S‘

(الصاع)

Eski bir ölçek.

Sözlükte “ağzı dar su kabı” anlamına gelen kelime, sâ‘ şeklindeki yaygın kullanımının yanı sıra sav‘, sû‘, suvâ‘ ve savâ‘ olarak da geçer. Bu mânada Kur’an’da suvâ‘ yer almaktadır (Yûsuf 12/72). Aslen Mezopotamya katı madde ölçeği olup Araplar’ca da benimsenmiştir. Sâın ağırlık ölçülerinden biri olduğu bilgisi (Pakalın, III, 73) doğru değildir. Sahtesinin yapılmasını önlemek için üst kenarına mühür vurulduğundan mahtûm (damgalı) adı da verilen sâın İbrânîce’si seah, Akkadca’sı şaitudur. Sumerce’de büyük bardağa şû denir. Eski Türkçe’de ölçek anlamındaki segû veya sâgû (Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, III, 225, 418) kelimesi sâ‘ ile bağlantılı olmalıdır. Kelime Grekçe’ye saton (= 1,5 modios; Epiphanius, s. 13, 41, 137]), Latince’ye satum


şeklinde girmiştir. Pers mekkûkünün bu ölçeğe karşılık geldiği de söylenmektedir.

Sâ‘ toprak ürünlerinin zekât nisabı, fitre, gusül, çeşitli kefâretler, ihram yasaklarını ihlâl fidyesi ve zevcenin nafakası gibi konularla ilgili hadislerde geçmektedir. Bu hususlara dair hükümlerde yer alması sebebiyle daha sonra şer‘î sâ‘ şeklinde nitelendirilen Medine ölçeği Hicaz’da yüzyıllarca kullanılmışsa da Kuzey Afrika dışındaki bölgelere yayılmamıştır. Dolayısıyla tarih boyunca diğer birimlerden karşılığı hesaplanmaya çalışılmış ve mezhepler arasında ihtilâflar doğmuştur. Üzerinde görüş birliğine varılan tek husus Peygamber sâının dört Peygamber müddüne denk geldiğidir. İstiap hacmi Hanefîler’e göre 8, İmâmîler’e göre 9, diğerlerine göre 5g rıtldır. Ebû Yûsuf’un Medine’de İmam Mâlik ile yaptığı bir müzakereden sonra Hicazlılar’ın görüşünü benimsediği söylenmektedir. Ancak onun Peygamber sâına dair kendi ifadesinden elde edilen 1 sâ‘ = 5g rıtl = 1 Haccâc kafîzi = 1 Hâşim rub‘u = x ilk Hâşim mahtûmu = 8 rıtl şeklindeki eşitlik (Kitâbü’l-Ħarâc, I, 372; ayrıca bk. Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, s. 623) bu iddianın doğrulanmasını zorlaştırmaktadır. Muhalif görüşler bazılarınca Hanefîler’in sâın ölçtüğü suyu, diğer üç mezhebin ise tahıl miktarını esas aldığı şeklinde uzlaştırılmaya, bazılarınca da ihtilâf, her grubun sâın istiap hacmini farklı rıtllar cinsinden bildirdiği şeklinde giderilmeye çalışılmıştır ki Şemsüleimme es-Serahsî’nin zayıf bulduğu bu te’vile göre 1 Peygamber sâı = 4 Peygamber müddü = 5g Medine rıtlı = 8 Irak rıtlı = 160 istar = 1040 dirhem eşitliğine ulaşılır. Bazı âlimlere göre gıda maddeleri ve sıvılara mahsus iki ayrı sâ‘ olup ilki 5g, ikincisi 8 rıtl ölçer (Takıyyüddin İbn Teymiyye, s. 62).

Çeşitli rivayetlerde Resûl-i Ekrem’in 1 müd su ile abdest aldığı, 1 sâ‘ su ile gusül yaptığı ifade edilirken bazılarında ilki için 2, ikincisi için 8 rıtl denilmiştir (Ebû Dâvûd, “Ŧahâret”, 44). İbrâhim en-Nehaî’ye uyarak bunları uzlaştıran Hanefîler müddün istiap hacminin 2, sâınkinin 8 rıtl olduğuna hükmetmiştir. Sâın ölçtüğü ağırlığın çeşitli kuru gıdalar cinsinden 5g rıtla denk düştüğünü söyleyen diğer üç mezhep mensupları Hz. Peygamber ile Âişe’nin beraberce gusletmekte kullandıkları 16 rıtllık farakın 3 sâ‘ hacminde olduğuna dair rivayeti delil göstermektedir; yani sâ‘ 5g rıtl su alıyor demektir. Dolayısıyla bu görüşü savunanların, gerek kuru gıda maddelerinin aralarında kalan boşlukları gerekse onların ve suyun özgül ağırlıkları arasındaki farkı hesaba katmadığı anlaşılmaktadır.

