KĀDÎ ABDÜLVEHHÂB

(القاضي عبد الوهّاب)

Ebû Muhammed Abdülvehhâb b. Alî b. Nasr et-Tağlibî el-Bağdâdî (ö. 422/1031)

Mâlikî fakihi.

7 Şevval 362’de (11 Temmuz 973) Bağdat’ta doğdu. Bağdat-Rakka arasındaki Rahbe (Miyâdîn) şehrini kuran Abbâsî Emîri Mâlik b. Tavk’ın (ö. 260/874) soyundan tanınmış bir aileye mensuptur. Mâlikîler’in Bağdat’taki imamlarından olan Ebû Bekir el-Ebherî, Ebû Bekir el-Bâkıllânî, İbnü’l-Cellâb, İbnü’l-Kassâr, Hüseyin b. Muhammed ed-Dekkāk el-Askerî, İbn Şâzân el-Bağdâdî ve Ebû Hafs İbn Şâhîn gibi âlimlerden ders okudu. Öğrenimini tamamladıktan sonra Irak bölgesindeki Bâderâyâ ve Bâküsâyâ ile Siirt (İs‘ird) ve Dînever şehirlerinde kadılık yaptı. Ömrünün sonuna doğru içine düştüğü ekonomik sıkıntılar yüzünden, ticaretle uğraşan bir kardeşinin bulunduğu Kahire’ye göç etti. İmam Şâfiî aleyhinde söylediği bir söz üzerine Şâfiî mezhebi mensuplarının kendisine zarar vermesinden korktuğu için Bağdat’tan ayrıldığı da söylenir. İbn Asâkir, Kādî Abdülvehhâb’ın Mısır’a giderken Şevval 419’da (Kasım 1028) Dımaşk’a uğradığını kaydeder (Târîħu Dımaşķ, XXXVII, 337, 338). Yine bu yolculuğu sırasında uğradığı Maarretünnu‘mân’da şair Ebü’l-Alâ el-Maarrî’ye misafir olmuş ve Maarrî onun fakihlik ve şairliğini öven beyitler söylemiştir (bazı şiirleri için bk. İbn Bessâm eş-Şenterînî, VIII, 516-529).

Kahire’de Mâlikî kadılığı yapan Abdülvehhâb, burada Mağrib ve Endülüs’e gitmeye niyetlenerek bölge ulemâsı ve bazı dostlarıyla görüşüp davet aldıysa da bu seyahati gerçekleşmedi. Hac için Mekke’de bulunduğu bir sırada hacılardan Müstansır-Billâh’ın Mısır’da Mâlikî mezhebi mensuplarına baskı yaptığını duyunca kendisine bir mektup göndererek durumu sordu, o da kendisine söylentilerin aslının olmadığını belirten bir cevap yazdı (a.g.e., VIII, 520-521).

Kādî Abdülvehhâb, gerek Irak gerekse Mısır’daki kadılıkları sırasında eğitim ve öğretimle meşgul olup pek çok öğrenci yetiştirdi. Bunlar arasında İbn Amrûs el-Bağdâdî, Abdülhak b. Hârûn es-Sıkıllî, hocasına yakınlığı ve bağlılığı dolayısıyla “Gulâm Abdülvehhâb” lakabı ile tanınan Ebü’l-Fazl Müslim b. Ali ed-Dımaşkī, İbnü’ş-Şemmâh el-Gāfikī, Hatîb el-Bağdâdî ve Ebû İshak eş-Şîrâzî gibi âlimler bulunmaktadır. Talebesi Hatîb el-Bağdâdî ile bir diğer talebesinden naklen İbn Asâkir’in ve Kādî İyâz’ın kaydettiğine göre Kādî Abdülvehhâb Şâban 422’de (Ağustos 1031) Kahire’de vefat etti ve Karâfetüssuğrâ Kabristanı’nda İmam Şâfiî, İbnü’l-Kāsım ve Eşheb el-Kaysî’nin mezarlarına yakın bir yere gömüldü. Muvaffakuddin b. Osman ve İbn Hallikân ise ölüm tarihini 14 Safer 422 (10 Şubat 1031) olarak verirler.

