POMAKLAR

Bulgaristan, Batı Trakya ve Doğu Makedonya’da yaşayan müslüman topluluk.

Büyük gruplar halinde, Meriç düzlüklerini Ege kıyılarından ayıran yüksek yaylalar ve ovalarla örtülü Arda, Karasu (Mesta) nehirlerinin geçtiği yeşil vadili Rodoplar ile Pirin ve Vardar Makedonyası bölgelerinde yaşarlar. Ayrıca Bulgaristan’ın kuzeyinde Lofça, Plevne, Teteven, Selvi (Sevlievo), Rahova’da; Orta Bulgaristan’da Filibe ve eski Selânik, Manastır, Kosova ile İşkodra vilâyetlerine dağılmış halde küçük gruplar da mevcuttur. Makedonya’da ise Nevrekop, Çeç, Razlik, Piyanets, Tikveş, Moglena, Koreşca, Kiçeviya, Drimkol, Golo Bırdo, Gorna Reka ve Gora gibi bölgelerde bulunmaktadırlar. Nüfusları konusunda kaynaklarda çelişkili bilgiler yer alır. Çek asıllı Bulgar bilgini K. Jireçek’in 1874 yılına ait verdiği istatistik bilgilerinden Lofça, Plevne yöresinde 100.000, bütün Rodoplar’da ve Selânik’ten Vardar boyunca Moglena, Prespa ve Yukarı Dibre’ye kadar uzanan yerlerde 500.000 Pomak nüfusunun bulunduğu anlaşılır. 1880 yılına ait diğer bir istatistikte Pomaklar’ın sayısı 400.000 olarak gösterilir. Balkan savaşları arifesinde Edirne’de 115.000, Selânik’te 98.590, Manastır’da 23.900, Kosova’da 13.680, İşkodra’da 40.000 Pomak nüfusunun bulunduğuna işaret edilir. Resmî olmayan bir kaynağa göre 1931 yılında Bulgaristan sınırları içinde 200.000’den fazla, bu sınırlar dışında Makedonya’nın ve Batı Trakya’nın dağlık bölgelerinde 200.000 Pomak nüfusunun yaşadığı belirtilir. Son yıllarda sadece Bulgaristan sınırları dahilinde 250.000’den fazla Pomak nüfusunun mevcut olduğu, 1990 yılı sonunda ise yerel yetkililerin verdikleri rakamlara göre bu nüfusun 268.971’e ulaştığı anlaşılmaktadır. Diğer Balkan ülkelerinde de (Yunanistan’da Batı Trakya’da 70.000, Makedonya’da 40.000, Arnavutluk’ta 80.000 dolayında) bu kadar daha Pomak nüfusunun bulunduğu tahmin edilmektedir.

Pomak kelimesine Osmanlı kaynaklarında XIX. yüzyıldan itibaren rastlanır. Pomaklar’ın menşei konusunda çoğu siyasî temelli değişik görüşler ve tartışmalar vardır. Konuştukları Slavca ağırlıklı dilden hareketle bunların Türk kökenli olmadıkları, İslâmlaşmış Sırp, Bulgar, hatta Rum oldukları iddia edilmiştir. Bununla birlikte tarihî belgeler, Pomaklar’ın XI. yüzyılda Orta Asya ve Kafkaslar’dan batı göçleri yoluyla Balkanlar’a akın eden Kuman Türkleri’nin bakıyeleri olduğu tezini kuvvetlendirir. Kuman Türkleri’nin daha XI. yüzyılda Balkanlar’a geldikleri, Pirin ve Vardar Makedonyası’yla Rodoplar’a yerleştikleri bilinmektedir. Balkanlar’da Slav akınlarıyla karşılaşan Kuman Türkleri bazı bölgelerde bunlarla karışarak büyük ölçüde ana dillerini kaybetmişler (Hasluck, s. 36), ancak eski örf, âdet ve geleneklerini sürdürmüşlerdir. XI-XIV. yüzyllarda güneyden müslüman Türkler’in Balkanlar’a gelişiyle Kumanlar’ın çoğu eski dinlerini terkederek İslâmiyet’e geçmiştir.

Bu toplulukların İslâmlaşma süreci Osmanlılar’ın Balkanlar’ı fethinden önce başlamış olmalıdır. Osmanlı Türkleri’nin, XIV. yüzyılın ikinci yarısında Rodoplar’a fütuhat hareketlerine giriştiklerinde bölgeye asırlar önce yerleşmiş olan Kuman Türkleri’ni müslüman olarak bulmuş olmaları ihtimali büyüktür. Bundan dolayı bazı kaynaklarda Osmanlılar’a bu topraklarda keşif ve öncü hizmeti verdiklerinden Slavlar’ın kendilerine “pomagaç” (yardımcı) adını verdikleri, zamanla bu sözcüğün Pomak şeklini alarak bölgedeki Kuman Türkleri’nin torunlarını nitelediği üzerinde durulur (Zahariev, s. 66). Öte yandan Osmanlı hâkimiyeti altında Balkanlar’da konar göçer yörük topluluklarının özel bir askerî teşkilât bünyesi içine alınması ve tıpkı Anadolu’da olduğu gibi bunların yardımcılarına “yamak” denmesinden hareketle pomak kelimesinin anlam itibariyle yamakla benzeşmesinden yola çıkılarak kelimenin aslının Türkçe yamaktan gelebileceği hususu da dikkate alınabilir.