Bir rivayete göre Mervân b. Hakem, Medine valiliği sırasında Resûl-i Ekrem dönemine ait değişik hacimlerdeki sâ‘lar arasından en doğrusunu standartlaştırmış ve bu ölçek kendisine nisbetle anılmıştır. Abdürrezzâk es-San‘ânî’nin 4 müdlük Peygamber sâının ölçtüğü ağırlığın 6 veya 8 rıtla eşit olduğu yönündeki bir rivayeti söz konusu farklılığı teyit eder gibidir. Peygamber müddünün 4,5 rıtllık Mervân b. Hakem müddünün üçte birine karşılık geldiğine dair rivayetten de Peygamber sâının 6 rıtla eşit olduğu sonucu çıkmaktadır. Şerîk b. Abdullah’ın bildirdiği değer ise 7-8 rıtl arası şeklindedir. Haccâc b. Yûsuf, Halife Ömer tarafından Sevâd (Irak) haracı için yaptırıldığı söylenen 8 rıtllık sâı (kafîz) standartlaştırarak yaygınlaştırmıştır. Hanefîler’in Ömer sâı / kafîzi, Haccâc sâı / kafîzi, Bağdat / Irak sâı veya mahtûm gibi isimlerle anılan bu ölçeği Hz. Peygamber’inkiyle özdeşleştirerek şer‘î sâ‘ kabul etme yanılgısına düştüğü de ileri sürülmektedir. Muhammed b. Ahmed el-Makdisî, yemin kefâretlerinde kullanılan 8 rıtllık Ömer sâının Saîd b. Âs tarafından tekrar 5g rıtla indirildiğini söyler.

Sâib b. Yezîd’den Peygamber sâının i1g müdde (1g × 4 rıtl = 5g rıtl veya 1g × 4,5 rıtl = 6 rıtl) denk düştüğü, ancak Ömer b. Abdülazîz (?) döneminde hacminin büyütüldüğü rivayet edilmiştir (Buhârî, “Keffârâtü’l-eymân”, 4). Emevî Halifesi Hişâm b. Abdülmelik’in Irak Valisi Hâlid b. Abdullah el-Kasrî 4 müdlük sâın istiap hacmini iki kat arttırarak 16 rıtla (6,12 veya 6,528 kg.) çıkarmıştır. Dolayısıyla yeni sâ‘ (mekkûk) onların her ikisine de nisbet edilmiştir. Enes b. İyâz bizzat ölçtüğü Peygamber sâının 2,5 (?) Hişâm müddüne denk olduğunu bildirir (Ebû Dâvûd, “Eymân ve’n-nüźûr”, 15; Nesâî, “Zekât”, 44). Halbuki İbn Sa‘d onu 1,5 Hişâm müddüne eşitler.

İbnü’r-Rif‘a, Muhibbüddin et-Taberî’ye ait olup Resûl-i Ekrem’in müddüne göre ayarlandığı söylenen bir ahşap müddün 173g (dolayısıyla sâın 693g) Mısır dirhemi ağırlığında Saîd arpası aldığını görmüştür. Başkadı İmâdüddin Abdurrahman b. Abdülalî İbnü’s-Sükkerî’nin (ö. 624/1227) Peygamber sâını 2 vasat Mısır kadehine eşit saydığına dair bir haberi de aktardıktan sonra gerek adı geçen müddün gerekse Hz. Peygamber’in müddüne göre ayarlandığı ileri sürülen diğerlerinin iki tanesinin kaldırdığı ağırlığın bu kadehin kapasitesini aştığını gözlemiştir. İbnü’r-Rif‘a, tayin edildiği Mısır Eyyûbî Dârülhisbesi’n-deki, üzerinde Hz. Peygamber’in sâına göre ayarlandığı yazısı bulunan 18 Rebîülevvel 591 (2 Mart 1195) tarihli bir ölçeğin 337 dirhem su aldığını da açıklar (el-Îżâĥ ve’t-tibyân, s. 65-68, 73-75). Onun metrik değerini Mahmûd Bek 1,04279, E. de Zambaur 1,15, Walther Hinz 1,053125 litre olarak hesaplar. Bunun 2 Peygamber müddüne eşit bir ölçek veya Mısır kadehi olduğu yahut üzerindeki kaydın aksine Hz. Ömer’in müddüne göre ayarlandığı ihtimalleri de düşünülebilir.

