KALAN CAMİİ

Buhara’da XII. yüzyıl başına tarihlenen Karahanlı minaresi yanında XVI. yüzyıl başında yeniden inşa edilen cami.

Kalyan Camii olarak da anılan yapı, Özbekistan’ın Buhara şehrinde eski Şehristan’da Poi Kalyan meydanındadır. Cuma Camii de denilen ilk cami Batı Karahanlı Hükümdarı Arslan Han tarafından 1121 yılında yaptırılmıştır. Moğol istilâsı sırasında Cengiz Han şehri ve hisarı görmek üzere içeri girdiğinde caminin sultanın sarayı olup olmadığını sorması binanın görkemini anlatması bakımından dikkat çeker. Ancak Cengiz Han iç kaleyi savunanlara sinirlenip bütün şehri ateşe vermiş, birkaç gün içinde şehrin büyük kısmı yanmıştı. Tuğladan yapılan caminin yanmaktan kurtulduğu kayıtlı ise de çok ciddi hasar gördüğü kesindir.

XIII. yüzyılın sonu ile XIV. yüzyılın başlarında aynı yerde yeni bir caminin yapıldığı kazı çalışmalarıyla kanıtlanmıştır. Fakat bu bina çabuk harap olmuş, XVI. yüzyılın birinci çeyreğinde bugünkü biçimiyle ve ilk binanın temel izleri üzerinde yeniden inşa edilmiştir. Şeybânîler’den Ubeydullah Han, Gucdüvân seferinden elde ettiği ganimetle yapının içinin ve ön cephesinin süslemelerini yeniden yaptırmıştır. Taçkapının kemerinde 920 (1514-15) olarak kayıtlı olan tarih bu düzenlemeyi gösterir.

Kalan Camii’nin minaresi, bütün Orta Asya’da Moğol istilâsı öncesinden kalabilen birkaç yapıdan biri olması dolayısıyla da önemlidir. Minare, bu ilk camiden günümüze kadar gelen orijinal Karahanlı minaresi olup Arslan Han’ın adıyla 521 (1127) tarihini veren kitâbeye sahiptir. Tamamlandıktan kısa bir süre sonra üst kısmı kendiliğinden yıkılmış ve yine Arslan Han tarafından yaptırılmıştır.

Tuğladan 45,6 m. yükseklikte, yukarıya doğru daralan silindirik gövdeli muazzam bir kule görünümündeki minarenin taban çapı 9 m. kadardır. Yukarıya doğru hafifçe daralan minare gövdesi on üç kuşak halinde kabartmalarla süslüdür. Tuğla örgüsünün güzel örnekleriyle süslü kuşaklar silmelerle birbirinden ayrılır. İnci sıraları, sepet örgüleri, geometrik hatlar, baklavalar, yıldızlarla bezenmiş olan minarede şerefenin altındaki sırlı tuğla ile meydana gelen süsleme bilinen en erken örneklerdendir. Büyük bir kemerle bugünkü camiye bağlanan minarenin üst kısmında mukarnaslı bir şerefe vardır. Sivri kemerli on altı açıklığa sahip şerefe üstte dışa taşkın mukarnas bezeme ile taçlandırılmıştır. En tepede külâh benzeri konik bir tepelik bulunur.

Kalan Camii yaklaşık 127 × 78 m. ölçüsünde, mihrap önü kubbeli ve dört eyvanlı revaklı avlulu bir plana sahiptir. Avlunun etrafını kuşatan, üzerinde dört sıralı kubbeli birimler toplam 208 pâyeye oturmaktadır. Tuğladan yapılan bina dışarıdan penceresiz yüksek duvarlarıyla muhkem bir görüntü sergiler. Ön cephedeki gösterişli taçkapı dışa taşkın ve


yüksek bir eyvan şeklinde olup iki yandaki zarif nişlerle beden duvarına bağlanmaktadır. Cephede iki köşede şerefeleri yıkılmış birer minare vardır. Taçkapı beden duvarlarının üç katı kadar daha yüksektir. Sırlı tuğla ve çinilerle süslenmiş olan taçkapıda yer alan yazılar ve geometrik kompozisyonlu süslemeler dikkat çekicidir. Ayrıca yapının yan cephelerinde de ikişer kapı vardır. Bunlar da dışa taşkın ve yüksek tutulmuş olup bina kütlesini hareketlendirmiştir. Avluyu kuşatan revak kemerleri ve eyvanların içleriyle avluya bakan cepheleri çini ve renkli sırlı tuğlalarla bezenmiştir. Süslemesiz olan kubbeli birimler ise sıvalıdır.

Girişin tam karşısında binadan üç misli daha yüksek ana eyvan yer alır. Sırlı tuğla ve çini ile süslü eyvanda yazı, bitkisel ve geometrik süslemeler görülmektedir. Eyvanın arkasında yükselen fîrûze çinilerle kaplı sivri kubbe mihrap yönünü vurgular. Kubbenin yüksek kasnağı iri kûfî hatlı bir yazıyla kuşatılmıştır. Kubbe eteği, iri mukarnas dolguları ve çini üzerine iki sıralı yazı bordürü ile bezenmiştir. Bu yüksek kubbe dışındaki diğer kubbeler binanın dışından algılanmaz.

Mihrap önü kubbeli mekânı üç yana geniş sivri kemerlerle genişletilmiştir. Kubbe dış etkiyi arttırmak için çift cidarlı yapılmıştır. Duvarların 1,20 m. yükseklikteki kısmı çinilerle kaplanmıştır. Tamamen çini ile kaplanmış olan mihrap camiden kısa bir süre sonra 1541 yılında tamamlanmıştır. Mihrap nişi iki kademeli olup altta yarım kubbe ile, üstte mukarnas yaşmakla örtülüdür. Çini yüzeyi mukarnas dahil çiçekler, rûmîler, kıvrık dallı süslemelerle donatılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Cüveynî, Târîħ-i Cihângüşâ, I, 80, 82; Emel Esin, Türkistan Seyahatnâmesi, Ankara 1958, s. 48; a.mlf., “Türk Sanat Tarihinde Karahanlı Devrinin Mevkii”, TTK Bildiriler, VI (1967), s. 100-130; A. Papadopoulo, L’Islam et l’art musulman, Paris 1976, s. 523-524; R. Magowan, Fabled Cities of Central Asia, London 1990, s. 99, 113; Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, Ankara 1990, s. 21; a.mlf., Türk Cumhuriyetleri Mimarlık Abideleri, Ankara 1996, s. 201-203, 208; V. V. Barthold, Moğol İstilâsına Kadar Türkistan (haz. Hakkı Dursun Yıldız), Ankara 1990, s. 115; T. L. Pulatov - Y. Mangovskaya, Bukhara, Taşkent 1991, s. 45, 76-77; Gözde Ramazanoğlu, Orta Asya’da Türk Mimarisi, Ankara 1998, s. 205-209; Mirza Bala, “Buhârâ”, İA, II, 770; Özbek Sovet Entsiklopediyası, Taşkent 1971, VII, 250-254.

M. Gözde Ramazanoğlu