Kādî Abdülvehhâb, eserleri ve görüşleriyle Mâlikî mezhebinin usul ve fürûunun gelişmesine büyük katkıda bulunan müctehid imamlardandır. Hatîb el-Bağdâdî, ondan daha fakih bir Mâlikî âlimiyle karşılaşmadığını belirtirken (Târîħu Baġdâd, XI, 31) Bâkıllânî de talebelerinden Ebû İmrân el-Fâsî ile Abdülvehhâb’ın bir araya gelmeleri halinde İmam Mâlik’in ilminin toplanmış olacağını söyler (Kādî İyâz, VII, 246). Kādî Abdülvehhâb’ın rivayet ve görüşleri mezhep içerisinde büyük bir öneme sahip olup kendi eserleri yanında Mâlikî kaynaklarında ve özellikle Karâfî’nin eź-Źaħîre’sinde geniş şekilde iktibas edilmiştir. Mâlikî doktrinini Ebû Bekir el-Bâkıllânî ve İbnü’l-Kassâr gibi fakih ve usulcülerden alan Kādî Abdülvehhâb bunu İbn Rüşd, Bâcî ve Şehâbeddin el-Karâfî gibi sonraki âlimlere ulaştıran halkayı teşkil eder. Fâtımîler’in siyaset icabı Mısır’da Hanefî ve Mâlikî mezhepleri yerine kadılık görevini Şâfiî mezhebi mensuplarına vermeleri sebebiyle zayıflayan Mâlikî mezhebinin burada tekrar güçlenmesi onun sayesinde olmuştur (Râî el-Endelüsî, s. 307). “İki Muhammed (İbn Sahnûn ile İbnü’l-Mevvâz), iki şeyh (İbn Ebû Zeyd ile Ebû Bekir el-Ebherî) ve iki kadı (Kādî Abdülvehhâb ile İbnü’l-Kassâr) olmasaydı Mâlikî mezhebi ortadan kalkardı” sözü de onun mezhebin tarihindeki rolüne işaret etmektedir. Kādî Abdülvehhâb hocaları Ebherî, Bâkıllânî, İbnü’l-Kassâr ve İbnü’l-Cellâb ile birlikte, mezhep içindeki Mısır ve Kuzey Afrika ekollerinden farklı olarak diğer mezheplerin görüş ve metotlarını daha yakından tanıma, kendi görüşlerini onlarınkiyle karşılaştırma, kıyas, re’y ve farazî fıkha daha çok önem verme gibi özellikleriyle temayüz eden Irak mektebinin son büyük temsilcilerinden biridir.

