KAYS b. EBÛ HÂZİM

(قيس بن أبي حازم)

Ebû Abdillâh (Ebû Ubeydillâh) Kays b. Ebî Hâzim Avf (Husayn) b. Abdilvâris el-Kûfî (ö. 97/715 [?])

Muhaddis tâbiî.

Muhtemelen hicretten beş yıl önce doğdu. Kûfe’de yaşayan Becîle-Ahmes kabilesinin Enmâroğulları koluna mensup olduğu için Becelî ve Ahmesî nisbeleriyle anılır. Sahâbî olan babası daha çok Ebû Hâzim künyesiyle tanınmıştır. Kays, Hz. Peygamber zamanında müslüman oldu ve on beş yaşına gelince Resûl-i Ekrem’e biat etmek üzere Medine’ye gitti, ancak onun vefat ettiğini öğrenince Halife Ebû Bekir’e biat etti. Yedi veya sekiz yaşlarında iken Mescid-i Nebevî’de hutbe okumakta olan Hz. Peygamber’i babasıyla birlikte dinlediği kendisinden rivayet edilmekteyse de hutbe dinleyen kişinin Kays b. Âiz el-Kûfî el-Ahmesî olabileceği belirtilmiştir (İbn Hacer, el-İśâbe, III, 267). Muhadramûndan ve yaşça büyük tâbiîlerden sayılan Kays aşere-i mübeşşere ile babasından ve Hz. Âişe, Huzeyfe b. Yemân, Abdullah b. Mes‘ûd, Muâz b. Cebel, Ebû Mûsâ el-Eş‘arî, Muâviye b. Ebû Süfyân, Ebû Hüreyre gibi sahâbîlerden hadis rivayet etmiş, kendisinden de Ebû İshak es-Sebîî, A‘meş, Beyân b. Bişr, Hakem b. Uteybe ve diğerleri rivayette bulunmuştur. Ebû Dâvûd es-Sicistânî hadis otoritelerince “sika, hüccet, sebt, mutkın” gibi terimlerle anılan Kays’ı isnad bakımından tâbiîlerin en sağlamı olarak nitelendirmiştir. Yahyâ b. Saîd el-Kattân münker rivayetleri bulunduğunu ileri sürerek onu tenkit etmişse de Zehebî bu tesbite katılmakla birlikte bunun rivayetlerini delil olarak kullanmaya engel teşkil etmediği görüşündedir (Mîzânü’l-iǾtidâl, III, 392-393). Kays’ın rivayetleri arasında mürsel hadislerin bulunması da onun güvenilirliğine gölge düşürmemektedir (İbn Ebû Hâtim, el-Merâsîl, s. 139). 100 yılı aşkın hayatının sonlarında Kays’ın hâfızası bozulmuş, ancak rivayetleri daha önce tesbit edildiği için bu husus bir güvensizlik konusu olmamıştır. Hz. Ömer’in vefatının ardından sahâbe arasında gelişen siyasî olaylarda ılımlı bir yol takip eden Kays, Hz. Osman tarafında yer aldı ve Cemel Vak‘ası’na katılmadı. Ancak Hâricîler’e karşı yapılan Nehrevan Savaşı’nda Hz. Ali’nin yanında savaştı. Hîre’nin fethinden sonra Kādisiye Savaşı’na da katılan Kays 97 (716) veya 98’de (717) vefat etti. Bu tarih 78 (697), 84 (703), 87 (706) ve 94 (713) olarak da zikredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VI, 67; Yahyâ b. Maîn, et-Târîħ, II, 489-490; İbn Hibbân, Târîħu’ś-śaĥâbe (nşr. Bûrân ed-Dannâvî), Beyrut 1408/1988, s. 213; Hatîb, Târîħu Baġdâd, XII, 452-455; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, III, 247-248; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, VII, 102; a.mlf., el-Merâsîl (nşr. Ahmed İsâm el-Kâtib), Beyrut 1403/1983, s. 139; Rabaî, Târîħu mevlidi’l-Ǿulemâǿ ve vefeyâtihim (nşr. Abdullah b. Ahmed b. Süleyman el-Hamed), Riyad 1410, I, 210, 234; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), I, 31, 91, 284; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, IV, 417; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, IV, 198-202; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, I, 61; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, III, 392-393; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 81-100, s. 457-460; İbn Hacer, el-İśâbe, III, 267, 272-273; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, VIII, 386-389; Alâeddin Ali Rızâ, Nihâyetü’l-iġtibâŧ bimen rumiye mine’r-ruvât bi’l-iħtilâŧ, Beyrut 1408/1988, s. 291-294; Abdüssettâr eş-Şeyh, AǾlâmü’l-ĥuffâž ve’l-muĥaddiŝîn, Dımaşk-Beyrut 1417/1997, IV, 368-387.

Zekeriya Güler