SÜHEYLÎ, Abdurrahman b. Abdullah

(عبد الرحمن بن عبد الله السهيلي)

Ebü’l-Kāsım Abdurrahmân b. Abdillâh b. Ahmed el-Has‘amî es-Süheylî el-Mâlekī (ö. 581/1185)

er-Ravyü’l-ünüf adlı eseriyle tanınan âlim.

508’de (1114) Endülüs’ün güneyindeki Mâleka’ya (Malaga) bağlı Süheyl adlı yerde doğdu. Ebü’l-Hasan ve Ebû Zeyd künyeleriyle de anılır. Ashaptan Ebû Ruveyha el-Has‘amî’nin soyundandır. Ataları Suriye veya Filistin’den Endülüs’e göç ederek Süheyl’e yerleşmiştir. Büyük dedesi Ebü’l-Hasan Asbağ b. Hüseyin meşhur kadılardandı. İlim ve hitabette tanınmış bir aileye mensup olan Süheylî ilk eğitimini aile çevresinden alarak hıfzını tamamladı. Mâleka’da Ebû Ali Hüseyin b. Mansûr el-Ahdeb ve Ebü’l-Hasan Ali b. Îsâ’dan kıraat; Ebû Mervân Abdülmelik b. Mücîr el-Bekrî, İbnü’t-Tarâve, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdurrahman el-Mâlekī ve Ebû Muhammed Kāsım b. Dahmân’dan nahiv; Ebû Abdullah Muhammed b. Süleyman, Ebû Muhammed Abdürreşîd el-Mâlekī ve babasının dayısı Ebü’l-Hasan Ali b. Ayyâş’tan fıkıh ve hadis okudu. Ardından Kurtuba (Cordoba) ve İşbîliye’ye (Sevilla) giderek pek çok âlimden İslâmî ilimler, Arap dili ve edebiyatı dersleri aldı. Ayrıca Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’den özellikle hadis, tefsir ve usul alanında çok faydalandı. Ebü’l-Kāsım İbnü’r-Remmâk’tan dil ve edebiyat okuyan Süheylî, çağdaşı olan İbn Kurkūl ile hadis ve usulü konusunda karşılıklı fikir alışverişinde bulundu (diğer hocaları için bk. M. İbrâhim el-Bennâ, s. 75-85).

Daha sonra Gırnata’ya (Granada) giden ve burada bir süre kalan Süheylî 542’de (1147) Mâleka’ya dönerek ders okutmaya ve uzun eğitim hayatı boyunca tutmuş olduğu notlarını düzenleyerek eserlerini yazmaya başladı. Özellikle Mâleka’daki ders halkası ve burada yapılan tartışmalar Endülüs ilim ve fikir hayatında önemli izler bıraktı. Zamanında pek çok âlimin yetişmesine katkıda bulunan Süheylî’nin meşhur öğrencileri arasında Ahmed b. Abdullah el-Bekrî el-Mâlekī, kıraat ve hadis âlimi Ahmed b. Muhammed el-Akkî el-Lûşî, Buġyetü’l-mültemis adlı biyografik eseriyle tanınan Endülüslü tarihçi ve hadis âlimi Ahmed b. Yahyâ ed-Dabbî, şair Hasan b. Muhammed b. Ali el-Ensârî,


döneminin önemli nahivcilerinden Dâvûd b. Ahmed el-Gāfikī ve Ebü’l-Haccâc Yûsuf b. Ma‘zûz el-Kaysî, Sehl b. Muhammed el-Ezdî el-Gırnâtî, muhaddis ve şair Abdullah b. Hasan el-Kurtubî el-Mâlekī, Arap dili ve edebiyatı alanında zamanının imamı sayılan Ömer b. Muhammed eş-Şelevbîn, er-Ravżü’l-ünüf’ü kendisinden dinleyen Ahmed b. Yezîd, ondan bazı hadis kitaplarının yanı sıra bu eseri okuyan Muhyiddin İbnü’l-Arabî ve er-Ravżü’l-ünüf’ü birlikte tashih ettikleri İbn Dihye el-Kelbî sayılabilir.

