MECMÛA-i FETÂVÂ

(مجموعهء فتاوى)

Leknevî’nin (ö. 1304/1886) fetvalarını bir araya getirdiği eseri.

Fetâvâ-yı Firengî Maĥal adıyla da bilinen eser, Hindistanlı muhaddis ve Hanefî fakihi Leknevî’nin kendisine sorulan sorulara Arapça, Farsça ve Urduca olarak verdiği fetvalardan oluşmaktadır. Öğrencilerinin muhafaza ettiği bu fetvalar daha sonra müellif tarafından derlenerek kitap haline getirilmiştir. Sistematik olarak düzenlenmeyen eser ilk defa 1888 yılında iki cilt halinde yayımlanmış, ardından Leknevî’nin babası Abdülhalim b. Muhammed’in ezberden yazdırdığı ve Leknevî’nin soru-cevap şeklinde düzenlediği fetvalardan meydana gelen üçüncü cilt neşredilmiştir. Eserin Leknev’de 1330 (1912) yılında Muhammed Eyyûb tarafından gerçekleştirilen neşrinde soru ve cevapların metinleriyle birlikte soru sahiplerinin isim ve adresleri de yer almaktadır. Eser aynı yıl içinde yedi baskı yapmıştır.

MecmûǾa-i Fetâvâ’yı Urduca’ya tercüme eden Muhammed Bereketullah Rızâ (Urdu Tercüme-i MecmûǾatü’l-fetâvâ MuǾallimü’l-fıķh,


I-III, Kanpûr 1346/1927; Lahor, ts., Shahzad Publishers) fetvaları fıkıh eserlerinin tasnifine göre yeniden düzenlemiş, bazı mükerrer soru kalıplarını ve fetvaların sonunda yer alan Leknevî’nin adını çıkarmış, diğer müftülerin verdiği ya da naklettiği fetvalardaki isimleri ise muhafaza etmiştir. Ayrıca III. cildin sonuna genel dinî konularla ilgili kendi görüşlerini ihtiva eden bir ilâvede bulunmuştur. MecmûǾa-i Fetâvâ’nın Farsça çevirisi (I-IV, Lahor 1397/1978; Kuetta 1990) konuların tasnifi ve düzenlenişi bakımından farklılık gösterir.

Eserdeki fetvalarda, taklit karşıtı bir yaklaşıma sahip olan müellifin derin fıkıh ve hadis bilgisi sayesinde meseleleri ılımlı bir bakış açısıyla ele aldığı görülür. Bu fetvaların aynı zamanda sosyal hayattaki değişimle hukuk düşüncesi arasındaki ilişkiyi yansıttığını söylemek mümkündür. Nitekim Leknevî, kendisinden önceki fakihlerin umûmü’l-belvâ ve sedd-i zerâi‘ gereği bazı hususları yasakladıklarını, bu görüşlerin değişmesiyle hükümlerin de değişmesi gerektiğini, ancak bazı fakihlerin bu konuyu yeterince kavrayamadığını söyler. Bu yaklaşımıyla ilgili olarak kadınların okuyup yazma öğrenmeleri ve eğitim görmelerinin gerekli olduğu, Hint yarımadasında yaşayan müslümanların İngilizce öğrenebilecekleri, geleneksel Sünnî görüşü kabul etmeyen bir kimsenin kâfir sayılmayacağı yönündeki fetvalarıyla daha önceki fakihlerin hıristiyanlara benzeme gerekçesiyle bir kısım kıyafetlerin giyilemeyeceği ve teknolojik ürünlerin kullanılamayacağı yönündeki görüşlerinin tutarsız olduğuna dair ifadeleri örnek olarak zikredilebilir.

Leknevî’nin görüşlerini eleştiren Abdülevvel Cavnpûrî, özellikle eserin III. cildinde yer alan soru ve cevapları müellifin kendisinin hazırladığını, dolayısıyla fetvaların halktan gelen sorulara verilen cevaplardan oluşmadığını, eserin I ve II. ciltlerinde diğer âlimlerin fetvalarına yer verildiğini ve müellifin bunları sadece aktardığını belirtir. Cavnpûrî ayrıca, Leknevî’nin eserde dönemin bazı tanınmış âlimlerinin katılmadığı pek çok fetvaya da yer verdiğini belirtir (Müfîdü’l-müftî, s. 266). Ancak bu değerlendirme, mütercimin eserin neşri sırasında fetvaların sonunda yer alan Leknevî adının çıkarıldığı şeklindeki açıklaması dikkate alındığında isabetli görünmemektedir. MecmûǾa-i Fetâvâ günümüzde de Güney Asya müslümanları için önemli bir kaynak durumundadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Leknevî, MecmûǾa-i Fetâvâ (nşr. Muhammed Eyyûb), Leknev 1330/1911, I-III; Abdülevvel Cavnpûrî, Müfîdü’l-müftî, Multan 1326, s. 266; Ebü’l-Hasan Nedvî, Hindustânî Müselmân, Leknev 1961; Muhammed Rızâ Ensârî, Fetâvâ-yı Firengî Maĥal: Fetâvâ-yı Ķādiriyye, Leknev 1965; a.mlf., “Mevlânâ ǾAbdülĥay Firengî Maĥallî kâ Mevķıf aôr Neǿî Hindustân meyn Us ki MaǾneviyyât”, Fikr-i İslâmî ki Teşkîl-i Cedîd (nşr. Ziyâülhasan Fârûkī - Müşîrülhak), Lahor, ts. (Rahmâniyye), s. 291-299; Salâh Muhammed Sâlim Ebü’l-Hâc, el-Menhecü’l-fıķhî li’l-imâmi’l-Leknevî, Amman 1422/2002, s. 106; Zübeyd Ahmed, “ǾAbdülĥay Firengî Maĥallî”, UDMİ, XII, 857-860.

Muhammed Khalıd Masud