SİNDÎ, Muhammed b. Abdülhâdî

(محمّد بن عبد الهادي السندي)

Ebü’l-Hasen Nûruddîn Muhammed b. Abdilhâdî es-Sindî et-Tettevî (ö. 1138/1726)

Hindistanlı muhaddis.

Hint alt kıtasının kuzeybatısında Pakistan’ın Sind bölgesinde Karaçi yakınlarındaki Tette beldesinde doğdu. Kendisini aynı künye ve nisbeyle tanınan Ebü’l-Hasan Gulâm Hüseyin b. Muhammed Sâdık es-Sindî es-Sagīr’den (ö. 1187/1773) ayırmak için adına “Kebîr” sıfatı eklenmiştir. Bununla birlikte bu iki âlimin eserleri zaman zaman birbirine karıştırılmış, meselâ Bağdatlı İsmâil Paşa, Sindî es-Sagīr’e ait Nüzhetü’n-nažar şerhi Behcetü’n-nažar’ı (nşr. Gulâm Mustafa el-Kāsımî, Haydarâbâd-Sind, ts.) Sindî el-Kebîr’e nisbet etmiştir (Îżâĥu’l-meknûn, I, 204), Sindî o dönemde önemli ilim merkezlerinden olan Tette’de yetişti. Ardından Tüster’e giderek oradaki âlimlerden ders aldı. Muhtemelen 1102’de (1691) Hicaz’a gitti. Medine’de Seyyid Muhammed el-Berzencî, Molla İbrâhim b. Hasan el-Kûrânî gibi âlimlerden faydalandı; tefsir, hadis ve fıkıh gibi ilimlerde önemli birikime sahip oldu. Devrin muhaddisleri Abdullah b. Sâlim el-Basrî ve Hasan b. Ali el-Uceymî’den hadis icâzeti aldıktan sonra Mescid-i Nebevî’de ders okutmaya başladı. Medine’ye yerleşerek hayatının daha sonraki kısmını tedrîs ve telif faaliyetleriyle geçirdi. Ayrıca Dârüşşifâ Medresesi’nde temel hadis kaynaklarını, özellikle Kütüb-i Sitte’yi ve Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’ini okuttu (M. İshak el-Battî, V/2, s. 179). Onun derslerine Hindistan, Afganistan ve Anadolu’dan gelen öğrenciler katılıyordu. Kütüb-i Sitte’ye ve el-Müsned’e yazdığı hâşiyeleri bu sırada kaleme aldı. Muhammed Hayât es-Sindî, Keşmirli âlim Abdülvelî Tarhânî onun derslerinden faydalananlar arasındadır. Keşfü’l-ħafâǿ müellifi İsmâil b. Muhammed el-Aclûnî de ondan icâzet almıştır.

Sindî’nin devrin âlimleriyle yaptığı ilmî münazaralar meşhurdur. Kendisi Hanefî mezhebine mensup olmakla birlikte, mezhebin hadise aykırı kabul ettiği görüşlerini benimsemeyip hadisle ameli tercih etti. Özellikle namazda ellerin iftitah tekbiri dışındaki yerlerde de kaldırılması, ellerin göğüs üzerine bağlanması gibi uygulamalarıyla mezhep görüşüne aykırı davrandı. Ancak bu uygulamalarıyla Medine’de bulunan hemşehrisi Ebü’t-Tayyib es-Sindî’nin şiddetli muhalefetiyle karşılaştı. Ebü’t-Tayyib’in münazaralarda ikna edemediği Sindî’yi Medine’ye görevli olarak gelen Osmanlı kadılarına şikâyet ettiği, görüş ve uygulamalarından vazgeçmediği için altı gün hapiste kaldığı, Medine halkının araya girmesiyle serbest bırakıldığı, bir süre sonra kadının vefat etmesi üzerine aynı uygulamalarına devam ettiği belirtilmektedir (a.g.e., V/2, s. 174-176, ikinci kısım). Sindî, 1132’de (1720) hacca gelen Yemenli âlim Emîr es-San‘ânî ile de müşriklerin ölen çocuklarının durumu konusunda münazara yaptı. İki âlimin daha sonra yazıştığı, bu yazışmaların birinde, Sindî’nin kulların fiillerinin yaratılmışlığıyla ilgili el-İfâżatü’l-medeniyye adlı risâlesine San‘ânî’nin el-Enfâsü’r-raĥmâniyye fi’l-ebĥâŝ Ǿale’l-İfâđati’l-medeniyye adıyla bir cevap yazdığı kaydedilmektedir (Abdurrahman Tayyib Ba‘ker, s. 70). Fazilet ve zekâsı, zühd ve takvâsıyla tanınan Sindî 12 Şevval 1138’de (13 Haziran 1726) Medine’de vefat etti ve Cennetü’l-bakī‘da defnedildi (Murâdî, IV, 66). Hadisle amel düşüncesini öne çıkaran Sindî’nin Hanefî mezhebinde hadisçi bir çizgiyi temsil ettiği söylenebilir. Nitekim onun mezhep içinde ashâbü’l-vücûhtan olduğu yolunda değerlendirmeler yapılmıştır (Muhammed b. Yahyâ et-Tirhetî, s. 33). Sindî özellikle Kütüb-i Sitte üzerine yazdığı hâşiyelerde Süyûtî’nin eserlerinden faydalanmakla birlikte yer yer onun görüşlerini tenkit etmiş, hâşiyelerinde nakille yetinmemiş, mânanın anlaşılması ve maksadın açıklığa kavuşması yönünde aklî yorumlar da yapmıştır (M. Abdürreşîd en-Nu‘mânî, First National Congress, s. 33).

