KEREKÎ, Muhakkık-ı Sânî

(محقّق ثاني الكركي)

Ebü’l-Hasen Nûrüddîn Alî b. el-Hüseyn b. Alî el-Kerekî el-Âmilî (ö. 940/1534)

İmâmiyye mezhebinin müceddidlerinden sayılan Şiî âlimi.

868 (1464) yılında Lübnan’ın Bikā‘ vadisinde Ba‘lebekk’e yakın Kerekinûh köyünde doğdu. Mevlâ-yı mürevvic (İmâmiyye mezhebinin bayraktarı), Muhakkık el-Hillî’den ayrılması için Muhakkık-ı Sânî, nâib-i imâm ve sâhib-i zamân gibi lakaplarla tanındı. Muhalifleri tarafından ise “muhteriu mezhebi Şîa” (Şîa’nın bölücüsü) olarak nitelendirildi. Kerek’te Ebü’l-Hasan Zeynüddin Ali b. Hilâl el-Cezâirî’den din ilimlerini ve özellikle Ca‘feriyye fıkhını okuyarak icâzet aldı. Kahire’ye yaptığı bir ziyaret sırasında Sünnî âlimlerin tefsir, hadis, Arap dili ve edebiyatı derslerine katıldı. Hocaları arasında Zekeriyyâ el-Ensârî, Kemâleddin İbn Ebû Şerîf, Ahmed b. Ali el-Âmilî el-Aynâî, Zeynüddin Ca‘fer b. Hüsâm el-Âmilî, Şemseddin Muhammed b. Ali el-Âmilî ve Şemseddin Muhammed b. Dâvûd el-Cizzînî gibi âlimler yer almaktadır. Emîr Cemâleddin Muhammed el-Esterâbâdî’den Şerĥu’t-Tecrîd’i okudu ve ona İbnü’l-Mutahhar el-Hillî’nin ĶavâǾidü’l-aĥkâm’ını okuttu. Safevîler’in Kâşân’ı zaptında hazır bulunarak Sünnî ulemâ ve kadıların Hz. Ali dışındaki halifelere sövmeye zorlanması faaliyetlerine katıldı (908/1503). Ertesi yıl Necef’e göç etti. 910’da (1505) muhtemelen I. Şah İsmâil’in sarayında bulundu ve İsfahan şeyhülislâmlığı ile taltif edildi. 914 (1508) yılında Akkoyunlular’ın Bağdat’ta hapsettiği Kerekî aynı yıl şehri ele geçiren Safevîler tarafından serbest bırakıldı. 916’da (1510) şahın Herat seferine katıldı ve Çaldıran Savaşı öncesinde diğer Necef ulemâsıyla birlikte İran’ın yeni ele geçirilmiş doğu eyaletlerinde İmâmiyye dâîliği yapmakla görevlendirildi. Şah İsmâil, sonraki tarihlerde Necef’teki Kerekî’ye öğretim ve talebelere yardım için kullanılmak üzere her yıl 70.000 dinar tahsis etti. Kerekî, I. Tahmasb devrinde Safevî sarayına çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi. Safevî idaresiyle iş birliği yapması ve özellikle Nefeĥâtü’l-lâhût ve TaǾyînü’l-muħâlifîn li-emîri’l-müǿminîn adlı risâlelerinde Hz. Ebû Bekir, Ömer ve Osman’a sövülmesine yönelik uygulamaya cevaz vermesi, diğer İmâmiyye âlimleri tarafından bile takıyyenin ihlâli olarak telakki edilip kınandı. Cuma namazı, kıble ve haraç gibi hususlardaki görüşleri Şiî âlimlerince eleştirildi. Özellikle İbrâhim b. Süleyman el-Katîfî birçok eseri için reddiyeler kaleme aldı. Kerekî’nin tavsiyesiyle sadâret makamına getirilen talebesi Mîr Ni‘metullah el-Hillî, Kerekî-Katîfî tartışmasında Katîfî’yi destekleyip imamın gaybûbeti sırasında cuma namazı kılmanın cevazına karşı çıkınca azledilerek Bağdat’a sürüldü (936/1529). Ayrıca Tahmasb, Katîfî’yi Kerekî’ye muhalefetten menetti ve bu emre itaatsizliği halinde onu cezalandırma yetkisini de bizzat Kerekî’ye verdi (Arjomand, Authority and Political Culture in Shi’ism, s. 81). Bazı İran şehirlerinde kıblenin kendi tesbitlerine göre değiştirilmesini emreden Kerekî bu meselede felsefe, astronomi, matematik ve tıp alanlarındaki otoritesi sebebiyle “hâtemü’l-hükemâ” diye şöhret bulan devrin


