KANTAR

(القنطار)

Eski bir ağırlık ölçüsü.

Bazı Arap dilcileri kelimenin Arapça katr kökünden geldiğini, bazıları da Süryânîce veya Berberîce olduğunu ileri sürmektedir. Ancak aslı Latince centenarius (yüzlük) olan kelime Grekçe’ye kentenarion ((((((((((((), oradan Süryânîce’ye kantîrâ ve Arapça’ya kıntâr (çoğulu kanâtîr) olarak geçmiştir. Milâttan sonra IV. yüzyılda yaşayan Epiphanius, Romalılar’ın icat ettiğini söylediği centenariusun değerini 100 libra = 1200 ons = 2400 stater = 4800 şekel = 28.800 gramma şeklinde verir (Epiphanius’ Treatise, s. 12, 57-58). Bunun metrik karşılığı 31,7808 kilogramdır. Arapça’dan Türkçe’ye kantar, İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve Portekizce’ye quintal ve quintale, İtalyanca’ya cantaro (cantar, cantare) şeklinde geçen kelimenin Türkçe versiyonu bütün Balkan dilleriyle Rusça ve Ukraynaca’ya aynen veya kandar, kandari biçiminde aktarılmıştır (Hóvári, XXXIX/2-3 [1985], s. 263, 265). Türkiye’de metrik sisteme geçme teşebbüsleri sırasında yaygın kullanımına rağmen kantar kelimesinin Fransızca versiyonu kental olarak ödünç alınmıştır. Türkçe’de bir çeşit tartı aletine de kantar denir. Kantarla tartılan şeylerden alınan resme kantariye, bu resmin mültezimine kantar ağası, tartım işlemini yapan kişiye ise kantarcı adı verilir.

Kıntâr Kur’an’da üç yerde (Âl-i İmrân 3/14, 75; Nisâ 4/20) “yığınla altın gümüş” anlamında geçmektedir. Kur’an’daki kullanımına rağmen kantarın bir tartı birimi olarak tam karşılığının Câhiliye Arapları tarafından bilinmediği anlaşılmaktadır. Sıhhati tartışmalı bazı hadislere göre Hz. Peygamber’e kıntârın değerine ilişkin sorular yöneltilmiş ve 1000 dinar, 1200, 2000 veya 12.000 ukıyye değerinde olduğunu bildirmiştir (Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 32; İbn Mâce, “Edeb”, 1; Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, VII, 233; Muhammed Abdürraûf el-Münâvî, VIII, 4408-4409). Ayrıca sahâbe ve tâbiînden bazıları da kıntârın karşılığı olarak 12.000, 40.000, 80.000 dirhem, 70.000 dinar, 70.000 miskal, 1 öküz tulumu dolusu altın ve gümüş gibi farklı değerler vermişlerdir (İbnü’l-Esîr, IV, 113; Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 32; Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, VII, 233).

Diğer ölçü birimleri gibi yer, zaman ve tartılan şeyin cinsine göre değişiklik göstermişse de kantarın değeri genellikle 100 rıtla eşit olmuş, ancak 100 menne kadar da çıkabilmiştir. Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî (ö. 387/997) cins ve yöre belirtmeksizin kantarın 120 rıtl olduğunu bildirmektedir (Mefâtîĥu’l-Ǿulûm, s. 105). Muhammed b. Behrâm el-Kalânisî’nin (ö. 560/1164) verdiği bilgiden elde edilen 1 kantar = 120 rıtl = 1440 ukıyye = 185142{ dirhem eşitliği de öncekini desteklemektedir (Aķrâbâzîn, s. 295, 296). Zehrâvî (ö. 400/1010 [?]), genelde kantarın 100 rıtla eşdeğer olduğunu belirttikten sonra yörelere göre değişen karşılıklarını şu şekilde kaydetmektedir: 1 Gaylân (?) kantarı = 70 menâ = 140 rıtl; 1 Leys kantarı = 156 rıtl; 1 Mısır (Mahalle ?) kantarı = 212 (112 ?) rıtl (et-Taśrîf, II, 460). Geniza belgeleri de 140 rıtllık (~ 65 kg.) bir kantarın mevcudiyetini göstermektedir (Gil, s. 168). Makrîzî (ö. 845/1442) Bizans’a ait İstanbul kantarını 7200 dinar olarak bildirmektedir (İttiǾâžü’l-ĥunefâ, II, 194). Bu da 4,414 gramlık miskal-dinar esas alındığında Epiphanius’un centenariusunu verir.

