KESTELÎ

(كستلى)

(ö. 901/1496)

Osmanlı âlimi.

Künyesi Muslihuddin Mustafa b. Muhammed Kestelî’dir. Mevlâ Kastallânî diye de bilinir. Doğum yeriyle ilgili farklı görüşler ileri sürülür. Franz Babinger, Kestelî’nin Bursa’nın Kestel ilçesinde doğduğunu söylerse de Osmanlı dönemiyle ilgili kaynaklara göre Aydın’ın Nazilli ilçesine bağlı Kestel köyünde dünyaya gelmiştir (Osmanlı Müellifleri, II, 3). İlk öğrenimini Aydın’da gördükten sonra Bursa’ya giderek Çelebi Sultan Mehmed Medresesi müderrisi olan Hızır Bey’den İslâmî ilimleri okudu. Hızır Bey’in yetiştirdiği öğrencilerden Hocazâde ve Hayâlî gibi müderris yardımcılarından yararlandı. Tahsilini tamamlayıp hocasının kızıyla evlenen Kestelî, Mudurnu ve bugün Batı Trakya sınırları içinde kalan Dimetoka’da müderrislik yaptı. Ardından Sahn-ı Semân’a müderris olarak tayin edildi. Kestelî, medreselerdeki bütün dersleri okutabilecek bir âlim kabul edilir ve doğru bildiğini söylemekten geri durmayan biri olarak tanınırdı (Taşköprizâde, s. 142-147; Gazzî, I, 306). Müderrisliğinin yanı sıra Bursa, Edirne ve İstanbul’da kadılık yapan Kestelî, Fâtih Sultan Mehmed tarafından saltanatının son yıllarında kazaskerlik görevine getirildi. Bir süre sonra kazaskerlik makamı ikiye çıkarılınca Rumeli kazaskerliğine tayin edildi. II. Bayezid tahta geçtiğinde Kestelî’yi Rumeli kazaskerliğinden azletti ve kendisine 120 dirhem maaş bağladı. Kestelî İstanbul’da vefat etti ve Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin kabri civarında bulunan Meyyit Kuyusu’na defnedildi.

Eserleri. 1. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-ǾAķāǿid. Teftâzânî’ye ait eserin hâşiyesi olup günümüze kadar İslâm dünyasında başvurulan akaid kitapları arasında yer almıştır. Çeşitli yazma nüshaları bulunan eserin (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2175; Amasya İl Halk Ktp., nr. 1021) birçok baskısı yapılmıştır (İstanbul 1308, 1315). 2. Risâletü’l-Ǿaķāǿid (Amasya İl Halk Ktp., nr. 578). 3. Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti’l-ǾAķāǿidi’l-ǾAđudiyye (Osmanlı Müellifleri, II, 3). 4. Risâle fî işkâlâti Şerĥi’l-Mevâķıf (Ecvibe Ǿan muġlaķāti’s-sebǾa). Cürcânî’nin eserinde mevcut anlaşılması zor yedi konuyu açıklayan küçük bir risâledir (Süleymaniye Ktp., Karaçelebizâde Hüsâmeddin, nr. 330; Lâleli, nr. 3030). Bu risâleye müellifinin yanı sıra İbnü’l-Hatîb Muhammed de bir şerh yazmıştır (Keşfü’ž-žunûn, I, 871). 5. Tefsîr-i Sûre-i Yâsîn (Tire İlçe Halk Ktp., Necip Paşa, nr. 74). 6. Risâle fî ciheti’l-ķıble (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2350). 7. Ĥâşiye Ǿalâ mebâĥiŝi’l-ĥüsn ve’l-ķubĥ fi’t-Tavżîĥ. Sadrüşşerîa’ya ait et-Tavżîĥ’e Teftâzânî tarafından yazılan et-Telvîĥ adlı hâşiyenin bir bölümünün hâşiyesidir (Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2122). 8. et-TaǾlîķ Ǿale’l-muķaddemâti’l-erbaǾa mine’t-Telvîĥ (Ĥâşiye Ǿale’l-muķaddemâti’l-erbaǾa). Bir önceki eserin dört mukaddimesi üzerine bir hâşiyedir (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1305; Şehid Ali Paşa, nr. 2844).

BİBLİYOGRAFYA:

Taşköprizâde, eş-Şeķāǿiķ, s. 142-147; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâǿire, I, 306-307; Keşfü’ž-žunûn, I, 859, 871; İbnü’l-İmâd, Şeźerât (Arnaût), X, 18-19; Osmanlı Müellifleri, II, 3; Brockelmann, GAL, I, 427; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 433; Uzunçarşılı, İlmiye Teşkilâtı, s. 151; Franz Babinger, “Ķasŧallānī”, EI² (İng.), IV, 737; Machiel Kiel, “Dimetoka”, DİA, IX, 305.

Salih Sabri Yavuz