Ekonomik güçlükler içerisinde sıkıntılı bir hayat geçiren Süheylî ömrünün sonlarına doğru öğrencisi İbn Dihye’nin aracılığıyla Muvahhid Hükümdarı Ebû Ya‘kūb Yûsuf b. Abdülmü’min ile oğlu ve halefi Ebû Yûsuf el-Mansûr tarafından saraya davet edildi. Üç yıl kaldığı Merakeş’te ekonomik bakımdan rahatlayan Süheylî’nin müderrislik ve kadılık gibi görevler üstlenip üstlenmediği bilinmemektedir. Süheylî 26 Şâban 581’de (22 Kasım 1185) Merakeş’te vefat etti ve ertesi gün Bâbürrab dışındaki Cebbânetüşşüyûh adlı mezarlığa defnedildi. Burası daha sonra Süheylî başta olmak üzere birçok âlim ve sûfînin kabirlerini barındıran bir ziyaretgâh durumuna geldi. Faslı âlim İfrenî, Dürerü’l-ĥicâl fî menâķıbi sebǾati ricâl adlı eserinde buraya defnedilen, aralarında Süheylî’nin de yer aldığı yedi âlimin biyografisine yer verir. Süheylî’nin gözlerinin görmediğine dair rivayetler varsa da er-Ravżü’l-ünüf’te kendi hattıyla ilgili bazı kayıtların yer almasından görme duyusunun tamamen yok olmadığı veya ömrünün sonlarına doğru bu yeteneğini kaybettiği anlaşılmaktadır (M. İbrâhim el-Bennâ, s. 52-53). En yakın öğrencilerinden İbn Dihye el-Kelbî’nin bu konuda herhangi bir bilgi vermemesi de bu hususu teyit etmektedir.

Süheylî kıraat, tefsir, hadis, fıkıh, usul, kelâm, ahbâr, nahiv, ensâb, siyer ile Arap dili ve edebiyatı alanında söz sahibiydi. Zaman zaman tenkitlere mâruz kalmakla birlikte çeşitli konulardaki ilmî meselelere getirmiş olduğu aklî ve naklî delillere dayalı çözümler hem kendi döneminde hem ölümünden sonra âlimler yanında itibar görmüştür. Bilimsel ufku geniş, kültürlü, parlak fikirli, dil konusunda mahir, kendine has üslûbuyla meseleleri çözerken isabetli hükümler veren Süheylî özellikle nahiv, fıkıh ve tefsir alanlarında yoğunlaşmıştır. Arap dili ve edebiyatı konusunda Endülüs ve Mağribli âlimlerin görüşlerine daha çok önem vermiş, bu arada İbn Sîde gibi Endülüslü nahiv ve lugat âlimini eleştirmekten geri durmamıştır (er-Ravżü’l-ünüf, III, 357-359). Arap dili ve edebiyatıyla ilgili eserlerinde İbn Sîde’den hiç bahsetmemiş olması ona karşı bir tavır içerisinde olduğunu göstermektedir. Sîbeveyhi’ye ve görüşlerine aşırı derecede bağlı olan İbn Abdünnûr gibi bazı âlimler de Süheylî’nin görüşlerine karşı çıkarak onu eleştirmişlerdir.