İslâm coğrafyasında birbirinden farklı ağırlıklarda kantarlar kullanılmıştır. Ebû Ubeyd el-Bekrî’nin (ö. 487/1094) verdiği


bilgilerden anlaşıldığına göre zeytinyağının ve biber gibi ithal malları dışındaki diğer şeylerin tartılmasında kullanılan Tâhert kantarı 1,75 Kurtuba (Cordoba) kantarına, Nekûr kantarı 100 rıtla (= 2200 ukıyye = 33.000 dirhem), Asîle kantarı 20 kuleyleye (= 2240 ukıyye) denktir (el-Muġrib, s. 69, 89, 91, 113). XV. yüzyılın sonları ile XVI. yüzyılın başlarında Turtûşe (Tortosa) kantarı 720 Venedik küçük libresine (216,8856 kg.) eşitti (Ashtor, XLV/3 [1982], s. 478). Fransa Ticaret Odası bülteninde kaydedilen bilgilere ve Osmanlı Düyûn-ı Umûmiyye İdaresi verilerine dayanan George Young’a göre 1890’larda Fas’ta 51,36 kg., 242,4 kg. (200 okka) veya 256,8 kg. (100 rıtl) ağırlığında çeşitli kantarlar kullanılmıştır (Corps, IV, 368). Bruno Kisch Merakeş kantarının 100 pound (53,973 kg.), Sarakusta (Saragossa) kantarının 4 arroba (rub‘) veya 144 libre (49,6944 kg.) değerinde olduğunu bildirmektedir (Scales and Weights, s. 231, 234).

Bir İngiliz kaynağına göre Cezayir’de 1584 yılında hassas mallar ve baharatın tartılmasında kullanılan kantar Kahire baharat kantarı gibi 120 sarraf paunduna (44,79 kg.) eşitti. Ayrıca metal gibi kaba mallar için kullanılan büyük kantar 180 libre (67,18 kg.) çekerdi (Hinz, s. 27). 1830’larda kullanılan attar kantarı 54,608 kg., manav kantarı 61,434 kg. ve büyük kantar 92,151 kg. değerindeydi (Abdurrahman b. Muhammed el-Cîlâlî, III, 23). Kisch’in işaret ettiği beş farklı kantarın ağırlıkları ise şöyledir: 54,05 kg. (bakır ve bal mumu için), 59,455 kg. (pamuk ve badem için), 81,075 kg. (demir, kalay, yün için), 89,723 kg. (yağ, sabun, tereyağı, bal ve hurma için), 108,1 kg. (keten için) (Scales and Weights, s. 240).

1666 tarihli bir anı Tunus kantarının 125 Marsilya libresine, 1687 ve 1699 tarihli tüccar raporları da 100 Tunus rıtlının 124-125 Marsilya libresine eşdeğer olduğunu bildirir. Buna göre Tunus kantarının ağırlığı 50 kg. civarındadır (Boubaker, XVI [1984], s. 128-129). XIX-XX. yüzyıllarda yaygın olan attar kantarı da her biri 16 ukıyyelik 100 rıtla (50,4 kg.) eşitti (Kisch, s. 235; Ferve, sy. 7-8 [1993], s. 249, 250).

