MUHAMMED b. ACLÂN

(محمّد بن عجلان)

Ebû Abdillâh Muhammed b. Aclân el-Kureşî el-Medenî (ö. 148/765)

Muhaddis ve fakih tâbiî.

Abdülmelik b. Mervân’ın hilâfeti yıllarında (685-705) doğduğu belirtilmiştir (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, VI, 317). Kureyş’ten Velîd b. Utbe’nin kızı Fâtıma’nın âzatlısıdır. Medine’de yaşamakla birlikte Mısır’a gidip İskenderiye’de evlendiğine (Mizzî, XXVI, 107), Yahyâ el-Kattân’ın Kûfe’de onu gördüğüne dair bilgilerden (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, VI, 321) bazı seyahatler yaptığı anlaşılmaktadır.

en-Nefsüzzekiyye Muhammed b. Abdullah el-Mehdî’nin Medine’de Abbâsîler’e


karşı başlattığı harekât içinde yer alan Muhammed b. Aclân, Ca‘fer b. Süleyman el-Hâşimî Medine valisi olunca yakalanıp valinin huzuruna getirildi. Ca‘fer b. Süleyman onun elinin kesilmesini veya başka bir şekilde cezalandırılmasını emretti, ancak şehrin ileri gelenlerinin arzusu üzerine serbest bırakıldı. Muhammed b. Aclân 148 (765) yılında Medine’de vefat etmiş olup bu tarih 147 ve 149 olarak da kaydedilmiştir.

Muhammed b. Aclân babasından ve Enes b. Mâlik, Ebân b. Sâlih, Âsım b. Ömer b. Katâde, İyâs b. Muâviye, Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, Sevr b. Zeyd ed-Dîlî gibi âlimlerden hadis rivayet etmiş; kendisinden oğlu Abdullah, İbrâhim b. Ebû Able el-Makdisî, Esbât b. Muhammed el-Kureşî, Bişr b. Mufaddal, Bişr b. Mansûr, Hayve b. Şüreyh ve diğerleri rivayette bulunmuştur.

Mescid-i Nebevî’de bir ders halkası oluşturan Muhammed b. Aclân çok hadis rivayet etmesi, fıkıh bilgisi ve fetvaları ile dikkati çekmiş, ibadete düşkünlüğü ve güzel ahlâkıyla tanınmıştır. Yahyâ b. Maîn, Ahmed b. Hanbel, Ebû Hâtim er-Râzî, Ebü’l-Hasan el-İclî, Nesâî ve Ya‘kūb b. Şeybe gibi âlimler onu sika kabul etmiş, fakat bazı hadisçiler hâfızasının zayıflığından söz etmiştir. Zehebî, hadislerinin sahih niteliğinde değilse de hasen derecesinden daha aşağı olmadığını söylerken (AǾlâmü’n-nübelâǿ, VI, 322) muhtemelen onun hâfızasıyla ilgili bu durumu dikkate almıştır. Naklettiği hadislerin Śaĥîĥayn’da ancak şâhid olarak yer alması da bu yönüyle ilgili olmalıdır. Diğer dört Sünen müellifinin eserlerinde rivayetlerine yer verdiği Muhammed b. Aclân’dan nakledilen bir hadisle ilgili bir soru üzerine İmam Mâlik’in söylediği, “İbn Aclân bu tür şeyleri bilmezdi ve âlim değildi” sözünü de bu çerçevede değerlendirmek mümkündür (a.g.e., VI, 320; VIII, 104).

BİBLİYOGRAFYA:

Buhârî, “DaǾavât”, 13, “Tevĥîd”, 13; a.mlf., et-Târîħu’l-kebîr, I, 196-197; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt: el-Mütemmim, s. 354-356; Tirmizî, el-Ǿİlel (es-Sünen içinde, nşr. İbrâhim Atve İvaz), Kahire 1385/1965, V, 745; İclî, eŝ-Ŝiķāt, s. 410; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 595; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), VII, 580, 599, 604-605; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, VIII, 49-50; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, VII, 386-388; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam (Atâ), VIII, 114-115; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, VI, 317-322; VIII, 104; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, III, 644-647; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XXVI, 101-108; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, IX, 341-342.

Zekeriya Güler