MAHBÛBÜ’l-KULÛB

(محبوب القلوب)

Ali Şîr Nevâî’nin (ö. 906/1501) dinî, tasavvufî ve edebî mahiyetteki ahlâk kitabı.

905 (1500) yılında Çağatay Türkçesi’yle yazılmıştır. Nevâî giriş bölümünde kendi ilmî, siyasî ve içtimaî tecrübelerinden kısaca bahsederek dostlarına, özellikle toplumdaki çeşitli iş ve meslek sahiplerine halka hizmet yolunda yararlanacakları ümidiyle bilgi ve tecrübe birikimini aktarmak istediğini, eserinin gönüllerde beğenileceğini umduğu için ona Mahbûbü’l-kulûb (gönüllerin sevgilisi) adını verdiğini belirtmektedir.

Eser bir giriş, üç bölüm (kısım) ve hâtime mahiyetinde kısa bir münâcâttan oluşmaktadır. “Yaratılmışların (İnsanlar) Halleri, Fiilleri ve Sözlerinin Keyfiyeti” başlıklı ilk bölüm kırk fasıl halinde düzenlenmiş olup müellifin âdil olan ve olmayan sultanlarla diğer devlet adamları, kolluk kuvvetleri; şeyhülislâm, kadılar, fakihler, müderrisler, tabipler, şairler, kâtipler, öğretmenler, imamlar, müezzinler, vâizler, hâfızlar, kıssacılar, ehl-i nücûm, ticaret ehli, çiftçiler, yetimler vb. himayeye muhtaç kesimler, yüzsüz dilenciler, şeyhler, dervişler, ayyaşlar, şarkıcılar, dansçılar gibi çeşitli meslek ve zanaat erbabıyla toplumsal tabakalar, zümreler üzerindeki gözlemleri ve tesbitleri yanında ideal bir düzen için uygulanmasını gerekli gördüğü kuralları içermektedir.

“Güzel Fiiller ve Çirkin Huylar” başlığını taşıyan ikinci bölüm tövbe, zühd, tevekkül, kanaat, sabır, tevazu ve edep, zikir, teveccüh (mâsivâdan uzaklaşıp Allah’a yönelme), rızâ ve aşk konularının geleneksel Sünnî ahlâk ve tasavvuf telakkisi çerçevesinde işlendiği on babdan oluşmaktadır. Her konuda, faziletiyle tanınmış bir İslâm büyüğünün hayatından örnek hikâyeler aktarılmaktadır. Nevâî bu kısımda en geniş yeri ayırdığı aşkı avam aşkı, havas aşkı ve sıddıklar aşkı şeklinde üçe ayırır. Bunların en yüksek derecesi, enbiyâ-i mürselîn ve melâike-i mukarrebîn mertebesine yükselen sıddıkların aşkıdır.

“Güzel Fiillerin Neticesi ve Kötü Huyların Alçaklığı” başlıklı üçüncü bölüm “tenbih”


adıyla kısa pasajlar halinde işlenmiş olup çok yeme, çok konuşma, bencillik ve kendini beğenme, itidalsizlik, ihsan, sehâvet ve himmet, kerem ve fütüvvet, mürüvvet, vefa ve hayâ, hilim, dostluk, siyaset âdâbı, fâsık âlimlerin zararları, mal, dünya ve nefis, güzel söz ve konuşma âdâbı, sultanlarla ilişkilerin âdâbı, doğru yolda gitmenin faydası, içkinin zararları, gençlik ve yaşlılık, kâmil mürşidin önemi, seferin yararları, beden ve ruh sağlığını korumanın yolları gibi pek çok konuda pratik bilgiler, öğütler ve kurallar içeren hikmetli sözlerden oluşmaktadır. Eserde genellikle secili bir üslûp hâkimdir.

Mahbûbü’l-kulûb’un altısı Türkiye kütüphanelerinde olmak üzere (İÜ Ktp., TY, nr. 4149, 5757; Süleymaniye Ktp., Lala İsmâil, nr. 251, 252, Esad Efendi, nr. 1700; DTCF Ktp., Muzaffer Özak, nr. I/226) yirmi altı nüshası tesbit edilmiştir. Bunların en eskisi 961 (1554) yılında istinsah edilen, Paris Bibliothèque Nationale’de kayıtlı nüshadır (nr. 747, yazmalar hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Mahbûbü’l-kulûb [nşr. Zuhal Kargı Ölmez], s. 8-16). İstanbul (1289), Buhara (1907), Taşkent ve Moskova’da (1948) basılan eserin ilk ilmî neşri, Vozlyublennıy serdetz: ‘Alî-Şîr Nevâî’ Mahbûbü’l-kulûb adıyla Andrey Nikolayeviç Kononov tarafından gerçekleştirilmiştir (Moskova-Leningrad 1948). Agâh Sırrı Levend, Ali Şir Nevaî başlıklı dört ciltlik seri çalışmasının son cildinde çoğu birinci bölümden olmak üzere eserin bazı kısımlarını Latin harfleriyle yayımlamıştır (Divanlar ile Hamse Dışındaki Eserler, s. 227-276). Zuhal Kargı Ölmez, Mahbûbü’l-kulûb (İnceleme-Metin-Sözlük) adlı doktora çalışmasında eserin edisyon kritiğini yapmıştır (bk. bibl.).

BİBLİYOGRAFYA:

Ali Şîr Nevâî, Mahbûbü’l-kulûb: İnceleme-Metin-Sözlük (haz. Zuhal Kargı Ölmez, doktora tezi, 1993), Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ahmet Bican Ercilasun, “Ali Şir Nevaî’nin Mahbûbu’l-kulûb’unda Devlet Anlayışı”, XVI. Milletlerarası Altaistik Kongresi Bildirileri, Ankara 1979, s. 103-112; A. Zeki Velidi Togan, “Ali Şîr”, İA, I, 355.

Mustafa Çağrıcı