Şeyzer kantarı 100 Şeyzer rıtlı = 1200 ukıyye = 68.400 dirhem ağırlığındaydı (Celâleddin eş-Şeyzerî, s. 15). Dımaşk ve Trablus kantarı 60.000 dirhemlik, Halep ve Hama kantarı ise 72.000 dirhemlik 100 rıtla eşitti (Kalkaşendî, IV, 181, 215, 233, 237). XIII-XVI. yüzyıllarda hazırlanmış tüccar rehberlerine göre Halep ve Hama kantarının değeri 214,3 kg. ile 229,6 kg., Dımaşk kantarınınki 174,2125 kg. ile 186,7626 kg., Lazkiye ve Cebele kantarınınki 214,623 kg. ile 221,4 kg., Trablus kantarınınki 197,3 kg. ile 198,62 kg. arasındaydı. Trablus pamuk kantarı ise 225 kg. çekerdi (Hinz, s. 26; Ashtor, XLV/3 [1982], s. 477-478). Ayrıca Kisch’e göre 100 rıtl (rottolo) = 1600 ons (50,863 kg.) ve 175 rıtl = 126.000 dirhem (398,872 kg.) ağırlığında Trablus kantarları vardı (Scales and Weights, s. 235, 240). XVII. yüzyılda Halep kantarı 575 Marsilya libresine (mazı için), Dımaşk kantarı da 110 rıtl veya 145 Marsilya libresine (mazı, kül için) eşitti (Thiollet, sy. 5-6 [1992], s. 119-120). Bu yüzyılda Dımaşk kantarının değeri 150 Osmanlı okkasına (192,4 kg.) yükseltildi (Hinz, s. 26). XVIII-XIX. yüzyıllarda Şam kantarı 180 okkaya (= 100 rıtl = 72.000 dirhem), Trablus kantarı 100 Trablus okkasına (48,83 kg.) tekabül ederdi (Sauvaire, JA, IV [1884], s. 269; Berov, XI/2 [1975], s. 35). XIX. yüzyılın sonlarına doğru odun ve kömür ölçümünde kullanılan Şam kantarı 200 okkaya (242,4 kg.) veya 100 rıtla (256,8 kg.), Halep kantarı ise 250 okkaya (320,725 kg.) eşitti (Young, IV, 368).

Beyrut’ta XIII-XVI. yüzyıllar arasında iki çeşit kantarın kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bunlardan biri, Dımaşk kantarına veya 600 Venedik küçük libresine (180,738 kg.) eşit olan baharat kantarı, diğeri Magosa kantarına veya 750 Venedik küçük libresine eşit olan 225,9 kilogramlık pamuk kantarıdır (Ashtor, XLV/3 [1982], s. 478-479). 1291’den önce Taberiye kantarı 1,25 Akkâ kantarına eşitti. XIII-XVI. yüzyıllarda Taberiye kantarı 1,5 Dımaşk kantarına veya 1,25 Magosa kantarına (282,375 kg.) muadildi. 1291’den sonra Akkâ’da biri büyük (pamuk için), diğeri küçük (baharat için) olmak üzere iki çeşit kantar kullanılırdı. Birincisi Taberiye büyük kantarına (282,375 kg.), ikincisi de 80 Magosa rıtlına (180 kg.) tekabül ederdi. XVIII-XIX. yüzyıllarda Akkâ kantarı 4 Kahire kantarına (= 14.400 × 4 = 57.600 dirhem), Kudüs kantarı ise 5,5 Kahire kantarına eşitti. 1470’te Remle kantarı yaklaşık 273 kg. çekerdi (Cohen, s. 162; Sauvaire, JA, IV [1884], s. 268-269; Ashtor, XLV/3 [1982], s. 477, 479).

Irak’ta XI-XII. yüzyıllardan itibaren 100 menlik kantar yaygındı. W. Barret 1584’te 100 menlik Bağdat kantarını 722 Londra paundu (327,5 kg.), Basra kantarını 514 Londra libresi + 8 ons (233,376 kg.) olarak belirlemiştir (Hinz, s. 26). XIX. yüzyılda Hicaz kantarı 40 okkaya eşitti (SA, III, 1573).

