SELÂMÂN (Benî Selâmân)

(بنو سلامان)

Kahtânîler’den Kudâa’ya mensup bir Arap kabilesi.

Kabilenin nesebi Selâmân b. Sa‘d b. Zeyd b. Leys b. Sûd b. Eslem b. Kudâa vasıtasıyla Kahtân’a ulaşır. Kahtânîler’den Ezd, Hemdân, Mezhic ve Tay kabilelerinin de Selâmân adını taşıyan kolları vardır (Halebî, III, 277). Benî Selâmân Hayber, Vâdilkurâ ve Selâh taraflarında bir yer olan Cinâb’da oturuyordu. İslâm öncesinde Evs’in kolu Benî Zafer ve Mürre b. Avf’tan Benî Sırme ile dost oldukları ve onlarla dayanışma yemini (hilf) yaptıkları kaydedilen (İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt: el-Mütemmim, s. 128) Benî Selâmân hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Eyyâmü’l-Arab’da yer almadığı gibi Câhiliye şiirinde de pek fazla geçmez. Aynı şekilde Kudâa’nın diğer kolları


gibi Bizans etkisinde Hıristiyanlığı kabul edip etmedikleri hususu da belirgin değildir.

Hicretten sonra Gatafân kabilesinin İslâmiyet’e karşı hareketlerine destek veren Benî Selâmân’dan yedi kişilik bir heyet 10 yılının Şevval ayında (Ocak 632) Medine’ye geldi. Başlarında Habîb b. Amr’ın bulunduğu heyet cenaze için Mescid-i Nebevî’nin dışında bir yere giden Hz. Peygamber’le yolda karşılaştı. Hz. Peygamber kim olduklarını sordu; müslüman olmak için Medine’ye geldikleri cevabını alınca yanında bulunan Sevbân b. Bücdüd’den bunların diğer heyet mensupları gibi Remle bint Hâris’in evinde misafir edilmesini istedi. Öğle ezanı okununca Mescid-i Nebevî’ye giden heyet, namazdan sonra Resûl-i Ekrem ile bir araya geldi. Heyet mensupları Hz. Peygamber’e İslâmiyet ve en faziletli ameller hakkında çeşitli sorular sordular ve ikindi namazını da beraber kıldılar. Namazın ardından Resûlullah ile tekrar bir araya geldiler ve yurtlarındaki kuraklıktan şikâyet edip yardım istediler. Resûl-i Ekrem tek elini kaldırarak Benî Selâmân topraklarına yağmur yağması için dua etti. Bunun üzerine Habîb b. Amr, “Ey Allah’ın resulü! Her iki elinizi de kaldırsanız, çünkü böyle yapmanız çokluk ifade eder ve daha iyi olur” dedi. Habîb’in bu sözlerinden dolayı gülümseyen Hz. Peygamber iki elini koltuklarının altı görününceye kadar kaldırıp Benî Selâmân için dua etti (İbn Kayyim el-Cevziyye, III, 670). Heyet mensupları Medine’de üç gün kaldılar; Resûlullah’ın emriyle Bilâl-i Habeşî tarafından her birine beşer ukıyye gümüş verildikten sonra memleketlerine döndüler ve yurtlarının Hz. Peygamber’in dua ettiği anda yağmura kavuşmuş olduğunu öğrendiler (İbn Sa‘d, I, 251).

Selâmânî ve Selâmî nisbelerini alan Kudâa’dan Benî Selâmân’a mensup birçok sahâbînin adı kaynaklarda geçer (Sem‘ânî, III, 348-349). Evs’in kollarından Benî Zafer ile anlaşma yapmalarından ve ilk siyer müelliflerinden Âsım b. Ömer b. Katâde’nin annesinin Benî Selâmân’a mensup olmasından kabilenin bir kısmının Medine’de yaşadığı anlaşılmaktadır. Fetihler döneminde Benî Selâmân’dan bir grup Suriye, Mısır ve Endülüs’e giderek yerleşti. Benî Selâmân’ın mevlâsı olan şair Şükrân’ın, II. Velîd’in huzurunda Benî Selâmân ileri gelenlerinin de katıldığı bir toplantıda Emevîler devrinde nekāiz türü hicvin en önemli temsilcilerinden olan İbn Meyyâde ile atışması meşhurdur (Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, II, 300-301). Emevîler’den sonraki dönemde Benî Selâmân’ın, ana kolu olan Kudâa içerisinde yer aldığı görülür.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt (nşr. M. Abdülkādir Atâ), Beyrut 1410/1990, I, 251; IV, 263; VI, 243; a.mlf., eŧ-Ŧabaķāt: el-Mütemmim, s. 128-129; İbn Abdülhakem, Fütûĥu Mıśr (nşr. Muhammed el-Huceyrî), Beyrut 1416/1996, s. 215-218; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), III, 130, 141; V, 274; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, II, 300-301; XIV, 6; Vezîr el-Mağribî, el-Înâs fî Ǿilmi’l-ensâb (nşr. Hamed el-Câsir), Riyad 1400/1980, s. 184; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), III, 348-349; İbn Asâkir, Târîħu Dımaşķ (Amrî), XVII, 27; XXV, 277; İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü’l-meǾâd, III, 669-670; İbn Hacer, el-İśâbe (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd v.dğr.), Beyrut 1418/1997, I, 519; II, 19-20; VI, 163; Şâmî, Sübülü’l-hüdâ, VI, 525-526; Nûreddin el-Halebî, İnsânü’l-Ǿuyûn, Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), III, 277, 278.

Mustafa Sabri Küçükaşcı