Eserleri. 1. Ĥâşiyetü’s-Sindî Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî. Kısa açıklamaların yer aldığı eser Kahire’de yayımlanmış (I-IV, 1320, 1327, 1351; el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ ile birlikte, 1372/1953), Beyrut’ta, Hindistan ve Pakistan’da çeşitli baskılarının yapıldığı belirtilmiştir. 2. Ĥâşiyetü’s-Sindî Ǿalâ Ŝaĥîĥi Müslim. Bu eser de kısa bir şerh olup Abdüttevvâb Mültânî tarafından neşredilmiştir (Mültan, ts.). 3. Fetĥu’l-vedûd bi-şerĥi Süneni Ebî Dâvûd. Türkiye kütüphanelerinde (İÜ Ktp., nr. 1897; Beyazıt Devlet Ktp., nr. 1117; Râgıb Paşa Ktp., nr. 275; Antalya Akseki İlçe Halk Ktp., nr. 208) ve Kahire’de (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Hadis, nr. Kāf, 87) nüshaları bulunan eserin Pakistan’da da bazı yazmalarının olduğu zikredilmektedir. 4. Ĥâşiyetü’s-Sindî Ǿalâ CâmiǾi’t-Tirmiźî. Bu çalışmanın yarım kaldığı belirtilmektedir. 5. Ĥâşiyetü’s-Sindî Ǿalâ Süneni’n-Nesâǿî (I-II, Kahire 1281; I-II, Delhi 1315; I-VIII, Kahire 1348, 1383, 1406/1986; eser bu baskıda ve aşağıdaki neşirlerde es-Sünen ve Süyûtî’nin Zehrü’r-rubâ adlı şerhiyle birlikte yayımlanmıştır; I-VIII, Beyrut 1406/1986; nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, I-IX, Beyrut 1409/ 1988). 6. Ĥâşiyetü’s-Sindî Ǿalâ Süneni İbn Mâce (es-Sünen ile birlikte, I-II, Kahire 1313; nşr. Halîl Me’mûn Şîha, Şerĥu Süneni İbn Mâce adıyla ve Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî’nin Miśbaĥu’z-zücâce fî zevâǿidi İbni Mâce’siyle birlikte, I-IV, Beyrut 1416/1996). Eser Kifâyetü’l-ĥâce ve Keşfü’l-ĥâce (I-II, Kahire 1349) adlarıyla da anılmaktadır. 7. Ĥâşiye Ǿalâ Müsnedi’l-İmâm Aĥmed. Murâdî’nin nefis bir hâşiye dediği (Silkü’d-dürer, IV, 66) Abdülhay el-Kettânî’nin okuyucunun müstağni kalamayacağını söylediği (Fihrisü’l-fehâris, I, 148) eserin elli cüz kadar olduğu kaydedilmektedir. İbnü’ş-Şemmâ‘ diye bilinen Ömer b. Ahmed el-Halebî bu hâşiyeyi ed-Dürrü’l-münađđad min Müsnedi’l-İmâm Aĥmed adıyla ihtisar etmiştir.


