KŪMİS

Endülüs Emevî Devleti’nde emîr veya halifelerce tayin edilen hıristiyan cemaat lideri.

Batı dillerine comte, conte ve count gibi yazılışlarla giren kūmis, Latince comes (kont; âmir, hâkim) kelimesinin Arapçalaşmış şeklidir ve sözlükte “sultanın nedimi; başkan, lider” anlamlarına gelir. Terim olarak Endülüs’teki başlıca merkezlerde bulunan hıristiyan azınlık liderleri, muhtemelen daha sonra da bu toplumların önde gelen kişileri için kullanılmıştır.

İspanya’daki zimmîler (bk. MÜSTA‘RİB), Endülüs Emevî Devleti’nin himayesinde hıristiyanlıklarını korumuşlardı ve sınırlı bir bağımsızlığa sahiptiler. Bunların özel yargı kurumları vardı; eski Got kanunlarını uygulayabiliyor, kiliselerinde âyinlerini yerine getirebiliyorlardı. Müslüman yöneticiler hıristiyan azınlıkların önemini kabul ederek bir kūmislik makamı oluşturdular. Kūmis adaylarını zimmîler seçiyor, emîr veya halifeler de tayinlerini yapıyorlardı. Kūmisler genellikle hükümdarlar tarafından saygın kişiler olarak görülürdü; çünkü hıristiyanlarla ilgili konularda onların müsteşarları sayılıyorlardı.

Bazan kūmis, hıristiyanlar arasındaki hukukî meselelerde bizzat yargıç olarak görev alır, bazan da bu görevi ona vekâleten veya doğrudan başkası yerine getirirdi. Zaman zaman kūmisler elçi kabullerinde ve görüşmelerde tercümanlık da yaparlardı. Anlaşıldığı kadarıyla kūmislerin azilleri de tayinleri gibi emîr ve halifeler tarafından gerçekleştiriliyordu. Kūmisler, kūmislik görev ve yetkilerine ek olarak cizye de toplarlardı ya da onlara vekâlet eden bir görevli (müstahric, müstahricü’l-harâc; IX. yüzyıldan itibaren müşrif) bulunurdu. Vergi toplama işi kūmislerin bazılarının şöhrete ulaşmasını sağlamıştı. I. Hakem döneminde kūmis olan Rebî‘ b. Teodolfo hem zimmîlerin hem müslümanların vergilerini topluyordu. İslâm kaynaklarında ”mütevelli’l-muâhidîn mine’n-nasârâ” olarak tanıtılan Rebî‘, vergi toplama görevi yanında I. Hakem’in saray muhafızlarının kumandanlığını da yapıyordu, Gırnata’da zimmîlerin önde gelenlerinden biri olan İbnü’l-Kallâs’ın da müslüman ve hıristiyan hükümdarlar nezdinde büyük itibarı vardı; I. Alfonso’yu 1125 yılında Gırnata seferine çıkmaya


teşvik eden de oydu. Tarihî kaynaklar Kurtuba’daki (Cordoba) kūmislerin ancak bir kısmı hakkında bilgi vermektedir. Bunların ilki İslâm kaynaklarında Artubâs diye zikredilen, I. Abdurrahman’ın tayin ettiği Ardobas’tır. Ardobas, fetihten itibaren kardeşleriyle beraber Araplar’la iş birliği içine girmiş, karşılığında da “safâye’l-mülûk” denilen hükümdarlara mahsus verimli topraklar onların idaresine bırakılmıştı. Kūmis b. Antoniano ise Endülüs Emevî Devleti’nde en üst düzeyde kâtiplik yapmıştı. Endülüs’te hükümdarın kâtipleri ve diğer çalışanlar için pazar gününü ilk defa tatil ilân eden odur. Kūmis b. Antoniano hem müslümanlar hem de hıristiyanlar arasında nüfuz sahibi olan en önemli kişilerden biriydi. İslâm’a girmesinden (246/860 yılı civarı) önce hıristiyanların cizyesini toplamakla görevliydi ve 852 yılının yaz mevsiminde yapılan, İslâm ve İslâm’ın peygamberi aleyhinde konuşmayı, ayrıca intiharı yasaklayan kararların alındığı Kurtuba kiliseleri toplantısında Emîr Muhammed’i temsil etmişti.

Endülüs Emevîleri döneminde Kurtuba’da muhtemelen kūmislik dairesinin bulunmasından dolayı Kūmispazarı (Süveykātü’l-kūmis) denilen bir meydan vardı. İslâm tarihi kaynakları, I. Haçlı Seferi’nden sonra Ortadoğu’da faaliyette bulunan Haçlı liderleri için de kūmis unvanını kullanmışlardır (Osmanlı Devleti’nde hıristiyan cemaat önderleri için bk. KOCABAŞI).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Kūtıyye, Târîħu iftitâĥi’l-Endelüs (nşr. İbrâhim el-Ebyârî), Beyrut 1410/1989, 31, 57, 95-96; İbn Hazm, Cemhere, s. 96; İbn Hayyân, el-Muķtebes, II, 138, 142; V, 94, 197, 335-336, 341-343, 381, 397-398, 402, 467-468, 484-485; III, 89, 92, 102, 126; Ebû Ubeyd el-Bekrî, Coġrâfiyyetü’l-Endelüs ve Ûrûbbâ (nşr. Abdurrahman Ali el-Haccî), Beyrut 1387/1968, s. 99; İbnü’l-Ebbâr, İǾtâbü’l-küttâb (nşr. Sâlih el-Eşter), Beyrut 1406/1986, s. 210; İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib, II, 106, 142, 148; III, 69-73; a.e. (Kettânî), s. 42, 53, 110, 124-126, 130; İbnü’l-Hatîb, el-İĥâŧa, I, 103, 107, 110; II, 42-46, 85, 98; IV, 483; İbn Haldûn, el-Ǿİber, IV, 134, 179-185; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, I, 258, 265-268, 383, 390-391; IV, 444, 451; Selâvî, el-İstiķśâ, II, 151; Fr. Simonet, Historia de los mozárabes de España, Madrid 1983, I, 111-112; II, 400, 402, 411, 434-435, 444-445; España musulmana, Madrid 1973, V, 121; J. Gil, Corpus scriptorum Muzarabicorum, Madrid 1973, s. 214, 402, 551, 554, 560, 581; R. Arié, España musulmana, Barcelona 1984, tür.yer.; Mehmet Özdemir, Endülüs Müslümanları: Medeniyet Tarihi, Ankara 1997, s. 23-24; P. Chalmeta, “Ķūmis”, EI² (İng.), V, 376-377.

Câsim el-Ubûdî