İran’da XV. yüzyılın ilk yarısında ipek kantarı 30 menne, yani yaklaşık 57 kilograma eşittir. XVI. yüzyıldaki Portekiz işgali sırasında kullanılan Hürmüz kantarı 58,749 kilogramlık Portekiz quintali olmalıdır (Hinz, s. 26-27). Kisch de 215,319 kilogramlık bir İran ipek kantarına işaret eder (Scales and Weights, s. 240).

Mısır’da 1 kantar pirinç 110 Cerevî rıtl ağırlığında ve 3b veybe = 58b kadeh hacmindeydi (Mahzûmî, s. 29). Nâsır-Lidînillâh devrinde Kahire zeytinyağı kantarı 130 Kahire rıtlına eşitti (Kalkaşendî, IV, 304). Baharat için kullanılan kantar her biri 144 dirhemlik 100 rıtldan (45 kg.) ibaretti (İbnü’l-Uhuvve, s. 80; Kalkaşendî, III, 441). XIII-XVI. yüzyıllarda hazırlanmış tüccar rehberlerinin verdiği bilgilere göre bu kantar 41,3 kg. ile 44,464 kg. arasında bir değere sahipti (Hinz, s. 25; Ashtor, XLV/3 [1982], s. 472). Leys kantarı her biri 200 dirhemlik 100 Leys rıtlına (62 kg.) eşitti. XIII-XVI. yüzyıllarda bu kantarın 57,8361 ile 62,1 kg. arasında bir ağırlığı vardı (Ashtor, XLV/3 [1982], s. 473). Cerevî kantar her biri 312 dirhemlik 100 Cerevî rıtla (96,7 kg.) eşdeğerdi. XIII-XVI. yüzyıllar arasında Cerevî kantar 90,318 kg. ile 96,996 kg. arasında bir değere sahipti (Hinz, s. 25; Ashtor, XLV/3 [1982], s. 473-474). Doğu Akdeniz ticaretinde kullanılan 100 menlik kantar (cantaro di mena) Giovanni da Uzzano’nun verdiği bilgiye göre 250 Floransa paundu veya 84,875 kg. idi. Her biri 3,125 gramlık 260 dirheme eşit olan şer‘î menni esas alan hesaplama sonucunda ise (100 × 260 × 3,125 =) 81,25 kilogramlık değer ortaya çıkar. Floransalı F. Balducci Pegolotti’ye göre 1335’te İskenderiye’de kullanılan men kantarı 257 Ceneviz paundu yani 81,4 kg. idi. Anthonius Gonsales, 1665’te her biri on büyük rıtllık 24 rub‘a (= 38.400 dirhem = 120 kg.) eşit olan daha ağır bir kantarın (quinthaer) kullanıldığını belirtir (Hinz, s. 25).

Hasan b. İbrâhim el-Cebertî, XVIII. yüzyılda Mısır ve Suriye’de kullanılan çeşitli kantarların birbirine çevrilmeleri için şu cetveli hazırlamıştır:

Cebertî ayrıca Kahire kantarının 36 okka veya 14.400 dirheme eşit olduğunu da bildirmektedir (el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn, vr. 31b-32b, 36b). Nusaybin metropoliti Eliya’nın (ö. 1049) kaydettiği (Sauvaire, JRAS, IX [1877], s. 299) 1 Kahire kantarı = 43,5


Dimyat rıtlı şeklindeki eşitlik de Cebertî’yi doğrular.

Mısır kantarının değeri XVIII. yüzyılda malın cinsine göre 100-275 rıtl, Kavalalı Mehmed Ali Paşa devrinde ise 100-150 rıtl arasında oynardı. 1829’da resmen 125 rıtl olarak sabitlenen Mısır ipek kantarının değeri 1835’te 100 rıtl veya 36 okkaya (= 36 × 400 = 14.400 dirhem = 55,944 kg.) indirildi (Lane, s. 570; Cuno, s. 208). Fransız heyetinin dirhem için bulduğu 3,0898 gramlık değerden hareketle 100 rıtllık Kahire kantarının ağırlığı (100 × 144 × 3,0898 =) 44,49312 kg. olarak hesaplandı (Mahmoud Beg, I [1873], s. 12). Ancak Mısır Hidivi Mehmed Tevfik tarafından Ocak 1892’den itibaren geçerli olmak üzere çıkarılan 28 Nisan 1891 tarihli ölçü kararnâmesi ile Mısır kantarı için 100 rıtl = 36 okka = (100 × 144 × 3,12 =) 44,928 kg. eşitliği benimsendi (Système, s. 17, 18, 20).

