MİKYÂSÜ’n-NÎL

(مقياس النيل)

Nil nehri kenarında suyun seviyesini tesbit için yapılmış, içinde ölçüm düzeneği bulunan tesis.

Tarih boyunca Mısır ekonomisi büyük oranda tarıma, tarımın verimliliği de Nil nehrinin taşkınlarına bağlı olduğundan yılın belli dönemlerinde kabaran suyun seviyesinin ölçülmesi ilk çağlardan beri bir zorunluluk halini almıştır. İslâm kaynaklarına göre ilk mikyas, Feyyûm Kanalı’nı açtıran Yûsuf peygamber tarafından Memfis’te yaptırılmıştır (Makrîzî, I, 57). Mısır’ın fethi sırasında (21/642) burada bir mikyasın bulunduğu ve bu tarihten bir buçuk asır sonraya kadar ayakta kaldığı, Amr b. Âs’ın biri Asvan’da, diğeri Dendera’da olmak üzere iki, Muâviye ile Abdülazîz b. Mervân’ın da birer adet mikyas daha yaptırdıkları bilinmektedir. İslâmî döneme ait en uzun süre kullanılan mikyas, Ravza adasının güney ucuna 96 (715) yılında


Süleyman b. Abdülmelik tarafından kurulan ve 247’de (861) Mütevekkil-Alellah’ın emriyle matematikçi Fergānî’ye ihya ettirilen el-Mikyâsü’l-kebîr’dir (Mes‘ûdî, I, 334; İbn Ebû Usaybia, s. 287; Makrîzî, I, 58). Tarihî metinlerde 247’den (861) sonra rastlanan atıfların tamamı bu mikyasla ilgilidir. Ardından Mısır’ı yönetenler yapının bakım ve onarımına özen göstermişlerdir. Meselâ Tolunoğulları’nın kurucusu Ahmed b. Tolun 266’da (879) bakımı için 1000 dinar tahsis etmiş, Fâtımî Halifesi Müstansır-Billâh devrinde bazı yerlerinde değişikliğe gidilerek yanına bir mescid inşa edilmiş ve 638’de (1241) etrafını çevreleyen kalın bir duvarla koruma altına alınmıştır. XV. yüzyılın başında ve 872-873 (1467-1468) yıllarında, ayrıca 886 (1481) depreminden sonra Sultan Kayıtbay’ın emriyle esaslı bir şekilde onarılan yapının üzerine Yavuz Sultan Selim 923’te (1517) bir çatı inşa ettirmiştir. Osmanlılar tarafından düzenli biçimde bakımı sürdürülen, 1180 (1766) yılı ile Fransızlar’ın Mısır’ı işgali (1798-1801) sırasında ve daha sonraları tekrar onarılan mikyas halen faal durumdadır.

Suyun sâkin vaziyette tutulup seviyesinin hassas biçimde ölçülebilmesi için nehrin özel olarak hazırlanmış ıskalalı bir havuzla irtibatlandırılması esasına dayanan mikyâsü’n-Nîl (Nilometre) ana yapısı itibariyle, ortasında üzeri taksimatlı beyaz mermerden sekizgen bir sütun bulunan etrafı duvarlarla çevrili kare şeklinde bir havuzdan ibarettir. Girişe kuzeybatı köşesinden dört basamakla çıkılmakta ve duvarları dolaşan ortalama 96 cm. genişliğindeki bir merdivenle tabana kadar inilmektedir. 1,20 m. yüksekliğindeki bir kaide üzerine oturan sütun 8,646 m. yüksekliğinde olup korent tarzı bir başlıkla duvardan duvara uzanan bir kirişi taşımaktadır. Sütunun üzerindeki taksimat 16 zirâa (bir zirâ yaklaşık 54,05 cm.) ve üstteki 10 zirâın her biri 24’e bölünmüştür; 24 alt bölüm kendi arasında altışarlı dört grup halindedir ve cetvelin en üstünde “on yedi” (seb‘a aşer) yazmaktadır. Nil ile havuzun irtibatı farklı seviyelerdeki üç ayrı dehlizle sağlanmıştır. Bunlardan en alçak olanı havuzun taban seviyesinde ve güney duvarında, ikincisi doğu duvarında ve 3 zirâ, üçüncüsü yine doğu duvarında ve 8,5 zirâ, yani tabandan 5,25 m., sütunun dibinden itibaren 4,59 m. yüksekliktedir. Mikyasın üzerinde Nil’e bakan bir aslan heykeli bulunmakta ve seviye 16 zirâa ulaştığında ağzından su akmaktadır. Bunun sebebi sulama için en uygun seviyenin genelde 16 zirâ olmasıdır. Aslanın karşısındaki duvarın üst tarafında, “Kuru yerlere su gönderip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekinleri çıkardığımızı görmezler mi?” meâlindeki Secde sûresinin 27. âyeti ve onun altında Halife Mütevekkil-Alellah ile Ahmed b. Muhammed el-Hâsib’in (Fergānî) adları ve 247 (861) tarihi yer almaktadır. Ayrıca diğer duvarlara 17 zirâ seviyesinden itibaren su ile ilgili âyet (İbrâhîm 14/37; el-Hac 22/5, 63; eş-Şûrâ 42/28; Kāf 50/9) ve kirişin üzerine Âyetü’l-kürsî yazılmıştır. Giriş kapısının bir tarafında İsrâ sûresinin 82 ve diğer tarafında Kehf sûresinin 39. âyetleri yer almaktadır.

Ölçüm fonksiyonunun yanında yapı tekniği ve tezyinatı itibariyle bir sanat eseri niteliğine sahip bulunan mikyas, yapılan bütün onarımlardan sonra da Halife Mütevekkil-Alellah dönemindeki ana özelliklerini korumaktadır. Napolyon’un Mısır’ı işgali sırasında tesisi ayrıntılı biçimde inceleyen Fransız ilim adamları her ne kadar sütunun 247’de (861) dikilenden farklı olduğu sonucuna varmışlarsa da 15, 16 ve 17. zirâları gösteren yazıların kûfî oluşu bu tesbite gölge düşürmektedir; çünkü kûfî hat XI. yüzyıldan sonra nâdiren kullanılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Abdülhamîd), I, 334; İbn Ebû Usaybia, ǾUyûnü’l-enbâǿ, s. 287; Makrîzî, el-Ħıŧaŧ, I, 57, 58, 61; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, I, 35-36; W. Popper, “The Cairo Nilometer”, Semitic Philology, California 1951, XII, 27, 28; K. A. C. Creswell, A Short Account of Early Muslim Architecture, Middlesex 1958, s. 292-296, lv. 60; J. Ruska, “Mikyas”, İA, VIII, 311; a.mlf. - [D. R. Hill], “Miķyās”, EI² (İng.), VII, 39-40; J. H. Kramers, “Nil”, İA, IX, 280-281; a.mlf., “al-Nīl”, EI² (İng.), VIII, 41; “Irrigation”, EAm., XV, 394; “Nilometer”, a.e., XX, 354.

Mahmut Kaya