SIFATÜ’s-SAFVE

(صفة الصفوة)

İbnü’l-Cevzî’nin (ö. 597/1201) zâhid ve sûfîlere dair eseri.

Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin Ĥilyetü’l-evliyâǿ adlı eserini kısaltıp bazı zâhid ve sûfîleri ilâve ederek yeni bir tertiple telif etmiştir. Bir talep üzerine böyle bir çalışma yaptığını anlatan İbnü’l-Cevzî eserin girişinde Ĥilye’yi çeşitli açılardan eleştirir ve bazı eksiklikleri bulunduğunu belirtir. Birçok zâhid ve sûfînin sadece adının zikredilmesi, konuyla ilgisi bulunmayan hususlara temas edilmesi, gereksiz tekrar ve ayrıntılara, zâhid ve sûfîlerin menkıbeleri yerine rivayet ettikleri hadislere genişçe yer verilmesi, bu hadislerin önemli bir kısmının uydurma olması, İmam Mâlik ve İmam Ahmed gibi zâhid âlimlerin mutasavvıf olarak takdim edilmesi, eserin belli bir düzene sahip olmaması onun Ĥilye’ye yönelttiği başlıca eleştirilerdir. İbnü’l-Cevzî “zâhidlerin efendisi” olarak tanımladığı Hz. Peygamber’e yer verilmemesini, zâhid olarak tanınmayan bazı kişiler esere alındığı halde bazı meşhur zâhidlerin anlatılmamış olmasını, az sayıda âbid ve zâhid kadının zikredilip diğerlerinin ihmal edilmesini de Ĥilye’nin eksik yanları olarak görür. Ĥilyetü’l-evliyâǿda 688 biyografi bulunmasına karşılık Śıfatü’ś-śafve’de bu sayı 234’ü kadın olmak üzere 1031’e ulaşmıştır. Eserde “ukalâü’l-mecânîn” denilen meczup ve divane velîlere, hakîmâne öğüt veren küçük yaştaki kızlara, cin taifesinin âbid ve âbidelerine de yer verilmiştir.

İbnü’l-Cevzî, zâhid ve sûfîleri bulundukları bölgelere ve beldelere göre sınıflandırarak anlatmıştır. Bulunduğu Abbâsî başşehri Bağdat’ı merkez kabul ederek bunun doğusundaki belde ve şehirleri meşrik, batısındakileri mağrib diye isimlendirmiş, Mekke ve Medine’de yaşayan âbid ve zâhidleri anlatarak eserine başlamıştır. Biyografilerin bölgelere ve beldelere göre anlatılması, çeşitli İslâm beldelerindeki zühd ve tasavvuf hareketlerinin gelişmesini izleme kolaylığı sağlama bakımından faydalı olmuştur. Zâhid, sûfî, ukalâü’l-mecânîn, kadın ve kız velîler ve cinlerle ilgili Ĥilye’de yer almayan bilgilerin hangi kaynaklardan alındığı belirtilmemiştir. Ancak müellifin kadınlarla ilgili bilgileri Ebû Abdurrahman es-Sülemî’nin Źikrü’n-nisveti’l-müteǾabbidâti’ś-śûfiyyât (Kahire 1993), ukalâü’l-mecânînle ilgili bilgileri ise İbn Habîb en-Nîsâbûrî’nin ǾUķalâǿü’l-mecânîn (Beyrut 1985) isimli eserinden aldığı anlaşılmaktadır.

Telbîsü İblîs adlı eserinde zâhid ve sûfîleri sert bir dille eleştiren İbnü’l-Cevzî Śıfatü’ś-śafve’de zâhid, âbid ve sûfîler hakkında olumlu ve yumuşak bir dil kullanmış, onların keramet ve hârikulâde hallerini tasvip ederek genişçe anlatmıştır. İbnü’l-Cevzî bu çalışmasıyla güzel bir evliya menkıbeleri kitabı meydana getirmiş, ancak tasavvuf aleyhtarı olarak tanındığından eser hak ettiği ilgiyi görmemiş, tasavvufî çevrelerde okunmamıştır. Śıfatü’ś-śafve’nin çeşitli basımları yapılmıştır (Kahire 1920; Haydarâbâd 1936; Halep 1389/1969; nşr. Mahmûd Fâhûrî - Muhammed Revvâs Kal‘acî, I-IV, Beyrut 1399/1979; nşr. İbrâhim Ramazan - Saîd el-Lahhâm, Beyrut 1989; nşr. Abdüsselâm Muhammed Hârûn, Beyrut 1991). Eser İbn Manzûr, Abdülvehhâb eş-Şa‘rânî (Muħtaśaru Śıfati’ś-śafve, nşr. İsâmüddin es-Sabâbetî, Kahire, ts.) ve İbrâhim b. Ahmed er-Rakkī (Eĥâsinü’l-meĥâsin, Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Haraççıoğlu, nr. 9-10) tarafından ihtisar edilmiştir. Śıfatü’ś-śafve’yi Abdülvehhap Öztürk Türkçe’ye


tercüme etmiştir (İstanbul 2006). Eserin Ĥilyetü’l-evliyâǿ ile birlikte yapılmış bir tercümesi daha bulunmaktadır (trc. Said Aykut v.dğr., Sahabeden Günümüze Allah Dostları, I-VI, İstanbul 1995).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Cevzî, Śıfatü’ś-śafve (nşr. Mahmûd Fâhûrî - M. Revvâs Kal‘acî), Beyrut 1399/1979; a.mlf., Telbîsü İblîs (nşr. Seyyid el-Cümeylî), Beyrut 1414/ 1994, s. 202 vd.; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXI, 368; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, II, 97-98.

Dilaver Gürer