MUHAMMED b. VÂSİ‘

(محمّد بن واسع)

Ebû Bekr Muhammed b. Vâsi‘ b. Câbir el-Ahnes el-Ezdî (ö. 123/741)

Muhaddis ve sûfî.

Basra’da doğdu. Enes b. Mâlik, Mutarrif b. Abdullah başta olmak üzere tâbiîn neslinden hadis almış, kendisinden de on beş kadar hadis rivayet edilmiştir. Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî ve Tirmizî gibi hadis imamları onun rivayetlerine eserlerinde yer vermiştir. Basra emîri tarafından kendisine teklif edilen kadılık görevini kabul etmediği, Mekke’ye ve bir ara Merv’e gittiği, Kuteybe b. Müslim’in ordusunda Horasan fethine katıldığı belirtilen Muhammed Basra’da vefat etti.

Muhammed b. Vâsi‘ zühd ve takvâsıyla tanınmıştır. Kurrâ*yı hükümdarların yanında onlara yaranmaya çalışan, dindarların yanına gelince âbid kesilen riyakârlar ve Muhammed b. Vâsi‘ gibi sâdıklar diye ikiye ayıran Mâlik b. Dînâr onun rahmân olan Allah’ın kurrâsı olduğunu, Muhammed b. Mihzem bütün yıl kimseye hissettirmeden oruç tuttuğunu, Ca‘fer b. Süleyman da ibadetlerinde gevşeklik görünce ona bakarak tekrar ibadete yöneldiğini söyler. Yakın dostu Hasan-ı Basrî, Muhammed hakkında “Kur’an’ın süsü” ifadesini kullanmıştır. Muhammed b. Vâsi‘in sahâbe ve tâbiîn neslinden birçok kişinin sohbetine katıldığını belirten Hücvîrî onun her şeyde Allah’ı gördüğünü ifade eden sözünü naklettikten sonra bu sözün müşâhede makamında söylendiğine dikkat çekerek konuyla ilgili geniş açıklamalarda bulunur (Keşfü’l-mahcûb, s. 187).

Emîr Bilâl b. Bürde’nin, yöneticilerle samimiyet kurmamaya özen gösteren ve sultana yakın olmaktansa mızraklarla yaralanıp yerlerde sürüklenmeyi tercih ettiğini belirten Muhammed b. Vâsi‘e kazâ ve kader hakkındaki görüşünü sorduğu, onun, “Ey Emîr! Allah kıyamette kullarına kazâ ve kaderi değil yapıp ettiklerini soracak” dediği, kendisine, “Allah’ı biliyor musun?” diye sorulduğunda da, “O’nu bilen az konuşur ve sürekli hayret içinde olur” diye cevap verdiği rivayet edilmektedir.

Muhammed b. Vâsi‘ el emeğine büyük önem vermiştir. Geçimini çalışarak sağlamanın bedenin zekâtı sayıldığını söylemiş, sabır, tevekkül ve rızâ konusunda tavsiyelerde bulunmuştur. Ona göre en faydalı ibadet insanlardan Allah’a sığınmaktır. Kul bütün kalbiyle Allah’a yönelirse Allah da müminlerin kalplerini ona yöneltir. Kur’an’ın âriflerin bahçesi olduğunu söyleyen Muhammed b. Vâsi‘ tasavvufu huşû, nefsi hor görme, kanaatkârlık ve alçak gönüllülük olarak tanımlamıştır. Onun bu tanımı tasavvufun ilk tariflerinden biri olması bakımından önemlidir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Nuaym, Ĥilye, II, 345-357; Hücvîrî, Keşfü’l-mahcûb (Uludağ), s. 187, 408, 475; İbnü’l-Cevzî, Śıfatü’ś-śafve, III, 266-271; Ferîdüddin Attâr, Tezkire (trc. Süleyman Uludağ), İstanbul 1991, s. 93-95; Zehebî, el-Ǿİber, I, 121; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, IX, 500; Şa‘rânî, eŧ-Ŧabaķāt, I, 29; Münâvî, el-Kevâkib, I, 161; Ali Sâmî en-Neşşâr, Neşǿetü’l-fikri’l-felsefî fi’l-İslâm, Kahire 1978, III, 168-171.

Ethem Cebecioğlu