IZTIB‘

(الاضطباع)

İhramlı iken sağ omuzun açık bırakılması anlamında bir fıkıh terimi.

Sözlükte “bir şeyi koltuğunun altına sokmak” anlamına gelen ıztıbâ‘, fıkıhta “hac ve umre esnasında ihram elbisesinin üst kısmı olan ridânın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol omuz üzerine atmak, böylece sağ omuz ve kolu açık bırakmak” mânasında kullanılır. Hanefî ve Şâfiî mezheplerine göre ardından sa‘y yapılacak bütün tavaflarda ıztıbâ‘ sünnettir


(Müsned, I, 305-306; Dârimî, “Menâsik”, 28; İbn Mâce, “Menâsik”, 30; Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 49-50; Tirmizî, “Ĥac”, 36). Bunlar umre tavafı, haccın sa‘yinin öne alınmaması halinde ziyaret tavafı ve ardından haccın sa‘yi yapılacaksa kudûm tavafıdır. Hanbelî mezhebinde yalnızca kudûm tavafından sonra yapılması sünnet olan ıztıbâ‘ Mâlikîler’de ne sünnet ne de müstehaptır. İslâm âlimleri, Hz. Peygamber’in bu uygulamasının esasında tavafta yürüme ve hareket kolaylığı sağlamaya yönelik olduğunu belirtirler (Şevkânî, V, 44).

Tavaftan sonra ıztıbâa devam etmenin ve tavafın iki rek‘at namazını eda ederken ıztıbâ‘ halini sürdürmenin dinî bir hükmü yoktur. Hatta güneş yakmasına mâruz kalma tehlikesinin bulunması durumunda bunun mekruh olduğunu söyleyenler de vardır. Ancak Şâfiî mezhebinde sahih sayılan görüşe göre tavafta olduğu gibi sa‘y esnasında da ıztıbâ‘ yapmak sünnettir. Çünkü sa‘y de tavafa benzediğine göre onun hükmünü almalıdır. Tavaf sırasında yalnızca remel yapılan şavtlarda ıztıbâ‘ yapmanın sünnet olduğunu söyleyenler olmuşsa da Hz. Peygamber’in ıztıbâ‘ yaptığını bildiren hadis tavafın tamamına, yani bütün şavtlarına şâmil görüldüğünden bu görüşe itibar edilmemiştir. Öte yandan ihram elbisesi giymek erkeklere has olduğundan ıztıbâ‘ da onları ilgilendiren bir uygulamadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Lisânü’l-ǾArab, “żbǾa” md.; Müsned, I, 305-306; IV, 224; Dârimî, “Menâsik”, 28; İbn Mâce, “Menâsik”, 30; Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 49-50; Tirmizî, “Ĥac”, 36; Gazzâlî, el-Vecîz, Kahire 1318, s. 72; İbn Kudâme, el-Muġnî, III, 385-386; Buhûtî, Keşşâfü’l-ķınâǾ, II, 477-478; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 222-225; İbn Âbidîn, Reddü’l-muĥtâr, II, 167; Şevkânî, Neylü’l-evŧâr, V, 44; “IżŧıbâǾ”, Mv.F, V, 109-110.

Salim Öğüt