REBΑ b. YÛNUS

(الربيع بن يونس)

Ebü’l-Fazl er-Rebî‘ b. Yûnus b. Muhammed b. Abdillâh b. Ebî Ferve (ö. 169/785 [?])

Abbâsî veziri.

112 (730) yılında Medine’de doğdu. Dedelerinden Ebû Ferve (Keysân), Hz. Osman’ın veya onun âzatlı kölelerinden Hâris el-Haffâr’ın âzatlısı idi. Bu sebeple İbn Ebû Ferve diye de anılır. Ziyâd b. Abdullah el-Hârisî tarafından köle olarak satın alınıp büyütüldükten sonra ilk Abbâsî halifesi Ebü’l-Abbas es-Seffâh’a takdim edilen Rebî‘, Halife Ebû Ca‘fer el-Mansûr döneminde Abbâsî sarayında büyük bir nüfuza sahip oldu ve halife tarafından hâciblik makamına getirildi. Mansûr’un bundan amacı Horasanlılar’ın devlet içindeki etkilerini azaltmak, Ebû Müslim-i Horasânî’nin adamlarını bertaraf etmek ve Arap asıllı olanları iş başına getirmekti. Mansûr’un güvenini kazanan ve hâciblik görevini başarı ile yürüten Rebî‘ bir müddet sonra Ebû Eyyûb el-Mûriyânî’nin yerine vezir tayin edildi (153/770). Halife Mansûr, Bağdat’ı kurarken şehri dört büyük mahalleye ayırıp bu mahallelerden birini Rebî‘e iktâ etti. Bu sebeple burası Katîatürrebî‘ adıyla bilinir. Mansûr hac için gittiği Mekke’de vefat ettiğinde (158/775) Rebî‘ onun yanındaydı. Bu sırada hilâfetle ilgili doğabilecek sıkıntıların önüne geçmek için Mansûr’un oğlu Muhammed el-Mehdî adına biat aldı. Bir müddet sonra Halife Mehdî-Billâh, Rebî‘i vezirlikten azledip hâcib olarak görevlendirdi ve yerine Ebû Ubeydullah Muâviye b. Ubeydullah el-Eş‘arî’yi tayin etti (159/775-76). Rebî‘ de yeni vezirin oğlu hakkındaki zındıklık ithamından dolayı onun azledilmesinde (163/779-80) etkin bir rol oynadı. Ancak çok arzu etmesine rağmen vezâret makamına tekrar kavuşamadı. Mehdî-Billâh’ın Mâsebezân’da vefatı üzerine (169/785) o sırada Cürcân’da bulunan Mûsâ el-Hâdî adına Bağdat’ta


biat aldı. Mûsâ el-Hâdî döneminde vezir tayin edilen Rebî‘ bir süre sonra azledilerek Dîvânü’l-ezimme kâtipliğine getirildi. Bu görevi sırasında ansızın hastalandı ve yedi gün sonra vefat etti (169/785 veya 170/ 786). Onun Mûsâ el-Hâdî tarafından zehirletildiğine dair rivayetler bulunmaktadır. Oğlu Fazl da Abbâsî vezirlerindendir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ya‘kūbî, Târîħ, II, 389, 392, 394, 400; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), bk. İndeks; Cehşiyârî, el-Vüzerâǿ ve’l-küttâb, s. 44, 100, 125, 141, 151-152, 156, 167; Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Abdülhamîd), III, 313, 317, 319; Hatîb, Târîħu Baġdâd, VIII, 414; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VI, 21, 33, 88-89; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 294-299; İbnü’t-Tıktakā, el-Faħrî (nşr. M. İvaz İbrâhim Bek - Ali el-Cârim Bek), Kahire, ts. (Dârü’l-maârif), s. 157-159, 172; Hudarî, Muĥâđarât: ǾAbbâsiyye, s. 72-73; G. le Strange, Baghdad during the Abbasid Caliphate, Oxford 1924, bk. İndeks; D. Sourdel, Le vizirat ǾAbbāside de 749 a 936, Damas 1959, I, 87-92; İbrâhim Selmân el-Kürevî, Nižâmü’l-vizâre fi’l-Ǿaśri’l-ǾAbbâsiyyi’l-evvel, İskenderiye 1989, s. 61-67; A. S. Atiya, “al-RabīǾ b. Yūnus”, EI² (İng.), VIII, 350-351.

Ahmet Ağırakça