LEBÎD b. REBÎA

(لبيد بن ربيعة)

Ebû Akīl Lebîd b. Rebîa b. Mâlik b. Ca‘fer el-Âmirî el-Ca‘ferî (ö. 40 veya 41/660 veya 661)

Câhiliye devrinde de yaşamış olan (muhadram) muallaka sahibi İslâm şairi.

Genç yaşta kabilesi adına Hîre Hükümdarı Nu‘mân b. Münzir’e (580-602) gönderilen elçi heyeti içinde yer almasından hareketle 550-570 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Soyu Benî Âmir, Benî Kilâb ve Benî Ca‘fer kabilelerine dayanır. Benî Ca‘fer’in ileri gelenlerinden


olan babası Rebîa cömertliği sebebiyle “Rebîu(Rebîatü)’l-muktirîn” (fakirlerin baharı) adını almıştı. Rebîa, Benî Ca‘fer kabilesiyle Benî Esed arasındaki Yevmü Zîalâk savaşında ölmüştü. Lebîd genç yaşta şiir yeteneğini kanıtladı. Nu‘mân b. Münzir’e elçi olarak gittiğinde okuduğu şiirle hükümdarı ve beraberindekileri etkiledi. Nu‘mân’ı kabilesi Benî Âmir aleyhine tahrik etmiş olan şair Rebî‘ b. Ziyâd’a yönelttiği yergisiyle hükümdarın görüşlerinin kabilesi lehine değişmesini sağladı.

Hz. Peygamber’in kalplerini İslâm’a ısındırmak amacıyla zekât verdiği kimseler (müellefe-i kulûb) arasında bulunan Lebîd kuvvetli görüşe göre 9 (631) yılında müslüman olmuştur. Daha sonra gittiği Kûfe şehrini kuranlar arasında yer aldı ve oğullarıyla birlikte buraya yerleşti. Uzun bir ömür sürdüğü rivayet edilen Lebîd 40 veya 41 (660 veya 661) yılında Kûfe’de vefat etti ve Benî Ca‘fer b. Kilâb sahrasına defnedildi. İmam Şâfiî’nin “büyük bir şair”, Zürrumme ile Nâbiga ez-Zübyânî’nin “Araplar’ın veya kabilesi Hevâzin’in en büyük şairi” diye nitelediği Lebîd, kendisini İmruülkays b. Hucr ve Tarafe b. Abd’den sonra üçüncü şair olarak görür. Cumahî onu üçüncü tabaka Câhiliye şairlerinden saymaktadır.

İbn Sa‘d, İbn Kuteybe ve İbn Hallikân gibi eski müellifler Lebîd’in müslüman olduktan sonra şiir söylemediğini kaydetmişlerse de Brockelmann, Ömer Ferruh ve diğer bazı çağdaş araştırmacılar, şiirlerindeki İslâmî motiflere dayanarak onun müslüman olduktan sonra da az miktarda şiir söylediğini ileri sürerler. Hz. Peygamber, Lebîd’in, “İyi biliniz ki Allah’tan başka her şey bâtıldır, her nimet de şüphesiz zevâle mahkûmdur” beytini takdir ederek, “Hiçbir şairin ağzından bundan daha doğru bir söz çıkmadı” demiştir. Lebîd’in şiirlerinin çoğu fahriye türünde olup bunlarda garîb kelimelerle örülmüş sert bir üslûp hâkimdir. Kendisini, kabilesini, atalarını ve ailesini yiğitlik ve cömertlikle övdüğü bu şiirlerinde devesine, çöle ve çöl hayvanlarına, içki ve av tasvirlerine yer vermiştir. Müslüman olduktan sonra yazdığı şiirlerde İslâm’ın ve Kur’an’ın etkisiyle üslûbunun yumuşadığı ve takvâ, sâlih amel, ölüm, âhiret hazırlığı, dünyanın fâniliği gibi mev‘iza ve hikemiyat ağırlıklı temaları işlediği görülmektedir (Şevkī Dayf, II, 91-95). Yıldırım isabetiyle ölen kardeşi Erbed için yazdığı mersiye onun en güzel şiirlerindendir.

Muallaka şairleri arasında yegâne müslüman şair olan Lebîd’in belli bir olay veya sebebe bağlı olarak değil kendi duygularını dile getirmek için nazmettiği muallakası, Theodor Nöldeke’ye göre bedevî şairlerin şiirleri arasında en güzel olanlarındandır. Muallakasının ilk bölümü olan nesîb kısmında eski konaklama yerlerinin tasvirine geniş yer verilmiş, aşk teması ikinci planda tutulmuştur. Av sahneleri ve işret âlemleri tasviriyle devam eden kaside kabile büyüklerinin methi ve kendi cömertliğiyle övündüğü kısımla sona erer. Kâmil bahrinde yazılmış seksen sekiz veya seksen dokuz beyitlik kaside diğer muallakalarla birlikte muallaka şerhlerinin hepsinde yer alır. Ebû Bekir İbnü’l-Enbârî, Ebû Ca‘fer en-Nehhâs, Hüseyin b. Ahmed ez-Zevzenî ve Hatîb et-Tebrîzî’ye ait şerhler en önemli olanlardır. Almanca, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Türkçe, Farsça ve Urduca gibi birçok dile çevrilen muallakanın müstakil veya diğer muallakalarla birlikte çok sayıda baskısı yapılmıştır (Sezgin, GAS [Ar.], II/1, s. 74 vd.).