Kahire muhtesibliği yapması dolayısıyla Dârülıyâr’ı da yöneten ve değerlendirmesinde muhtemelen İbnü’r-Rif‘a’nın sözünü ettiği ölçeği esas alan Şâfiî âlimi Ebü’l-Abbas Necmeddin Ahmed b. Muhammed el-Kamûlî (ö. 727/1327) Peygamber sâının hacmini 2 Kahire kadehi (= 4 müd = 2,75 litre) olarak ölçmüştür. Zekeriyyâ el-Ensârî de (ö. 926/1520) aynı değeri verir. Takıyyüddin es-Sübkî (ö. 756/1355) zamanında söz konusu sâ‘ 1œ kadehe eşitti. Hatîb eş-Şirbînî de (ö. 977/1570) bunu doğrular. Abdülbâkī b. Yûsuf ez-Zürkānî’ye göre 1632-1678 yılları arasındaki dönemde 4 müdlük sâ‘ 1g Mısır kadehine tekabül ediyordu. Hanefî âlimi İbn Âbidîn 1226 (1811) yılında ölçtüğü sâı 3g sümniyyeye yakın bulmuştur. Ayrıca Irak sâının 2g Mısır kadehine (= 2g × 445v dirhem = 1040 dirhem) veya 2b Mısır kadehine tekabül ettiğini ve 1,5 Şam rıtlı civarında, yani tam olarak 910 örfî dirhem yahut 1040 şer‘î dirhem buğday aldığını rivayet etmektedir (Reddü’l-muĥtâr, I, 107; II, 76-77; ayrıca bk. Abdülganî b. Tâlib el-Meydânî, I, 152, 160-161). Ali Paşa Mübârek bunların hepsinin istiap hacminin 2,75 litre olduğunu ileri sürerken Mahmûd Bek, Kamûlî ve Sübkî’nin verdiği değerlerin metrik karşılıklarını sırasıyla 4,247 litre ve 3,94364 litre hesaplayarak 4,17116 litrelik bir ortalamaya ulaşır. Alfred Bel’in, fukaha tarafından sâın değerinin her biri 128 Mekke dirhemi ağırlığındaki 26b rıtla eşdeğer sayıldığı yönündeki iddiası hesap hatasından kaynaklansa gerektir. Ayrıca Peygamber sâı yüzyıllarca 2 kısta denk tutulmuştur (Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî, s. 26; Muhammed b. Abdülbâkī ez-Zürkānî, I, 136).

Muhammed b. Ahmed el-Makdisî 5g rıtllık Hicaz sâını mekkûkün üçte birine denk sayar. Matematikçi Ebü’l-Vefâ el-Bûzcânî ise (ö. 388/998) Hicaz sâını 5 rıtllık keyleceye (5 × 408 = 2040 gr.) eşitlerken İbn Hazm (ö. 456/1064) Peygamber sâının hacminin 2 Basra veya 1 Bağdat keylecesini biraz aştığını bildirir. Nevevî de


onun karşılığını 2 keylece (= 5g rıtl) olarak verir. Takıyyüddin el-Fâsî, 569 (1173-74) yılına ait Zebîd sâının IX. (XV.) yüzyılın başlarında kullanılan çeyrek Mekke müddüne, Tâif sâının da yaklaşık yarım Mekke müddüne denk geldiğini söyler. XX. yüzyılın başlarında Lahsâ sâının 2 semîn (yaklaşık 5,5 rıtl) hacminde olduğu bildirilmektedir.