Eserleri. 1. el-MaǾûne Ǿalâ meźhebi Ǿâlimi’l-Medîne (I-II, nşr. Hamîş Abdülhak, Mekke 1415/1995). Müellifin daha önce kaleme aldığı iki hacimli eseri el-Mümehhid ile Şerĥu Risâleti İbn Ebî Zeyd’e giriş mahiyetinde muhtasar bir çalışmadır. Hükümlerin delilleri yanında diğer mezheplerin görüşlerinin de zikredildiği eser pek çok Mâlikî fıkıh kitabına kaynak olmuştur. 2. et-Telķīn fi’l-fıķhi’l-Mâlikî. Mâlikî mezhebinin temel metinlerinden biri olan bu muhtasar eser, Muhammed Sâlis Saîd el-Gānî tarafından Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi’nde doktora tezi olarak neşre hazırlanıp yayımlanmıştır (Mekke 1416/1995). Kitap üzerine bizzat müellifin tamamlanmamış şerhinden başka (Karaviyyîn Ktp., nr. 355) İbn Bezîze Ravżatü’l-müstebîn fî Şerĥi’t-Telķīn ve Muhammed b. Ali el-Mâzerî Şerĥu’t-Telķīn adıyla birer şerh yazmışlardır. İbn Bezîze şerhinin talâk bahsinin sonuna kadar olan kısmı, Medine el-Câmiatü’l-İslâmiyye’de Muhammed b. Hüseyin Ali Bekrî (1415/1994), Mâzerî şerhinin sehiv bahsinin sonuna kadar olan kısmı da yine aynı üniversitede Zekî b. Muhammed Abdürrahîm Buhârî (1414/1993) tarafından doktora tezi olarak neşre hazırlanmıştır. 3. el-Muķaddime fi’l-uśûl. et-Telķīn’e giriş niteliğinde olup ef‘âl-i mükellefînden bahseden bu küçük risâleyi Muhammed b. Hüseyin es-Süleymânî, İbnü’l-Kassâr’ın el-Muķaddime fi’l-uśûl’ü ve diğer bazı usul risâleleriyle birlikte yayımlamıştır (Beyrut 1996, s. 227-234). Nâşir ayrıca Kādî Abdülvehhâb’ın çeşitli eserlerinden usulle ilgili bazı bölümleri de derleyip aynı eser içinde neşretmiştir (s. 235-308). 4. ǾUyûnü’l-mecâlis.


İbnü’l-Kassâr’ın hilâfa dair ǾUyûnü’l-edille adlı eserinin muhtasarı olup Ambay b. Keybâkâh tarafından neşredilmiştir (I-V, Riyad 1421/2000). 5. el-İşrâf Ǿalâ nüketi mesâǿili’l-ħilâf (I-II, Tunus, ts.; I, II, nşr. el-Ceyb b. Tâhir, Beyrut 1420/1999). Bedevî Abdüssamed eserin hadislerini el-İtĥâf adlı çalışmasında tahrîc etmiştir (I-IV, Dübey 1420/1999). 6. el-Mümehhid fî şerĥi Muħtaśarı Ebî Muĥammed İbn Ebî Zeyd. İbn Ebû Zeyd’in Muħtaśarü’l-Müdevvene’sinin yarısı üzerine yapılmış bir şerhtir. Eserin V. cildine ait bir nüsha, Mekke’de Ümmülkurâ Üniversitesi’ne bağlı Ma‘hedü’l-bahsi’l-ilmî’deki yazmalar merkezinde bulunmaktadır (Fıkhü Mâlikî, nr. 48). 7. Şerĥu Risâleti İbn Ebî Zeyd. İbn Ebû Zeyd’in Mâlikî mezhebinin temel metinlerinden olan er-Risâle’sinin şerhi olup bir cildi Rabat el-Hizânetü’l-âmme’de kayıtlıdır (nr. 625 K.). 8. en-Nežâǿir fi’l-fıķh (Karaviyyîn Ktp., nr. 382/2, vr. 26a-54b). 9. Şerĥu Fuśûli’l-aĥkâm ve beyânü mâ medâ bihi’l-Ǿamel Ǿinde’l-fuķahâǿ ve’l-ĥükkâm (Karaviyyîn Ktp., nr. 382/1, vr. 1b-25b; Cidde, Mektebetü’l-Melik Abdülazîz, Fıkhü Mâlikî, nr. 110). Brockelmann’ın kaydettiği Ġurerü’l-muĥâđara ve ruǿûsü mesâǿili’l-münâžara (I, 660) ayrı bir kitap değil bu eserin muhtevasıyla ilgili olarak önsözde geçen bir ifadedir (M. Âbid el-Fâsî, I, 375). 10. en-Nuśra li-meźhebi imâmi dâri’l-hicre. Eserin yüz cüzden oluştuğu ve Kahire’de bir Şâfiî kādılkudâtı tarafından satın alınarak imha edildiği kaydedilir (Râî el-Endelüsî, s. 297-298). 11. el-İfâde. Karâfî eź-Źaħîre’nin başında, ikinci mukaddime olarak verdiği ve Tenķīĥu’l-fuśûl fî Ǿilmi’l-uśûl olarak adlandırdığı kısımda fıkıh usulüyle ilgili bilgileri özetlediği (I, 55-161) dört kitaptan ilki olarak bu eseri zikreder. Ancak Şerĥu Tenķīĥi’l-fuśûl fi’ħtiśâri’l-Maĥśûl’ün önsözünde eserini yalnızca Fahreddin er-Râzî’nin el-Maĥśûl’ünden özetlediğini belirtip diğer kitaplardan söz etmez.

