PICKTHALL, Marmaduke William

(1875-1936)

Kur’an’ı İngilizce’ye çeviren müslüman İngiliz yazarı.

Londra’da doğdu ve Chillesford’da bir rahip olan babasının yanında kilise ortamında yetişti; klasik edebiyat, astronomi ve tabiat bilgisi okudu. Babasının ölümü üzerine ailesi Londra’ya taşınınca orada Harrow School’da öğrenime başladı. 1890’da okulu terkederek Fransızca’sını ilerletmek amacıyla Fransa’ya gitti. İki yıl sonra geri döndü ve yatılı bir okula kaydoldu. 1894’te Akdeniz Konsolosluk Servisi’nde açılan memuriyet sınavını kazanamayınca Doğu dilleri öğrenmek ve dış işlerine girebilmek için Kudüs’e gitti. Ortadoğu’da geçirdiği iki yıl onun hayata bakışını tamamıyla değiştirdi. Orada Arap topraklarını ve Osmanlı sisteminin son zamanlarını görme fırsatı buldu ve bundan çok etkilendi. Batılı ilim ve din adamlarıyla olduğu kadar Arap ve Türk aydınlarıyla da dostluk kurdu. 1896’da İngiltere’ye döndü, burada evlenip eşiyle birlikte Paris’e ve Cenevre’ye gitti. Daha sonra oturmayı tercih ettiği Holton köyünde 1898’de yayımlanan ilk hikâyesini, Ortadoğu konulu The Word of an Englishman’i yazdı. İlk romanı All Fools da 1900’de basıldı (London). Fakat ona asıl ününü en başarılı romanı olan Said the Fisherman kazandırdı (London 1903). Bu roman dönemin yazar ve eleştirmenleri tarafından övüldü; günümüze kadar İngiltere ve Amerika’da birçok baskısı yapıldı.

Pickthall 1907’de resmî kanalla Mısır’a giderek İngiliz yönetimini yakından tanıma imkânı buldu ve olumlu izlenimler edindi; bu arada romanları için malzeme topladı. Ardından Kudüs ve Şam’a geçerek eski dostlarıyla görüştü. 1908’de eşiyle birlikte üçüncü defa Ortadoğu seyahatine çıktı. O yıl İstanbul’da Meşrutiyet’in ilân edilmesini umutla karşıladı ve Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhakına büyük tepki gösterdi. Batılılar’ın saldırılarını gittikçe arttırdıkları bir dönemde Osmanlı Devleti’nin ve Türkler’in en büyük savunucularından biri oldu.

1909’da İngiltere’ye dönerek altı yıl boyunca Buxted’de tabiatla iç içe yaşadı; roman, hikâye ve siyasî makalelerinin yayımıyla ilgilendi; zaman zaman da Londra’ya gidip Osmanlı yanlısı İngiliz siyaset adamlarıyla toplantılara katıldı. Balkan Savaşı sırasında Batı’da oluşan Haçlı ittifakına karşı The Black Crusade’i (1913) önce tefrika halinde, ardından kitap olarak yayımladı. Aynı yıl İstanbul’a gitti ve altı ay kadar Erenköy’de kaldı. Kıyasıya bir mücadele içinde olan İttihatçı ve İtilâfçı aydınlarla görüştü ve kendini İttihatçılar’a daha yakın buldu. Mahmud Şevket Paşa’nın öldürülmesine çok üzüldü ve İngiltere’ye döndü. Londra’da Ocak 1914’te kurulan Anglo-Ottoman Society’nin aktif üyesi olan Pickthall, I. Dünya Savaşı boyunca Türk dostu İngilizler ve Hindistanlı müslümanlarla birlikte Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını önlemeye yönelik siyasî çalışmalara katıldı. 1915’teki Ermeni katliamı iddialarına karşı çıkarak o sırada Ermeni yanlısı yazılar


yayımlayan Arnold Toynbee’yi eleştirdi. Bu arada başvurduğu Kahire’deki Arap Bürosu’ndaki bir işe Türk dostu olduğu için uygun görülmedi ve onun yerine T. E. Lawrence gönderildi.

