış (Ankara 1972), ayrıca “Kantemiroğlu ve Türk Mûsikisi” başlıklı bir araştırması neşredilmiştir (Dimitrie Cantemir, Unesco Türkiye Millî Komisyonu, Ankara 1975, s. 73-108). Onun yayımlanmamış Rahmi Bey adlı bir eserinden de bahsedilmektedir.

İsmail Baha Sürelsan’ın nefes, ilâhi, mersiye, peşrev, beste, yürük semâi ve şarkı formlarında doksan iki eser bestelediği tesbit edilmiştir (bunlardan yetmiş dokuzunun listesi için bk. Öztuna, II, 322-323). Güftelerinde vezin, anlam ve ritim uyumu dikkat çekmektedir. Her biri makam seçimindeki başarısının örneği olan, özellikle şarkıların teşkil ettiği bestelerinde klasik tavır hissedilir. İlk eseri 1950’de bestelediği, “Gönül her gördüğün dildâra birden müptelâsın” mısraıyla başlayan tâhir-bûselik şarkısı olup bestelerinde daha çok Fuat Uluç, Mahmut Nedim Güntel ve Halit Üzel’in güftelerini tercih etmiştir. Bestekârlıktaki en verimli dönemini 1950-1960 yıllarında yaşayan Sürelsan’ın besteleri arasında, “Gönlüm düşüyor çırpınarak gizli kemende” ve, “O tebessüm o tavırlar o levendâne hıram” mısralarıyla başlayan acem-aşiran, “Güle sor bülbüle sor hâlimi hicrânımı dinle” mısraıyla başlayan bûselik, “Yaz günleri en tatlı hayaller gibi geçti” mısraıyla başlayan nihavend ve, “Ay gülsün ufuktan sana sen bak ona gül de” mısraıyla başlayan rast şarkısı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu repertuvarında icra edilen eserlerden bazılarıdır.

BİBLİYOGRAFYA:

Rahmi Kalaycıoğlu, Türk Musikisi Bestekârları Külliyatı Sayı 17: İ. Baha Sürelsan, İstanbul 1962; Mustafa Rona, 20. Yüzyıl Türk Musikisi, İstanbul 1970, s. 580-583; TSM Sözlü Eserler, tür.yer.; Özalp, Türk Mûsikîsi Tarihi, II, 335-337; Lâika Karabey, “Sürelsan Mektebi”, MM, sy. 141 (1959), s. 260-261, 271; Oskay Alptürk, “Röportaj: İsmail Baha Sürelsan”, Mûsikî ve Nota, sy. 16, İstanbul 1971, s. 27; Öztuna, BTMA, II, 321-323.

Nuri Özcan