8. el-Bedrü’l-münîr fi’l-keşf Ǿan mebâĥiŝi Fetĥi’l-ķadîr. İbnü’l-Hümâm’ın eseri üzerine kaleme alınan bu hâşiye nikâh bahsine kadar yazılabilmiştir. 9. Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti Şerĥi CemǾi’l-cevâmiǾ. İbn Kāsım el-Abbâdî’nin usûl-i fıkha dair CemǾu’l-cevâmiǾ şerhi üzerine kaleme aldığı el-Âyâtü’l-beyyinât adlı hâşiyenin hâşiyesidir. 10. Behcetü’n-nažar Ǿalâ şerĥi Nuħbeti’l-fiker (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 782; Mektebetü Medreseti Beşir Ağa [Medine], usûlü’l-hadis, nr. 7). 11. el-Füyûżâtü’n-nebeviyye fî ĥalli’l-elġāzi’l-Birgiviyye (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 1410, vr. 1-10). Bazı kayıtlarda el-Fütûĥâtü’n-nebeviyye adıyla geçen eserin Bengal’de nüshaları bulunmaktadır. 12. Menhelü’l-hüdât ilâ muǾaddili’ś-śalât. Namazda ta‘dîl-i erkânla ilgili olduğu anlaşılan eserin İstanbul’da bir nüshası mevcuttur (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 1138). 13. el-Vicâze fi’l-icâze li-kütübi’l-ĥadîŝ maǾa źikri baǾđi’l-eĥâdîŝi’l-mümtâze. Kettânî bu eserin Sindî’nin isnadlarını topladığı sebeti (Fehrese) olduğunu, bunu öğrencisi Muhammed Hayât es-Sindî’ye varan isnadlarla rivayet ettiğini kaydetmektedir (Fihrisü’l-fehâris, II, 1130). 14. el-Fevâǿidü’l-müteǾalliķa bi-Śaĥîĥi’l-Buħârî. Śaĥîĥ-i Buħârî’nin bablarına dair bir ta‘likat olup bir nüshası Kahire’de bulunmaktadır (GAS, I, 250). 15. ErbaǾûne ĥadîŝen mine’l-eĥâdîŝi’l-ķudsiyye (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 1410, vr. 19-22). 16. el-İfâżatü’l-medeniyye fî irâdeti’l-cüzǿiyye (Amasya Beyazıt İl Halk Ktp., nr. 341). 17. Ecvibe Ǿale’l-mesâǿili’l-fıķhiyye (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 1410, vr. 24-25). Sindî ayrıca Zekeriyyâ el-Ensârî’nin Tuĥfetü’l-bârî Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî adlı eserini (Kahire 1300) ihtisar etmiş, Nevevî’nin el-Eźkâr’ı üzerine bir şerh yazmış, Ali el-Kārî’nin Zehrâveyn adlı eseriyle Beyzâvî’nin Envârü’t-tenzîl’i ve Celâleyn tefsiri üzerine de birer hâşiye kaleme almıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Sindî, Ĥâşiye Ǿalâ Süneni’n-Nesâǿî (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, es-Sünen içinde), Beyrut 1409/1988, I, 2; Murâdî, Silkü’d-dürer, I, 260; IV, 66; Füllânî, Ķatfü’ŝ-ŝemer fî refǾi esânîdi’l-muśannefât fi’l-fünûn ve’l-eŝer, Haydarâbâd 1328, s. 19, 21, 25; Cebertî, ǾAcâǿibü’l-âŝâr, I, 135; Sıddîk Hasan Han, el-Ĥıŧŧa fî źikri’ś-śıĥâĥi’s-sitte, Beyrut 1405/1985, s. 225; Muhammed b. Yahyâ et-Tirhetî, el-YâniǾu’l-cenî fî esânîdi’ş-Şeyħ ǾAbdilġanî (Heysemî, Keşfü’l-estâr içinde), Delhi 1341, s. 33; Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-ħavâŧır, VI, 5-6; Serkîs, MuǾcem, I, 1056-1057; Îżâĥu’l-meknûn, I, 140, 204; II, 175; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 318; Rahmân Ali, Teźkire-i ǾUlemâ-i Hind (trc. M. Eyyûb Kādirî), Karaçi 1961, s. 332, 427; Zubaid Ahmad, The Contribution of Indo-Pakistan to Arabic Literature, Lahore 1968, s. 44, 300-301, 328, 362; M. Abdürreşîd en-Nu‘mânî, “Berr-i Saġīr key ǾUlemâ or unki Ħidmât”, First National Congress for Promotion of Arabic in Pakistan, Karachi 1975, s. 33; a.mlf., el-İmâm İbn Mâce ve kitâbühû es-Sünen (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1419, s. 271-273; Ubeydullah es-Sindî, et-Temhîd li-taǾrîfi eǿimmeti’t-tecdîd (nşr. Gulâm Mustafa el-Kāsımî), Haydarâbâd-Sind 1976, s. 182-184; Muhammed İshak, Ǿİlm-i Ĥadîŝ mey Pâk u Hind kâ Ĥiśśe (trc. Şâhid Hüseyin Rezzâkī), Lahor 1977, s. 280-281; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 148; II, 1130; Sezgin, GAS (Ar.), I, 250, 270, 287, 294, 329; M. İshak Battî, Fuķahâ-i Hind, Lahor 1979-81, V/1, s. 86-87; V/2, s. 170-179; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VI, 253; Abdurrahman Tayyib Ba‘ker, Muśliĥu’l-Yemen Muĥammed b. İsmâǾîl el-Emîr eś-ŚanǾânî, Taiz-Dımaşk 1408/1988, s. 70; M. Sa‘d Sıddîkī, Ǿİlm-i Ĥadîŝ or Pâkistân mey uski Ħidmet, Karaçi 1988, s. 282-290; Seyyid Süleyman Nedvî, “Hindustân mey Ǿİlm-i Ĥadîş”, Maķālât-ı Süleyman (nşr. Şâh Muînüddin Ahmed Nedvî), Karaçi 1989, II, 38; Mehmet Özşenel, Pakistan’da Hadis Çalışmaları (yüksek lisans tezi, 1992), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 56-57; Ömer Rızâ Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, Beyrut 1414/1993, III, 468; Halid Zaferullah Daudi, Pakistan ve Hindistan’da Şâh Velîyullah ed-Dehlevî’den Günümüze Kadar Hadis Çalışmaları, İstanbul 1995, s. 84-85.

Mehmet Özşenel