MANZÛR b. ZEBBÂN

(منظور بن زبّان)

Manzûr b. Zebbân b. Seyyâr el-Fezârî (ö. 25/645)

Sahâbî, muhadram şair.

Hasan b. Hasan b. Ali’nin anne tarafından dedesi ve Gatafân’ın kollarından Fezâre kabilesinin reisi olduğu belirtilmektedir. Annesinin ona olan hâmileliği uzun sürdüğünden kendisine “Manzûr” (yolu beklenen) adının verildiği söylenmektedir. Manzûr’un tanınmasını sağlayan olay, babası öldükten sonra onun eşlerinden Müleyke (Melîke) bint Hârice el-Müzeniyye ile (Ümmü Havle) evlenmesidir (nikâh-ı makt). Bu evlilikten Hâşim, Abdülcebbâr ve Havle adlı çocukları doğdu. Manzûr’un üvey annesiyle evlenmesinin Hz. Peygamber zamanında İslâmiyet’i kabul etmesinden sonra olduğu rivayet edilmektedir. Olayı haber alan Resûl-i Ekrem’in onun öldürülmesi için Berâ b. Âzib’in dayısı Ebû Bürde b. Niyâr’ı veya Hâris b. Amr’ı bir seriyye ile birlikte görevlendirdiği söylenmekte, ancak işin nasıl sonuçlandığı hakkında bilgi bulunmadığı gibi rivayette Manzûr’un adı da geçmemektedir (Müsned, IV, 290). Hz. Ebû Bekir’in hilâfeti döneminde Manzûr ile Müleyke’nin nikâhlarını öğrendiği, her ikisini Medine’ye getirterek bu evliliğe son verdiği de nakledilmektedir. Diğer bir rivayete göre ise bu evliliği Hz. Ömer öğrenmiş, çifti Medine’ye getirtmiş, Manzûr’a şarap içtiği ve babasının karısı ile evlendiği söylentilerinin doğru olup olmadığını sormuş, o da söylenenlerin doğru olduğunu söylemiş, ancak bunların haram sayıldığına dair bilgisi bulunmadığına yemin etmiş, halife onu birkaç saat hapsettikten sonra bu evliliği feshetmiştir. Müleyke ile ilgili olarak da iki farklı rivayet bulunmaktadır. Birincisine göre Hz. Ömer eşinden ayrılan Müleyke’nin bakımını kimin üstleneceğini sormuş, bu görevi Abdurrahman b. Avf üstlenerek onu evine götürmüş, daha sonra onun kaldığı ev “dârü’l-Müleyke” diye anılmıştır. Müleyke’yi Talha b. Ubeydullah’ın nikâhladığı da söylenmektedir. Manzûr’un çok sevdiği eşinden ayrılmasının acısını şiirlerle dile getirdiği, onunla karşılaştığı zaman kendilerini ayıranları lânetlediği ileri sürülmektedir. “Babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin” âyetinin (en-Nisâ 4/22) Manzûr hakkında nâzil olduğu söylenmekteyse de benzeri olaylar çok görüldüğü için bu tür rivayetleri ihtiyatla karşılamak gerekir. Nitekim tefsirlerde bu âyetin nüzûl sebebi ve yorumu konularında Manzûr’un adı geçmemektedir. İyi bir şair olan Manzûr’un eşinden ayrılmasından duyduğu elemi dile getiren birkaç mısraından başka şiirlerine rastlanmamaktadır.

Manzûr’un Müleyke ile evliliği dışında Hz. Ebû Bekir zamanında karıştığı bir olay daha nakledilmektedir. 11 (632) yılında Fezâre kabilesinden toplanan zekât mallarını Hârice b. Hısn el-Fezârî’nin zekât memurunun elinden alıp tekrar kabilesine götürmesi üzerine Hz. Ebû Bekir 100 kişiyle bu kabileye doğru yola çıkmış, kendilerini Hârice b. Hısn ile Manzûr b. Zebbân’ın yönettiği Gatafânlılar karşılamış, Manzûr ve diğer isyancılar müslümanlar karşısında tutunamayıp kaçmışlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, IV, 290; İbn Habîb, el-Muĥabber, s. 325-326; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, Beyrut 1958, XII, 181-192; XXIII, 502-510; Merzübânî, MuǾcemü’ş-şuǾarâǿ (nşr. F. Krenkow), Kahire 1354, s. 374; Hatîb el-Bağdâdî, el-Esmâǿü’l-mübheme (nşr. İzzeddin Ali es-Seyyid), Kahire 1405/1984, s. 469-471; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, V, 272-273; Kurtubî, el-CâmiǾ, Beyrut 1965, III, 103-104; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), VI, 220-224; VII, 36-37; VIII, 134-135.

Asri Çubukçu