Eserleri. 1. er-Ravżü’l-ünüf fî şerĥi’s-Sîreti’n-nebeviyye li’bni Hişâm (er-Ravżü’l-ünüf ve’l-meşrâǾu’r-rivâ fî tefsîri me’ştemele Ǿaleyhi ĥadîŝü sîreti Resûlillâhi śallellāhu Ǿaleyhi ve sellem ve’htevâ). İbn Hişâm’ın eserine yazılan dört şerh içerisinde en kapsamlı olanıdır. Kendisinden önce siyer alanında İslâm dünyasında yapılan bütün çalışmalardan faydalanan Süheylî, İbn Hişâm’ın kitabını esas almakla birlikte esere aldığı bazı şiirlerin dil yanlışlarını ve vezinlerini düzeltmiş, bazılarının nisbet edilen kişilere ait olmadığını belirtmiş, bir kısmının kaynağını ve râvilerini tesbit etmiş, bazan da Hz. Peygamber’in amcası Ebû Tâlib’e nisbet edilen şiir gibi (er-Ravżü’l-ünüf, II, 226-228) yeni şiirler eklemiş, nâdir rivayetleri kayıt altına almış ve bugün mevcut olmayan eserlerden önemli iktibaslarda bulunmuştur. Siyer ilminin kurucusu olan İbn İshak’ın eserinde yer almayıp İbn Hişâm tarafından zikredilen rivayetleri de kitabına almış olması eserinin değerini arttıran özelliklerdendir. İbn Kesîr, Hz. Peygamber’in sîretine dair önemli bir kısmı daha önce hiç bilinmeyen bazı hususların Süheylî tarafından kaydedildiğini belirtir (el-Bidâye, XII, 339). Süheylî’nin âyet, hadis ve siyer ilmi bakımından çok önemli gördüğü şiirlerdeki garîb kelimeleri açıklarken verdiği bilgiler Arap dili ve edebiyatına olan vukufunu göstermektedir. Bazı tarihî bilgileri esere ilâve etmesi, fıkhî hükümler çıkarması, gündelik olaylara ayrıntılı biçimde yer vermesi, birtakım kelimelerin okunuşunu belirtmesi, Farsça ve İbrânîce gibi Arapça dışındaki dillerde karşılıklarını vermesi, şahısların neseplerine ve Resûl-i Ekrem’in vefatından sonraki hayatlarına atıflarda bulunması, coğrafî yerleri tesbite önem vermesi İbn Hişâm’ın eserine yaptığı önemli katkılardır. İlk defa Kahire’de basılan eserin (I-II, 1332) Abdurrahman el-Vekîl (I-VII, Kahire 1387-1390/1967-1970) ve Tâhâ Abdürraûf Sa‘d (I-IV, Kahire 1398/1978; Beyrut 1989) tarafından tahkikli neşirleri yapılmıştır. er-Ravżü’l-ünüf’ün çok sayıda şerh, hâşiye ve muhtasarı bulunmaktadır. Moğultay b. Kılıç’ın (ö. 762/1361) tenkit ve tashih amacıyla ez-Zehrü’l-bâsim fî sîreti (siyeri) Ebi’l-Ķāsım adıyla yazmış olduğu kitap âlimler arasında büyük ilgi görmüştür. Moğultay b. Kılıç’ın çağdaşlarından Ebü’l-Berekât Muhammed b. Abdürrahîm, ez-Zehrü’l-bâsim’i sadece Süheylî’ye yapılan itirazları bir araya getirmek suretiyle kısaltmıştır. Bedreddin İbn Cemâa’nın Nûrü’r-Ravż’ı, er-Ravżü’l-ünüf’ün muhtasarı olup bir nüshası Leknev’de Mümtâzü’l-ulemâ Seyyid Muhammed Takī Kütüphanesi’nde (Hadîsü Ehli’s-sünne ve’l-cemâa, nr. 75), bunun mikrofilmi Kahire’deki Ma‘hedü’l-mahtûtâti’l-Arabiyye’de (film, nr. 3076) bulunmaktadır (Abdülcevâd Halef, s. 264-265). Eserin diğer muhtasarları arasında Zehebî’nin Muħtaśaru Kitâbi’r-Ravżi’l-ünüfi’l-bâsim fi’s-sîreti’n-nebeviyyeti’ş-şerîfe’si (nşr. Abdülazîz Harfûş, Beyrut 1426/2005), Ebü’l-Feth Muhammed b. İbrâhim b. Muhammed b. Mukbil el-Bilbîsî’nin el-İlmâm bi’r-Ravż ve Sîreti’bni Hişâm el-mülaķķab bi-Celâǿi’l-efkâr bi-sîreti’l-muħtâr’ı (Kudüs el-Mektebetü’l-Hâlidiyye, Siyer, nr. 3) ve Muhammed b. Ahmed el-Aclûnî’nin Zehrü’r-Ravż’ı sayılabilir. İbn Hicce’nin Bulûġu’l-merâm min Sîreti İbn Hişâm ve’r-Ravżi’l-ünüf ve’l-İǾlâm’ı, Sîretü İbn Hişâm, er-Ravżü’l-ünüf ve Ahmed b. Ömer el-Kurtubî’nin el-İǾlâm’ının muhtasarıdır (Nuruosmaniye Ktp., nr. 3060). Yahyâ b. Muhammed el-Münâvî Ĥâşiye Ǿale’r-Ravżi’l-ünüf adıyla bir eser kaleme almış, Münâvî’nin torunlarından Zeynelâbidîn b. Abdürraûf bu hâşiyeyi ihtisar etmiştir (Keşfü’ž-žunûn, I, 918). Arthur Schaade, Süheylî ve Ebû Zer el-Huşenî’nin İbn Hişâm şerhlerinde geçen Uhud Gazvesi’ne dair şiirleri Die Kommentare des Suhailī und Abū Đarr zu den Uĥud-Gedichten adıyla yayımlamıştır (Leipzig 1920). 2. Netâǿicü’l-fiker fi’n-naĥv. Nahve dair bir eserdir. Netâǿicü’l-fiker’in Ebü’l-Kāsım ez-Zeccâcî’nin el-Cümelü’l-kübrâ adlı kitabının şerhi olduğu yolundaki görüş doğru değildir. Süheylî kitabını Kitâbü’l-Cümel’e göre düzenlediğini kaydetmektedir (Netâǿicü’l-fiker, s. 27). Muhammed İbrâhim el-Bennâ, İbn Kayyim el-Cevziyye’nin BedâǿiǾu’l-fevâǿid’inin Süheylî’nin Netâǿicü’l-fiker’inden intihal olduğunu iddia etmişse de Yüsrî es-Seyyid Muhammed bu iddiayı isabetsiz bulmuştur (DİA, XX, 121). Netâǿicü’l-fiker Muhammed İbrâhim el-Bennâ tarafından yayımlanmış (Bingazi 1398/1978; Riyad 1404/1984), daha sonra Ali Muhammed Muavvaz ve Âdil Ahmed Abdülmevcûd eseri yeniden neşretmiştir (Beyrut 1412/1992). 3. Emâli’s-Süheylî fi’n-naĥv ve’l-luġa ve’l-ĥadîŝ ve’l-fıķh.