Pomaklar’la ilgili en çok istismar edilen konu dilleridir. Konuşulan dilin içinde yüksek oranda Slav kökenli kelimenin bulunması Pomaklar’ın Türk olmadıkları yönündeki tezin temelini teşkil etmiştir. Ancak Pomaklar’ın konuştuğu dilin % 30’unu Ukrayna Slavcası, % 25’ini Kuman-Kıpçakça, % 20’sini Oğuz Türkçesi, % 15’ini Nogayca, % 10’unu Arapça kelimelerin oluşturduğu tesbit edilmiştir (Ahmet Cevdet, s. 190-191). Ukrayna Slavcası’nın % 30 nisbetinde bulunmasının başlıca sebebi Kuman Türkleri’nin X ve XI. yüzyıllarda Ukrayna, Lehistan ile Besarabya yörelerinde Slavlar’la olan temaslarında ve 150-200 yıl devamlı olarak Slav-Rus topraklarında konar göçer bir hayat sürdürmelerinde aranabilir (Laszlo Rasonyi, s. 141). Ayrıca XI-XIV. yüzyıllarda Balkanlar’da Slavlar’ın akınlarına mâruz kalan Türk boylarının büyük ölçüde dillerini kaybettikleri bilinmektedir. Bu sebeple Pomak lehçesinde Slavca


kelimelerin payı oldukça yüksektir. Arapça’nın % 10 oranında bulunması Pomaklar’ın müslüman oluşundan kaynaklanır. Dillerindeki Kuman-Kıpçak, Nogay ve Oğuz Türkçesi ile bağlantılı kelimelerin yanında Çağatay Türkçesi’nin de etkisi vardır. Pomaklar’ın konuştukları dil kendi aralarında Rodop-Pomak Türk lehçesi, Katrancı-Pomak Türk lehçesi ve Tuna havzası Pomak-Türk lehçesi olarak üçe ayrılır (Ahmet Cevdet, s. 34, 189-191).

Sosyokültürel yaşantıları Anadolu’daki geleneklerle önemli ölçüde benzerlik gösteren Pomaklar’ın % 85-90’ı köylerde yaşamakta ve tarımla uğraşmaktadır. Ev içi döşemeleri ve kadınların giysileri Anadolu köylülerinin döşeme giyim tarzına çok benzer. Pomaklar Hanefî mezhebine bağlıdır. Özellikle bazı Anadolu köylerinde halen devam eden birçok gelenek Pomaklar’da da görülür (meselâ Hoca Gezeği geleneği). Pomaklar arasında İslâmiyet öncesine ait, eski dinleri Şamanizm’den kalma gelenek ve âdetlerin yaşatılmasına özen gösterildiği dikkati çeker. Meselâ “akîka” veya “harkeke” kurbanı diye adlandırılan, yeni doğmuş çocuklar için kesilen kurbanların kemiklerinin hiç kırılmadan toplanarak bir kayın ağacının altına gömülmesi, ayı oyunu, şibeciler, devecilik, beş-beşe ve sayacılar gibi oyunlar şaman inanışının bölgedeki geleneklere yansımış şeklidir. Yine Nevruz’un kutlanması ve bu kutlamalar esnasında ateş yakılarak üzerinden atlanması Türk dünyası ile kültürel birliktelikten örnektir.

