KÖSTENCE

Romanya’da bugünkü adı Constanta olan bir liman şehri.

Karadeniz kıyısında yer almakta olup milâttan önce VI. yüzyılın başlarında Tomis adıyla Miletli Yunanlılar tarafından kurulmuştur. Tomis’le ilgili ilk bilgiler, şehrin komşu Callatisler’in saldırısına mâruz kaldığı milâttan önce 260 yılına aittir. Milâttan önce I. yüzyılda sırasıyla Pontus Kralı VI. Mithridates, Romalı General Lucullus ve Dacia Kralı Burebista tarafından zaptedildi. Romalılar döneminde Tomis, altı Yunan kolonisinin oluşturduğu konfederasyonun merkezi durumundaydı. Milâttan önce 17-8 yıllarında Romalı şair Publius Ovidius Naso’nun sürgün yeri olarak da ünlüydü. Milâttan sonra I ve III. yüzyıllar arasında büyük bir gelişme gösterdi. Bu sıralarda 20-30.000 civarında nüfusa sahipti. III. yüzyılda birkaç defa Gotlar’ın istilâlarına mâruz kaldı. Ardından Roma İmparatorluğu’nun yeni organizasyonu sırasında Küçük Seythia vilâyetinin merkezi haline geldi. IV. yüzyılda halkının büyük çoğunluğu Hıristiyanlığı benimsedi ve burada bir piskoposluk kuruldu. Bu yüzyılda İmparator II. Constantinus’un (337-361) yeniden inşa ettirdiği şehir ona izâfeten Constantiana olarak adlandırıldı. Şehre yapılan tahkimatlarla VI ve VII. yüzyıllardaki ilk Slav ve Avar saldırıları geri püskürtüldüyse de Bulgarlar’ın 679-681 arasında Dobruca bölgesini ele geçirmesi sırasında şehir tahrip edildi. Bulgar idaresinde küçük bir taşra merkezi konumunda kalan şehir 971’de Bizans hâkimiyetine geçti. İdrîsî haritasında ve XIV. yüzyıl İtalyan kaynaklarında zikredilmişse de bu dönemde şehir Roma devrinin canlılığından uzaktı. XIV. yüzyılda şehir önce Dobrotici Devleti’ne ait iken aynı anda Osmanlılar ve Eflak Prensi Mircea tarafından alınmak istendi. 1402’de Mircea buraya hâkim olmuşsa da Osmanlılar 1419’da Constanta ile beraber Dobruca’nın büyük kısmını fethettiler. Osmanlı idaresinin ilk anları oldukça serbest geçti, fakat aynı zamanda kayda değer bir müslüman Türk iskânı gerçekleşti. Adı Köstence olarak değiştirilen Constanta önce Silistre sancağının Tekfurgölü (şimdi Techirghiol) kazasına bağlandı.

Cizvit Giulio Mancinelli 1580’lerde burada küçük bir köy olduğunu kaydederken 1597 Osmanlı tahrirleri de sadece otuz bir vergi mükellefinin bulunduğunu ve 12.000 akçe irad kaydedildiğini haber vermektedir. Şehir XVII. yüzyıl başlarında Leh kazakları tarafından tahrip edildiyse de kısa zamanda kendisini toparladı. Evliya Çelebi burada 150 ev, bir cami ve kırk-elli tahıl ambarı bulunduğunu yazmaktadır. Bu rakamlara göre Köstence Limanı’nın gittikçe önem kazandığı anlaşılmaktadır. XVIII. yüzyılda Trabzon bölgesinden gelen bir grup asker ve gemi reisi buraya yerleşti. Bunların bir bölümü 1722’de III. Ahmed’in emriyle geri gönderildi.

