NÂŞİD

(ناشد)

(ö. 1206/1791)

Şair ve hattat, devlet adamı.

1162’de (1749) Mora’da doğdu. Adı İbrâhim’dir. “Nâşid” (güzel şiir okuyan) mahlasıyla tanındı. Babası Topal Osman Paşa’nın oğlu Râtıb Ahmed Paşa’dır. Ahmed Paşa’nın dokuz oğlundan dördüncüsü olan Nâşid’in kardeşlerinden Şemseddin Bey Nâmık Kemal’in dedesidir. Nâşid babasının ölümünden sonra Enderun’a alındı ve 1181’de (1767) III. Mustafa’nın mâbeyinciliğine getirildi. Görevine I. Abdülhamid döneminde devam ederken 1188’de (1774) silâhşorluk ve kapıcıbaşılıkla Yenişehir Feneri’ne gönderildi. III. Selim tahta çıkınca Sultan Abdülhamid’in kızı Emine Sultan’ın kethüdâlığı ile tekrar saraya döndü. Bu görevde iken vefat etti ve Üsküdar Ayazma Camii hazîresine gömüldü. Halen sağlam durumda bulunan mezarının kitâbesinde şair Sürûrî’nin tarih kıtası yazılıdır. Enderun’da eğitim gördükten sonra üç padişah döneminde çeşitli devlet hizmetlerinde bulunan Nâşid’in tatlı dilli, dervişmeşrep, hoşsohbet olduğu ve padişah sohbetlerine katıldığı bildirilir.

Kaynaklar Nâşid’in yetenekli bir şair olduğu konusunda birleşir. Yeni ve orijinal hayaller bulmada başarılı olduğu, irticâlen kaside söylediği, gazellerinde Sâib-i Tebrîzî ve Şevket-i Buhârî’yi, nesir ve inşâda Nâbî ve Nergisî’yi hayrette bırakacak kadar yetenekli olduğu kaydedilmişse de nesir alanındaki kudretini gösterecek bir örneğe henüz rastlanmamıştır. XVIII. yüzyılın karakteristik özelliklerinin görüldüğü şiirlerinde Nedîm ve Nâbî etkisi yanında sebk-i Hindî izlerini de bulmak mümkündür. Nâşid’in, III. Selim’in 1205 (1790) yılında katıldığı tüfek atışlarını tasvir eden tarih kıtaları eski Gülhane bahçesi, Teşvikiye Camii bahçesi, Yıldız Kasrı önü ve Topkapı Sarayı ikinci avlusundaki Silâh Dairesi önünde dikilen taşlar üzerine yazılmıştır. Gülhane bahçesindeki taş Yesârî Mehmed hattıyla yazıldığı için ayrıca önemlidir. Bunlardan başka Sultâniye bahçesi, Şimşad Kasrı ve İshakıye Kasrı gibi yerlerde üzerinde Nâşid’in şiirleri bulunan nişan taşları mevcuttur. Padişahın katıldığı cirit oyunu ve tüfek atışlarını anlattığı şiirleri devrin sosyal ve kültürel hayatına ışık tutacak niteliktedir. Şiirleri III. Selim, Hacı Sâdullah Ağa, Abdülhalim Ağa ve Musâhib Sâdık Ağa gibi sanatkârlar tarafından bestelenen şairin “Üftâdeliğim bir meh-i rûşenten içindir” ve “Câm-ı aşkınla heman şûrîde-ser bir ben miyim?” mısralarıyla başlayanları günümüze ulaşmıştır. Hat sanatında da yetişmiş olduğu belirtilen Nâşid’in bu alandaki kudretini gösterecek bir örnek elde bulunmamakla birlikte Tuhfe-i Hattâtîn’de kendisinden övgüyle söz edilir.

Eserleri. 1. Divan. Ölümünden sonra şiirlerinden sekiz kaside, 104 gazel, sekiz musammat, kırk sekiz tarih, yirmi üç kıta, otuz üç müfred, Farsça bir gazel ve iki beytin Câvid Ahmed Bey tarafından toplanması ve başına bir hal tercümesi ilâvesiyle oluşturulmuştur. Bunun dışında tezkire ve mecmualarda gazel, kıta ve beyitlerine rastlanmaktadır. Divanın bilinen nüshaları İstanbul Üniversitesi (TY, nr. 538, 1407, 3278, 5453), Topkapı Sarayı Müzesi (Yeniler, nr. 3991), Konya İzzet Koyunoğlu (nr. 13601), Mısır Millî (nr. 1912) kütüphanelerinde, Almanya Tübinger Depot der Staats Bibliothek’te (MS, Orquart, nr. 1500) ve Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Mikrofilm Arşivi, nr. 2187). Divan üzerinde Lütfü Alıcı (doktora tezi, 1998, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), Ömer Zülfe (yüksek lisans tezi, 1998, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve Raziye Öztürk (yüksek lisans tezi, 1999, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) çalışmıştır. 2. Mecmua. Nâşid’in, Müntehabât-ı Eş‘âr adıyla dönemindeki şairlerin şiirlerinden oluşan bir mecmua derlediğinden söz edilmektedir. Halûk İpekten, Şefkat’in Tezkiretü’ş-şuarâ adlı eserini Nâşid’in bu mecmuasındaki şiirleri esas alarak hazırladığı yolundaki bir bilgiyi aktarmaktadır. Kemal Edip Kürkçüoğlu, Nâşid’e ait bir mecmuanın Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi’nde (İsmail Saib Sencer, nr. 302) kayıtlı olduğunu söylüyorsa da bu numaradaki eserin Nâşid’e ait olduğu şüphelidir.


BİBLİYOGRAFYA:

Müstakimzâde, Tuhfe, s. 68; Râmiz, Âdâb-ı Zurefâ, İÜ Ktp., TY, nr. 91, vr. 255b; a.e.: Ramiz ve Adab-ı Zurafâ’sı: İnceleme-Tenkidli Metin-İndeks-Sözlük (nşr. Sadık Erdem), Ankara 1994, s. 272-273; Silâhdarzâde Mehmed Emin, Tezkire, İÜ Ktp., TY, nr. 2557, vr. 79b; Enderunlu Mehmed Âkif, Mir’ât-ı Şi‘r, Millet Ktp., Ali Emîrî, Tarih, nr. 773, vr. 171a; Abdülfettâh Şefkat Bağdâdî, Tezkire, İÜ Ktp., TY, nr. 3916, vr. 79b; Süleyman Fâik Efendi, Mecmua, İÜ Ktp., TY, nr. 9577, vr. 3a; Sahaflar Şeyhizâde Esad Efendi, Bâğçe-i Safâ-en-dûz, İÜ Ktp., TY, nr. 2095, vr. 213b; Fatîn, Tezkire, s. 388; Mehmet Tevfik [Çaylak], Mecmûa min nevâdiri’l-üdebâ ve âsâri’z-zurefâ, [baskı yeri ve tarihi yok], s. 265; Seyyid Nesîmî Dîvânı’ndan Seçmeler (haz. Kemâl Edib Kürkçüoğlu), İstanbul 1973, hazırlayanın önsözü, s. IX; Ethem Ruhi Üngör, Türk Musikisi Güfteler Antolojisi, İstanbul 1981, I, 122, 195; Halûk İpekten, Türk Edebiyatının Kaynaklarından Türkçe Şuarâ Tezkireleri, Erzurum 1988, s. 168; Âtıf Kahraman, Osmanlı Devletinde Spor, Ankara 1995, s. 550-563.

Ömer Zülfe