ÖKÜZ MEHMED PAŞA KÜLLİYESİ

Aydın Kuşadası’nda XVII. yüzyılın ilk çeyreğinde inşa edilen külliye.

Bânisi Sadrazam Damad Öküz Mehmed Paşa olan külliye Zilhicce 1028 (Kasım 1619) tarihli vakfiyesine göre bu tarihten önce tamamlanmış olmalıdır. Cami, mektep, hamam, han, bezzâzlar çarşısı, fırın, kahvehane, evler, mahzenler, odalar, dükkânlar ve değirmenden oluşan külliyeden cami, han ve hamam günümüze ulaşmıştır. Kale içinde yer alan cami moloz taş malzeme ile inşa edilmiş olup içten 14,15 × 14,15 m. ölçüsünde kare planlı bir harimle bunun önünde üç birimli bir son cemaat yerine sahiptir. XIX. yüzyıl başlarında onarım gören yapının eskiden önünde, iki sıra dikdörtgen açıklıklı pencereli cephesiyle bağdâdî sıvalı ve meyilli çatıyla örtülü olan sonradan yapılmış bir son cemaat yeri bulunuyordu. 1981-1982 yıllarında yenilenen son cemaat yeri sivri kemerli açıklıklı olup üç kubbe ile örtülüdür. Mihrap ekseninde yer alan kapı üzerinde ahşap bir mükebbire bulunmaktadır. Kapının iki yanında mukarnaslı yaşmaklı mihrâbiyelerle dikdörtgen açıklıklı birer pencere mevcuttur. Harimin üzerini örten kubbeye tromplarla geçiş sağlanmış, dıştan on altıgen olan kasnağın her kenarında sivri kemerli pencere açılmıştır. Kurşun kaplı olan kubbe köşelerdeki ikişer payanda kemeriyle desteklenmiştir. Harim duvarları kubbe kasnağındakiler hariç üç sıra pencerelidir. Alt sıra pencereler tuğladan sivri kemerli, alınlıklı ve dikdörtgen açıklıklı, üst sıra pencereler ise içten yuvarlak, dıştan sivri kemerli, açıklıklıdır. Alçı mihrap barok süslemelidir. İki yanda yer alan köşeli ve yarım yuvarlak pilastırlar barok başlıklardan sonra köşeli formda devam ettirilerek alemlerle sonlandırılmıştır. Yarım daire formlu ve yuvarlak kemerli mihrap nişinde boya ile perde motifi işlenmiştir. Kemerin üstünde alçı ile yapılmış ve boyanmış ikinci bir perde motifi yer almaktadır. Mihrabın üstüne iri bitkisel kıvrımlı bir tepelik yerleştirilmiştir. Harimin kuzeyinde altı ahşap direk üzerine oturan bir mahfil bulunmaktadır. Yapıda kubbenin eteğinde ve içinde barok kalem işi süslemeler görülür. Pencere aralarında yuvarlak kaideli, yivli gövdeli, barok başlıklı iri sütunlar, kubbede de iri bölümler içinde çiçek motifleri yapılmıştır. Kuzeybatı köşesinde yer alan minare kare kaide üzerinde silindirik gövdeli, tek şerefeli ve kurşun külâhlıdır. Kuzeyde mevcut dikdörtgen açıklıklı söveli kapı ile minareye çıkılmaktadır. Cami avlusunda bulunan ve camiye kuzeydoğu köşesinden bitişik olarak inşa edilen kütüphane, kapısı üzerindeki beş beyitlik kitâbeye göre 1227 (1812) yılında yapılmıştır. Cami avlusunda mermer lahitten devşirme su haznesi mevcuttur.

Kesme taş malzemeyle inşa edilen han kale ile liman arasında yer almakta, duvarlarının üstündeki mazgal ve dendan dizileri yapıya bir kale görünümü vermektedir. Dikdörtgen planlı yapı kuzeyde limana ve doğuda çarşıya açılan iki kapılı olup iki katlı olarak düzenlenmiştir. Yapıda yalnız üst kat odaları dışa açılan sivri kemerli alınlıklı ve dikdörtgen açıklıklı pencerelere sahiptir. Üstte pencere aralarında dışa taşkın çörtenler sıralanmış, avlu, her iki katta dört yönde taş ayaklara oturan tuğladan sivri kemerli revaklarla çevrelenmiştir. Revakların arkasında birinci katta yirmi yedi, ikinci katta yirmi dokuz oda vardır. Odalar ve revaklar tonozlarla örtülüdür. Sadece kuzeydeki giriş holünün iki yanı aynalı tonozlu mekânlarla genişletilmiş


olup aynı plan üst kattaki odaya da yansıtılmıştır. Avlunun iki köşesinde yer alan merdivenlerle üst kata ulaşılmaktadır. Kuzeybatı köşesinde dışa çıkıntılı biçimde ele alınan bölümler iki katta da mazgallı olarak düzenlenmiştir. Bunlardan temizlik birimi olduğu düşünülen batı yönündeki bölüm ince uzun dikdörtgen planlı olup her iki katta koridora bağlanmakta, ayrıca alt katta da küçük bir kapı ile dışa açılmaktadır. Kuzeydeki birim ise köşe odalarına açılan birer mekândır. Avlunun ortasında vaktiyle bir şadırvanın bulunduğunu, bunun üstünde de fevkanî bir mescidin olduğunu Evliya Çelebi bildirmektedir. 1964 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan restorasyon çalışmalarından sonra yapı turistik otel olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Caminin yanında yer alan hamam çifte hamam şeklinde yapılmıştır. Soğukluk kısımları zamanla değişikliğe uğramış olup ılıklık kısımları dikdörtgen planlıdır. Kare planlı sıcaklık bölümleri alt hizada yer alan köşe tromplarından sonra sekizgen olarak devam eder. Mekânların üzeri filgözü açıklıklı birer kubbe ile örtülüdür. Yalnız erkekler bölümünün sıcaklığında göbek taşı mevcuttur. Sıcaklıkların arkasında su deposu ve külhan bulunur.

BİBLİYOGRAFYA:

Vakfiye, VGMA, Defter nr. 571, s. 215, sıra nr. 81; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, IX, 144; Bahri Kılıç, Çeşme ve Kuşadası’nda Türk Mimarisi (lisans tezi, 1973), İÜ Ed. Fak. Sanat Tarihi bölümü, s. 29-37; Gönül Güreşsever, Anadolu’da Osmanlı Devri Kervansaraylarının Gelişmesi (doktora tezi, 1974), İÜ Ed. Fak. Sanat Tarihi bölümü, s. 214-217; Zeynep Nayır, Osmanlı Mimarlığında Sultan Ahmet Külliyesi ve Sonrası (1609-1690), İstanbul 1975, s. 229-230; Türkiye’de Vakıf Abideleri ve Eski Eserler, Ankara 1983, I, 726-731; Orhan Tunçer [Orhan Cezmi Tuncer], “Öküz Mehmetpaşa Kervansarayı Turistik Hoteli”, Arkitekt, XXXIX/338, İstanbul 1970, s. 76-79; a.mlf., “Kuşadası Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı”, Rölöve ve Restorasyon Dergisi, sy. 2, Ankara 1975, s. 123-156; Filiz Oğuz - Özkan Erincin, “Kuşadası Kale Camii”, a.e., sy. 5 (1983), s. 135-146.

Ahmet Vefa Çobanoğlu