KİTÂB-ı MUKADDES

(كتاب مقدّس)

Ahd-i Atîk ile Ahd-i Cedîd’den oluşan hıristiyan kutsal kitabı.

Kitâb-ı Mukaddes, hıristiyanların dinî alanda otorite kabul ettikleri, yahudilerin kutsal kitabını da kapsayan yazılar koleksiyonuna verdikleri isimdir. Batı dillerinde Kitâb-ı Mukaddes’in karşılığı Bible (Bibel) kelimesidir. İlk asırlarda Yunanca’yı kullanan kilise, bu dildeki biblionun (kitap) çoğul şekli olan bibliayı kutsal saydığı yazıların tamamını ifade etmek için kullanmıştır. Kilise Latince’yi benimsediğinde biblia tekil ve dişil bir kelime sayılmış, buna “insan hayatına yön verecek kuralları ihtiva eden en mükemmel kitap” anlamı yüklenerek kullanımı sürdürülmüştür. Latince’den günümüz Batı dillerine geçen kelime, yaklaşık 400 yılından itibaren hıristiyan kutsal kitabının adı olarak varlığını devam ettirmektedir (DB, 1/2, s. 1776; IDB, I, 407; Bauer, s. 141). Bible kelimesini terim anlamında ilk kullananlar hıristiyanlar olduğu için herhangi bir niteleme sıfatı olmaksızın tek başına kullanıldığında Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’den oluşan hıristiyan kutsal kitabını ifade eder.

Kitâb-ı Mukaddes’in ilk bölümünü yahudi kutsal kitabı olan Ahd-i Atîk teşkil


etmektedir. Yahudiler, Ahd-i Atîk’in orijinal dili olan İbrânîce nüshasını (The Jewish Bible, The Hebrew Bible, Tanakh), hıristiyanlar ise milâttan önce III-I. yüzyıllarda yapılan Yunanca tercümeyi (The Greek Bible, The Septuagint, LXX) esas kabul etmektedir, ancak bu iki nüsha arasında farklar vardır. Ahd-i Atîk’in, Greko-Romen dünyasında yaşayan ve Yunanca konuşan yahudiler için yapılan ve hıristiyanlarca benimsenen Yunanca tercümesi İbrânîce Ahd-i Atîk’teki kitapların dışında onda olmayan çeşitli kitap veya bölümler de ihtiva etmektedir; bunlar Katolikler tarafından kutsal sayılırken yahudiler ve Protestanlar bu inancı paylaşmaz. Kitâb-ı Mukaddes’in sadece hıristiyanlara ait olup yahudilerce kabul edilmeyen ikinci bölümüne Ahd-i Cedîd denilmektedir. Yirmi yedi kitap veya bölümden oluşan Ahd-i Cedîd Yunan dilinde yazılmıştır. Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’in papalığın görevlendirdiği Saint Jerome tarafından Latince çevirisi yapılmıştır. “Vulgate” (yaygın nüsha) ismi verilen bu Latince tercüme, Trent Konsili’nin dördüncü celsesinde (8 Nisan 1546) Roma Katolik kilisesinin yegâne makbul ve muteber nüshası olarak kabul edilmiştir. Bu nüshada, yahudilerin otuz dokuz kitap veya bölümden oluşan Ahd-i Atîk listesine ilâveten yedi kitap daha vardır. Katolikler “deuterocanonique” dedikleri bu kitapları kutsal kabul ederken yahudilerin yanında Protestanlar da bunları apokrif sayıp reddetmektedir.

İlk dönemlerden başlayarak Kitâb-ı Mukaddes pek çok dile çevrilmiştir. Ahd-i Atîk önce Ârâmîce’ye (Targumim) ve Yunanca’ya (Septuaginta), daha sonra Yunanca yazılmış olan Ahd-i Cedîd’le birlikte Latince’ye (Vulgate), Süryânîce’ye (Peşitta) ve diğer dillere tercüme edilmiştir. Arap yarımadasındaki yahudiler İbrânîce Kitâb-ı Mukaddes’i, hıristiyanlar ise Süryânîce veya Grekçe Kitâb-ı Mukaddes’i kullanıyorlardı. İslâm’ın ilk dönemlerinde Kitâb-ı Mukaddes’in bazı bölümlerinin Arapça’ya çevrilmiş olması ihtimalinden söz edilmektedir; ancak ilk yazılı çeviri İslâm’ın yayılmasına paralel olarak daha sonra yapılmıştır. Kitâb-ı Mukaddes’in İbrânîce, Grekçe, Sâmirîce, Süryânîce, Kobtça ve Latince’den Arapça’ya yapılmış tercümelerine dair bazı yazmalar mevcuttur. Ahd-i Atîk’i Huneyn b. İshak’ın (ö. 260/873) Grekçe’den, Saîd b. Yûsuf el-Feyyûmî’nin (ö. 942) İbrânîce’den Arapça’ya çevirdiği bilinmektedir.

Kitâb-ı Mukaddes’in tamamının ilk İngilizce tercümesi 1382’de (IDB, IV, 760), ilk Türkçe tercümesi Ali Ufkî Bey tarafından 1666’da yapılmıştır. Türkçe tercüme, Protestan Kitâb-ı Mukaddesi’ni esas aldığı için gerek ihtiva ettiği kitaplar gerekse onların sıralaması buna göredir ve Katolikler’in kabul ettiği “deuterocanonique” kitaplarla çeşitli ilâveler burada yer almamaktadır. Hıristiyanlar Kitâb-ı Mukaddes’in ilâhî vahiy ve ilham altında yazıldığını, orijinal ve otantik olarak muhafaza edildiğini, dinî alanda otorite olduğunu kabul etmektedir. Kur’an’da Hz. Îsâ’nın Tevrat’ı tasdik ettiği ve kendisine hidayet ve nur kaynağı olan İncil’in verildiği bildirilmekte, hıristiyan kutsal kitabıyla ilgili başka bilgi verilmemektedir (bk. AHD-i CEDÎD; İNCİL).

BİBLİYOGRAFYA:

H. Lesetre, “Bible”, DB, I/2, s. 1776; F. W. Beare, “Bible”, IDB, I, 407; IV, 760; E. P. Blair, Abingdon Bible Handbook, Nashville 1975, s. 17-28; W. Bauer, A Greek-English Lexicon of the New Testament and Other Early Christian Literature, Chicago 1979, s. 141; N. M. Sarna, “Biblical Literature”, ER, II, 152-172; R. F. Collins, “Biblical Literature”, a.e., II, 182-202; J. M. O’brien, “Biblical Literature: Hebrew Scriptures”, The Oxford Encyclopedia of Archaeology, New York 1997, I, 319-322; L. M. White, “Biblical Literature: New Testament”, a.e., I, 322-324.

Ömer Faruk Harman