MAHREME b. NEVFEL

(مخرمة بن نوفل)

Ebû Safvân (Ebü’l-Misver) Mahreme b. Nevfel b. Üheyb (Vüheyb) b. Abdimenâf (ö. 54/674)

Sahâbî.

Hicretten altmış yıl önce dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Kureyş kabilesinin Benî Zühre koluna mensup olup Hz. Peygamber’in annesi Âmine bint Vehb’in amcasının torunu, Sa‘d b. Ebû Vakkās’ın amcasının oğludur. Annesi, Hâşim b. Abdümenâf’ın torunu Rukayka bint Ebû Sayfî’dir. Ebü’l-Misver künyesiyle de anılır. Abdurrahman b. Avf’ın kız kardeşi olan muhacirlerden Âtike ile evliydi.

Mahreme b. Nevfel’in Kureyş tarihinde ve savaşlarında önemli bir yeri vardır. Ficâr savaşlarında Kureyş ordusu içinde yer alan Benî Zühre birliğine kumandanlık yaptı. Aynı zamanda Kureyş’in şiir râvilerinden, tarih ve ensâb âlimlerindendir. Şahıslar ve kabileler arasında meydana gelen ihtilâflarda hakemlik yapardı. 2 (624) yılında Ebû Süfyân idaresinde Suriye’ye giden ve Bedir Gazvesi’nin vuku bulmasına sebep olan kervanda o da bulunuyordu. Kervanın Mekke’ye ulaşmasının ardından Benî Zühre, Bedir Gazvesi için yola çıkan Kureyş ordusundan ayrılarak Mekke’ye dönmüş, bunun üzerine Ebû Süfyân Benî Zühre’den bazılarının mallarına el koymuştu. Mahreme b. Nevfel’in bu uygulamaya karşı çıkarak kabile mensuplarına mallarının teslim edilmesini sağlaması onun Kureyş içindeki saygınlığını göstermektedir.

Mekke’nin fethi sırasında Nîkul‘ukāb’da (Taberî, III, 52) veya Sukyâ mevkiinde (Makrîzî, s. 367) Hz. Peygamber’i karşılayan Abbas b. Abdülmuttalib’in yanında Mahreme b. Nevfel de bulunuyordu. Mekke’nin fethinde müslüman olan Mahreme İslâm ordusu safında Huneyn Gazvesi’ne iştirak etmiş, Resûl-i Ekrem onu müellefe-i kulûbdan sayarak kendisine Huneyn ganimetlerinden elli deve vermiştir. Kaynaklarda Mahreme’nin bundan sonra samimi bir müslüman olduğu kaydedilir.

Mahreme b. Nevfel Mekke’nin fethinden sonra Medine’ye yerleşti. İbn Sa‘d (eŧ-Ŧabaķāt, IV, 205), İbn Ümmü Mektûm’un Suffe’nin inşasından bir süre sonra Mahreme b. Nevfel’in dârülkurrâ diye bilinen evinde misafir olduğunu kaydetmektedir. Ancak Mahreme’nin Mekke fethinde İslâm’ı kabul edinceye kadar Mekke’de yaşadığı ve İbn Ümmü Mektûm’un


da Medine’ye çok erken bir dönemde hicret ettiği dikkate alınırsa evin mülkiyetinin daha sonra Mahreme’ye geçtiği anlaşılır.

Sert mizaçlı bir kimse olan Mahreme’ye Hz. Peygamber yumuşak davranırdı. Rivayete göre Mahreme b. Nevfel, Resûl-i Ekrem’in kendisine hediye olarak gelen elbiseleri dağıttığını duyunca oğlu Misver’i yanına alarak Resûlullah’ın evine gitmiş ve oğlundan onu dışarıya çağırmasını istemişti. Misver’in bundan çekindiğini gören Mahreme, “Yavrum, o cebbar değildir” demiş, Misver’in çağırması üzerine elinde kıymetli bir elbiseyle dışarı çıkan Resûl-i Ekrem, “Ey Mahreme, bunu sana ayırdım” diyerek elbiseyi kendisine vermiştir.

Hz. Ömer, hilâfeti döneminde Mahreme b. Nevfel’i bazı sahâbîlerle birlikte Mekke hareminin sınırlarını işaretlemekle görevlendirdi. Ayrıca 20 (641) yılında divan tertiplemeye karar verince bu işi tanzim görevini Akīl b. Ebû Tâlib, Cübeyr b. Mut‘im ve Mahreme b. Nevfel’e verdi. Mahreme, bir Kureyşli’ye iftira etmesi sebebiyle Hz. Ömer tarafından had cezasına çarptırıldı. Hz. Osman döneminde gözlerini kaybeden Mahreme 54 (674) yılında ve muhtemelen 115 yaşında Medine’de vefat etti. Mahreme b. Nevfel, Fuat Sezgin’in Geschichte des Arabischen Schrifttums adlı eserinin Arapça tercümesinde (GAS [Ar.], I/2, s. 31) yanlış olarak tâbiînin büyükleri arasında sayılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Buhârî, “Farżü’l-ħumus”, 11, “Hibe”, 19, “Libâs”, 12, 44, “Şehâdât”, 11; Müslim, “Zekât”, 129, 130; Ebû Dâvûd, “Libâs”, 4; Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 44-45, 200; II, 812; III, 946; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, II, 153; III, 295; IV, 205; VIII, 51; a.e. (nşr. Ali Muhammed Ömer), Kahire 1421/2001, VI, 69-70; Zübeyrî, Nesebü’l-Ķureyş (nşr. E. Lévi - Provençal), Kahire 1953, s. 262; Halîfe b. Hayyât, et-Târîħ (Ömerî), s. 90, 223; İbn Habîb, el-Muĥabber, s. 170, 171, 232, 296; a.mlf., el-Münemmaķ, s. 171, 332, 386, 395, 404; Câhiz, el-Beyân ve’t-tebyîn, II, 323; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), 313, 379, 430; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), II, 427; III, 52, 90; IV, 209-210; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, III, 395-396; Muvaffakuddin İbn Kudâme, et-Tebyîn fî ensâbi’l-Ķureşiyyîn (nşr. M. Nâyif ed-Düleymî), Beyrut 1408/1988, s. 112, 174, 291-292, 302; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), V, 125-126; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, II, 543-544; Makrîzî, İmtâǾu’l-esmâǿ (nşr. Mahmûd M. Şâkir), Kahire 1941, s. 66, 69, 362, 367; İbn Hacer, el-İśâbe, III, 370-372; W. Wüstenfeld, Genealogische Tabellen der Arabischen Stämme und Familien, Göttingen 1852, Tabellen S. Register 278; Sezgin, GAS, I, 259; a.e. (Ar.), I/2, s. 31.

İbrahim Sarıçam