Lebîd’in divanı Ebû Amr eş-Şeybânî, Asmaî, İbnü’s-Sikkît, Ebü’l-Hasan Ali b. Abdullah et-Tûsî, Muhammed b. Habîb ve Sükkerî gibi âlimler tarafından şerhedilmişse de bunlardan sadece Tûsî’nin şerhi eksik olarak zamanımıza intikal etmiştir. Lebîd’in divanı Yûsuf Ziyâeddin el-Hâlidî (I. kısmı Viyana 1880), A. Huber - Brockelmann (II. kısmı, Leiden 1891) ve Tûsî şerhiyle birlikte İhsan Abbas (Küveyt 1962) tarafından, ayrıca 1966’da Beyrut’ta (Dârü Sâdır) neşredilmiştir.

Şairin hayatı, edebî şahsiyeti ve şiirleri üzerinde birçok çalışma yapılmış olup önemlileri şunlardır: William J. M. Sloane, The Poet Labid. His Life, Times, and Fragmentary Writings (Leipzig 1877); Yahyâ el-Cübûrî, Lebîd b. RebîǾa el-ǾÂmirî (Bağdat 1382/1962); Zekeriyyâ Abdurrahman Sıyâm, ŞiǾru Lebîd b. RebîǾa beyne câhiliyyetihî ve İslâmihî (Kahire 1976); Müchid Çîçân ed-Düleymî, el-Cümletü’l-ǾArabiyye fî Dîvânı Lebîd (1977, yüksek lisans tezi, Kahire Üniversitesi); İbrâhim Abdülbârî, el-MuǾcemü’l-luġavî li-Dîvânı Lebîd (Kahire 1981); Hâmid b. Cebr, Lebîd b. RebîǾa ĥayatühû ve şiǾruh (1977, yüksek lisans tezi, Ezher Üniversitesi); Emel bint Abdullah et-Tuaymî, Lebîd şaǾiren muĥađramen (1409/1989, yüksek lisans tezi, Külliyyetü’l-âdâb li’l-benât, Demmâm), Hasan M. Ca‘fer Nûreddin, Lebîd b. RebîǾa el-ǾÂmirî, ĥayatühû ve şiǾruh (Beyrut 1990), Şefîk Abdürrâzık Ebû Sa‘de, Eŝerü’l-İslâm fî şiǾri Lebîd b. RebîǾa (Kahire 1948).

BİBLİYOGRAFYA:

Lebîd b. Rebîa, Dîvân (nşr. İhsan Abbas), Küveyt 1962, tür.yer.; ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 3-42; İmruülkays v.dğr., Yedi Askı (nşr. ve trc. M. Şerefeddin Yaltkaya), İstanbul 1943, s. 64-80; Cumahî, Fuĥûlü’ş-şuǾarâǿ, I, 123, 135-136, 144; İbn Habîb, el-Muĥabber, s. 299-300, 472-473; Ebû Hâtim es-Sicistânî, el-MuǾammerûn ve’l-veśâyâ (nşr. Abdülmün’im Âmir), Kahire 1961, s. 76-79; İbn Kuteybe, eş-ŞiǾr ve’ş-şuǾarâǿ (nşr. Müfîd M. Kumeyha), Beyrut 1401/1981, s. 123-128; Belâzürî, Ensâb, I, 227-228; Ebû Bekir İbnü’l-Enbârî, Şerĥu’l-ķaśâǿidi’s-sebǾi’ŧ-ŧıvâli’l-Câhiliyyât (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn), Kahire 1963, s. 505-597; Ebû Ca‘fer en-Nehhâs, Şerĥu’l-ķaśâǿidi’t-tisǾi’l-meşhûrât (nşr. Ahmed el-Hattâb), Bağdad 1393/1973, I, 357-450; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, XV, 291-306; XVII, 15-24; Merzübânî, el-Müveşşaĥ (nşr. Ali M. el-Bicâvî), Kahire 1385/1965, s. 328, 357-359, 360; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist, Kahire, ts. (Matbaatü’l-istikāme), s. 230; Hatîb et-Tebrîzî, Şerĥu’l-Ķaśâǿidi’l-Ǿaşr (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1384/1964, s. 15-17; Ahmed Emîn eş-Şinkītî, Şerĥu’l-MuǾallaķāti’l-Ǿaşr ve aħbâru şuǾarâǿihâ, Beyrut, ts. (Dârü’l-kitâbi’l-Arabî), s. 123-136; Brockelmann, GAL, I, 36-37; Suppl., I, 64-65; a.mlf., “Labīd b. RabīǾa”, EI² (İng.), V, 583-584; Sezgin, GAS, II, 126-127; a.e. (Ar.), II/1, s. 74 vd.; Şevkī Dayf, Târîħu’l-edeb, II, 91-95; Butrus el-Bustânî, Üdebâǿü’l-ǾArab, Beyrut 1989, s. 144-151; İsmail Hakkı Sezer, Lebīd bin RabīǾa ve MuǾallaķası’nda Taśvīr, Konya 1995; Ahmet Suphi Furat, Arap Edebiyatı Tarihi (Başlangıçtan XVI. Asra Kadar), İstanbul 1996, I, 80-81, 82; A. von Kremer, “Über die Gedichte des Labyd”, SBAW, XCVIII/2 (1881), s. 555-603; A. Miquel, “eś-Śaĥrâ fî MuǾallaķāti Lebîd” (trc. İbrâhim en-Neccâr), Ĥavliyyâtü’l-CâmiǾati’t-Tûnisiyye, XII, Tunus 1975, s. 63-85; Süleyman Tülücü, “Büyük Bir İslâm Şairi: Lebîd”, EAÜİFD, X (1991), s. 173-180.

Süleyman Tülücü