Netâǿicü’l-fiker’deki üslûbu yansıtan, hadis ve fıkıh meselelerinin ele alındığı eserin nahiv ve lugat yönü ağır basar. Hadisle ilgili olan konular İbn Kurkūl’ün sorularına Süheylî tarafından verilen cevaplardan oluşmaktadır. Kitap Muhammed İbrâhim el-Bennâ tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1390/1970). Tâhâ Muhsin de Muhammed İbrâhim el-Bennâ’ya isim ve muhteva konusunda bazı tenkitler yönelterek eseri “Mesâǿil fi’n-naĥv ve’l-luġa ve’l-ĥadîŝ ve’l-fıķh” adıyla neşretmiştir (el-Mevrid, XVIII/3 [Bağdat 1989], s. 84-110). 4. et-TaǾrîf ve’l-iǾlâm fîmâ (bimâ) übhime mine’l-esmâǿ ve’l-aǾlâm fi’l-Ķurǿân (et-TaǾrîf ve’l-iǾlâm, el-İǾlâm). Esbâb-ı nüzûl kitaplarında, Kur’an tefsirlerinde, Kur’an ilimlerine dair eserlerde ve hadis mecmualarında verilen bilgiler istisna edilirse “mübhemâtü’l-Kur’ân”a hasredilmiş ilk eserdir. Mushaf tertibinin esas alındığı kitapta müphem kelimelerin delâletleri gösterilmiş, yer yer hadislerden faydalanılmıştır. Çok sayıda yazma nüshası bulunan eserin (Brockelmann, GAL, I, 525-526; Suppl., I, 733-734) neşirleri yapılmıştır (Kahire 1937; nşr. Mahmûd Rebî‘, Kahire 1933; Kahire 1356/1938; nşr. Abdullah Ali Mühennâ, Beyrut 1407/1987; nşr. Abdullah Muhammed Ali en-Nakarât, Trablus 1401/1992; Ġavâmizü’l-esmâǿi’l-mübheme ve’l-eĥâdîŝi’l-müsnede fi’l-Ķurǿân, nşr. Heysem Ayyâş, Beyrut 1988). Süheylî’nin bu eseri temel alınarak çeşitli çalışmalar ortaya konmuştur. Mâlikî fakihi İbn Asker el-Gassânî’nin et-Tekmîl (et-Tekmile) ve’l-itmâm li-Kitâbi’t-TaǾrîf ve’l-iǾlâm adlı eseri (Kahire 1356/1938; Beyrut 1407/1987) ile İbn Hacer el-Askalânî’nin el-İĥkâm li-beyâni mâ fi’l-Ķurǿân mine’l-ibhâm’ı bunlar arasındadır. 5. Mesǿeletü rüǿyeti’llâh ve’n-nebî fi’l-menâm. Bu risâle, Netâǿicü’l-fiker’in Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki yazma nüshasının sonunda yer alan bir risâle olup (Fâtih, nr. 4690) Tâhâ Muhsin tarafından “Mesâǿil” ile birlikte neşredilmiştir (s. 99-102). 6. Kitâbü’l-Ferâǿiż ve şerĥi âyâti’l-vaśıyye. Muhammed İbrâhim el-Bennâ tarafından yayımlanmıştır (Bingazi 1400/1980; Mekke 1405/1984). Süheylî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Mesǿeletü’s-sırrı fi’l-aǾveri’d-deccâl, el-İstidrâkât Ǿalâ Kitâbi’ś-Śaĥâbe li-Ebî ǾÖmer, Risâle fî tefsîri ķavli’n-nebî fî ”Ķul hüvellāhu eĥad” ennehâ taǾdîlü ŝülüŝe’l-Ķurǿân, Risâle fî kelâmihî Ǿalâ “sübhânallāh” bi-iǾrâbihâ ve şerĥihâ.