Balkanlar’daki Pomaklar’ın kaderi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra değişti. Savaşın ardından Balkanlar’da birçok yerde olduğu gibi çok zor şartlarda yaşamaya çalışan Pomaklar’ın bir kısmı katledildi, bir kısmı Türk hâkimiyetindeki bölgelere göç etmek zorunda bırakıldı. Yerlerinde kalanlar, Osmanlı egemenliğinin Balkanlar’da sona ermesinden ve Bulgar Devleti’nin kurulmasından itibaren çeşitli baskılara mâruz kaldı. Bulgar devlet yöneticileri bazan şiddet, bazan taltif yöntemini kullanarak müslüman Pomaklar’ı Bulgarlaştırma siyaseti izlemeye başladı. Bu amaçla daha 1881’de Pomaklar’a Bulgarca öğretmek için girişimlerde bulunuldu (Popkonstantinov, s. 516). Uygulamaya konulan bu politika, 1912 yılında Rodoplar’ın ve Pirin Makedonyası’nın Bulgaristan’a ilhakı ile yoğunluk kazandı. Daha Balkan savaşlarının ilk günlerinden itibaren Bulgar yöneticileri, müslüman Pomaklar’ın Bulgarlaştırılması için onları Müslümanlığı terketmeye ve Hıristiyanlığı kabul etmeye zorladı. Bu amaçla Orgeneral Sarafov, önceden tesbit edilen plan gereğince Pirin Makedonyası ve Rodoplar’daki mahallî işgal kumandanlarına gönderdiği tâlimatla bütün müslüman Pomaklar’ın hıristiyanlaştırılması ve Bulgarlaştırılması, aksi hareket edenlerin imha edilmesiyle ilgili kesin emirler verdi (Stranitsi ot Bılgarskata İstoriya, s. 64-65). Bu hareket, Bulgar Ortodoks kilisesinin resmî belgelerinde müslüman Bulgarlar’ın (Pomaklar) Ortodoks hıristiyan dinine ve Bulgarlığın sinesine geçmesi, bir dizi yayında ise Hıristiyanlığı kabullenme ve vaftiz olarak kaydedilmiştir.

Bulgarlaştırma ve hıristiyanlaştırma hareketi, 1912 Balkan Harbi’nde hezimete uğratılan Türk askerinin geri çekilmesinden hemen sonra başlatılmış ve Temmuz 1913 tarihine kadar 200.000 civarında müslüman Pomak Türk’ün ismi Slav-Bulgar isimleriyle değiştirilmiş, zorla Ortodoksluk kabul ettirilmiştir (Problemi na Razvitieto na Bılgarskata Narodnost i Natsiya, s. 21). Bu hareket esnasında Bulgarlar Rumlar’la yakın iş birliği içinde çalışmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan, Osmanlı Devleti’nin müttefiki olarak Almanya’nın yanında savaşa girince baskılar kaldırılmış ve Pomaklar’ın eski isimlerini almaları kabul edilmiştir. Ancak 1923 yılından itibaren Bulgarlaştırma politikasına bir plan dahilinde sistemli biçimde yeniden başlanmıştır. Yeni politikanın gereği olarak Pomaklar’ın özel okulları kapatılmış ve Pomak çocuklarının Bulgar okullarına gitmesi yolunda baskı yapılmıştır. Ayrıca Bulgarlaştırma faaliyetlerini daha geniş temele oturtmak için müslüman Pomaklar ile Bulgarlar arasında kültür, maarif ve hayır sever cemiyetlerinin kurulmasına yönelik çalışmalar yoğunlaştırılmıştır. Rodina (vatan) adı altında 1937 yılında Paşmaklı’da (Smolyan) kurulan ilk cemiyetin esas amacı müslüman Pomaklar’a gayri Türk ve gayri müslüman düşünce muhtevasını aşılamak, onları müslüman Türk toplumundan koparıp Bulgarlaştırmak ve Hıristiyanlaştırmaktı (a.g.e., s. 21-23). Rodoplar’ın diğer kasaba ve köylerinde de Rodina Cemiyeti’ne benzer kırk kadar cemiyet oluşturulmuştur (Stranitsi ot Bılgarskata İstoriya, s. 67). Bu cemiyetler adına birçok dergi, broşür, kitap yayımlanmış, tiyatro temsilleri, söyleşiler, konferanslar, toplu okumalar, sergiler düzenlenmiş ve bunlar vasıtasıyla müslüman Pomaklar’a Türk olmadıkları, Bulgar soyundan geldikleri vb. fikirlerin aşılanması, “pomak”, “ahrân / ahiryân” (aren) gibi lakapların kaldırılması ve müslüman Bulgar adının kabullenilmesi, feslerin, feracelerin, peçelerin, hatta pencerelerden parmaklıkların atılması ve Bulgar adlarının yenilenmesi yönünde çalışılmıştır. Bu çalışmalar, 8 Temmuz 1942’de Bulgar Millet Meclisi’nin Pomaklar’ın isimlerinin Bulgar isimleriyle değiştirilmesi yönündeki yasayı kabul etmesiyle sonuçlanmıştır. Yasa gereğince 1942-1944 döneminde 70.000’e yakın Pomak’ın isimleri değiştirilmiştir.

1944 yılında Bulgaristan’da komünist yönetimin iş başına gelmesi Pomaklar’a büyük ümitler verdi. Fakat yeni yönetimin de Pomaklar’a bakışı değişmedi. 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren Pomaklar’ın zorla müslümanlaştırılmış Bulgarlar olduğu yönünde birçok kitap yayımlandı. Bu yayınların meydana getirdiği ortamda 17 Temmuz 1970 tarihinde Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro yetkilileri 549 sayılı gizli kararı ile Pirin Makedonyası ve Rodoplar bölgesinde yoğun yaşayan müslüman Pomak Türkleri’nin tedhiş yoluyla Bulgarlaştırılmasını kararlaştırdı. Bu karar 1970-1974 yılları arasında kanlı biçimde uygulandı.