Balkanlar’da XIX. yüzyılda Filibe ve Vidin kantarı her biri 400 dirhemlik 44 okka çekerdi. Filibe demir kantarları ise 60 okkaya eşdeğerdi. İslimye’de 48 ve 44 okkalık kantarlar kullanılırdı. Bulgaristan’da kullanılan diğer bazı kantarların değerleri şöyledir: 1 Varna kantarı = 44 okka = 100 lodra = 56,44958 kg.; 1 Samokov kantarı = 1g Yunan kantarı = 60 okka = 75 kg.; 1 Batı Bulgaristan kantarı = 10 okka = 12,5 kg.; XIX. yüzyılda Tırhala ve Kandiye (Girit) kantarı 44 okka (= 100 rıtl = 17.600 dirhem); Selânik kantarı 45 okka (56,32 kg.); Sırbistan kurşun kantarı 100 lodra idi. Ayrıca o dönemde Balkanlar’da 59 okka (75,6 kg.), 100 okka ve 200 okkalık (257 kg.) kantarlar da kullanılmıştır. 44 okkalık İstanbul kantarı Sırbistan, Eflâk, Boğdan, Karadağ ve Bulgaristan’ın Osmanlı idaresinden ayrıldıktan sonra gerçekleştirdikleri ölçü reformlarında ağırlık ölçüleri için esas alınmıştır (Kisch, s. 240; Berov, XI/2 [1975], s. 35; İnalcık, Turcica, XVI [1984], s. 141; Vekov, XXVI/1-2 [1998], s. 119; SA, III, 1570, 1571). Basmadjian’ın verdiği bilgiden anlaşıldığı üzere Ermenistan’da da 43,857504 ve 45,9056 kilogramlık kantarlar (canthar) kullanılmıştır (JA, CCXII [1928], s. 147).

Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar’da İstanbul kantarının ağırlığı her biri 176 dirhemlik 100 lodraya ya da her biri 400 dirhemlik 44 okkaya eşit olup 122„ Kahire rıtlına tekabül ederdi (Cebertî, vr. 36b). XIX. yüzyılda Trabzon, Giresun ve Gümüşhane’de 44 ve 30 okkalık kantarlar kullanılırdı. Siirt ve Kayseri kantarı 180 okkaya veya 30 batmana eşitti. Erzurum’da kullanılan demir kantarı 120 okka çekerdi. Tekirdağ, Edirne, Çanakkale, Gelibolu, İzmit, Sakız ve Rodos adaları kantarı İstanbul’unkine eşdeğerdi (SA, III, 1564, 1566-1567, 1569-1571).

George Young, Türkiye’de kullanılan bazı kantarların 1890’lardaki metrik karşılıklarını şu şekilde aktarmaktadır: 1 İstanbul kantarı = 44 okka = 56,449329 kg.; 1 Anadolu kantarı = 180 okka = 230,922 kg. (odun ve kömür için); 1 Mardin kantarı = 240 okka = 307,896 kg.; İzmir’de ise 39 okkalık (50,033 kg., İngiliz ticaret malları için), 40-44 okkalık (51,308-56,4 kg., kaba ticaret malları için), 78 okkalık (100,066 kg., Avrupa ticaret malları için), 80 okkalık (102,616 kg., alelâde ticaret malları için) ve 180 okkalık (230,922 kg., özel ticaret malları için) farklı kantarlar kullanılırdı (Corps, IV, 368, 369). Bunlara 45 okkalık (= 7,5 batman = 57,818 kg.) İzmir kantarı da eklenmelidir (Kisch, s. 240; Berov, XI/2 [1975], s. 35).

