LÂLEZÂRÎ

(لاله زاري) (لالهزاري)

(ö. 1204/1789)

Osmanlı âlimi, kadı.

Mehmed Tâhir Lâlezârî ed-Dürretü’ž-žâhire adlı risâlesinde İstanbul’da doğup büyüdüğünü kaydetmekte ve İstanbulî nisbesini kullanmaktadır (vr. 82b). Babası, Tefsirî Şeyh Ahmed Efendizâde Lâlezârî Mehmed Efendi’dir. Lâlezârî sonraları Kadı Mehmed diye şöhret bulmuştur. Nisbesini, Bursalı Mehmed Tâhir’e göre, muhtemelen İstanbul’da oturduğu Fâtih Camii yakınlarındaki Lâlezar semtinden, M. Münir Aktepe’ye göre ise III. Ahmed’in çiçekçibaşısı olan babası Lâlezârî Mehmed Efendi’den almıştır. Hüseyin Ayvansarâyî, dedesi tarafından tamir edilen mescide babasına nisbetle Lâlezârî Mescidi adının verildiğini kaydetmekte ve Lâlezârî adında bir mahallenin bulunmadığını bildirmektedir (Hadîkatü’l-cevâmi‘, I, 190).


Lâlezârî, tahsilini İstanbul’daki çeşitli medreselerde tamamladıktan sonra ilmiye sınıfına intisap ederek müderris oldu ve 1786-1787’de Eyüp kadılığında bulundu. Bu görevden ayrılınca Rumelihisarı’ndaki evinde oturdu ve 30 Muharrem 1204’te (20 Ekim 1789) vefat etti. Lâlezârî şerh ve risâlelerinin çoğunu kelâm ve tasavvuf konularında yazmıştır. Eserlerinde Gazzâlî, Abdülkādir-i Geylânî, Fahreddin er-Râzî, Muhyiddin İbnü’l-Arabî ve Sadrüşşerîa Ubeydullah b. Mes‘ûd gibi şahsiyetlere atıfta bulunmuş, kelâmla tasavvufun sentezini yapmaya çalışmıştır.

