ŞİFÂÜ’l-GALÎL

(شفاء الغليل)

Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) illet nazariyesine dair fıkıh usulü eseri.

Tam adı Şifâǿü’l-ġalîl fî beyâni’ş-şebeh ve’l-muĥîl ve mesâliki’t-taǾlîl olan eser fıkhî kıyasın en temel konusunu teşkil eden illet nazariyesine tahsis edilmiştir. Kaynaklarda Bâkıllânî’nin el-Aĥkâm ve’l-Ǿilel adlı bir eserinden söz edilirse de muhtevasının fıkıh usulüyle sınırlı olup olmadığı bilinmediğinden Şifâǿü’l-ġalîl, illet nazariyesini müstakil şekilde işlemesi yönüyle fıkıh usulü tarihinde benzersiz bir yere sahiptir. Eserin yazılış tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte el-Menħûl’den sonra ve el-Müstaśfâ’dan önce kaleme alındığı kesindir. Gazzâlî bu kitabını, hocası Cüveynî’nin yöntemine göre yazılan eserlerde eksik ve yetersiz işlenen, fakat münazaralarda kendisine ihtiyaç duyulan kıyas konularını açıklığa kavuşturma ve özellikle ilim çevrelerinde Hanefî fakihi Debûsî’nin eserlerinden gelişigüzel yapılagelen nakilleri inceleyip tartışma amacıyla kaleme aldığını belirtir (Şifâǿü’l-ġalîl, s. 8-9, 16, 207). Bu konudaki ifadelerinden müellifin, eserini Bağdat’taki müderrislik vazifesine başlamadan önce Nîşâbur’da kaleme aldığı anlaşılmaktadır.

Gazzâlî eserini telif ederken ilim çevrelerinde süregelen tartışmaların yanı sıra çok sayıda yazılı kaynaktan yararlanmış olmakla birlikte Şifâǿü’l-ġalîl üzerinde üç eserin etkisi açıkça görülür. Bunlardan ilki Cüveynî’nin el-Burhân’ı olup Gazzâlî burada yer alan maslahatla ilgili görüşleri esas alıp geliştirmiştir; konusu bakımından bu iki eser arasındaki süreklilik bellidir. İkinci eser, başta tenbih ve ima metoduyla ilgili kısımlar olmak üzere illeti tesbit metotları konusunda bazı görüşlerini


ve tasniflerini benimsediği Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin el-MuǾtemed’idir. Diğeri Taķvîmü’l-edille olup Gazzâlî, Debûsî’nin bu eserdeki illeti tesbit metotlarıyla ilgili görüşlerinden yola çıkmış ve onun özellikle tard metodunu kabul edenlere yönelttiği eleştirileri cevaplandırmaya çalışmıştır. Yazılışı Gazzâlî’nin mantık ilmiyle ilgili incelemeleri ve eserleri öncesine rastladığı için Şifâǿü’l-ġalîl’de mantıktan ziyade cedel eserlerinin etkili olduğu ve cedel terimlerinin kullanıldığı görülür. Ancak fakihlerin naklî değil kıyasî saydıkları meselelerde kullanılan üç tür delilin (burhân-ı i‘tilâl, burhân-ı istidlâl, burhân-ı hulf) ele alındığı kısımda (s. 435-455) mantık ilmindeki burhan metodunun etkilerini görmek mümkündür.

Şifâǿü’l-ġalîl, bilhassa kıyası kabul edenler arasındaki tartışmalar dikkate alınarak yazıldığından genel usul eserlerindeki kıyas bölümlerinden farklı olarak kıyasın ispatıyla ilgili özel bir başlık içermemektedir. Kıyas, illet ve delâlet terimleri hakkında kısa açıklamaların yapıldığı bir mukaddimenin ardından beş bölüme ayrılan eserin ilk ve en uzun bölümü illeti tesbit metotlarına ayrılmıştır (s. 23-455). İkinci bölüm illetle hüküm arasındaki ilişkiye (s. 456-599), diğer üç bölüm ise sırasıyla hüküm (s. 600-634), asıl (s. 635-672) ve fer‘ (s. 673-679) konularına tahsis edilmiştir. İncelediği konuları çeşitli tanımlar, tahliller, delillerle ve çok sayıda örnekle açıklaması bakımından öğretici özelliğe sahip olan eserde Gazzâlî’nin meseleleri ayrıntılı biçimde işleme yöntemini benimsediği ve ağırlıklı şekilde münazara üslûbunu kullandığı görülür.

Gazzâlî, el-Müstaśfâ’da illetle ilgili konuları çoğunlukla Şifâǿü’l-ġalîl’den özetlemiş olmakla birlikte aralarında bazı önemli farklılıklar da vardır. Öncelikle Şifâǿü’l-ġalîl’de sık sık atıf yapılan cedel ve münazara konuları el-Müstaśfâ’da neredeyse tamamen dışarıda bırakılmıştır. Daha da önemlisi, Gazzâlî’nin ilkinden farklı şekilde el-Müstaśfâ’da aklî illet nazariyesini ve buna benzetilerek geliştirilen tesbit metotlarını bütünüyle bir kenara bırakmış olmasıdır. Şifâǿü’l-ġalîl’de sahih olarak gördüğü tard ve aks metodunu el-Müstaśfâ’da fâsid diye nitelendirmiş, öte yandan ilkinde tard ile tard-aks metodu arasında bir mertebede gördüğü şebehi ikinci eserde münasebet metodu içerisinde ele almıştır. Bu tür farklılıklar Gazzâlî’nin usul alanındaki fikrî gelişimine dair bir örnek teşkil etmekle beraber iki eser arasında gerek hüküm nazariyesi gerekse illetin mahiyeti, nas, icmâ ve münasebet metotları gibi illetle ilgili diğer konular bakımından bir tutarlılık bulunduğu gözden kaçmamaktadır. Pek çok yazma nüshası bulunan eser üzerinde Hamed el-Kebîsî tarafından bir doktora çalışması gerçekleştirilmiş (1969, Ezher Üniversitesi), ancak kısa bir mukaddime dışında inceleme bölümüne yer verilmeksizin sadece tahkik kısmı yayımlanmıştır (Bağdat 1971). Kitap ayrıca Zekeriyyâ Umeyrât tarafından bazı notlar eklenerek tahkiksiz şekilde neşredilmiştir (Beyrut 1999).

BİBLİYOGRAFYA:

Gazzâlî, Şifâǿü’l-ġalîl (nşr. Hamed el-Kebîsî), Bağdad 1391/1971; Keşfü’ž-žunûn, II, 1051; Brockelmann, GAL Suppl., I, 754; Tuncay Başoğlu, Hicrî Beşinci Asır Fıkıh Usûlü Eserlerinde İllet Tartışmaları (doktora tezi, 2001), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Wael b.Hallaq, “Uśūl al-Fiqh: Beyond Tradition”, Journal of Islamic Studies, III, Oxford 1992, s. 172-202 (aynı makale için bk. Wael B. Hallaq, Law and Legal Theory in Classical and Medieval Islam, London 1995, s. 188-190).

Tuncay Başoğlu