MÜNTASIR-BİLLÂH

(المنتصر بالله)

Ebû Ca‘fer (Ebü’l-Abbâs, Ebû Abdillâh) el-Müntasır-Billâh Muhammed b. Ca‘fer el-Mütevekkil-Alellāh el-Abbâsî (ö. 248/862)

Abbâsî halifesi (861-862).

22 Rebîülâhir 223’te (23 Mart 838) Sâmerrâ’da doğdu. Halife Mütevekkil-Alellah’ın oğludur. Annesi Hubşiyye adlı (Taberî, IX, 254) Rum asıllı bir câriyedir. 235’te (849-50) babası tarafından birinci veliaht ilân edildi ve aynı yıl İnak et-Türkî’nin öldürülmesinin ardından Mısır valiliğine gönderildi. Daha sonra yerine ona vekâleten Feth b. Hâkān el-Fârisî getirildi (242/856).

Halifeliğinin son zamanlarında babasının Feth b. Hâkān ve Ubeydullah b. Yahyâ’nın tesiriyle kendisini veliahtlıktan uzaklaştırıp kardeşi Mu‘tezz’i birinci veliaht tayin etmek istemesinden rahatsız olan Müntasır, Boğa es-Sagīr, Vasîf b. Süvâr Tegin et-Türkî ve Otamış gibi Türk kumandanları ile iş birliği yaparak babasını ve Feth b. Hâkān’ı ortadan kaldırdı (4 Şevval 247 / 11 Aralık 861). Ertesi gün Vezir Ahmed b. Hasîb kumandanlar, kâtipler ve ileri gelen devlet adamlarıyla yaptığı toplantıda halifenin Feth b. Hâkān tarafından öldürüldüğünü, Müntasır’ın da onu öldürttüğünü söyledi ve Müntasır’a biat edilmesini istedi. Başta Ubeydullah b. Yahyâ b. Hâkān olmak üzere herkes biat etti. Müntasır’ın halife olmasına muhalefet eden grupların çıkardığı olaylar kısa sürede bastırıldı.

Ahmed b. Hasîb, yeni halifeyi Türk kumandanlarına karşı uyararak özellikle Vasîf b. Süvâr Tegin’i merkezden uzaklaştırmasını istedi. Halife de Vasîf’i Bizans topraklarına gazâya göndermeye karar verince onu çağırtıp Bizans’ın Sugūr ve Avâsım’a saldırmak için hazırlık yaptığını, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde bunların İslâm ülkelerine girerek müslüman halkı esir alıp öldüreceğini söyledi. Müzâhim b. Hâkān kumandasındaki 12.000 kişilik orduyu emrine verdi; ayrıca Bağdat’ta bulunan Muhammed b. Abdullah b. Tâhir’e haber gönderip halkı gazâya teşvik etmesini bildirdi. Vasîf’e Sugūr ve Avâsım’da dört yıl kalarak akınlarını sürdürmesini söyleyen halife, böylece hem içeride veziriyle kumandanlar arasındaki muhtemel bir çatışmayı önlemiş hem de Bizans saldırılarına karşı tedbir almış oluyordu.

Türk kumandanları ile Ahmed b. Hasîb, ikinci veliaht Mu‘tez ile üçüncü veliaht İbrâhim el-Müeyyed’in ileride hilâfet makamına geçmesinden endişe ediyordu. Bu yüzden her iki kardeşin de veliahtlıktan azledilmesini istediler. Müntasır, baskılar karşısında iki kardeşinden de veliahtlıktan feragat ettiklerine dair birer belge aldı. Mu‘tez başlangıçta buna razı olmadıysa da Türk kumandanların tehdidi karşısında kabul etmek zorunda kaldı (23 Safer 248 / 28 Nisan 862). Bu olaydan sonra Ebü’l-Amûd eş-Şârî adlı bir âsi Yemen, Bevâzîc ve Musul’da isyan etti. Benî Rebîa ve Kürtler de bu isyan hareketine katılarak onu desteklediler. Halife, Sîmâ et-Türkî kumandasında sevkettiği birliklerle isyanları bastırdı. Âsi lider Ebü’l-Amûd eş-Şârî yakalanıp halifenin huzuruna getirildi.

Halife Müntasır-Billâh 25 Rebîülevvel 248’de (29 Mayıs 862) hastalandı ve 4 Rebîülâhir’de (7 Haziran) Sâmerrâ’da vefat etti. Altı ay kadar hilâfet makamında kalan Müntasır’ın cenaze namazını Ahmed b. Muhammed b. Mu‘tasım-Billâh kıldırmış ve annesi tarafından yaptırılan Kubbetü’s-suleybiyye’de defnedilmiştir. Kabri belli olan ilk halife olduğu söylenir (Taberî,


IX, 254). Müntasır-Billâh babası Mütevekkil’in aksine Ali evlâdına çok iyi davranmış, Fedek’i ve Ehl-i beyt’e ait diğer yerleri kendilerine iade etmiştir. Onun cömert, ahlâk ve fazilet sahibi bir kişi olduğu rivayet edilir. İbnü’t-Tıktakā ise halifeyi kan dökücü bir katil olarak tanımlar (el-Faħrî, s. 215). Devlet erkânı ve Türk kumandanları onun ardından Halife Mu‘tasım-Billâh’ın torunu Müstaîn-Billâh’ı hilâfet makamına geçirdiler.

BİBLİYOGRAFYA:

Ya‘kūbî, Târîħ, II, 594-596, 601-603; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), IX, 254; ayrıca bk. İndeks; Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Abdülhamîd), IV, 118-122, 129-144; İbnü’l-İmrânî, el-İnbâǿ fî târîħi’l-ħulefâǿ (nşr. Kāsım es-Sâmerrâî), Leiden 1973, s. 121-122; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VII, 95-120; İbnü’t-Tıktakā, el-Faħrî (nşr. M. İvaz İbrâhim Bek - Ali el-Cârim Bek), Mısır, ts. (Dârü’l-maârif), s. 215-216; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, XII, 298-301; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XII, 42; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, III, 317-319; Hudarî, Muĥâđarât: ǾAbbâsiyye, s. 270-272; Ahmed Zekî Safvet, Cemheretü resâǿili’l-ǾArab fi’l-Ǿuśûri’l-ǾArabiyyeti’z-zâhire, Beyrut, ts. (el-Mektebetü’l-ilmiyye), IV, 224-235; D. Sourdel, La vizirat Ǿabbāside de 749 à 936, Damas 1959, I, 283-285, 287-289; G. le Strange, The Lands of Eastern Caliphate, London 1966, s. 55, 58; Hakkı Dursun Yıldız, İslâmiyet ve Türkler, İstanbul 1976, s. 108, 110-113, 118, 138-139, 170, 181-182, 184; W. Muir, The Caliphate its Rise, Decline and Fall, London-New York 1986, s. 522, 525, 527; H. Kennedy, The Prophet and the Age of the Caliphates, London 1986, s. 172-173; Mahmud Kırkpınar, Abbâsî Halifesi Mütevekkil ve Dönemi (232-247/847-861) (doktora tezi, 1996), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 240-261; Gülgûn Uyar, Ehl-i Beyt: İslâm Tarihinde Ali-Fâtıma Evlâdı, İstanbul 2004, s. 339 vd.; C. Melchert, “Religious Policies of the Caliphs”, Islamic Law and Society, III/3, Leiden 1996, s. 316-318; K. V. Zetterstéen, “Muntasır”, İA, VIII, 580; a.mlf. - [C. E. Bosworth], “al-Muntaśir”, EI² (İng.), VII, 583.

Abdülkerim Özaydın