sadrı Mîr Gıyâseddin Mansûr ile Tahmasb’ın huzurunda bir münazara yaparak şahı kendi tarafına çekmeyi başardı. Bunun üzerine 938 (1531-32) yılında azledilen Gıyâseddin’in yerine Kerekî’nin talebelerinden Mîr Muizzüddin Muhammed el-İsfahânî getirildi. Muizzüddin göreve başlayıncaya kadar sadâret makamına vekâlet eden Kerekî onun nâib ve vekillerini bizzat tayin etti. Nihayet şah, 16 Zilhicce 939 (9 Temmuz 1533) tarihli bir fermanla resmen hâtemü’l-müctehidîn ve nâib-i imâm ilân ettiği Kerekî’ye dinî ve askerî görevlileri tayin ve azil yetkisi verdi, Necef bölgesinde yıllık 700 tümen gelir getiren geniş bir vakıf arazisini “suyurgal” olarak ona tahsis etti. Şahın dinî meselelerde devlete rehberlik hususunda tam yetkili kıldığı Kerekî toprak vergilerinin tahriri ve tahsili, raiyyenin işlerinin tedbiriyle ilgili olarak bütün valilere tâlimat gönderdi. Haracın miktarını, süresini ve tahsilinde adalete uygun davranış kurallarını bildirdi. Sünnî imam-hatiplerin görevlerinden uzaklaştırılmasını, her beldeye cuma namazını kıldırıp halkı Şîa akîdesi hususunda bilgilendirecek imamlar tayin edilmesini emretti ve kıblenin değiştirilmesi hususundaki görüşlerinin uygulamaya konmasını sağladı. Bu arada bütün din görevlilerinin Kerekî’ye itaatine dair emir sadâret ve adliye teşkilâtları arasında ciddi bir hoşnutsuzluk doğurdu (a.g.e., s. 81). İran tarihinde ilk defa kurulan Şîa devletini nâib-i imâm sıfatıyla İmâmiyye hukukuna tâbi kılmaya uğraşan Kerekî, Şîa ulemâsının bütün devlet kademelerinde görevlendirilmesini temine ve dolayısıyla gördüğü hizmet karşılığında haraç fonundan ödenek alınmasını meşrûlaştırmaya çalıştı. Ayrıca Şîa âlimlerinin çoğu tarafından imamın gaybûbeti müddetince kılınmayan cuma namazlarının kılınmasına fetva vererek bir yandan Şîa liderlerine İran sathında pîşnamazlık makamlarını temine, bir yandan da halkı onların etrafında toparlayıp eğitmeye gayret etti. Kerekî, yine İran tarihinde ilk defa hem bir Şîa devleti teşekkülünde hem devlet (Safevî) Şîası’nın oluşturulmasında önemli rol oynadı.

Siyasî faaliyetleri yanında tefsir, hadis, fıkıh, kelâm, Arap dili ve edebiyatı okutan Kerekî’nin yetiştirdiği talebeler arasında oğlu Abdülâlî, Muhammed b. Hâris el-Mansûrî el-Cezâirî, Kemâleddin Derviş Muhammed b. Hasan el-Âmilî el-İsfahânî, Cemâleddin Ahmed b. Muhammed el-Âmilî, Ebü’l-Kāsım Ali b. Abdülâlî el-Âmilî el-Mîsî, İbn Ebû Câmi‘ el-Âmilî, Ebû İshak Burhâneddin İbrâhim b. Ali el-Hânsârî el-İsfahânî gibi âlimler vardır. Çağdaşlarından Gaffârî (Cihânârâ, s. 289) ve Hasan-ı Rûmlû’ya (Aĥsenü’t-tevârîħ, s. 253) göre Kerekî 18 Zilhicce 940’ta (30 Haziran 1534) Necef’te vefat etti. Ölümüne dair 937 (1531), 25 veya 26 Cemâziyelevvel 938 (4-5 Ocak 1532), Zilhicce 945 (Mayıs 1539) tarihleri de verilmektedir.

