NEVÂZİL

(النوازل)

Mezhep imamlarından sonar ortaya çıkmış fıkhî meseleler için kullanılan bir terim.

Sözlükte nevâzil “sonradan meydana gelen, insanlar için zorluk veya sıkıntı doğuran durum” mânasındaki nâzile kelimesinin çoğulu olup klasik fıkıh eserlerinde daha çok mezhep imamlarından sonra ortaya çıkmış meseleleri, modern dönemde ise yeni fıkhî problemleri ifade eder. Fetâvâ kelimesi (tekili fetvâ) nevâzil ile eş anlamlı olarak kullanılırsa da nevâzilin mezhep imamlarından sonra ortaya çıkan fıkhî meselelerle sınırlı olduğu ve “herhangi bir fıkhî meselenin hükmünün açıklanması” anlamına gelen fetvâya göre daha özel bir mânaya sahip bulunduğu görülür. Zaman zaman vâkıât ve havâdis kelimeleriyle de belirtilen nevâzil kavramının yaygın olarak kullanıldığı Hanefî ve Mâlikî çevreleri arasında gerek kavramsal çerçeve gerekse nevâzil literatürünün muhtevası bakımından farklar vardır.

Ebû Hanîfe ve talebelerinin görüş ve faaliyetleri zâhirü’r-rivâye ve nâdirü’r-rivâye olarak iki kısımda değerlendirildiği gibi Hanefî mezhebine ait fıkhî birikimin bilgi ve delil değerine göre yapılan tasnifinde bu dönemin mesaisi daha sonrakilerden ayırt edilmiştir. Mezhep imamları döneminin ardından bir taraftan zâhirü’r-rivâye ve / veya nâdirü’r-rivâyeye dayanan yahut bunları bir araya getirmeyi hedefleyen eserler kaleme alınırken diğer taraftan Hanefî fakihlerinin (meşâyih) görüşlerini bir araya getiren nevâzil eserleri telif edilmiştir (nevâzilin meşâyih kavramıyla ilişkilendirilmesine örnek için bk. Temîmî, I, 35; İbn Âbidîn, s. 17). Hanefî literatüründeki ilk nevâzil eserleri IV. (X.) yüzyılda, mezhep birikimini bilgi ve delil değeri açısından değerlendirerek yeni telif formları içinde ifade eden faaliyetlerin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim ilk ve en meşhur nevâzil eserlerinden birinin müellifi olan Ebü’l-Leys es-Semerkandî, zâhirü’r-rivâyeye dayanan Ħizânetü’l-fıķh adlı muhtasarı ile nâdirü’r-rivâyeyi bir araya getirmeyi hedefleyen ǾUyûnü’l-mesâǿil’inin yanı sıra yukarıda belirtilen katkıları da içeren,


nevâzil meselelerine tahsis ettiği Kitâbü’n-Nevâzil’i telif etmiştir (ayrıca bk. SEMERKANDÎ, Ebü’l-Leys).

Hanefî literatüründeki ilk nevâzil eserlerinde mezhep birikimiyle ilgili tasavvurları, mezhep içi fıkhî istidlâl anlayışları ve fetvada esas aldıkları görüşler gibi hususlarda birbirinden ayrılan Belh, Irak ve Buhara meşâyihinden birinin görüşleri merkeze alınmıştır. Nitekim Ebü’l-Leys es-Semerkandî’nin söz konusu eserinin muhtevasını büyük ölçüde Belh meşâyihinin görüşleri teşkil ederken Nâtıfî’nin el-VâķıǾât’ının Irak meşâyihinin, Ahmed b. Muhammed el-Keşşî’nin MecmaǾu’n-nevâzil ve’l-ĥavâdiŝ ve’l-vâķıǾât’ının ise (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 913) Buhara meşâyihinden olan bazı Hanefî fakihlerinin görüşlerini bir araya getirdiği anlaşılmaktadır. Daha sonra ortaya çıkan eserlerin bir kısmı, fıkıh tasnifine göre her babda meşâyih gruplarının görüşlerini veya bu görüşleri temsil eden eserlerden yaptıkları iktibasları farklı bölümler halinde bir araya getirirken diğer bir kısmı nevâzil meselelerini fıkıh bablarının konu örgüsü içinde ele almıştır. Meselâ Sadrüşşehîd’in Kitâbü’l-VâķıǾât’ı (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2492) ve Burhâneddin el-Mergīnânî’nin et-Tecnîs ve’l-mezîd’i (Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 553) gibi eserlerde bir yandan Semerkant Hanefîleri’nin görüşleri, öte yandan Belh meşâyihini temsil eden Ebü’l-Leys’in Kitâbü’n-Nevâzil’inden yapılan iktibaslar her fıkıh babı içinde müstakil başlıklar altında toplanmıştır. Buna karşılık Tâhir b. Ahmed el-Buhârî’nin Ħulâśatü’l-fetâvâ’sı (Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 680) ve Burhâneddin el-Mergīnânî’nin Muħtârâtü’n-nevâzil’i (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1422) nazarî bir fıkıh eseri gibi düzenlenmiştir. Birçok nevâzil eseri belirli bir dönem ve coğrafyadaki Hanefî meşayihinin mezhebe katkılarını kaydetmeyi amaç edindiği için bazı kelâm ve tefsir meseleleri, tabakat bilgileri ve hatta tarihî anekdotlar gibi konu dışı mâlûmatı da işlemektedir.