1768-1774 ve 1787-1792 Osmanlı-Rus savaşlarında harap olan şehir yeniden imar ve tahkim edildikten kısa bir süre sonra 1809 ve 1829 savaşlarında Ruslar tarafından yine ele geçirildi. Şehir yeniden küçük bir köy haline döndü. Moltke, 1830’ların sonlarında burada sadece kırk


ev ve küçük bir liman bulunduğunu yazmaktadır. Kırım savaşında bir defa daha Rus işgaline uğrayan Köstence 1854’te Ruslar tarafından Fransızlar’a teslim edildi.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Dobruca bölgesinin stratejik öneminden dolayı Osmanlılar Köstence’ye de özel ilgi gösterdiler. 1857’de Osmanlı idaresi, bir İngiliz şirketi vasıtasıyla Tuna üzerindeki Cernavoda ile Köstence arasında demiryolu inşasını başlattı ve demiryolu 1860’ta tamamlandı. Bu arada aynı şirket mârifetiyle demiryolu istasyonuna ilâve olarak liman genişletildi, deniz feneri ve 400’e yakın yeni ev inşa edildi. 1859’da nüfus 3000’e çıktı. 1864 idarî düzenlemelerinde Köstence Tuna vilâyeti Tulçı sancağına bağlı bir kaza merkezi oldu. 93 Harbi’nde Ruslar tarafından işgal edildi (1877). Daha sonra Ayastefanos ve Berlin antlaşmalarıyla bütün Dobruca ve Köstence Romanya’ya bırakıldı (1878). Savaş yıllarında nüfusu 4-5000’ine kadar düşen Köstence, Romanya’nın Judet adı verilen idarî biriminin merkezi olarak kısa zamanda nüfusu arttı ve ekonomik yönden gelişti. Daha I. Dünya Savaşı’ndan önce Köstence, Romanya dış ticaretinin büyük kısmının gerçekleştirildiği liman haline geldi. Nüfus 1894’te 10.000’den 1912’de 27.000’e, 1930’da 59.000’e, 1948’de 78.000’e, 1956’da 99.000’e, 1966’da 150.000’e, 1977’de 256.000’e ve 1992’de 350.000’e ulaştı. Şehir oldukça genişledi ve yeni ihtiyaçlara uygun yeni yapılar inşa edildi. II. Dünya Savaşı sonrasında ticarî boyutun yanına turizm imkânı da eklendi. Romanya’nın en önemli kültürel merkezleri arasında yer alan Köstence 1923’ten itibaren bir Ortodoks piskoposluğu da barındırmaktadır. Şehirde iki yüksek denizcilik okulu ve 1990’da kurulan devlet üniversitesi vardır.

XX. yüzyılda gerçekleşen Roman iskânıyla şehirde müslümanların oranı gittikçe azaldı. Hemen hemen tamamı Türkler’den oluşan müslüman nüfus 20.000’e kadar düştü. Köstence’de bulunan beş caminin en eskisi 1868’de inşası tamamlanan, Hünkâr Camii olarak da bilinen Azîziye Camii’dir. En ihtişamlısı ise 1910’da Romanya Devleti’nin de yardımı ile yaptırılan Büyük Cami’dir. Romanyalı mimar ve mühendisler tarafından planları çizilen bu cami, XVIII. yüzyılda inşa edilen bir caminin yerine 1822’de yapılan Mahmûdiye Camii’nin yerinde kurulmuştur.

BİBLİYOGRAFYA:

Evliya Çelebi, Seyahatnâme, III, 35, 360, 385; Baron d’Hogguer, Renseignements sur la Dobrodja, Bucharest 1879, s. 34-38; E. D. Boila - G. P. Bordea, “Tomis”, Dictionar de istorie veche a României, Bucharest 1976, s. 575-579; Muslims in Romania. Past and Present, Bucharest 1976; M. Holban v.dğr., Calatori strôini despre tarile române, Bucharest 1968-76, II, 524; VI, 385; V. Veliman, Relatiile româno-otomane (1711-1821). Documente turceşti, Bucharest 1984, document nr. 46; A. Radulescu v.dğr., Constanta. Ghid de oraş, Bucharest 1985; Recensamântul populatiei şi locuintelor din 7 ianuarie 1992, Bucharest 1994, I, 6; M. M. Alexandrescu - D. Bulgaru, “Köstenғјe”, EI² (İng.), V, 277-278.

Bogdan Murgescu