Eserleri. 1. CâmiǾu’l-maķāśıd fî şerĥi’l-ĶavâǾid (ĶavâǾidü’l-aĥkâm ile birlikte, Tahran 1272, 1278; I-XIII, Kum 1408-1411). İbnü’l-Mutahhar el-Hillî’nin ĶavâǾidü’l-aĥkâm’ının şerhi olup nikâh bölümüne kadar gelmiş, eksik kalan kısım ise Fâzıl el-Hindî tarafından tamamlanmıştır. Eser üzerine Lutfullah b. Abdülkerîm el-Mîsî el-Âmilî gibi bazı âlimler hâşiye yazmıştır. 2. Ŧarîķu istinbâŧi’l-aĥkâm (nşr. Abdülhâdî el-Fazlî, Necef 1391/1971). 3. Etâǿibü’l-kelim fî beyâni śılati’r-raĥim (nşr. Ahmed el-Hüseynî, Kum 1394). 4. Ĥâşiye Ǿale’l-Elfiyye (Ĥâşiyetü’l-Elfiyye) (MecmûǾatü’r-resâǿil içinde, Tahran 1314). Şehîd-i Evvel’in el-Elfiyye fî farżı’ś-śalâti’l-yevmiyye adlı eserinin hâşiyesidir. 5. Risâletü Nefeĥâti’l-lâhût fî laǾni’l-cibt ve’t-ŧâġūt (Tebriz 1360). el-LümaǾ adıyla da bilinen kitabı Kerekî’nin talebesi Seyyid Emîr Muhammed b. Ebû Tâlib el-Esterâbâdî el-Hüseynî Farsça’ya çevirmiştir. 6. er-Risâletü’l-CaǾferiyye (Tahran 1314, MecmûǾatü’r-resâǿil içinde; Tahran 1318, Şeyh Murtazâ el-Ensârî’nin Dürerü’l-fevâǿid’iyle birlikte). Çeşitli namazların ahkâmını ve tahâret gibi konuları inceleyen eserin talebesi Seyyid Şerefeddin Ali en-Necefî el-Esterâbâdî (el-Fevâǿidü’l-Ġareviyye), Muhammed b. Ebû Tâlib el-Hüseynî el-Esterâbâdî (el-Meŧâlibü’l-Mužafferiyye), Tâhir b. Radıyyüddin el-Hüseynî ed-Dekenî (el-Ħaydariyye), Muhammed Mehdî er-Razavî el-Meşhedî (Şerĥu Ħuŧbeti’l-CaǾferiyye), Muhammed İsmâil el-Fedâî el-Kezzâzî (el-EşiǾǾatü’l-bedriyye), Fâzıl Cevâd b. Sa‘dullah b. Cevâd el-Kâzımî el-Bağdâdî (el-Fevâǿidü’l-Ǿaliyye) gibi âlimler tarafından şerhleri yapılmış olup çeşitli Farsça tercümeleri de vardır. 7. Risâle fî śalâti’l-cumǾa (Kum 1395). İmamın gaybubeti halinde cuma namazının câiz olduğuna, ancak bir müctehid tarafından kıldırılması gerektiğine dairdir. Bu görüşe reddiye olarak Şehîd-i Sânî Vücûbü śalâti’l-cumǾa’yı, Hüseyin b. Abdüssamed el-Hârisî el-Ǿİķdü’t-Tahmâsî’yi (el-Ǿİķdü’l-Ĥüseynî) kaleme almıştır. Kerekî’nin bu eserini Muhammed Sâdık es-Sirkânî Farsça’ya çevirmiştir. 8. Risâletü Siyaġi’l-Ǿuķūd ve’l-îķāǾât (Tahran 1315, Kelimâtü’l-Muĥaķķıķīn içinde; Tahran 1318, Şeyh Murtazâ el-Ensârî’nin Dürerü’l-fevâǿid’iyle birlikte). Akidler ve tek taraflı hukukî işlemlerin bağlayıcılıkları açısından incelendiği eser Molla Muhammed Yûsuf el-Esterâbâdî tarafından Farsça’ya tercüme edilmiş ve çeşitli baskıları yapılmıştır (Tahran 1270, Aĥkâmü’r-rađâǾ ile birlikte; Heft Risâle içinde, Tahran 1277 ve Tebriz 1313; Tahran 1273, 1305). 9. er-Risâletü’r-RađâǾiyye (Tahran 1313, er-RađâǾiyyât ve’l-ħarâciyyât içinde; Tahran 1315, Kelimâtü’l-Muĥaķķıķīn içinde; Tahran 1318, Şeyh Murtazâ el-Ensârî’nin Dürerü’l-fevâǿid’iyle birlikte). İbrâhim el-Katîfî esere bir reddiye yazmıştır. 10. ĶāŧıǾatü’l-lecâc fî (taĥķīķi) ĥilli’l-ħarâc (Tahran 1313, er-RađâǾiyyât ve’l-ħarâciyyât içinde, Tahran 1315, Kelimâtü’l-Muĥaķķıķīn içinde; Kum 1982, s. 161-190; Kum 1413, el-Ħarâciyyât içinde). Özellikle haraç arazilerinin tesbiti ve devlet başkanının haraç fonundan yaptığı tahsisatı almanın cevazına dairdir. Muhammed Bâkır b. Ebü’l-Fütûh el-Mûsevî tarafından Farsça’ya çevrilen risâleye İbrâhim el-Katîfî es-Sirâcü’l-vehhâc li-defǾi Ǿacâci ĶāŧıǾati’l-lecâc, Ahmed b. Muhammed el-Erdebîlî de er-Risâletü’l-ħarâciyye adıyla birer reddiye yazmışlardır. 11. Risâle fi’s-sehv ve’ş-şek fi’ś-śalât (el-Ĥalel fi’ś-śalât) (Tahran 1322, Şehîd-i Evvel’in Kitâbü’l-Beyân’ı ile birlikte). 12. Fetâvâ ve ecvibe ve mesâǿil. Ali b. Ebü’l-Feth el-Mezraî el-Âmilî’nin derlediği Kerekî’ye ait on bir fetvadan oluşan eser Muhsin el-Emîn’in MeǾâdinü’l-cevâhir ve nüzhetü’l-ħavâŧır adlı eseriyle birlikte yayımlanmıştır (Sidon 1348-49, I, 345-351). Kerekî’nin ilk beş eseri dışındaki eserleri Muhammed el-Hassûn tarafından derlenen Resâǿilü’l-Muĥaķķıķ el-Kerekî adlı mecmua içinde de yayımlanmıştır (I-II, Kum 1409). Bu derlemede yer alan yirmi dokuz risâleden bazıları şunlardır: er-Risâletü’n-Necmiyye (tevhid, adalet, nübüvvet, imâmet ve yeniden dirilişle ilgili kelâm meseleleri yanında namaza dair fıkhî ahkâmı ihtiva eder; talebelerinden Hüseyin b. Ali b. Hüseyin el-Evâlî el-Hecerî tarafından Kevâkibü’d-dürriyye fî şerĥi’r-Risâleti’n-Necmiyye adıyla şerhedilmiştir); TaǾyînü’l-muħâlifîn li-emîri’l-müǿminîn (Hz. Ali’ye düşman olmakla itham ettiği meşhur sahâbeyi ve tutumlarını anlatıp kendilerini lânetlediği bir risâledir);