Merînî Emîri Ebû Yûsuf Ya‘kūb b. Abdülhak el-Mansûr zamanına (1258-1286) ait olup Fas’ta X. yüzyıla kadar kullanılan sâ‘ 4 Peygamber müddüne eşittir. Onun halefi Ebû Ya‘kūb Yûsuf en-Nâsır 693 (1294) yılında sâ‘ları Hz. Peygamber’in müddüne göre yeniden ayarlatmıştır. Tâcülârifîn el-Bekrî, Peygamber sâının Hafsîler zamanında 2 Tunus sâına, 1024 (1615) yılında 3,2 Kayrevan sâına karşılık geldiğini söyler. Dolayısıyla müd de denen Tunus sâının ölçtüğü ağırlık 2b şer‘î rıtl olur. Robert Brunschvig bunun hacmini 1,466 litre hesaplar. Onun rıtl için verdiği 380,98 gr. (= 128 dirhem × 2,975 gr.) esas alındığında söz konusu sâın / müddün kaldırdığı buğdayın ağırlığı (2b × 380,98 =) 1,015946 kg. olarak bulunur. Tunus hükümeti 12 Ocak 1895 tarihli kanunla sâın hacmini 3,35 litre diye belirlemiştir. Üzerlerine nakşedilmiş yazılardan Zeyd b. Sâbit’in sâına göre ayarlandıkları anlaşılan bazı Mağrib sâ‘larının hacimleri ve üretim tarihleri şöyledir: 3,75 litre (1050 / 1640), 3,005 litre (Cemâziyelevvel 1072 / Ocak 1662) ve 3,004 litre (25 Muharrem 1124 / 4 Mart 1712) (Pascon, XVI [1975], s. 43, 47, 59, 67).

Fransa Ticaret Odası bülteninde kaydedilen bilgilere ve Osmanlı Düyûn-ı Umûmiyye İdaresi verilerine dayanan George Young’a göre 1890’larda Berberistan’da kullanılan Osmanlı sâının hacmi 12,75 İstanbul kilesidir. VI. (XII.) yüzyılda Musul sâı 15 Bağdat rıtlı (= 15 × 408 = 6,12 kg.) buğday alırdı. Bu ise Makdisî’nin sözünü ettiği Musul mekkûküyle aynı şey olmalıdır. XVII. yüzyılda Evliya Çelebi’nin verdiği bilgilerden Sâve sâının ölçtüğü ağırlık için şu eşitlik elde edilir: 1 sâ‘ = 2 müd = 4 men = 8 rıtl = 1040 dirhem = 34320 arpa. Bunun metrik karşılığı 3,264 kg. civarındadır. M. Sâlim Tarâvne, XIX. yüzyılın ikinci yarısı ile XX. yüzyılın başlarında Belkā sâının 2 Nablus rıtlına, Azîz sâının onun 1,5 katına tekabül ettiğini söyler. Bunların metrik karşılıklarını da 6 ve 9 kg. olarak verir.

BİBLİYOGRAFYA:

