SEM‘ÂNÎ, Abdürrahîm b. Abdülkerîm

(عبد الكريم بن عبد الرحيم السمعاني)

Ebü’l-Muzaffer Fahrüddîn Abdürrahîm b. Abdilkerîm b. Muhammed es-Sem‘ânî (ö. 618/1221 [?])

Hadisçi ve Şâfiî fıkıh âlimi.

17 Zilkade 537’de (3 Haziran 1143) Nîşâbur’da dünyaya geldi. Merv’de doğduğuna dair bilgiler isabetli bulunmamıştır. Babası, yetiştirdiği âlimlerle meşhur Sem‘ânî ailesinin en tanınmış ismi olan Ebû Sa‘d es-Sem‘ânî’dir. Arap asıllı Temîm kabilesine mensup olduğu için Temîmî, Merv’de yaşadığı ve burada vefat ettiği için Mervezî nisbeleriyle de anılmıştır. 540-546 (1145-1151) yılları arasında Nîşâbur, Herat, Belh ve Nesâ’ya ilmî seyahate çıkan babası henüz üç yaşında olan Abdürrahîm’i de beraberinde götürdü. Abdürrahîm’in ilk hadis hocası Ebû Temmâm Ahmed b. Ebü’l-İz en-Nîsâbûrî’dir. Babası altı yıl süren bu seyahati sonunda Merv’e dönünce Abdürrahîm burada başta babası olmak üzere birçok kimseden hadis yanında fıkıh ve edebiyat okudu. 549-552 (1154-1157) yıllarında Mâverâünnehir taraflarına yeni bir seyahate çıkan babasına o da eşlik etti. Semerkant, Buhara ve Nesef çevrelerinde yaşayan âlimlerin meclislerine katılarak Hüseyin b. Ali eş-Şehhâmî, Muhammed b. İsmâil el-Mukrî el-Müezzin, zâhid Muhammed b. Abdurrahman el-Küşmîhenî, Muhammed b. Ebû Bekir es-Sincî, Abdullah b. Muhammed el-Furâvî, Abdülhâlik b. Zâhir eş-Şehhâmî, zâhid Ömer b. Ahmed İbnü’s-Saffâr, Ebü’l-Vakt ve Abdülvehhâb b. Hasan el-Kirmânî gibi şahsiyetlerden faydalandı. Küçük yaşına rağmen bu hocalardan Buhârî ve Müslim ile Tirmizî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ, Ebû Dâvûd ve Nesâî’nin es-Sünen, Ebû Avâne el-İsferâyînî, Heysem b. Küleyb eş-Şâşî ve Muhammed b. İshak es-Serrâc’ın el-Müsned, Fesevî’nin el-MaǾrife ve’t-târîħ, Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin Ĥilyetü’l-evliyâǿ adlı kitaplarını okudu.

Babasının vefatından (562/1166) sonra Merv’e yerleşen Abdürrahîm es-Sem‘ânî, Amîdiye Medresesi’nde ders okutmaya başladı. 575’te (1179), bazı kaynaklara göre ise 576 veya 577’de hacca gitti. Dönüşte Bağdat’a uğradı ve burada bir süre ders okuttu. Daha sonra şöhreti yayılınca ilminden istifade etmek için İslâm dünyasının uzak yerlerinden birçok kişi Merv’e gelmeye başladı. Talebeleri arasında Hâzimî, Yâkūt el-Hamevî, Ebû Abdullah Zekiyyüddin Muhammed b. Yûsuf el-Birzâlî, İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî, Ziyâeddin el-Makdisî, İbnü’n-Neccâr el-Bağdâdî, Şerefeddin Muhammed b. Abdullah el-Mürsî gibi isimler bulunmaktadır. Sem‘ânî ailesinin son halkası olan Abdürrahîm es-Sem‘ânî, Zehebî’nin kaydettiğine göre 617 yılı sonunda (1220) veya 618 yılı başında (1221) Moğollar’ın Merv’i istilâsı esnasında idam edildi (el-Ǿİber, III, 174). Onun 614 (1217), 615 ve 616 tarihlerinde öldüğü de zikredilmiştir.