1916’da İngiltere, Fransa ve Rusya arasında yürütülen Osmanlı topraklarını paylaşma görüşmeleri sırasında Türkiye için diplomatik girişimde bulunduysa da Sykes-Picot antlaşmalarının başmimarı Sir Mark Sykes’ın sert tepkisiyle karşılaştı. 29 Kasım 1917 tarihinde yaptığı bir konuşmada müslüman olduğunu açıkladı ve Muhammed ismini aldı. Çeşitli konferanslarında Türkler’le ayrı bir barış yapılması görüşünü dile getirdi; fakat bu girişimleri Ermeniler ve siyonistlerce engellendi. O sırada İngiltere’ye gelmiş olan siyonistlerin lideri Chaim Weizmann, onun Türk yanlısı faaliyetlerinin durdurulması için İngiliz Savaş Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulundu. Baskılar neticesinde Pickthall savaşın sonuna doğru kırk üç yaşında askere alındı ve Mart 1919’da terhis edildi. Bir süre Londra yakınlarındaki Woking Camii’nde imamlık yaptı. 1920’de aldığı teklif üzerine Hindistan’a giderek Islamic Culture’ın editörlüğüyle birlikte Hindistan Hilâfet Hareketi’nde aktif görevler üstlendi. Kendisinden Mahatma Gandi aleyhine bir makale yazması istenince editörlükten ayrıldı ve bir lisenin müdürlüğüne geçti. 1929 yılı sonunda tamamladığı ve bir İngiliz tarafından yapılan ilk İngilizce Kur’an tercümesi olan The Meaning of the Glorious Koran’ı (New York 1930; W. Montgomery Watt’ın girişiyle, New York 1992; gözden geçirilmiş neşir, Arafat K. El-Ashi, Beltsville 1994) Ezher ulemâsına inceletmek amacıyla birkaç aylığına Kahire’ye gitti. İngiltere’ye dönmeden önce Haydarâbâd nizamının oğlu ile sürgündeki Osmanlı hânedanından Halife Abdülmecid Efendi’nin kızının evlenmesine ön ayak oldu. 1935’te, gidişinden on beş yıl sonra nizamın hizmetinden emekliye ayrılarak ülkesine döndü. 19 Mayıs 1936 tarihinde Londra’da vefat etti.

Pickthall’in düşüncelerinde iki faktör, din ve tabiat sevgisi önemli yer tutar. Bu sebeple Ortadoğu’ya gittiğinde önce dinleri karşılaştırmış, tabiata ve insana en uygun din olarak gördüğü İslâm’ı kendine daha yakın hissetmiştir. Sanayi devriminin çevreye ve insana yaptığı olumsuz etkiler üzerinde ilk duran odur. İslâm düşüncesinde kadın hakları, kölelik, çok evlilik, kadercilik gibi konularda savunmacı bir yaklaşım sergiler. İhtidâ ettikten sonra siyasî görüşlerinde köklü bir değişiklik meydana gelmemiştir. Çünkü kendisinin yakınlık duyduğu İngiliz muhafazakâr kanadı esasen Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünden yanaydı; o da müslüman olduktan sonra bu bütünlüğe müslümanların birliği açısından daha fazla önem vermiştir.

Pickthall’in yukarıda adı geçenlerin dışındaki eserleri şunlardır: Enid (London 1904), Brendle (1905), The House of Islam (1906), The Myopes (1907), The Children of the Nile (1908), The Valley of the Kings (1909), Pot au Feu (1911), Larkmeadow (1912), Veiled Women (1913), With the Turks in Wartime (1914), Tales From Five Chimneys (1915), The House of War (1916), Knights of Araby (1917), Oriental Encounters (1918), War and Religion (1919), Friday Sermons (1919), Sir Limpidus (1919), Islam and Progress (1920), The Early Hours (1921), As Others See Us (1922), The Cultural Side of Islam (1927).

Pickthall’in eserlerinden Kur’an tercümesini Fatih Muhammed Jallendhri Urduca’ya (Delhi 1970), mukaddimesini Şinasi Siber Türkçe’ye (Kur’ân-ı Kerîm ve Hazreti Muhammed, Ankara 1958), With the Turks Wartime’ı Kemalettin Yiğiter (Harpte Türklerle Birlikte, Ankara 1990) ve Said the Fisherman’ı Tuba Şahin (Balıkçı Said, İstanbul 2002) Türkçe’ye çevirmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

A. Fremantle, Loyal Enemy, London 1938; “Pickthall, Marmaduke”, Twentieth Century Authors (ed. Stanley J. Kunitz - H. Haycraft), New York 1950, s. 1104-1105; P. Clark, Marmaduke Pickthall: British Muslim, London 1986; a.mlf., “The Translator Novelist”, Afkar Inquiry, III/5, London 1986, s. 57-58; a.mlf., “Pickthall’s Busy Years: 1931-32”, IC, LXXIII/4 (1999), s. 45-62; Kemal Kahraman, Muhammed M. Pickthall, İstanbul 1994; E. E. Speight, “Marmaduke Pickthall”, IC, X (1936), s. III-VI; F. Krenkow, “A Great English Muslim”, a.e., XI/1 (1937), s. 138-143; “Loyal Enemy (Book Review)”, a.e., XIII/2 (1939), s. 250-255; Kemaleddin Yiğiter, “İngiliz Yazarı Marmaduke Pickthall’ın Türk-Ermeni Münasebetleri Hakkındaki Eserleri Üzerine Düşünceler”, TK, XVI/186 (1978), s. 40-49; C. E. Bosworth, “Pickthall”, EI² (İng.), VIII, 305-306; Murtazâ Kerîmî Niyâ, “Pîktâl, Muhammed Marmâdûk Vîlyâm”, Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm, Tahran 1379/ 2000, V, 970-972; Shahabuddin Ansari, “Pickthall Muhammad Marmaduke: First Muslim English Translator of the Qur’ân”, Encyclopaedia of the Holy Qur’an (ed. N. K. Singh - A. R. Agwan), New Delhi 2000, IV, 1036-1038.

Kemal Kahraman