MÜNÂSEHA

(المناسخة)

Bir mirasın paylaşılmasından önce vefat eden mirasçının payının kendi vârislerine intikalinin hesaplanması anlamında fıkıh terimi.

Sözlükte “nakletmek, değiştirmek, gidermek” anlamındaki nesh kökünden türeyen münâseha kelimesi İslâm miras hukukunda mirasın paylaşılmasından önce mirasçılardan bir veya birkaçının vefatı halinde onlara düşen payların kendi vârislerine intikalinin hesaplanmasını ifade eder. Genellikle her münâseha meselesi içinde birkaç mesele birleşmiş olarak bulunur. Münâseha işlemi yapılırken, ölen mirasçılara vefat tarihi sıralamasına göre önce kendi hisselerine düşen payları ayrılır. Münâsehayı teşkil eden her bir mesele ayrı ayrı çözüldükten sonra meselelerin birbirine karşı oranlarının değişmemesi için denkleştirme işlemleri yapılır. Neticede bulunan tek payda üzerinden vârisler hisselerini alır. Sürekli biçimde meydana gelen bu değişme sebebiyle işleme münâseha adı verilmiştir.

Münâseha işleminde bazan sonradan ölen mirasçının mirasçıları ilk ölenin mirasçıları ile aynı kişiler olabilir ve alacakları pay oranları da önceki meselenin oranı ile aynı olabilir. Bu durumda meseleyi iki kademeli olarak çözmeye gerek kalmaz ve tek işlemle problem çözülür. Meselâ vefat eden bir kişinin mirasçı olarak iki oğlu ile iki kızının kalması ve tereke paylaştırılmadan önce kızlardan biri vefat edip kardeşlerinden başka kimseyi mirasçı bırakmaması durumunda ölen babanın ve kız kardeşin mirasçıları aynı şahıslar ve pay oranları da her iki meselede aynı olduğundan problem tek bir işlemle çözülür. Ölen babanın mirası beş pay itibar edilerek bundan ikisini bir oğul, ikisini diğer oğul, birini de kız alır.

Eğer ikinci ölenin mirasçıları birinci ölenin de mirasçıları olduğu halde ikinci meselede pay oranları değişiyorsa veya ikinci ölenin mirasçıları arasına ilk ölenin mirasçılarına ilâve olarak başka mirasçılar da katılmışsa ya da ikinci meselede mirasçıların tamamı farklı kimselerse ölenlerin her birinin meseleleri ayrı ayrı kurulur. Bu durumda daha sonra ölen mirasçının önceki meseledeki payı ile kendi mirasçılarının toplam payları denk gelirse işlem bitmiş olur, farklılık olması halinde paylar eşitlenir.

İlk ölen kişinin malları taksim edilmeden mirasçılardan ölenlerin birden fazla olması durumunda münâseha işlemi üç veya daha çok meselenin birleştirilmesiyle halledilir. Önce ilk ölene ait mesele, ardından vefat tarihleri sırasına göre ölen mirasçılara ait meseleler çözülür. Her mesele ayrı ayrı halledildikten sonra bir üstteki mesele ile birleştirilir. Münâsehada mirasçılar arasında ikiden fazla ölen varsa ölen her bir mirasçı için vefat tarihi sırasına göre ayrı bir mesele kurulur ve her mesele yapılacak denkleştirme sebebiyle üst taraftaki meselelerle bütünleştirilir.


Münâseha işleminde dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de ölen mirasçının hissesini kendi mirasçılarına taksim etmeye başlamadan önce kendisi gibi ilk ölen kişinin mirasçılarından olup da kendisinden önce ölen birine ayrıca mirasçı olup olmadığını kontrol etmektir. Eğer kendisinden önce ölen mirasçılara mirasçı olmuşsa onlardan payına düşeni de ilk payına eklemek gerekir.

BİBLİYOGRAFYA:

Cürcânî, Şerĥu’l-Ferâǿiżi’s-Sirâciyye, İstanbul 1322, s. 97-103; Mahmud Esad Seydişehrî, Ferâidü’l-ferâiz, İstanbul 1301, s. 285-294; Bilmen, Kamus2, V, 381-385; Ali Himmet Berki, İslâm Hukukunda Ferâiz ve İntikal (nşr. İrfan Yücel), Ankara 1985, s. 133-139; Vehbe ez-Zühaylî, el-Fıķhü’l-İslâmî ve edilletüh, Dımaşk 1405/1985, VIII, 433-439; Hayreddin Karaman, Mukayeseli İslâm Hukuku, İstanbul 1986, I, 430-434; Hamza Aktan, Mukayeseli İslâm Miras Hukuku, İstanbul 1991, s. 180-191; “Münâseħa”, Mv.F, XXXIX, 63-68.

Davut Yaylalı