MÜMİNE HATUN KÜLLİYESİ

Nahcıvan’da XII. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş kümbet ve camiden oluşan külliye.

Taçkapısı ve camisi günümüze ulaşmayan külliye, XIX. yüzyılın sonunda çekilen fotoğraflardan anlaşıldığına göre kümbetle önündeki çifte minareli taçkapı ve yakınındaki cuma camisinden ibaret olup İldenizliler saray manzumesinin bir parçasını meydana getirmekteydi.

Kümbet. Kapısının üstünde yer alan iki kitâbeye göre Azerbaycan Atabegi Şemseddin İldeniz’in eşi Mümine Hatun için oğulları tarafından 582 (1186) yılında Mimar Acemî b. Ebû Bekir’e inşa ettirilmiştir. Atabeg Nusretüddin Cihan Pehlivan Muhammed’in yapımını başlattığı eser onun Zilhicce 581’de (Mart 1186) ölümüyle Muzafferüddin Kızılarslan Osman zamanında tamamlanmış olmalıdır.

Taş bir kaide üzerine tuğladan yapılmış 25 m. yüksekliğindeki kümbet dıştan ongen, içten silindirik planlıdır. Altında cenazeliği bulunan yapının konik ya da ongen olduğu tahmin edilen piramit külâhı yıkılmış ve içteki kubbesi ortaya çıkmıştır. Bütün cephelerinde çok çeşitli süslemeler yer alan kümbetin her kenarına, kasnak seviyesine kadar iç içe geometrik çerçevelerle kuşatılmış üç sıra mukarnaslı kavsara ve kitâbeyle sonlanan, içleri farklı geometrik süslemelerle kaplı uzun nişler yerleştirilmiştir. Nişleri en dıştan ters “U” şeklinde dolaşan çerçevede dörtlü düğümlerle oluşan yuvarlak madalyonlar ve dörtgenler bulunur. Çerçevenin içinde kıvrık dal, palmet ve rûmî süslemeli zemin üzerinde kûfî yazı kuşağı dolaşmaktadır. Bir kademe daha inen ince çerçevelerde meandır dizileri, altıgenlerin kesişmesiyle ortaya çıkan dörtlü düğümler, kaydırılarak yerleştirilmiş altıgenler, ortalarda birbirine bağlanmış yıldız formları kullanılmıştır. Cephe düzenlerinde bu bordürlerden hemen sonra dikdörtgen bir çerçevede âyetlerin yazılı olduğu kûfî kitâbeler yer alırken mukarnaslı kavsaraların her iki yanındaki üçgen bölümlerde altı köşeli yıldız ve altıgenlerin birbirine bağlandığı kompozisyonlarla dolgulanmıştır. Üç sıralı mukarnas kavsaralar iki yanda zar başlıklı geometrik desenli iki ince uzun sütunçeye


oturmuş, hücrelerinde ise geometrik kompozisyonlar kullanılmıştır.

Yapının doğusuna yerleştirilen dikdörtgen açıklıklı kapısı dışında bütün cepheleri aynı düzendedir. Kapının iki yanında geometrik süslemeli çerçeveler devam ederken kapı üzerindeki yüksek sivri kemerli nişin içi geometrik desenler ve mozaik çini ile doldurulmuştur. Kemerin üzerindeki iki kitâbeden alttakinde mimarın adı yer almakta, üsttekinde ise yapının bitiş tarihi bulunmaktadır. Aynı cephede mukarnas kavsaranın hemen altına küçük dikdörtgen bir pencere açılmıştır. Cephelerin bitiminde yapıyı çepeçevre saran kûfî kuşak altta ve üstte bir dizi tuğlayla sınırlanmıştır. Yüzeyden biraz kabarık harfler ve aralarına yerleştirilen dörtlü düğümlerle yonca yaprakları fîrûze renkli çinilerle oluşmuştur. Kitâbe kuşağının üzerinde üç sıra mukarnas dizisi yer almaktadır. Kümbetin diğer bir özelliği de cephelerdeki kompozisyonlar içinde fîrûze-açık mavi renklerde bütün yüzeylere yayılan sırlı tuğla kullanılmış olmasıdır. Tuğla örgülü sivri kubbenin iç yüzünde üç adet olduğu tahmin edilen rozetlerden biri yüzeyden taşkın olarak yerleştirilmiş olup üzeri bitkisel ve geometrik motiflerle süslenmiştir. Cenazeliğe yapının doğusunda açıkta başlayan bir dehlizden inilmektedir. Ongen planlı bu bölümün ortasındaki ongen pâyeden çıkan kaval silmeler, alt yapının tonozunu ve tuğlanın değişik dizilişleriyle duvarlarını sararak yıldız şeklinde bir görüntü oluşturmaktadır. Eski fotoğraflardan, kümbeti çevrelediği tahmin edilen bir duvarın taçkapıya bağlandığı anlaşılmaktadır. Yıkılmış olan dikdörtgen çerçeve içinde yüksek sivri kemerli taçkapının iki tarafında birer silindirik minare yer almaktaydı.

Cami. Nahcıvan’daki cuma camilerinin bilinen ilk örneği olan mâbed, kümbetin çok yakınında aynı tarihlerde muhtemelen Atabeg Nusretüddin Cihan Pehlivan Muhammed zamanında (1175-1186) inşa ettirilmiştir. Seyahatnâmelerdeki çizimlerine göre mihrap duvarına paralel iki nefi bulunan yapının mihrap önünde bu iki nefi kesen büyük bir kubbesi vardı. Önünde eyvanlı girişi olan caminin yan duvarlarında sivri kemerli ikişer pencere açılmıştı.

BİBLİYOGRAFYA:

E. Jacobsthal, Mittelalterliche Backsteinbauten zu Nachtschewan im Araxesthale, Berlin 1899, s. 13, rs. 3; A. Alaskerzade, “Yusuf bin Kuseyr ve Mümine Hatun Türbelerinin Kitabeleri”, A. Bakihanov Adına Tarih Enstitüsünün Eserleri, Bakü 1947, I, 76-91; Gulam Ali Hatem, İran’da Büyük Selçuklu Türbeleri (doktora tezi, 1974), AÜ İlâhiyat Fakültesi, s. 109; Mustafa Cezar, Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimarlık, İstanbul 1977, s. 341-342; Oktay Aslanapa, Kırım ve Kuzey Azerbaycan’da Türk Eserleri, İstanbul 1979, s. 67-78; a.mlf., Türk Cumhuriyetleri Mimarlık Abideleri, Ankara 1996, s. 121-136; Şerare Yetkin, Anadolu’da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul 1986, s. 19-20; Orhan Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri: I Selçuklu Dönemi, Ankara 1986, s. 20-22; Turgay Yazar, “Nahçivan’da Türk Mimarisi”, Türkler (nşr. Hasan Celal Güzel v.dğr.), Ankara 2002, VIII, 174-184; Rayihe B. Amenzade, “XI-XVII. Yüzyıllarda Azerbaycan’da Abidevi Yapıların Özellikleri”, a.e., VIII, 166-173; Hakkı Önkal, “Türk Türbe Mimarisinde Cenazelik Katının Gelişmesi”, TK, XXVI/307 (1988), s. 732-738; Yusuf Çetin, “Nahçıvan Mümine Hatun Kümbeti”, Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, sy. 11, Erzurum 2003, s. 17-24; V. Minorsky, “Nahçıvan”, İA, IX, 34-35.

Ayşe Denknalbant