Süheylî’nin medih, tevessül, tasvir, gazel, hanîn, mersiye türünde yazdığı şiirler kendi eserlerinde ve diğer kaynaklar içinde günümüze ulaşmıştır. Güzel bir münâcât örneği olan ve her beytin sonu ayn (göz) harfiyle biten, ömrünün bir döneminde gözlerinin açılması için Cenâb-ı Hakk’a yakardığı “Ayniyye” adlı kasidesine çeşitli kişiler tarafından tahmisler yazılmış, bu arada İbn Hicce Taħmîsü’s-Süheylî adıyla bir eser kaleme almıştır. Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin Efendi el-Ķaśîdetü’l-ǾAyniyye’yi Türkçe’ye çevirerek şerhetmiştir (Yılmaz, sy. 9 [1999], s. 241).

BİBLİYOGRAFYA:

Süheylî, er-Ravżü’l-ünüf, II, 137, 226-228; III, 357-359; IV, 418-421; a.mlf., Netâǿicü’l-fiker fi’n-naĥv (nşr. Ali M. Muavvaz - Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 1412/1992, s. 27; a.mlf., Mesâǿil fi’n-naĥv ve’l-luġa ve’l-ĥadîŝ ve’l-fıķh (nşr. Tâhâ Muhsin, el-Mevrid, XVIII/3 [Bağdad 1410/1989] içinde), neşredenin girişi, s. 84-85; İbn Dihye el-Kelbî, el-Muŧrib (nşr. İbrâhim el-Ebyârî v.dğr.), Kahire 1954, s. 230-234; İbnü’l-Ebbâr, et-Tekmile (nşr. Abdüsselâm el-Herrâs), Beyrut 1415/1995, III, 32-33, 157-158; İbn Hallikân, Vefeyât, III, 144; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-nihâye (nşr. Ali Abdüssâtir v.dğr.), Kahire 1408/1988, XII, 339, 341-342; İbnü’l-Hatîb, el-İĥâŧa, III, 477-481; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, III, 401; Keşfü’ž-žunûn, I, 421-422, 917-918; II, 1924; Brockelmann, GAL, I, 525-526; Suppl., I, 733-734; M. İbrâhim el-Bennâ, Ebü’l-Ķāsım es-Süheylî ve meźhebühü’n-naĥvî, Cidde 1405/1985; Abdülcevâd Halef, el-Ķāđî Bedrüddîn İbn CemâǾa: Ĥayâtühû ve âŝâruh, Mansûre 1408/1988, s. 264-265; Cemâl Ebû Hassân, “Müvâzene beyne kitâbi BedâǿiǾi’l-fevâǿid li’bn Ķayyim ve kitâbi Netâǿici’l-fiker fi’n-naĥv li’s-Süheylî”, Dirâsât, XXIV/2, Amman 1418/ 1997, s. 339-350; Binyûnus ez-Zâkî, “Netâǿicü’l-fiker li’s-Süheylî”, MMMA (Kahire), XL/2 (1419/ 1998), s. 215-243; a.mlf., “ŞiǾru Ebi’l-Ķāsım es-Süheylî”, a.e., XLII/2 (1419/1998), s. 109-170; Mustafa Kılıçlı, “Ebü’l-Kâsım Abdurrahmân es-Süheylî -Hayatı ve Eserleri-”, Akademik Araştırmalar Dergisi, sy. 2, İstanbul 1999, s. 97-120; Ahmet Yılmaz, “Müstakimzâde’nin Kasîde-i Ayniyye Tercümesi ve Şerhi”, SÜ İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 9, Konya 1999, s. 241-264; Abdülfettâh Fethî Abdülfettâh, “Menhecü’s-Süheylî fî şerĥi’s-Sîreti’n-nebeviyye fi’l-Ǿaśri’l-medenî”, Mecelletü Külliyyeti dâri’l-Ǿulûm, sy. 31, Kahire 1424/2004, s. 423-484; W. Raven, “al-Suhaylī”, EI² Suppl. (İng.), s. 756; M. Yaşar Kandemir, “İbn Hacer el-Askalânî”, DİA, XIX, 526; H. Yunus Apaydın, “İbn Kayyim el-Cevziyye”, a.e., XX, 121.

Mustafa Sabri Küçükaşcı