Faziletli ve güzel ahlâk sahibi bir kişi olarak nitelendirilen Abdürrahîm es-Sem‘ânî imam, allâm, muhaddis gibi ifadelerle övülmüştür. Zehebî ondan “Horasan bölgesinin müsnidi” (a.g.e., a.y.) ve “Merv’in müftüsü” (Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1316) diye bahsetmektedir. Mezhepleri ve özellikle


Şâfiî mezhebini iyi bilir, Merv’de en büyük Şâfiî âlimi sayılırdı. Pek çok talebe yetiştirdiği halde bir kırk hadis derlemesi dışında (İsnevî, II, 62) eser yazmadığı anlaşılmaktadır. Bazı müellifler tarafından kendisine nisbet edilen kitaplar aslında onun telifi olmayıp babası tarafından kendisi adına kaleme alınmıştır. Bunlardan biri MuǾcemü’ş-şüyûħ olup çocukluğunda babasıyla çıktığı ilmî seyahatlerde görüştüğü ve kendilerinden istifade ettiği hocalarını tanıtmaktadır (İbnü’d-Dübeysî, IV, 93). Diğeri ise babasının kendi hocası Muhammed b. Fazl el-Furâvî’den âlî isnadla naklettiği hadisleri oğlu için derlemek suretiyle meydana getirdiği el-ǾAvâlî min mesmûǾâti’l-Furâvî’dir (Keşfü’ž-žunûn, II, 1179). Sem‘ânî’nin öğrencilik yıllarında okuduğu kitapların da babası tarafından bir cüzde toplandığı nakledilir (İbn Nukta, s. 359). İbnü’n-Neccâr el-Bağdâdî, Abdürrahîm es-Sem‘ânî’nin kendilerinden icâzet almadığı ve semâ kayıtlarında isminin bulunmadığı bazı hocalara talebelik etmiş gibi kendi adını bunlara ilâve ettiğini, hocalardan duymadığı bazı hususları duymuş gibi naklettiğini, bundan dolayı babasının ve güvenilir muhaddislerin hattıyla yazılan eserlerden aktardıklarının doğru olduğunu, fakat kendi eliyle yazdıklarına güvenilemeyeceğini söylemiş, ancak İbn Hacer el-Askalânî, adaleti ve güvenilirliği herkes tarafından kabul edilen Abdürrahîm’in bu şekilde itham edilemeyeceğini, ismini ilâve ettiği semâ kaydında yer alması gerektiği halde isminin yazılmamış olmasının da muhtemel bulunduğunu belirterek onu savunmuştur (Lisânü’l-Mîzân, IV, 6-7).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Nukta, et-Taķyîd li-maǾrifeti ruvâti’s-sünen ve’l-mesânîd (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1408/1988, s. 358-359; İbnü’d-Dübeysî, Źeylü Târîħi Medîneti’s-selâm (nşr. Beşşâr Avvâd Ma‘rûf), Beyrut 1427/2006, IV, 92-93; İbn Hallikân, Vefeyât, III, 212; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1316; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXII, 107-109; a.mlf., el-Ǿİber, III, 174; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, II, 606; Ahmed b. Aybek ed-Dimyâtî, el-Müstefâd min Źeyli Târîħi Baġdâd (nşr. M. Mevlûd Halef), Beyrut 1406/1986, s. 287-289; İsnevî, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 62-63; İbn Hacer el-Askalânî, Lisânü’l-Mîzân, Beyrut 1390/1971, IV, 6-7; Keşfü’ž-žunûn, II, 1179; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 560; Münîre Nâcî Sâlim, “el-Beytü’s-SemǾânî mine’l-büyûtâti’l-ǾArabiyye bi-Ħorâsân”, el-Mevrid, V/4, Bağdad 1397/1976, s. 29-58; Muhammed b. Süleyman b. Sâlih er-Râcihî, “Cühûdü’s-SemǾâniyyîn fî meyâdîni’l-ĥayâti’l-Ǿilmiyye fi’l-meşriķı’l-İslâmî (400-618/1009-1221)”, Mecelletü CâmiǾati’l-İmâm Muĥammed b. SuǾûd el-İslâmiyye, sy. 34, Riyad 1422/2001, s. 629-732.

Mehmet Efendioğlu