KAYIŞZÂDE HÂFIZ OSMAN NÛRİ

(ö. 1894)

Yazdığı mushaflarla tanınan Osmanlı hattatı.

Burdur’da doğdu. Bu sebeple Burdurî nisbesiyle de bilinir. Büyük Hâfız Osman’la karıştırılan hattat, yazdığı eserlerin ketebesinde ismini bazan Burdurî Kayışzâde es-Seyyid el-Hâc Hâfız Osman Nûri olarak kaydetmiştir. İlk öğrenimiyle beraber Kur’an’ı ezberledikten sonra İstanbul’a giderek dinî ilimleri tahsil etti. Bu sırada Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenip icâzet aldı. Hocasının vefatı üzerine onun seçkin talebesi Muhsinzâde Abdullah Hamdi Bey’in derslerine devam ederek zamanının hattatları arasında üstün bir başarı gösterdi. Hayatını mushaf yazmakla geçiren Hâfız Osman Efendi, 107. mushafını yazarken Yûsuf sûresinin 12. âyetine geldiği 4 Ramazan 1311 (11 Mart 1894) tarihinde teravih namazı kıldırdığı esnada rükûda vefat etti ve Merkezefendi Kabristanı’na defnedildi. Kaybolan mezar taşı kitâbesi Muhsinzâde Abdullah tarafından celî sülüs hatla yazılmıştı.

Daha çok İstanbul, bazan da Burdur’da oturan Kayışzâde hattatlığının yanı sıra sıbyan mektebi hocalığı, Müşir Hüsnü Paşa’nın konağında ramazan imamlığı görevlerinde bulunmuştur. Kazasker Mustafa İzzet ekolünün önde gelen hattatları arasında yer alan sanatkâr, mushaf yazmada ve nesih yazının güzelleşmesinde büyük hüner göstermiştir. Bilhassa XIX. yüzyılın sonlarından günümüze kadar pek çok defa basılarak İslâm dünyasına yayılan âyetberkenar tertibiyle yazdığı mushaf-ı şerifler, bu ekolün diğer bir hattatı Hasan Rızâ Efendi’nin (ö. 1920) aynı tertipteki mushafıyla birlikte büyük şöhrete ulaşmıştır. “Mushaf-ı huffâz” diye de bilinen bu tertipteki mushaflar Kur’an ez-berleyenlere kolaylık sağlaması, yazısının açık, okunaklı ve güzel olması sebebiyle halk arasında da diğer mushaflara tercih edilmiştir.

Kur’an yanında birçok Delâǿilü’l-ħayrât yazdığı bilinen Hâfız Osman’ın kaleminden çıkan 106 mushaftan pek azı günümüze ulaşmıştır. Müze, kütüphane ve özel koleksiyonlarda kaydedilen bazı eserleri şunlardır: Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde mevcut (Yeniler, nr. 2144, 6887) iki mushaftan biri 23 × 15 cm. ebadında, krem rengi 411 âharlı kâğıt varak, her sayfada on bir satır nesih hatla 1313’te (1895-96) tamamlanmıştır ve ketebelidir. İlk iki sayfa, sûre başları, güller, duraklar tezhipli, metin etrafına altın cetvel çekilmiştir. Cildi vişne çürüğü deri, miklebli yekşah tezhiplidir. Diğeri 21,5 × 13,5 ebadında 410 varaktır. Her sayfada on bir satır nesih hatla 1308’de (1891) tamamlanmış olup ketebeli, ilk iki sayfa ile sûre başları, güller, duraklar, hâtime sayfası tezhiplidir. Metin etrafına altın cetvel çekilmiştir. Cildi miklebli, şemse ve zencireklidir. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan mushaf ise (AY, nr. 6656) 36,5 × 25 cm. ebadında, âharlı 327 varak, her sayfada on üç satır nesih hatla 1306’da (1888-89) tamamlanmış olup ketebelidir. 1309’da (1892) Ali Nazmi tarafından zerenderzer tarzında tezhip edilmiştir. Serlevha, sûre başları, güller ve duraklar tezhipli, metin etrafı altın cetvellidir. Cildi klasik tarzda mavi deri üzerine altın yazma tezyinatlı, kapakların iç yüzü kırmızı deri üzeri halkârîdir. Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki mushaf (nr. 3402) nesih hatla 1309’da (1892) tamamlanmış, ketebeli ve tezhiplidir. Amerika Birleşik Devletleri’nde Michigan Üniversitesi Kütüphanesi II. Abdülhamid Koleksiyonu’nda (Arapça, nr. 172, 173) mevcut iki mushaftan biri 21,7 × 13,3 cm. ebadında, nesih hatla 1305’te (1888) tamamlanmış olup ketebelidir. Bahâeddin b. Tevfîk tarafından tezhip edilmiştir. Diğeri 24 × 14,2 cm. ebadında, nesih hatla 1301’de (1884) tamamlanmıştır ve ketebelidir. Hacı Ahmed tarafından 1313’te (1895) tezhip edilmiştir. Ayrıca metin dışında âyetlerin kıraat imamlarına göre okunuşları


gösterilmiştir. İstanbul Özel Sabancı Koleksiyonu’nda mevcut, 17 × 11,5 cm. ebadında, her sayfada on üç satır bulunan, 1298’de (1881) tamamlanmış mushafın ketebe sayfasında hattatın yazdığı altmışıncı mushaf olduğu belirtilmiştir. Hasan Efendi tarafından zerenderzer tarzında tezhip edilmiştir. İstanbul Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı Ekrem Hakkı Ayverdi Hat Koleksiyonu’nda ise Kâbe minyatürlü, güzel nesih hatla, 1305’te (1888) tamamlanmış, 14 × 21 cm. ebadında, doksan sekiz varak, tezhipli bir Delâǿilü’l-ħayrât bulunmaktadır. Hasan Rızâ Efendi ile birlikte etrafı meâlli olarak yazılan ve 1296’da (1879) Osman Bey Matbaası’nda basılan ince nesih hatlı mushafla meâlin on beş cüzünü Hâfız Osman yazmıştır. Kayışzâde’nin hat sanatına kazandırdığı eserler yanında pek çok talebe yetiştirdiği bilinmekteyse de bunlardan yalnız Burdurlu Mustafa Efendi’nin adı bilinmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Süleyman b. Ahmed, Mir’ât-ı Hattâtîn, Beyazıt Devlet Ktp., nr. 10338, vr. 18b, 34b; Karatay, Arapça Yazmalar, I, 411; a.mlf., İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Arapça Yazmalar Kataloğu, İstanbul 1951, I, 87; İbnülemin, Son Hattatlar, s. 252-256; Sabancı Koleksiyonu, İstanbul 1995, s. 132; Muhittin Serin, Kubbealtı Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu’ndan Seçme Eserler Sergisi Sadberk Hanım Müzesi, İstanbul 2000, s. 40; a.mlf., “ABD’deki El Yazma Eserler ve II. Abdülhamid Koleksiyonu”, Akademik Araştırmalar Dergisi, II/4-5, İstanbul 2000, s. 494; el-Ķāmûsü’l-İslâmî, V, 256; Uğur Derman, “Kayışzâde Hafız Osman”, TA, XXVI, 80.

Muhittin Serin