er-Risâle fi’l-Ǿadâle (Risâletü’l-Kebâǿir, Risâle fî maǾrifeti’l-kebâǿir adlarıyla da bilinen eserde adaletin tanımından ve bir kimsenin âdil sıfatını kazanması için kaçınması gereken büyük günahlardan bahseder); Risâle fi’t-taķıyye; Risâle fî śalâti ve śavmi’l-müsâfir; Risâle fi’s-sücûd Ǿale’t-türbeti’l-meşviyye (İbrâhim el-Katîfî’nin, Hz. Hüseyin’in türbesinden alınarak pişirilen toprak üzerine namazda secde edilmesinin haramlığı yönündeki görüşüne reddiyedir); Ecvibetü’ş-Şeyħ Ĥüseyin b. Müfliĥ eś-Śaymerî (Ecvibetü’l-mesâǿili’ś-Śaymeriyye; Nasîrüddin Hüseyin b. Müflih b. Hasan es-Saymerî el-Bahrânî’nin Kerekî’ye sorduğu yedi sorunun cevabını içeren bir risâledir); Cevâbâtü’l-mesâǿili’l-fıķhiyye (Kerekî’nin Fazlullah el-Hüseynî el-Esterâbâdî tarafından derlenen 290 fetvasını ihtiva eden bir risâle olup Muhammed Sâdık es-Sirkânî tarafından Farsça’ya çevrilmiştir).