Tanzimat döneminde başlatılan ölçü reformları çerçevesinde çıkarılan 20 Cemâziyelâhir 1286 (27 Eylül 1869) tarihli Mesâhât ve Evzân ve Ekyâl-i Cedîdeye Dâir Kānunnâme ile 1 kantar a‘şârî veya kental = 100 vukıyye a‘şârî veya okka = 100 kg. eşitliği benimsenmiş, eski kantarın değeri ise 44 okka = 100 lodra = 11733g miskal = 17.600 dirhem = 56,44958 kg. olarak belirlenmiştir. 1 Mart 1882’den itibaren geçerli olmak üzere çıkarılan 29 Şevval 1298 (23 Eylül 1881) tarihli kararnâme ile uygulamaya konan onlu metrik sisteme göre 1 çeki = 10 kantar, 1 kantar = 10 batman, 1 batman = 10 okka (kilogram), 1 okka = 1000 dirhem (gram), 1 dirhem = 10 denk, 1 denk = 10 buğday, 1 buğday = 10 habbedir (Fî 29 Şevvâl Sene 1298, s. 3, 4). 26 Mart 1931 tarih ve 1782 nolu Ölçüler Kanunu’nda 1 kental = 100 kg. eşitliği korunmuştur.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, IV, 113; Tâcü’l-Ǿarûs, “ķnŧr” md.; Charlton T. Lewis, A Latin Dictionary, Oxford 1993, s. 315; Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 32; İbn Mâce, “Edeb”, 1; Epiphanius, Epiphanius’ Treatise on Weights and Measures: The Syriac Version (ed. J. E. Dean), Chicago 1935, s. 12, 57-58; Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî, Mefâtîĥu’l-Ǿulûm, Kahire 1342, s. 105; Zehrâvî, et-Taśrîf li-men Ǿaceze Ǿani’t-teǿlîf (nşr. Fuat Sezgin), Frankfurt 1986, II, 460; Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, es-Sünenü’l-kübrâ, Haydarâbâd 1344, VII, 233; Bekrî, el-Muġrib, s. 69, 89, 91, 113; Muhammed b. Behrâm el-Kalânisî, Aķrâbâzînü’l-Ķalânisî (nşr. M. Züheyr el-Bâbâ), Halep 1403/1983, s. 295, 296; Mahzûmî, el-Münteķā min kitâbi’l-Minhâc fî Ǿil-mi ħarâci Mıśr (nşr. Cl. Cahen), Kahire 1986, s. 29; Celâleddin eş-Şeyzerî, Nihâyetü’r-rütbe fî ŧalebi’l-ĥisbe (nşr. Seyyîd el-Bâz el-Arînî), Kahire 1365/1946, s. 15; İbnü’l-Uhuvve, MeǾâlimü’l-ķurbe fî aĥkâmi’l-ĥisbe (nşr. R. Levy), London 1938, s. 80; Kalkaşendî, Śubĥu’l-aǾşâ, III, 441; IV, 181, 215, 233, 237, 304; Makrîzî, İttiǾâžü’l-ĥunefâ (nşr M. Hilmî M. Ahmed), Kahire 1390/1971, II, 194; Muhammed Abdürraûf el-Münâvî, Feyżü’l-ķadîr (nşr. Hamdî ed-Demürdâş Muhammed), Mekke-Riyad 1418/1998, VIII, 4408-4409; Hasan b. İbrâhim el-Cebertî, el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn fîmâ yeteǾallaķ bi’l-mevâzîn, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3169, vr. 31b-32b, 36b; Fî 29 Şevvâl Sene 1298 ve fî 11 Eylül Sene 1297 Târîhiyle Şeref Müteallık Buyurulan İrâde-i Seniyye-i Hazret-i Pâdişâhî Mûcebince Yeni Ölçülerin Tanzîm ve Tensîkiyle Suver-i İcrâiyyesi Hakkında Kararnâmedir, İstanbul


