SA‘B b. CESSÂME

(الصعب بن جثّامة)

es-Sa‘b b. Cessâme b. Kays el-Kinânî el-Leysî (ö. 25/646 [?])

Sahâbî.

Babasının adı bazı kaynaklarda Yezîd veya Ali yahut Vehb (Zeheb) olarak da geçer. Annesi Ebû Süfyân’ın kız kardeşi Zeyneb veya Fâhite olup sahâbeden Muhallim b. Cessâme de kardeşidir. Ficâr savaşlarında Kureyş’i desteklemek üzere onlarla anlaşma yapan ve Ehâbîş diye anılan Benî Bekr kabileleri arasında onun kabilesi Benî Leys de vardı. Hz. Peygamber devrinde önemli olaylara katıldı. Mekke’den Medine’ye hicret edince Resûl-i Ekrem onu Avf b. Mâlik’le kardeş yaptı; bu iki kardeşin birbirini çok sevdiği nakledilir (İbn Hacer, el-İśâbe, III, 427). Avf b. Mâlik’le Ebü’d-Derdâ’nın kardeş yapıldığına dair rivayetler de vardır. Resûlullah hac esnasında Medine civarındaki Ebvâ veya Veddan’da bulunduğu sırada Sa‘b avladığı vahşi bir eşeği (veya vahşi eşek etini) ona hediye etmek istedi, fakat Hz. Peygamber bunu kabul etmedi, onun buna üzüldüğünü görünce de hediyeyi ihramlı olduğu için kabul etmediğini söyledi (Buhârî, “Cezâǿü’s-śayd”, 6, “Hibe”, 6; Müslim, “Ĥac”, 50-55). Resûl-i Ekrem’in Sa‘b’ın Huneyn Gazvesi’nde gösterdiği yiğitliği övdüğü rivayet edilmektedir (a.g.e., a.y.).

Hz. Peygamber’in vefatından sonra Veddan’a veya Ebvâ’ya yerleşen Sa‘b, İstahr (23/644) ve İran fetihlerinde bulundu. Mürsel bir senedle rivayet edildiğine göre İstahr’ın fethi sırasında biri, “Deccâl çıktı!” diye bağırmış, Sa‘b duruma müdahale ederek bunun doğru olmadığını söylemiş ve Resûl-i Ekrem’in, deccâlin ancak insanların onun adını artık anmadığı ve minberlerde ondan söz edilmediği zaman ortaya çıkacağına dair sözlerini bizzat kendisinden dinlediğini belirtmiştir (Müsned, IV, 72). Sa‘b’ın Hz. Ebû Bekir devrinde vefat ettiği kaydedilmekteyse de bu olay ve Fesevî ile İbn Hacer el-Askalânî’nin açıklamaları, onun Hz. Ömer döneminin son yıllarında veya Hz. Osman devrinde muhtemelen 25 yılında (646) öldüğünü göstermektedir. Sa‘b b. Cessâme’nin rivayetleri Kütüb-i TisǾa’da (Wensinck, VIII, 124) ve diğer hadis kitaplarında yer almış olup daha çok Abdullah b. Abbas aracılığıyla kaynaklara geçen rivayetleri toplu olarak Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde bulunmaktadır (IV, 37-38, 71-73). Ondan rivayette bulunan Şüreyh b. Ubeyd el-Hadramî’nin kendisiyle görüşmediği zikredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, IV, 37-38, 71-73; Buhârî, et-Târîħu’l-kebîr, IV, 322; Fesevî, el-MaǾrife ve’t-târîħ, III, 309; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, IV, 450; Taberânî, el-MuǾcemü’l-kebîr (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî), Kahire 1405/1985, VIII, 81-89; İbn Hazm, Cemhere, s. 181; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, II, 198; III, 496-498; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, III, 20; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XII, 166-167; Zehebî, Tecrîdü esmâǿi’ś-śaĥâbe, Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), I, 265; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), III, 426-427; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, IV, 421-422; Wensinck, el-MuǾcem, VIII, 124.

Mirza Tokpınar