Dîvânü Lugāti’t-Türk Tercümesi, III, 225, 418; v. Soden, AHW, III, 1134, 1255; W. F. Arndt - F. W. Gingrich, A Greek-English Lexicon of the New Testament and Other Early Christian Literature, Chicago-London 1979, s. 745; Ch. T. Lewis - Ch. Short, A Latin Dictionary, Oxford 1993, s. 1635; Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Muśannef (nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî), Beyrut 1403/1983, III, 311; IV, 142; İbn Ebû Şeybe, el-Muśannef (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1409/1989, II, 422; Ebû Yûsuf, Kitâbü’l-Ħarâc (Abdülazîz b. Muhammed er-Rahbî, Fıķhü’l-mülûk ve miftâĥu’r-ritâc içinde, nşr. Ahmed Abîd el-Kübeysî), Bağdad 1973, I, 372; Yahyâ b. Âdem, Kitâbü’l-Ħarâc (nşr. Ahmed M. Şâkir), Lahor 1974, s. 166-167; Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, Kitâbü’l-Emvâl (nşr. Muhammed İmâre), Beyrut-Kahire 1409/1989, s. 617-629; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VIII, 491; Epiphanius, Epiphanius’ Treatise on Weights and Measures: The Syriac Version (ed. J. E. Dean), Chicago 1935, s. 13, 41, 137, 138; Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî, Mefâtîĥu’l-Ǿulûm, Beyrut 1411/1991, s. 25-26; Ebü’l-Vefâ el-Bûzcânî, el-Menâzilü’s-sebǾ (nşr. Ahmed Selîm Saîdân, Târîħu Ǿilmi’l-ĥisâbi’l-ǾArabî içinde), Amman 1971, s. 304, 306; Makdisî, Aĥsenü’t-teķāsîm, s. 98-99, 145; İbn Hazm, el-Muĥallâ, V, 245; Serahsî, el-Mebsûŧ, III, 90; İbnü’l-Esîr, et-Târîħu’l-bâhir fi’d-devleti’l-Atâbekiyye bi’l-Mevśıl (nşr. Abdülkādir Ahmed Tuleymât), Kahire 1382/1963, s. 130; Nevevî, Tehźîb, II/2, s. 100; İbnü’r-Rif‘a, el-Îżâĥ ve’t-tibyân fî maǾrifeti’l-mikyâl ve’l-mîzân (nşr. M. Ahmed İsmâil el-Hârûf), Dımaşk 1400/1980, s. 65-68, 73-75; Takıyyüddin İbn Teymiyye, el-ĶavâǾidü’n-nûrâniyyetü’l-fıķhiyye (nşr. Abdüsselâm M. Ali Şâhin), Beyrut 1414/1994, s. 62; Takıyyüddin el-Fâsî, Şifâǿü’l-ġarâm (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Beyrut 1405/1985, II, 432; Zekeriyyâ el-Ensârî, Fetĥu’l-vehhâb, Beyrut 1418/1998, I, 198; Şirbînî, Muġni’l-muĥtâc, I, 383; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, IV, 381; Muhammed b. Abdülbâkī ez-Zürkānî, Şerĥu’z-Zürķānî, Beyrut 1411, I, 136; İbn Âbidîn, Reddü’l-muĥtâr, I, 107; II, 76-77; Abdülganî b. Tâlib el-Meydânî, el-Lübâb (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1381/1961, I, 152, 160-161; Ali Paşa Mübârek, el-Mîzân fi’l-aķyise ve’l-mekâyîl ve’l-evzân, Kahire 1309, s. 87-94; Ahmed b. Hâlid es-Selâvî, el-İstiķśâ (nşr. Ca‘fer en-Nâsırî - Muhammed en-Nâsırî), Dârülbeyzâ 1954, II, 90-91; G. Young, Corps de droit ottoman, Oxford 1906, IV, 374; Delîlü’l-Ħalîc (Coğrafya), II, 849; W. Hinz, Islamische Masse und Gewichte, Leiden 1955, s. 45-46, 51; M. Sâlim et-Tarâvne, Târîħu mınŧıķati’l-Belķāǿ ve MaǾân ve’l-Kerek: 1281-1337 h./1864-1918 m., Amman 1992, s. 222-224; Mahmoud Bey, “Le système métrique actuel d’Egypte”, JA, I (1873), s. 79-80; M. H. Sauvaire, “Matériaux pour servir à l’histoire de la numismatique et de la métrologie musulmanes”, a.e., VII (1886), s. 394-417; R. Brunschvig, “Sur les mesures tunisiennes de capacité au commencement du XVIIe siècle”, Annales de l’institut d’études orientales, III, Alger 1937, s. 79-81, 82, 86; Abdülmuhsin el-Hüseynî, “İħtilâfü’l-ǾIrâķıyyîn ve’l-Medeniyyîn fî taķdîri’s-śâǾi’n-nebevî”, CâmiǾatü’l-İskenderiyye Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb, XVI, İskenderiye 1962, s. 129-181; Mustapha El Habib, “Notes sur deux mesures d’Aumone”, Hespéris Tamuda, X/3, Rabat 1969, s. 263-272; P. Pascon, “Description des mudd et ŚāǾ Maghribins”, a.e., XVI (1975), s. 43, 47, 59, 67, 76; M. Ahmed İsmâil el-Hârûf, “eś-ŚâǾ fi’ş-şerîǾa ve’l-ĥađâreti’l-İslâmiyye”, Mecelletü Külliyyeti’ş-şerîǾa ve’d-dirâsâti’l-İslâmiyye, III/3, Mekke 1397-98, s. 120-134; Mahmûd Ferve, “el-Meķāyîs ve’l-mevâzîn ve’l-mekâyîl fî Tûnis ħılâle’l-ķarneyn eş-şâmin ve’t-tâsiǾ Ǿaşer”, el-Mecelletü’t-târîħiyyetü’l-ǾArabiyye li’d-dirâsâti’l-ǾOŝmâniyye, sy. 7-8, Zağvân 1993, s. 251-252, 253, 256, 258, 259, 266; M. Vekov, “Maßeinheiten in den Bulgarischen Ländern vor der Einführung des Metrischen Maßsystems”, Bulgarian Historical Review, XXVI/1-2, Sofia 1998, s. 132; Pakalın, III, 73; E. de Zambaur, “Ķafīz”, EI, II, 622; Alfred Bel, “ŚāǾ”, a.e., IV, 1; “ŚāǾ”, Mv.F, XXVI, 304-309.

Cengiz Kallek