1299, s. 3, 4, 94; Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, el-MuǾarreb (nşr. F. Abdürrahîm), Dımaşk 1410/1990, s. 516-517; Ali Paşa Mübârek, el-Mîzân fi’l-aķyise ve’l-mekâyîl ve’l-evzân, Kahire 1309, s. 66-72; G. Young, Corps de droit ottoman, Oxford 1906, IV, 368, 369; W. Hinz, Islamische Masse und Gewichte, Leiden 1955, s. 24-27; B. Kisch, Scales and Weights: A Historical Outline, London 1965, s. 228, 231, 234, 235, 240, 255; Abdurrahman b. Muhammed el-Cîlâlî, Târîħu’l-Cezâǿiri’l-Ǿâm, Beyrut 1980, III, 23; Halil İnalcık, Studies in Ottoman Social and Economic History, London 1985, s. X/320, 324, 325-326, 327, 339-341; a.mlf., “Yük (Himl) in Ottoman Silk Trade, Mining and Agriculture”, Turcica, XVI, Paris 1984, s. 141; Système des mesures, poids et monnaies de l’Empire ottoman et des principaux états avec de nombreux exercices et des tables de conversion, İstanbul 1988, s. 17, 18, 20; M. Gil, “Additions to Islamische Masse und Gewichte”, Occident and Orient. A Tribute to the Memory of A. Scheiber Akadémiai Kiadó, Budapest, Leiden 1988, s. 168; A. Cohen, Economic Life in Ottoman Jerusalem, Cambridge 1989, s. 162; E. W. Lane, An Account of the Manners and Customs of the Modern Egyptians, The Hague-London 1989, s. 570; K. M. Cuno, The Pasha’s Peasants: Land, Society and Economy in Lower Egypt: 1740-1858, Cambridge 1992, s. 208; Mahmoud Beg, “Le système métrique actuel d’Egypte”, JA, I (1873), s. 12, 81; M. H. Sauvaire, “On a Treatise on Weights and Measures, by Eliyá, Archbishop of Nisíbín”, JRAS, IX (1877), s. 299; a.mlf., “Matériaux pour servir à l’histoire de la numismatique et de la métrologie musulmanes”, JA, IV (1884), s. 261-269; K. J. Basmadjian, “Poids et mesures chez les anciens arméniens”, a.e., CCXII (1928), s. 147; L. Berov, “Problèmes de la métrologie dens les territoires balqa-niques à l’époque de la dominion ottomane (XVe-XIXe SS.)”, EB, XI/2 (1975), s. 35-36; E. Ashtor, “Levantine Weights and Standard Parcels: A Contribution to the Metrology of the Later Middle Ages”, BSOAS, XLV/3 (1982), s. 471-479; Sadok Boubaker, “Poids et mesures dans la régence de Tunis au XVIIe siècle: Le ritl, le qafiz de blé et le mtar d’huile”, Turcica, XVI (1984), s. 128-129; J. Hóvári, “The Transylvanian Kanthner and the Balkan Kantar”, AOH, XXXIX/2-3 (1985), s. 259-274; D. Thiollet, “Les mesures”, el-Mecelletü’t-târîħiyyetü’l-ǾArabiyye li’d-dirâsâti’l-ǾOŝmâniyye: Arab Historical Review for Ottoman Studies, sy. 5-6, Zağvân 1992, s. 119-120; Mahmûd Ferve, “el-Meķāyîs ve’l-mevâzîn ve’l-mekâyîl fî Tûnis ħilâle’l-ķarneyni’ş-şâmin ve’t-tâsiǾ Ǿaşer”, a.e., sy. 7-8 (1993), s. 249, 250; M. Vekov, “Maßeinheiten in den Bulgarischen Ländern vor der Einführung des Metrischen Maßsystems”, Bulgarian Historical Review, XXVI/1-2, Sofia 1998, s. 103, 119, 138; “Kantar”, SA, II, 938; “Ölçü”, a.e., III, 1563-1567, 1569-1571, 1573; Pakalın, II, 161-162.

Cengiz Kallek