Kādî Abdülvehhâb’ın kaynaklarda adı geçen diğer başlıca eserleri de şunlardır: Şerĥu’l-Müdevvene (yarım kalmış), el-Edille fî mesâǿili’l-ħilâf, Evâǿilü’l-edille fî mesâǿili’l-ħilâf beyne fuķahâǿi’l-mille, er-Red Ǿale’l-Müzenî, el-Cevhere fi’l-meźâhibi’l-Ǿaşere, el-Burûķ (el-Furûķ) fî mesâǿili’l-fıķh, et-Telħîś fî uśûli’l-fıķh (el-Mülaħħaś), el-Mefâħir (el-Ecvibetü’l-fâħire) fî uśûli’l-fıķh (eserlerinin bir listesi için bk. el-MaǾûne, neşredenin girişi, I, 40-47).

BİBLİYOGRAFYA:

Kādî Abdülvehhâb, el-MaǾûne Ǿalâ meźhebi Ǿâlimi’l-Medîne (nşr. Hamîş Abdülhak), Mekke 1415/1995, neşredenin girişi, I, 18-99; a.mlf., el-Muķaddime fi’l-uśûl (nşr. Muhammed b. Hüseyin es-Süleymânî), Beyrut 1996, s. 227-234, 259-287; Hatîb, Târîħu Baġdâd, XI, 31; Şîrâzî, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿ, s. 168-169; İbn Bessâm eş-Şenterînî, eź-Źaħîre, VIII, 515-529; Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik (nşr. Saîd Ahmed A‘râb), Rabat 1402/1982, VII, 220-227, 246; İbn Asâkir, Târîħu Dımaşķ (Amrî), XXXVII, 337-341; İbn Rüşd, Fehârisü’l-Beyân ve’t-taĥśîl (haz. Abdülfettâh M. el-Hulv), Beyrut 1411/1991, I, 276-277, 350; Muvaffakuddin b. Osmân, Mürşidü’z-züvvâr ilâ ķubûri’l-ebrâr (nşr. Muhammed Fethî Ebû Bekir), Kahire 1415/1995, s. 456-463; İbn Hallikân, Vefeyât, III, 219-222; Karâfî, eź-Źaħîre (nşr. Muhammed Haccî), Beyrut 1994, I, 55-161; XIV, 290-291, 361, 379; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 429-432; Nübâhî, Târîħu ķuđâti’l-Endelüs (nşr. Meryem Kāsım Tavîl), Beyrut 1415/1995, s. 60-62; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müźheb, s. 159-160; Râî el-Endelüsî, İntiśârü’l-faķīri’s-sâlik li-tercîĥi meźhebi’l-İmâm Mâlik (nşr. M. Ebü’l-Ecfân), Beyrut 1981, s. 297-298, 307; Venşerîsî, el-MiǾyârü’l-muǾrib, Beyrut 1403/1983, XIII, 407, 456, 468; Keşfü’ž-žunûn, I, 481; Brockelmann, GAL Suppl., I, 660; M. Âbid el-Fâsî, Fihrisü maħŧûŧâti Ħizâneti’l-Ķaraviyyîn, Dârülbeyzâ 1399-1403/1979-83, I, 375-376; III, 233, 249-250.

Ferhat Koca