Mâlikî mezhebinde nevâzil kavramı, Hanefî mezhebinden farklı olarak kadıların yargı görevi yaparken karşılaştıkları bazı olayları ve Mâlikî mezhebinin hâkim olduğu bölgelerde gelişen amelleri de kapsamaktadır. İbn Ebû Zemenîn’in el-Münteħab fi’l-aĥkâm’ı, IV. (X.) yüzyıl Mâlikî fukahası ve bazı Mâlikî topluluklarının hayatı yanında Kurtuba (Cordoba) ameline de yer vermesiyle tanınmıştır. Îsâ b. Sehl, el-İǾlâm bi-nevâzili’l-aĥkâm adlı eserinde Kurtuba’daki iftâ meclisinin ve kazâî müşavere meclislerinin kararlarını zikretmektedir. İbn Rüşd el-Cedd’in bir talebesi tarafından bir araya getirilen ve Mâlikî mezhebinde nevâzil sahasındaki birkaç temel kaynaktan biri sayılan Fetâvâ İbn Rüşd, müellifinin, çağdaşı Mâlikî fakihleriyle tartışmalarını içermesi ve onların verdiği fetvaların yanı sıra mahkeme kararlarını da değerlendirmesi bakımından dikkat çekicidir. Özellikle amel fıkhını içeren ve üzerlerine birçok şerh ve hâşiye yazılan nazımlar da ortaya çıkmıştır. İbn Âsım’ın Tuĥfetü’l-ĥükkâm fî nüketi’l-Ǿuķūd ve’l-aĥkâm (el-ǾÂsımiyye) adlı manzum eseri Endülüs’ün son dönemindeki amel fıkhını en güzel yansıtan eserdir. Bu kitap üzerine yapılan çalışmalar arasında özellikle Meyyâre, İbn Sûde et-Tâvüdî ve Ali b. Abdüsselâm et-Tesûlî’nin eserleri zikredilmelidir. Tâvüdî ve Tesûlî’nin şerhleri geç dönem Mâlikî fıkıh eğitimi müfredatındaki temel eserler arasında sayılmaktadır. Ebü’l-Hasan ez-Zekkāk’ın Lâmiyetü’l-aĥkâm (Lâmiyetü’z-Zeķķāķ) adıyla meşhur olan nazmı da birçok şerh ve hâşiye çalışmasına esas teşkil etmiştir. Venşerîsî, Mâlikî tarihi boyunca ortaya çıkan nevâzil meselelerini kapsayan bir tedvin faaliyetine girişerek nevazil literatürünün en dikkat çekici çalışmalarından birini meydana getirmiştir. Onun el-MiǾyârü’l-muǾrib ve’l-câmiǾu’l-maġrib Ǿan fetâvâ Ǿulemâǿi İfrîķıyye ve’l-Endelüs ve’l-Maġrib adlı eseri, nevâzil meselelerinin yanı sıra çeşitli Mâlikî fıkıh metinlerini de bütün olarak ihtiva etmesiyle tanınmıştır. Hanefî literatüründen farklı olarak, ele aldıkları meselelerin gerçekleştiği tarihî şartları çok daha ayrıntılı biçimde kaydeden Mâlikî nevâzil literatürünün geç dönemine ait başlıca eserler Ebû Zeyd Muhammed b. Ebü’l-Kāsım es-Sicilmâsî ve Mehdî el-Vezzânî tarafından kaleme alınmıştır. Vezzânî’nin en-Nevâzilü’l-cedîdetü’l-kübrâ li-ehli Fâs ve ġayrihim mine’l-bedvi ve’l-ķurâ’sı nevâzil kavramının geniş kapsamına işaret edecek şekilde gerek geç dönem Mâlikî fakihlerinin fetva sahası dışında kalan birçok faaliyet ve telifâtını, gerekse Mâlikî mezhebinin hâkim olduğu bazı bölgelerin amellerini bir araya getirmiştir (ayrıca bk. MÂLİKÎ MEZHEBİ).

