İRBÂD b. SÂRİYE

(العرباض بن سارية)

Ebû Necîh el-İrbâd b. Sâriye es-Sülemî (ö. 75/694)

Sahâbî.

Süleym kabilesine mensup olup aynı kabileden altı kişiyle birlikte Resûl-i Ekrem’e gelerek biat ettiği rivayet edilmiştir (Heysemî, VIII, 51-52). Hemşehrisi Amr b. Abese’nin ve onun kendilerini dördüncü müslüman olarak gösterdikleri ileri sürülmüşse de Zehebî, İrbâd’ın böyle bir iddiada bulunduğuna dair rivayetin sahih olmadığını belirtmiştir (AǾlâmü’n-nübelâǿ, III, 421). Amr b. Abese gibi ilk müslümanlardan biri olması halinde İrbâd’ın da Mekke’ye gelip Hz. Peygamber’le görüşmüş olması, o sırada Resûl-i Ekrem’in çevresinde yeteri kadar müslüman bulunmadığı için güvenlik sebebiyle ve onun tavsiyesi üzerine kabilesine geri dönmesi mümkündür (bk. AMR b. ABESE). İrbâd fakir olduğundan ehl-i Suffe arasında yaşadı. Tebük Gazvesi’ne katılmak için binek hayvanı bulamayan altı yoksul sahâbî ile birlikte o da Resûl-i Ekrem’den yardım istedi. Resûlullah binek temin edemediğini söyleyince üzülerek ağlayan, bu sebeple “bekkâîn” diye anılan bu yedi kişi hakkında âyet nâzil oldu (et-Tevbe 9/92). İrbâd, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Humus’a yerleşerek zâhidâne bir hayat sürdü ve 75’te (694) vefat etti. Bu tarihten önce Abdullah b. Zübeyr b. Avvâm’ın Emevîler’le mücadele ettiği yıllarda öldüğü de söylenmiştir.

İrbâd, Resûl-i Ekrem’den ve Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tan rivayette bulunmuş, kızı Ümmü Habîbe, sahâbeden Ebû Ümâme el-Bâhilî, muhadramûndan Cübeyr b. Nüfeyr, tâbiînden Abdurrahman b. Amr es-Sülemî, Abdullah b. Ebû Bilâl, Ebû Rühm es-Semâî, Habîb b. Ubeyd ve diğerleri de ondan hadis nakletmiş, rivayetleri Kütüb-i Sitte’nin dört süneninde yer almıştır. Abdullah Muhammed Şüfey‘, Dirâsetü merviyyâti’ś-śaĥâbe: Sehl b. ǾAbdillâh es-SâǾidî ve’l-Ǿİrbâđ b. Sâriye ve Ŝevbân mevlâ Resûlillâh śallallāhü Ǿaleyhi ve sellem fî Müsnedi’l-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel adlı yüksek lisans tezinde (1404, Câmiatü Ümmi’l-kurâ külliyyetü’ş-şerîati’l-İslâmiyye) onun rivayetlerini de incelemiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, IV, 276; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, VII, 39; Ebû Nuaym, Ĥilye, II, 13-14; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, III, 166-167; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, IV, 19-20; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XIX, 549-551; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, III, 419-422; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 61-80, s. 483-485; Heysemî, MecmaǾu’z-zevâǿid, VIII, 51-52; İbn Hacer, el-İśâbe, II, 473; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, VII, 174.

Selahattin Polat