Eserleri. Lâlezârî’nin tesbit edilebilen eserlerinin çoğu risâle hacminde olup bunlar Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı (Hafîd Efendi, nr. 124, 130) MecmaǾu esrâri’l-cevâhiri’r-rûĥâniyye fî maŧlaǾi envâri’ž-ževâhiri’r-reyĥâniyye’de toplanmıştır. 1. ed-Dürretü’l-beyżâǿ. İbn Berrecân’ın, Allah’ın yeri ve gökleri altı günde yarattıktan sonra arşa istivâ ettiğini bildiren âyet (el-A‘râf 7/54) hakkındaki görüşlerinin şerhidir (nr. 124/1, 130/1). 2. el-Yâķūtetü’l-ħađrâǿ. Birgivî’nin nefiy ve ispat yönüyle kelime-i tevhidi ele alan görüşlerinin şerhidir (nr. 124/2, 130/2). 3. el-Yâķūtetü’l-ħamrâǿ. Mâtürîdî’nin Teǿvîlâtü’l-Ķurǿân’ından Fâtiha sûresinin 5. âyetinin tefsirini şerhetmektedir (nr. 124/3, 130/3). 4. el-Cevâhirü’ž-žâhire. Gazzâlî’nin, “Leyse fi’l-imkân ebdaǾ mimmâ kân” sözüne dair bir ta‘liktir (nr. 124/6). 5. Risâle fî efđaliyyeti resûli’l-beşer Ǿalâ resûli’l-melâǿike. Necmeddin en-Nesefî’nin el-ǾAķāǿid’inin sonunda yer alan ve insanlarla melekleri fazilet yönünden karşılaştıran bölümün şerhidir (nr. 124/10). 6. el-Mîzânü’l-muķīm fî maǾrifeti’l-ķısŧâsi’l-müstaķīm (el-Mîzânü’l-ķavîm). Gazzâlî’nin el-Ķısŧâsü’l-müstaķīm adlı eserinin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1758, müellif hattı). 7. el-Cevâhirü’l-ķalemiyye fî tasŧîri es-râri’n-Nûniyyeti’l-kelâmiyye. Hızır Bey’in el-Ķaśîdetü’n-Nûniyye’sinin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1214, Hafîd Efendi, nr. 142, Reşid Efendi, nr. 141; Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 648). 8. ez-Zümürrüdetü’l-ħađrâǿ. Abdülkādir-i Geylânî’nin salavât-i şerîfe hakkındaki görüşlerinin şerhidir (nr. 124/4). 9. et-Tibrü’l-aĥmer fî kelâmi’ş-Şeyħi’l-Ekber. Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin varlıkları üç mertebe halinde inceleyen devâir nazariyesinin şerhidir (nr. 124/5). 10. el-Kevkebü’d-dürrî fî şerĥi śalâti’l-Meşîş. Abdüsselâm b. Meşîş’e ait evradın şerhidir (nr. 124/7). 11. ed-Dürretü’ž-žâhire. Şâzelî’nin el-Ĥizbü’l-kebîr adlı eserinin şerhidir (nr. 124/8). 12. TaǾlîķāt Ǿalâ mevâżiǾa mine’l-Fütûĥâti’l-Mekkiyye. el-Fütûĥâtü’l-Mekkiyye’nin “er-Risâletü’l-beşeriyye” adlı bölümünde yer alan “yâ” harfinin esrarına dair görüşlerin şerhidir (nr. 124/9). 13. Risâle fî defǾi iǾtirażı Râġıb Meĥmed Bâşâ fî ĥaķķi’l-Fuśûś li’ş-Şeyħ Ekber (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3771/2). Râgıb Mehmed Paşa, Sefîne’sinde kendisinden nakilde bulunduğu Hasan b. Abdürrezzak el-Lâhicî’nin görüşlerine itiraz ederek Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Füśûśü’l-ĥikem’i ile el-Fütûĥâtü’l-Mekkiyye’sinde ilham ve Firavun’un imanı konularında çelişkiler bulunduğunu ileri sürmüş, Lâlezârî, bu risâlesinde Lâhicî’yi savunup Râgıb Paşa’nın görüşlerine karşı çıkmıştır. Râgıb Paşa’ya göre İbnü’l-Arabî Füśûśü’l-ĥikem’de ilhamını Resûlullah’tan aldığını kaydederken el-Fütûĥâtü’l-Mekkiyye’de doğrudan Allah’tan aldığını iddia etmektedir. Füśûś’ta Firavun’un iman ettiğini söylediği halde el-Fütûĥâtü’l-Mekkiyye’de küfrüne hükmetmektedir. Lâlezârî’nin bunlardan başka MecmûǾatü’ś-śalavât adlı bir risâlesiyle (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1392) Muhyiddin İbnü’l-Arabî’ye dair Arapça bir şiiri bulunmaktadır (Süleymaniye Ktp., Hafîd Efendi, nr. 124, vr. 38a).

BİBLİYOGRAFYA:

Lâlezârî, ed-Dürretü’ž-žâhire, Süleymaniye Ktp., Hafîd Efendi, nr. 124/8, vr. 82b; a.mlf., el-Mîzânü’l-muķīm fî maǾrifeti’l-ķısŧâsi’l-müstaķīm, Süleymaniye Ktp., Es‘ad Efendi, nr. 1758, vr. 2a; a.mlf., MecmaǾu esrâri’l-cevâhiri’r-rûĥâniyye, Süleymaniye Ktp., Hafîd Efendi, nr. 124, vr. 38a; a.mlf., el-Kevkebü’d-dürrî, Süleymaniye Ktp., Hafîd Efendi, nr. 124, vr. 181b; Râgıb Mehmed Paşa, Sefînetü’r-Râġıb ve defînetü’l-meŧâlib, Bulak 1255, s. 80; Ayvansarâyî, Hadîkatü’l-cevâmi‘, I, 190; Sicill-i Osmânî, III, 243; Osmanlı Müellifleri, I, 349-350; Îżâĥu’l-meknûn, I, 378; M. Münir Aktepe, “Mehmet Tâhir”, İA, VII, 612; “Lālezārī, Ѕћayқћ Mehmed Ŧāhir”, EI² (İng.), V, 644.

İlyas Çelebi