Nevâzil eserleri, toplumsal tarih hakkında en çok veri ihtiva etmesi ve fıkıh ilmiyle İslâm toplumu arasındaki etkileşimi en iyi yansıtması bakımından yakın dönemde İslâm tarihi araştırmalarında kaynak olarak kullanılmaya başlandığı gibi fıkhın toplumla ilişkisini ele alan bir dizi akademik çalışmaya da konu olmuştur.

BİBLİYOGRAFYA:

Halîl b. Ahmed, Kitâbü’l-ǾAyn, “nzl” md.; Cevherî, eś-Śıĥâĥ, “nzl”, “vķǾa” ve “ĥdş” md.leri; Fîrûzâbâdî, el-Ķāmûsü’l-muĥîŧ, “nzl” md.; Ebü’l-Leys es-Semerkandî, Kitâbü’n-Nevâzil, İÜ Ktp., Nâdir Eserler, nr. A-3459, tür.yer.; Ebû Mansûr es-Seâlibî, Fıķhü’l-luġa ve sirru’l-ǾArabiyye (nşr. Yâsîn Eyyûbî), Sayda 1419/1999, s. 343; Ahmed b. Mûsâ b. Îsâ el-Keşşî, MecmûǾu’l-ĥavâdiŝ ve’n-nevâzil ve’l-vâķıǾât, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 913, vr. 1b; Kureşî, el-Cevâhirü’l-muđıyye, tür.yer.; Temîmî, eŧ-Ŧabaķātü’s-seniyye, I, 35; Keşfü’ž-žunûn, II, 1981, 1998-1999; İbn Âbidîn, MecmûǾatü resâǿili İbn ǾÂbidîn, Beyrut, ts. (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî), s. 17; Abdülazîz Binabdullah, MaǾlemetü’l-fıķhi’l-Mâlikî, Beyrut 1403/1983, s. 322; Muhammed el-Menûnî, “Laķaŧât min MiǾyâri’l-Venşerîsî Ǿani’l-ĥayâti’l-Ǿilmiyye fî Fâs el-Merîniyye”, et-Târîħ ve edebü’n-nevâzil: Dirâsât târîħiyye mühdât li’l-faķīd Muĥammed Züneybir (nşr. Muhammed el-Mansûr - Muhammed el-Mağrâvî), Muhammediye 1995, s. 87-92; M. Ebû Tâlib, “Nevâzil terbeviyye”, a.e., s. 93-99; Eyyüp Said Kaya, Hanefi Mezhebinde Nevâzil Literatürünün Doğuşu ve Ebü’l-Leys es-Semerkandi’nin Kitabu’n-Nevâzil’i (yüksek lisans tezi, 1996), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.; Muhammed Fetha, en-Nevâzilü’l-fıķhiyye ve’l-müctemaǾ, Rabat 1999, s. 267-395; Muhammed Haccî, Nažarât fi’n-nevâzili’l-fıķhiyye, [baskı yeri yok] 1999 (el-Cem‘iyyetü’l-Mağribiyye li’t-te’lîf ve’t-terceme ve’n-neşr), s. 81-186; M. İbrâhim Ali, Iśŧılâĥu’l-meźheb Ǿinde’l-Mâlikiyye, Dübey 1421/2000, s. 212-217; Abdünnâsır Mûsâ Ebü’l-Basal, “el-Medħal ilâ fıķhi’n-nevâzil”, en-Nevâzilü’l-fıķhiyye ve eŝerühâ fi’l-fetvâ ve’l-ictihâd, Rabat 2001, s. 9-54; Hasan Zeyn el-Fîlâlî, “en-Nevâzilü’l-fıķhiyye, ķıymetühâ’t-teşrîǾiyye ve’l-fikriyye”, a.e., s. 55-79; Abdüllatîf Hidâyetullah, “en-Nevâzilü’l-fıķhiyye fi’l-Ǿameli’l-ķażâǿi’l-Maġribî”, a.e., s. 316-335; Müsfir b. Ali b. Muhammed el-Kahtânî, Menhecü istinbâŧi aĥkâmi’n-nevâzili’l-fıķhiyyeti’l-muǾâśıra, Cidde 1424/ 2003, s. 87-96; İsmail Güllük, Ebu’l-Leys Semerkandi’nin Nevazil’i Işığında Sosyal Olgu Fetva İlişkisi (yüksek lisans tezi, 2003), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; W. B. Hallaq, “From Fatwas to Furu‘: Growth and Change in Islamic Substantive Law”, Islamic Law and Society, I/1, Leiden 1994, s. 39; “Nāzila”, EI² (İng.), VII, 1052.

Eyyüp Said Kaya