PÎR MEHMED ÜSKÜBÎ

(ö. 1020/1611)

Osmanlı âlimi.

Devşirme (kuloğlu) çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Muhibbî, Kastamonu’da doğduğunu belirtirse de bu muhtemelen, kendisinin kaynağı olan Atâî’deki Kostantiniye kelimesinin yanlış istinsahından kaynaklanmıştır. Babasının adını Zahîrü’l-kudât adlı eserinin mukaddimesinde Hasan olarak vermesine rağmen Bağdatlı İsmâil Paşa tarafından Abdullah şeklinde kaydedilmesi, Osmanlı döneminde devşirme çocuklarının babalarından bu şekilde söz edilmesinden kaynaklanmış olmalıdır. Pîr Mehmed Efendi önceleri Bektaşî zümresine katılıp dervişlik yoluna girmişse de daha sonra ders okumaya başladı ve Çivizâde Mehmed Efendi’ye mülâzım oldu. Ardından çeşitli medreselerde müderris olarak görev yaptı. Yenipazar müderrisi iken eşkıya darbesiyle bir gözü sakatlandı. Bu sebeple “Yekçeşm” ve “Kör Müftü” lakaplarıyla da bilinir. 990 (1582) yılı civarında Hezargrad’daki Maktul İbrâhim Paşa Medresesi’nde müderris iken bir innîn (cinsel iktidarı olmayan kişi) ile ilgili olarak kullandığı ifadeden dolayı azledildi (bu olay Atâî’nin ayrıntılarını verdiği olayla aynı olmalıdır, bk. Nefhatü’l-ezhâr, vr. 95a-98b; Kortantamer, s. 191). Daha sonra Üsküp müftülüğüne tayin edildi, uzun yıllar burada müftülük ve müderrislik yaptı ve bu görevde iken 1020’de (1611) vefat etti. Kâtib Çelebi onu Fezleke’de 1020 (1611) yılında ölenler arasında zikretmesine rağmen Keşfü’ž-žunûn’da ölüm tarihini 1030 (1620) olarak kaydetmiş ve başta Bağdatlı İsmâil Paşa olmak üzere sonraki birçok müellif bu yanlışı devam ettirmiştir. Bursalı Mehmed Tâhir ise vefatını 1026 (1617) olarak verir. Atâî, Üskübî’nin hazırcevap, şakacı, nüktedan bir kişi olduğunu ve nüktelerinin dostları arasında sohbet konusu edildiğini kaydederek Hamse’sindeki Nefhatü’l-ezhâr adlı mesnevisinde bazı nüktelerini anlatır (Nefhatü’l-ezhâr, vr. 88b-98b; Kortantamer, s. 190-191).

Eserleri. 1. Muînü’l-müftî fi’l-cevâb ale’l-müsteftî (Fetâvâ-yı Üskûbî, Fetâvâ Kör Müftî). Esere Muînü’l-müftî adının Zahîrü’l-kudât’a yazılan girişte Pîr Mehmed Efendi tarafından verildiği ifade edilirse de (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 587, vr. 129b) müellifin oğlu ve eserin müstensihlerinden olan Beypazarı kadısı Ahmed, 1039’da (1630) yazdığı nüshanın sonunda kendisinin Üsküp’te fetva kâtibi iken babasının fetvalarını Muînü’l-müftî adıyla bir araya getirdiğini belirtir (Süleymaniye Ktp., İbrâhim Efendi, nr. 520, vr. 347a-348b). Eserde Türkçe fetvalar ve Arapça nakilleri fıkıh kitapları sistematiğine göre sıralanmıştır. Kütüphanelerde otuzdan fazla yazma nüshasının mevcut olması (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 268, 2684, 2763, 2770, 2790, 2792; Süleymaniye Ktp., Âşir Efendi, nr. 133, Ayasofya, nr. 1562, Esad Efendi, nr. 1094, 1117, Fâtih, nr. 2355, 2356, Şehid Ali Paşa, nr. 1027, Yenicami, nr. 627;


İzmir Millî Ktp., nr. 177, 782, 784, 1376, 1709, 1806) ve daha sonra kendisine sık sık atıflarda bulunulması eserin oldukça muteber sayıldığını göstermektedir. Nitekim Atâî kitabın kendi döneminde hayli meşhur olduğunu kaydeder (Zeyl-i Şekāik, s. 552). Hacı Mustafa b. Veliyyüddin b. Murâd el-Hanyevî Fetâvâ-yı Velîzâde, Akdalkudât Ebû Abdullah Ömer b. Ahmed el-Kāhirî Mecmûatü’l-mesâili’l-fıkhiyye ve Ahmed Hamdullah el-Ankaravî Mir’âtü’l-murâfiîn adlı eserlerinde bu kitabı kaynak olarak kullanmışlardır. Ayrıca eserden seçmelerin yapıldığı bir nüsha bulunmaktadır (Müntehabât min Fetâvâ-yı Kör Müftî, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2319). 2. Zahîrü’l-kudât. Arazi, vergi, vakıf hukukuyla ilgili olan eserde Üskübî’nin kendi fetvalarının yanı sıra Kemalpaşazâde, Çivizâde, Ebüssuûd Efendi, Hoca Sâdeddin Efendi, Esad Efendi, Bolulu Mustafa Efendi, Ebû Said Efendi, Bahâî Mehmed Efendi, Hanefî Mehmed Efendi, Yahyâ Efendi, Muîd Ahmed Efendi gibi Osmanlı şeyhülislâmlarının fetvalarına da yer verilmiştir (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 4789; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 587, 852, Lala İsmâil, nr. 106; Burdur İl Halk Ktp., nr. 797, 1015). Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki üç nüshası esas alınarak Ahmet Akgündüz tarafından Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri içinde neşredilen eser (IX, 394-483), Osmanlı hukukunda şeriat-kanun ilişkisi hakkında zengin malzeme sunması bakımından oldukça önemlidir. Mukaddimesinde eserin Osmanlı kanunlarına dair Üskübî tarafından gerçekleştirilen bir derleme olduğu şeklindeki ifade dikkate alındığında bazı nüshaların sonunda yer alan, Hamza Paşa, Celâlzâde, Muallimzâde et-Tevkīî, Ali Efendi kanunnâmelerinden ve fermanlardan yapılan iktibasların da Pîr Mehmed’e ait bir derleme olduğu düşünülebilir.

BİBLİYOGRAFYA:

Pîr Mehmed Üskübî, Muînü’l-müftî, Süleymaniye Ktp., İbrâhim Efendi, nr. 520, vr. 347a-348b; Atâî, Zeyl-i Şekāik, s. 551-552; a.mlf., Nefhatü’l-ezhâr, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2937, vr. 88b-98b; Kâtib Çelebi, Fezleke, I, 342; Keşfü’ž-žunûn, II, 1229, 1746; Muhibbî, Ħulâśatü’l-eŝer, I, 456; Sicill-i Osmânî, II, 142; Osmanlı Müellifleri, II, 61; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 272; Tunca Kortantamer, Nev‘izâde Atâyî ve Hamse’si, İzmir 1997, s. 63, 190-191, 331-333; Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri, İstanbul 1996, IX, 394-483, 487; Muharem Omerdić, “Pir Muhammed el-Uskubi i Njegov Zbornik Fetvi”, Glasnik Rijaseta Islamske zajednice u SFRJ, LIV/6, Sarajevo 1991, s. 712-725.

Şükrü Özen