MUHÂCİR b. EBÛ ÜMEYYE

(المهاجر بن أبي أميّة)

el-Muhâcir (Velîd) b. Ebî Ümeyye b. el-Mugīre el-Kureşî el-Mahzûmî (ö. 12/633’ten sonra)

Sahâbî.

Asıl adı Velîd’dir. Bedir Gazvesi’nde müslümanlara karşı savaştı. Bu savaşta kardeşleri Mes‘ûd ve Hişâm öldürüldü; Hişâm’ın Uhud Gazvesi’nde öldürüldüğü de kaydedilmektedir (Vâkıdî, I, 308).


Muhtemelen 5 (626-27) yılında müslüman oldu ve Medine’ye hicret ederek Hz. Peygamber’in hanımlarından olan kız kardeşi Ümmü Seleme’nin yanına gitti. Ümmü Seleme, Resûl-i Ekrem’e Velîd’in muhacir olarak geldiğini söyleyince Resûlullah onun adını değiştirdiğini belirtmek üzere kendisine Muhâcir diye hitap etti, daha sonra da bu adla anıldı. Tebük Gazvesi’ne katılmayan birkaç kişi arasında yer aldığı için Hz. Peygamber ona gücendi; ancak Ümmü Seleme araya girerek mazeretinin bulunduğunu söyleyince kendisini bağışladı. Bazı kaynaklarda Resûl-i Ekrem’in Muhâcir’i Yemen Meliki Hâris b. Abdükülâl’e elçi olarak gönderdiği, huzurunda güzel bir konuşma yapması üzerine Hâris’in İslâmiyet’i kabul ettiği kaydedilmekteyse de (Süheylî, VII, 528) bunun doğru olmadığını söyleyenler vardır (bk. HÂRİS b. ABDÜKÜLÂL). Hz. Peygamber Muhâcir’i zekât toplamak, İslâmiyet’i öğretmek ve şer‘î hükümleri uygulamak için Kinde’ye ve Sadîf’e gönderdi. Daha sonra da San‘a valisi oldu (10/631). Halife Ebû Bekir, Yemen ve Hadramut’ta ortaya çıkan isyan ve irtidad hareketlerini önlemek için gönderdiği orduya Muhâcir’i kumandan tayin etti (11/632). Muhâcir, peygamberlik iddiasında bulunan Esved el-Ansî’ye uyarak irtidad edenlerden Kays b. Mekşûh ile Amr b. Ma‘dîkerib’i yakalayıp halifeye gönderdi. Bunlar tövbe ederek tekrar müslüman oldular ve İslâmiyet’in yayılmasında önemli hizmetler yaptılar. Kinde kabilesinden isyan eden Eş‘as b. Kays’ın üzerine İkrime b. Ebû Cehil ile Muhâcir’in de gönderildiği, Muhâcir’in Nüceyr Kalesi’ni kuşatıp ele geçirdiği, isyanı bastırdığı (12/633) ve Yemen’deki ridde olaylarının bastırılmasında önemli görevler yaptığı bilinmektedir. Resûl-i Ekrem’in nikâhladığı halde birleşmeden boşadığı Esmâ bint Nu‘mân ile daha sonra Muhâcir’in evlendiği, bu sebeple Hz. Ömer’in onları cezalandırmak istediği, fakat Esmâ’nın Hz. Peygamber’le zifafa girmediğini ve ümmehâtü’l-mü’minînden sayılmadığını belirtmesi üzerine Hz. Ömer’in bundan vazgeçtiği rivayet edilmekle birlikte onun Hz. Peygamber’den sonra hiç evlenmediği de kaydedilmektedir (İbn Sa‘d, VIII, 146-147). Muhâcir’in adı Resûlullah’ın kâtipleri arasında da yer almaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 150, 308; III, 973; İbn Hişâm, es-Sîre2, IV, 246-247, 255; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, V, 534-535; VIII, 146-147; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), III, 147, 228-229, 329; Süheylî, er-Ravżü’l-ünüf, VII, 528; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), V, 277-278; a.mlf., el-Kâmil, II, 301, 346, 360, 377-382, 421; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, II, 260; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: ǾAhdü’l-ħulefâǿi’r-râşidîn, s. 74; İbn Kesîr, el-Bidâye, VI, 315, 330; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), VI, 228-229; M. Mustafa el-A‘zamî, Küttâbü’n-nebî, Riyad 1401/1981, s. 110; Mustafa Fayda, “Ebû Bekir”, DİA, X, 104; Asri Çubukçu, “Eş‘as b. Kays”, a.e., XI, 455-456.

Zekeriya Güler