Kerekî’nin günümüze ulaşan diğer bazı eserleri de şunlardır: Fevâǿidü’ş-ŞerâǿiǾ (Ĥâşiye Ǿalâ ŞerâǿiǾi’l-İslâm; Muhakkık el-Hillî’nin ŞerâǿiǾu’l-İslâm’ının ibadetlerle ilgili kısmının hâşiyesi olup Kerekî, Muhakkık el-Hillî’nin en-NâfiǾ fî muħtaśari’ş-ŞerâǿiǾ [el-Muħtaśarü’n-nâfiǾ] adlı eserine de bir hâşiye yazmıştır); Ĥâşiye Ǿalâ İrşâdi’l-eźhân (TaǾlîķu’l-İrşâd); Ĥâşiye Ǿalâ Taĥrîri’l-aĥkâm ve Ĥâşiye Ǿalâ Muħtelefi’ş-ŞîǾa (İbnü’l-Mutahhar el-Hillî’nin İrşâdü’l-eźhân, Taĥrîrü’l-aĥkâm ve Muħtelefü’ş-ŞîǾa adlı eserlerinin hâşiyeleridir); Risâle fi’l-ķıble; Uśûlü’d-dîn ve fürûǾuh; FâǾide fi’l-mütǾa (bunların ve diğer bazı eserlerinin yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL Suppl., II, 574-575; Tabataba’i, s. 65-66, 71, 72, 75, 79-80, 95, 104, 105, 126, 135, 139, 159, 188, 193; Mach - Ormsby, s. 180, 300). Kerekî’nin bunlardan başka kaynaklarda adı geçen birçok eseri daha bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Kerekî, Resâǿilü’l-Muĥaķķıķ el-Kerekî (nşr. Muhammed el-Hassûn), Kum 1409, neşredenin girişi, I, 8-39; II, 7-23; Hândmîr, Ĥabîbü’s-siyer, IV, 609-610; Gaffârî, Cihânârâ (nşr. Mücteba Minovî), Tahran 1342 hş., s. 289; Hasan-ı Rûmlû, Aĥsenü’t-tevârîħ: A Chronicle of the Early Śafawīs (nşr. ve trc. C. N. Seddon), Baroda-Kalküta 1931, s. 190, 253-256, 304, 313, 398; İskender Bey Münşî, Târîħ, I, 144; Hür el-Âmilî, Emelü’l-âmil (nşr. Ahmed el-Hüseynî), Bağdad 1385/1965, I, 121-123; Meclisî, Biĥârü’l-envâr, Beyrut 1403/1983, I, 13, 21; CII, 107; CV, 20-34, 40-49, 54-84; Abdullah Efendi el-İsfahânî, Riyâżü’l-Ǿulemâǿ ve ĥiyâżü’l-fużalâǿ (nşr. Ahmed el-Hüseynî), Kum 1401, III, 441-460; İbn Usfûr el-Bahrânî, Lüǿlüǿetü’l-Baĥreyn (nşr. M. Sâdık Bahrülulûm), Beyrut 1406/1986, s. 151-154; Hânsârî, Ravżâtü’l-cennât, IV, 360-375; Browne, LHP, IV, 28, 379, 406; Tebrîzî, Reyĥânetü’l-edeb, Tebriz 1347, V, 244-249; Abbas el-Kummî, el-Künâ ve’l-elķāb, Beyrut 1403/1983, III, 161-162; Brockelmann, GAL, II, 211; Suppl., II, 132, 207, 574-575; Hânbâbâ, Fihrist-i Kitâbhâ-yi Çâpî-yi ǾArabî, Tahran 1344 hş., bk. İndeks; a.mlf., Fihrist, III, 3414-3415; AǾyânü’ş-ŞîǾa, VIII, 208-213; Âgā Büzürg-i Tahrânî, eź-ŹerîǾa ilâ teśânîfi’ş-ŞîǾa, Beyrut 1403/1983, tür.yer.; Hossein Modarressi Tabataba’i, An Introduction to Shi’i Law, London 1984, bk. İndeks; R. Mach - E. L. Ormsby, Handlist of Arabic Manuscripts (New Series) in the Princeton University Library, Princeton 1987, s. 90, 93, 180, 239, 244, 285, 300; Said Amir Arjomand, “The Mujtahid of the Age and the Mullābāshī: An Intermediate Stage in the Institutionalization of Religious Authority in Shi’ite Iran”, Authority and Political Culture in Shi’ism (ed. Said Amir Arjomand), New York-Albany 1988, s. 81-83; a.mlf., “Two Decrees of Shāh Ŧahmāsp Concerning Statecraft and the Authority of Shaykh ‘Alī Al-Karakī”, a.e., s. 250-262; Ali el-Verdî, Lemeĥât ictimâǾiyye min târîħi’l-ǾIrâķi’l-ĥadîŝ, Kum 1417, I, 60-63; Fuâd İbrâhim, el-Faķīh ve’d-devle: el-Fikrü’s-siyâsiyyü’ş-ŞîǾî, Beyrut 1998, s. 142-143, 417-419; A. J. Newman, “The Myth of the Clerical Migration to Safawid Iran: Arab Shiite Opposition to ‘Alī al-Karakī and Safawid Shiism”, WI, 33/1 (1993), s. 78-112; D. J. Stewart, “Notes on the Migration of ‘Āmilī Scholars to Safavid Iran”, JNES, LV (1996), s. 81-103; W. Madelung, “al-Karakī”, EI² (İng.), IV, 610.

Cengiz Kallek