Pomaklar’ın yoğun biçimde yaşadığı ikinci ülke olan Yunanistan’da da durum farklı değildi. Göçe ve hıristiyan olmaya zorlanan Pomaklar’ın toprak edinme ve seyahat hakları ellerinden alındı, yaşadıkları yöreler askerî bölge ilân edilerek iktisadî faaliyetleri kontrol altında tutuldu. Asimilasyon politikasının vazgeçilmez unsuru olan eğitim Yunanistan’da da etkin olarak kullanıldı. Pomaklar’ın Türk değil müslümanlaştırılmış Yunan (ahiryân / Grek agriyanı) oldukları zorla benimsetilmek istendi. Türkçe eğitimi engellemek için okullardaki Türk öğretmen sayısı azaltıldı. Bütün bu baskılar Balkanlar’daki diğer Türk grupları gibi Pomaklar’ın da Türkiye’ye göç etmesine yol açtı. 1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan bu yana yaklaşık 175.000 Pomak Anadolu’ya göç etti. Ancak Balkanlar’ın çeşitli bölgelerinde halen 500-600.000’in üzerinde Pomak nüfusu varlığını sürdürmektedir. Pomaklar bugün Bulgaristan, Batı Trakya ve Makedonya’daki azınlıkların dinamik unsurunu oluşturmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

F. Kanita, Donau-Bulgarien und der Balkan, Leipzig 1882, II, 187; K. Jireček, Das Fürstentum Bulgarien, Wien 1891, s. 104, 568; Ahmet Cevdet, Balkanlarda Akan Kan, İstanbul, ts., s. 34, 189-191; St. Zahariev, Geografsko-istoriçesko-statistiçesko opisanie na Tatarpazarcişkata kaza, Viena 1870, s. 66; St. Šiškov, Pomacite v Trite Balgarski Oblasti, Plovdiv 1914; A. Ischirkoff,


Bulgarien Land und Lente, Leipzig 1917, II, 15; F. W. Hasluck, Bektaşîlik Tedkikleri (trc. Râgıb Hulûsi), İstanbul 1928, s. 36; Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1952, tür.yer.; Iz Minaloto na Balgarite Mohamedani v Rodopite, Sofia 1958, tür.yer.; Hr. Popkonstantinov, Spomeni, Pıtepisi, Pisma, Plovdiv 1970, s. 516; A. Andonyon, Balkan Harbi Tarihi (trc. Z. Biberyan), İstanbul 1975, s. 86-87; Rodop-Bulgaristan Türklüğü Faciasının İç Yüzü, İstanbul 1976, s. 8-12; Problemi na Razvitieto na Bılgarskata Narodnost i Natsiya, Sofia 1988, s. 21-23; L. Rasonyi, Tarihte Türklük, Ankara 1988, s. 141; Stranitsi ot Bılgarskata İstoriya, Sofia 1989, s. 64-67; Hüseyin Memişoğlu, Pomak Türkleri’nin Tarihi Geçmişinden Sayfalar, Ankara 1991; a.mlf., Balkanlarda Pomak Türkleri, İstanbul 1999; Halim Çavuşoğlu, Balkanlar’da Pomak Türkleri, Tarih ve Sosyo-Kültürel Yapı, Ankara 1993; H. Poulton, Balkanlar: Çatışan Azınlıklar, Çatışan Devletler (trc. Yavuz Alagon), İstanbul 1993, s. 135; Y. Frangopoulos, “Religion, Identity and Political Conflict in a Pomak Village in Northern Greece”, Islam in Europe: The Politics of Religion and Community (ed. S. Vertovec - C. Peach), London-New York 1997, s. 73-90; Abdülbâki Gölpınarlı, “İslâm-Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı ve Kaynakları”, İFM, sy. 1-4 (1949-50), s. 3-354; Ahmet Cevat Eren, “Pomaklara Dair”, TK, I/4 (1963), s. 37-41; a.mlf., “Pomaklar”, İA, IX, 572-576; Necip Üzümcü, “Türk Tarihinde Kuman Türkleri ve Pomaklar”, Batı Trakya, V/61, İstanbul 1972, s. 8-11; P. Pavlov, “Kumanite v Obştestveno-Politiçeskiya Jivot na Srednovekovna Bılgariya (1186-naçaloto na XIV. v.)”, İstoriçeski Pregled, sy. 7 (1990), s. 18; F. Bajraktarević, “Pomaks”, EI² (İng.), VIII, 320-322; A. Popovic, “Pomaks”, a.e., VIII, 322-324.

Hüseyin Memişoğlu